Erol KATIRCIOĞLU
Dün Diyarbakır’da okunan Öcalan’ın mektubu tarihî bir mektuptu. Tarihî olmasının sebebi yalnızca mektubun Öcalan’a ait olması ve bir milyon insana okunması değildi tabii ki. Tarihî olmasının sebebi sanırım mektubun bu ülkenin tarihini biçimlendirecek bir içerikte olmasıydı.
Mektubun zamanın ruhunu bu kadar iyi yakalamış düşüncelerden oluşuyor olması şaşırtıcıydı. Öyle ya, on beş yıla yakın bir süre hücrede yaşayan ve son derece sınırlı bir dış dünya ilişkisi içinde bir kişinin böylesine düşünceler serdetmesi şaşırtıcılığı hak eden bir nitelik bence. Gerek Türkiye’yi ve gerekse Kürtleri ve hatta Ortadoğu’da özgürlükleri için ayaklanmış Arapları çok iyi okumuş bir aklın izleri var bu mektupta.
Yeni siyaset
Bu mektuptaki düşüncelerin ima ettiği siyaset alanının ise şu âna kadar varolan siyaset alanından çok farklı olduğu da açık. Çünkü Öcalan Kürtlere silahları bırakın derken aynı zamanda bir “mağdurlar siyaseti” öneriyor ve bunun da yalnızca Kürt mağduriyeti üzerinden değil tüm mağdur kesimler üzerinden yapılmasının altını çiziyor. Önerdiği siyasi yaklaşımın ise, bu köşede sıkça altını çizdiğimiz gibi bir “kimlik siyaseti” değil bir “Türkiye siyaseti” olduğu çok açık.
Bu niteliğiyle de okunan mektup yalnızca Kürt halkının değil, bütün ezilmiş, dışlanmış, mağdur edilmiş halkların ve toplum kesimlerinin de bir manifestosu olarak aslında yeni bir sol ve demokrat siyasetin de çerçevesini çiziyor.
Gerçekten de bugün laik kesimin AKP iktidarı karşısında sığındığı CHP’nin bu kesimin taleplerini bile taşıyabilecek bir parti olmaktan çıkmaya başlamasıyla, boşalmakta olan ana muhalefet partisi ihtiyacı gerçek sol ve demokrat bir siyasi hareketi, bir siyasi partiyi çağırdığı açık.
Bugün Türkiye’de çok sayıda olmasa da solda siyaset yapan ve seçimlerde BDP ile birlikte hareket eden parti ve örgütlerin varolduğu malum. Bunların dışında laik kesimden gelmekle birlikte kendilerini laik kesimin dışına taşımış sol, sosyalist, demokrat ve hatta liberal kesimlerin de bu yeni siyaset çağrısıyla ilişkilenmeleri mümkün.
Sonuçta yeni Türkiye’de yeni bir sol ve demokrat siyaset Kürtlerle birlikte oluşturulabilir ve böylelikle AKP’ye karşı aranan muhalefet partisi ihtiyacı karşılandığı gibi yeni bir iktidar alternatifi de ortaya konabilir.
Olamaz mı?
Bu söylediklerimi fazla ütopik bulabilirsiniz. Ama doğrusu kendi ilkelerine ters olduğu aşikârken salt İslami referansları olduğu için birilerine karşı olmak üzerinden kurgulanan bir siyasetin içinde olmaktansa, bu toprakların en mağduru olan Kürt solcuları ve demokratlarıyla birlikte yeni, sol ve demokrat bir siyaset oluşturmak neden ütopik olsun ki?
Bu yazıyı ütopik bulmayan ve fakat çok erken bulanlar olabilir. Biraz daha olayların akmasını beklemek, Başbakan’ın dediği gibi “uygulamaya bakmak” gerekir diye düşünenler olabilir. Bunlar haklı da olabilirler. Ama eğer bu mektubu yazan Öcalan’sa, eğer o sözler milyonlarca Kürd’ün önder olarak nitelediği bir kişinin ağzından (ya da kaleminden) çıkan sözlerse, bu sözlerin kitleler arasında bir umut hâline dönüşmesi bence kaçınılmaz.
O nedenle de dünden itibaren Kürt siyaseti daha fazla bir Türkiye siyaseti olmak yönünde davranacaktır diye düşünüyorum. Benim bu yazıdaki derdimse Türklerin ya da kendini nasıl tanımlıyorlarsa öyle olanların da kendilerini Kürtlerle birlikte bir mağdurlar siyaseti içinde görmeleri ve buradan gerçek anlamda muhalif, sol, demokrat ve iktidara aday olabilecek bir siyasi yol oluşturmaları.
Bu mümkün mü derseniz buna bir cevabım yok. Ama zamanın ruhunun böyle bir yola işaret ettiğini söylemek mümkün.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025
1.04.2025
6.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025
29.01.2025
16.01.2025