Erol KATIRCIOĞLU
Geçenlerde “Anlaşılan AKP düzgün bir biçimde iktidarı bırakmayacak. Bu durumda yeni ve yaratıcı eylem biçimleri bularak bu partiyi al aşağı etmek gerek” diye bir tweet attım. Yazdıklarından AKP’li ve aynı zamanda “anlama engelli” oldukları anlaşılan bir kısım insan benim bu cümlemde bir “darbe” kokusu aldı. O nedenle de yüzlerce ağıza alınmayacak küfürlerle tepki gösterdi.
Oysa biraz durup “Bu adam ne demek istiyor” diye düşünmüş olsalardı ‘darbe’nin bu topraklarda “yeni” ve “yaratıcı” bir “eylem biçimi” olmadığından giderek benim başka bir şey söylemek istediğimi düşünebilirlerdi. Nitekim tweetimin hemen arkasından gelen ne demek istediğimi soran birine de “Toplumun ilgisini çeken ve böylelikle iktidarın çapsızlığını hissettirecek eylem biçimleri. Hep birlikte düşünelim” tweetini atmıştım. Üzerinden zaman geçmiş bu konuya neden yeniden döndüm diye soracak olursanız söz konusu tweetimde altını çizdiğim “yeni” ve “yaratıcı eylem biçimleri” konusunda bir kaç cümle söylemek.
Geçtiğimiz bir ay içinde Türkiye’de olan bitenler iki konuyu daha bir açıklıkla görünür hale getirdi: Bunlardan birincisi Türkiye toplumu henüz toplum olamamış bir toplumdur. İkincisi ise, üzerinden 65 yıl geçmiş olmasına rağmen demokrasimiz hala “sözde” bir demokrasidir. Doğrusu ben bu iki olgunun içsel olarak birbirine bağlı olduğunu düşünüyorum ama bu konuya burada girmeyeceğim. Fakat bu yazıda son günlerin iki olayından giderek bu iddialarımın altını çizmek istiyorum. Bunlardan birincisi, Cizre’deki baskı ve katliama Batı illerinden güçlü bir cevap gelmemesinin bu toplumda “biz” duygusunun henüz yaratılamamış olduğu, düşüncemi doğruladı diye düşünüyorum. Çünkü gerçek bir toplumda böylesi bir olaya toplumun her katmanından bir itiraz gelmiş olması gerekirdi. Üstelik AKP yönetimi altında giderek daha fazla benzediğimiz faşist İsrail yönetiminde bile bu olmamakta barış yanlısı İsrailliler her yerde seslerini duyurmaya çalışmakta (Burada Batı illerinde seslerini çıkarmaya çalışan insanların olmadığını değil itirazın kitleselleşemediğini söylemek istiyorum). İkincisi ise, bir valinin Meclis’te 80 milletvekiliyle temsil olunan bir partinin liderinin telefonuna çıkmaması ya da telefonu yüzüne kapatması da ikinci düşüncemi, yani varolan demokrasinin “sözde” bir demokrasi olduğu düşüncemi doğruladığını düşünüyorum. Çünkü gerçek demokrasilerde atanmış bir kişinin seçilmiş bir kişi karşısında böyle bir tutum alması mümkün değildir ve bu demokrasinin özüne aykırıdır. Peki bu iki tespit bize neyi söylüyor? Doğrusu bu iki tespit, Türkiye’de bir “kimlikler ötesi”, yani “demokratik” bir siyasete ihtiyaç olduğunu gösterdiği gibi, yeni bir toplum sözleşmesine, yani, yeni bir anayasaya da ihtiyaç olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla geleceğe bakan bir siyasi hareketin gündeminin ilk maddeleri bence bunlar olmalı. Yazının başındaki konuya geri dönersem böylesi bir toplumda ve böylesi bir “sözde demokraside” siyaseten başarılı olabilmek “yeni ve yaratıcı eylem biçimleri” bulmayı gerektiriyor. AKP’nin seçimlerdeki başarısının en önemli aracı sanırım “ev ziyaretleri” idi. Bu yöntemle AKP hem kadınları mobilize etti ve hem de söylemlerini geniş kitlelere ulaştırabildi. Şimdi ise HDP’nin karşısında biraz da olayların dayatması sonucunda (örneğin Cizre yürüyüşü) “yeni ve yaratıcı” bir eylem biçimi görünüyor: İl il, ilçe ilçe, köy köy, mümkün olduğu her durumda yürüyerek yapılan temaslar. “Ev ziyaretlerinin” yanısıra bu amaçla yapılacak yürüyüşler ihtiyaç duyulan yeni ve yaratıcı bir eylem biçimi olarak etkili olabilir.
Demokrasi siyasetinin önünde uzun ve zorlu bir yol var.
Enseyi karartmayalım.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025
1.04.2025
6.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025
29.01.2025
16.01.2025