Erol KATIRCIOĞLU
2008 küresel ekonomik krizi “ekonomik” bir kriz olduğu kadar aslında “liberal demokrasinin” de krizidir. Yani siyasi bir krizdir de. Siyasidir çünkü gerek krize neden olan ekonomik kararların siyasi arkaplanları ve gerekse de ekonomik krizden çıkış için uygulanan politikalar, içinde yaşadığımız demokrasilerle ilgili ciddi soruların sorulmasına neden olarak daha şimdiden siyasi bir krize dönüşmüş durumda.
Arap Baharı’nın kaynaklarında belki başka dinamikler de rol oynamış olabilir ama gerek Amerika’da ve gerekse Avrupa’da yaşanan siyasi sıkıntılar bu “siyasi krizin” açık belirtileri.
Amerikan halkı ekonomik krizin, giderek daha berrak bir biçimde, 1980’lerde özellikle finansal piyasaların üzerinde varolan “kamusal düzenlemeler”in kaldırılmış olmasıyla ilgili olduğunu görüyor. Bu düzenlemelerin kaldırılmasıyla yaratılan yarı sanal mekanizmaların açtığı yeni servet edinme yollarının, patlamayı bekleyen “balonlara” neden olduğunu ve bu balonların da sonuçta ekonomik düzeni de krize gebe bir hale getirdiğini görüyor ve anlıyor.
Yalnızca kendini değil tüm dünyayı da olumsuz etkileyen bu gelişmeleri tetikleyen kararların, yani “kamusal düzenlemelerin” kaldırılması kararı gibi kararların kendi “temsilcileri” vasıtasıyla alınmış olmasına rağmen kendi çıkarlarına uygun olmadığını farkediyor.
Üstüne üstlük bu ekonomik krizden çıkışın bir yolu olarak da bu krize büyük ölçüde neden olmuşfinans kesimine, sırf batmasınlar diye toplumdan alınan vergilerle kaynak sağlama kararının da yine kendi “temsilcileri” tarafından alınmış olmasına rağmen kendi çıkarlarına uygun olmadığını görüyor. O nedenle de meydanlarda toplanmış bağırıyor, “Onlar yüzde bir, biz ise yüzde 99’uz” diye.
Gelelim Avrupa’ya!
Avrupa Birliği projesi özünde bir barış projesiydi. İki dünya savaşı yaşamış, milyonlarca insanını kaybetmiş bir coğrafyada bir daha savaş olmasın diye düşünülmüş iddialı bir projeydi. Ama projenin“elitist” bir özellikte olması, yani toplumun değil toplumun elitleri, üstelik de egemen elitleri tarafından oluşturulmuş olması başından beri “demokrasi açığı” olan bir proje olmasına neden olmuştu.
Nitekim 2000’li yılların ortalarında bu durumu aşmak için bir “anayasa” arayışı oldu. Fakat yapılan referandumlarda gerek Hollandalılar ve gerekse Fransızlar bu anayasayı onaylamadılar. Bu noktadan sonra da Avrupa Birliği’nin nasıl bir mecrada yürüyeceği kuşkulu hale geldi.
Uzatmayalım! 2008 krizi böyle bir Avrupa’nın üzerine geldiğinde “eksik demokrasi”nin foyaları da ortaya çıkmaya başladı. Bunlardan en önemlisi ise Birlik ülkelerinin kendi aralarında bile yine kendilerinin koymuş oldukları kurallara dahi uymadıklarının anlaşılmasıydı. Kendi ekonomileriyle ilgili bilgileri bile doğru vermedikleri, rakamları ve raporları gizledikleri ortaya çıktı.
Avrupa halkları daha Amerikalılar gibi sokakları doldurmaya başlamadılar ama çok yakında belki önce Yunanlılar başlayacak yürümeye “bu nasıl demokrasi ve bu birlik nasıl bir birlik” diye.
Yunanlılar başlayacaklar çünkü bugün en büyük demokrasi ihlalini onlar yaşamaktalar. Papendreu’nun Avrupa’nın yardım paketi için referanduma gideceğini açıklaması üzerine Almanya ve Fransa’nın hemen bir “teknokrat” hükümet önermesinin “demokratikliğini”(!) Yunan halkı görüyor. Tabii bu paketin Yunan halkının yoksullaşması paketi olacağı ortada olduğuna göre “demokratiklik” en azından bu kararın yine Yunan halkı tarafından alınmasını gerektiriyordu ama Avrupalı siyasilerin“demokratlığı” bu kadardı ve bunu yalnızca Yunan halkı değil tüm dünya da gördü. (Tabii burada Almanya’da gizli devlet kurumlarının Türklere yönelik cinayetler işlediğinin ortaya çıkmasının da, bu nasıl demokrasi sorularının sorulmasına neden olacağını da eklemek gerek.)
Ekonomik kriz aslında aynı zamanda “temsilî” demokrasinin de krizi. Bizde ne ekonomide ve ne de siyasette kriz yok diyebilirsiniz. Ama her geçen gün oyunu arttırdığı düşünülen bir partinin iktidar olduğu ve toplumun medya dahil önemli kesimlerinin oy vermemiş olsa bile bu partinin etkisi altına girdiği bir demokrasi durumunun da bir krizin işareti olduğunu görmemiz gerek.
Üstelik bu sonuçta o partinin bir dahli olmasa da...
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.07.2025
23.07.2025
19.06.2025
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025
1.04.2025
6.03.2025
20.02.2025
12.02.2025