Erol KATIRCIOĞLU
Geçenlerde Ahmet Altan yazdı, “Leyla Zana’ya kulak verin” diye, Kürt sorununda çözümün yolları üzerine önerdikleriyle ilgili olarak. Ben de “Selahattin Demirtaş”a dikkati çekmek istiyorum bu yazıda. Aralarında kimilerinin görmek istediği bir fikir ayrılığını vurgulamak için değil, Kürt tarafından gelen çözüm arayışlarından birine daha dikkatleri çekmek için.
Dünkü gazetelerden birinde Demirtaş’ın bir twitter mesajı haberleştirilmiş. Demirtaş mesajında,“Devlet talebi toplumsal ve köklü bir demokrasi talebinden daha ileri değildir” demiş. İyi de etmiş. Çünkü son zamanlarda söylenmiş bence en etkileyici cümlelerden biri bu cümle. Mesajın diğer kısımlarında da bu görüşünü desteklemek üzere bir benzetme yapmış: “Ulus-devleti çözüm olarak görmek, havuzun dibinde boğulmak üzereyken bir bardak su içmeye çalışmak gibidir. İhtiyaç su değil oksijendir. Ulus-devleti azaltıp, toplumsal özgürlüğü çoğaltmak gerek.”
Bence Kürt siyasetini “şiddet” üzerinden okumak eğiliminde olanlara en iyi yanıt bu sözler olmuştur. Buradan Kürt siyasetinde şiddet ve milliyetçilik yoktur demiyorum ama Kürt siyasetini yalnızca bu terimler içinden okumanın yanlış olduğunu söylemek istiyorum.
Bugün Türkiye’de oldukça geniş bir kesimin tıpkı BDP’nin eşbaşkanı Selahattin Demirtaş gibi “köklü bir demokrasi” arzusunda olduğu açık değil mi?
Daha düne kadar mesela AKP ve onun tabanı, “ceberut devlet”ten yakınıyor ve demokrasi talebinde bulunuyor değil miydi? O zaman aynı “devlet” anlayışından mustarip bu toplumsal kesimlerin neden aynı “köklü demokraside” buluşmaları mümkün olmasın ki?
Bu yazdıklarım üzerine bana “Kürt milliyetçiliğinin” oyununa geliyorsun diyerek itiraz edecek ya da beni uyaracak kimselerin çıkması olasılığı beni hiç rahatsız etmiyor doğrusu.
Neden mi?
Çünkü çok değil, bundan üç dört yıl önce “başörtüsüne özgürlük” talebinde bulunduğumuz ve böyle bir metne imza koyduğumuz için beni ve benim gibi düşünenleri “irticaya hizmet ediyorsunuz ve bunun farkında değilsiniz” diyen insanlarla daha önce oldukça çok karşılaşmış olduğum için.
Üstelik de böyle bir demokrasi inançsızlığını en çok da AKP kadroları ve tabanı biliyor olmalı. Kendilerini “demokrasi karşıtı” ve “irtica”nın kalesi olarak görenler karşısında, söyledikleri her sözü “takiye” olarak değerlendirenler karşısında ne terler döktüklerini en çok onlar biliyor olmalılar. Mesela, Avrupa Birliği’ne karşı olmayışlarını, “Avrupa Birliği’ne girersek orada özgürlükler nedeniyle başörtüsü yasağı kalkacak, ondan bu AKP’liler AB’yi destekliyorlar” gibi saçma sapan bir düşünce karşısında ne denli zorlandıklarını en çok kendileri biliyor olmalılar.
Evet demokrasi risk almayı gerektiren bir rejimdir ve demokrasiyi ancak “daha fazla demokrasi”talebi koruyabilir, tanklar ve tüfekler değil. O nedenle de Selahattin Demirtaş’ın altını çizdiği düşüncelere bir kez daha kulak vermek, “ceberut devlet”i azaltıp “toplumsal özgürlükleri çoğaltmak” için bu meselede riski göze almak ve “daha fazla” ve “köklü” bir demokrasinin oluşması için kolları sıvamak gerek.
İki gün önce Silahlı Kuvvetler, “terörist” diye düşündüğü 35 kişinin ölümüne neden olan bir eylem gerçekleştirdi. Çoğunun yaşları yirminin altında olan bu gençlerin ölümü karşısında dün hatasını kabul ederek bir tür özür diledi. Yani siz “kaçakçı”ymışsınız “terörist” değil, o nedenle de sizleri öldürmemem gerekti ama maalesef böyle oldu dedi.
Bari bu elim olayı vesile bilip de barışı yeniden konuşmaya başlasak diyorum ben!
İhtiyaç olanın su değil oksijen olduğunu, oksijenin arttırılmasının ise devletin azaltılıp, toplumsal özgürlüğün arttırılmasıyla mümkün olduğunu düşünerek.
Değmez mi?
Bu umutla hepinizin yeni yılını kutlarım.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025
1.04.2025
6.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025
29.01.2025
16.01.2025