Fehim TAŞTEKİN
Cidde, aylardır beklenen Arap Birliği Zirvesi. Suriye Devlet Başkanı Beşşar el Esad kendisini tart etmiş liderlerin önünden yürüdü. El sıkıştı, kucaklaştı, sohbet etti. Dün ‘katil’, idi ‘zorba’ idi, ‘meşruiyetini yitirmiş’ liderdi! Kimi yıkılıp gitmesi için para saçmış, kimi vekalet savaşına milis devşirmiş, kimi cephane temin etmiş, kimi Özgür Suriye Ordusu’na eğitim üsleri açmış, kimi silah sevkiyatı için kanallar açmış. Esad yıkılıp gitmedi, direnip kaldı. Ve geri döndü.
Suriye’nin üyeliği 16 Kasım 2011’de Kahire’deki konsey toplantısında askıya alınmıştı. Ülkenin koltuğu 24 Mart 2013’te Doha’daki zirvede muhalif güçlere verilmişti.
"Büyük patron" ABD’nin "Normalleşmeye hayır" diyen uyarılarına rağmen koltuk iade edildi. Yürek yemiş aslan kesildiler sanki! Amerikan politikalarına bir direnç var ama tam öyle değil. Araplar, ABD’yi Amerikalıların gerekçeleriyle bağladılar. İlk taşı Ürdün Kralı Abdullah atmıştı. Mealen demişti ki izlenen siyaset sonuç vermedi; istikrarsızlık ve çatışma bölgeyi tehdit eder hale geldi; Suriye’yi tecrit etmek ve Arap Birliği’nden uzaklaştırmak İran’a daha fazla alan açtı; diplomatik angajmanla bu durum tersine çevrilebilir.
Suudiler de Arap Birliği dönem başkanlığına hazırlanırken bu söylemi "krizin çözümü için Arap rolünün devreye sokulması" olarak formüle etti. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) bu sonuç için epey kulis çevirmişti.
***
ABD sanki kerhen kafayı sallayıp farklı bir seçeneğe şans tanıyor. Yoksa afra tafra yapardı. Tabii Kongre, Biden yönetimi üzerinde baskı kurmaya çalışıyor. Temsilciler Meclisi Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Orta Asya Dış İlişkiler Alt Komitesi Başkanı Joe Wilson hızlı öttü: “Arap Birliği'nin bu sabahki toplantısı iğrençti. Katil Esad'ın sıcak kucaklaması ciddi sonuçlarla karşılaşacaktır. Esad Rejimi Normalleşme Karşıtı Yasa’nın Kongre'den hızla geçmesini sağlamak için çalışıyorum." Kuşkusuz bu mesaj Kongre’nin nabzını yansıtıyor.
Sezar Yasası ile yaptırım sopasını masada tutan Başkan Joe Biden da, Suriye’nin ABD'nin güvenliği, dış politikası ve ekonomisini tehdit ettiği gerekçesiyle 2004'te ilan edilen ulusal acil durum kararnamesini uzattı. Suriye ile ilişki kuranlara karşı önlemler talep eden tasarı yasalaşır mı, şimdilik meçhul. Buna karşın Amerikalıları ayartmaya dönük bir Arap çözümü de bulunmuştu sanki!
Dün dünya âlem Esad’la yüzleşen liderlerin yüz ifadelerini okumak için beklerken podyuma Ukrayna lideri Volodimir Zelenski çıktı. “Hayda” dedirten bir hüner! Batı cephesinde Esad’ın Arap kalbine dönüşünün yol açtığı kızgınlığı Rusya’nın düşmanı Zelenski ile yumuşatmayı uman bir cinlik. Malum Suriye, Ukrayna savaşında Rusya’nın yanında tam siper oldu. Esad, Moskova ziyareti sırasında Rusya’nın haklılığına dair Ruslardan çok Rus kesildi. İçine Jirinovski kaçmıştı sanki. Zirveye hem Esad’ı hem Zelenski’yi davet etmek Batı’yı yatıştırır mı bilinmez ama Ruslar incinmiş olabilir. Suudi Arabistan BM’de işgali kınayan karara destek verse de ABD’nin petrol üretimini artırma talebini reddederek Moskova’yı memnun etmişti. Suudiler hem Kiev hem Moskova ile temasta kalmayı tercih ediyor.
***
“Suudiler Esad’ı neden kucakladı” sorusu çok popüler. Her şeyden önce Suudiler bölgesel rakipleri Emirlikler’den rol çalarak Suriye ile normalleşme hamlesiyle Arap dünyasındaki liderlik iddiasını büyütüyor. Saniyen kendisi Şam’la köprüleri kurarken İran da Yemen savaşından onurlu bir çıkış için Husileri ikna eder diye umuyor. O savaş sürdükçe Suudi Arabistan’ı uluslararası yatırım ve ticaretin ana üssüne dönüştürmeye yönelik 2030 Vizyon Projesi cazibe kazanamıyor. Bölgesel istikrar; güvenli çevre şart. Üçüncü bir faktör; Suriye kaynaklı göç, uyuşturucu ve militanların dönüş tehlikesi Suudilerin siyasal periferisindeki ülkeleri sıkıştırıyor. Arap kulislerinde konuşulan başka bir motivasyon; Suudiler 2011 öncesi gündeme gelen Suriye üzerinden Akdeniz’e petrol ve doğalgaz taşıma planlarına dönmek istiyor. Bunun için bir kazan-kazan dengesi kurmak zorundalar. Rusya’ya alternatif kaynak önerisi Batı'yı tavlayabilir ama Şam üzerindeki Rus gölgesiyle nasıl baş edecekleri muamma.
***
Tekrar zirveye dönelim. Esad’ı selamlayan liderler az değildi. Ev sahibi Veliaht Prens Muhammed bin Selman, “Ekselansları Suriye Devlet Başkanı Beşşar el Esad'ın bu zirvede bulunmasından memnuniyet duyuyor ve Suriye'nin dönüşünün krizin sona erdirilmesine ve halkının refaha kavuşmasına katkıda bulunacağını umuyoruz" dedi. “Batı ve Doğu'daki dostlarımızı temin ederiz ki halklarımızın çıkarlarını gerçekleştirecek şekilde barış, iyilik, iş birliği ve inşa için ilerliyoruz” diye ekledi.
Mısır Devlet Başkanı Abdulfettah el Sisi “Suriye'nin geri dönüşü, Arap rolünün fiilen harekete geçirilmesi ve 2254 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararı temelinde krizi çözmek için bir Arap yürüyüşünün başlamasıyla eşdeğerdir" ifadelerini kullandı. Ürdün Kralı Abdullah "Suriye'nin dönüşünü, krizi sona erdirme çabalarına katkıda bulunacağını umduğumuz önemli bir adım olarak memnuniyetle karşılıyoruz; Arapların krizi çözmek için çabaları güçlendirmenin önemini vurguluyoruz" dedi.
Esad ise Siyonist (İsrail) işgali ile Erdoğan’ın izlediği siyaseti birlikte zemmeden şu ifadeleri kullandı: “Çok başlık var ki, söze yer yok, zirveler yetmiyor bunlara. Arapların reddettiği Siyonist varlığın direnişçi Filistin halkına karşı işlediği suçlarla başlamıyor, sapkın bir ‘Müslüman Kardeşlik’ havasıyla aşılanmış yayılmacı Osmanlı fikri tehlikesiyle bitmiyor..."
Müslüman Kardeşler'i himaye eden Katar ve Türkiye’yi iğnelemeden geçmesi beklenen bir şey değildi. Siyasi dozu en yüksek ve açık mesajlar onunkiydi.
Arap kalbine dönüşün altını çizen “Suriye’nin geçmişi, bugünü ve geleceği Arabizmdir” ifadesini de kullandı. Bu sözlerden “Şam, İran’dan uzaklaşıyor” sonucunu çıkaranlar yanılabilir. Cidde’de kırmızı halı hazırlığı sürerken İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi Suriye’de bir dizi ortaklık anlaşmasına imza atıp döndü. Rivayet o ki Muhammed bin Selman’ın Esad’dan beklentisi İran’la en azından daha fazla askeri stratejik anlaşma yapılmaması.
Herkes Katar Emiri Şeyh Temim'in Esad'ı nasıl hazmedeceğini merak ediyordu. SANA'ya göre zirve öncesi Esad ile Temim tokalaşıp ayak üstü konuştu. Katar Emiri aile fotoğrafı verdikten sonra ayrıldı. Esad’ı dinlememek için liderlerin konuşmasını da beklemedi; kendi konuşmasını da yapmadı. Hazımsızlar "Suriye’nin Arap Birliği’ne dönmesi üye ülkelerin Esad yönetimiyle ilişki kurduğu anlamına gelmiyor" diyerek top çeviriyor. Ne kadar çevrilirse…
***
Şam-Ankara barışı sağlanmadan Suriye’nin Arap Birliği’ne dönüşü Türkiye’nin kendi koşullarında ilişkileri normalleştirme planını güçleştirebilir. Cidde Bildirisi’nde Arapların iç işlerine dış müdahaleler ve milis oluşumları reddedildi. Bu mesajın birincil adresi belli: Türkiye ve İran.
Arap Birliği’ne dönüş Suriye’nin siyasal-diplomatik tecridinin kırılmasına yarayabilir. Fakat bunun yeniden inşa sürecine etkisi sınırlı kalabilir. Bu zirveden sonra Arap yatırım fonlarının Suriye’ye oluk oluk akmasını bekleyen yok. Arap işlerinde Arap Birliği’nin ağırlığını abartmaya gerek de yok. En zor zamanlarda toplanamamış bir birlikten söz ediyoruz. Madem bu lafı ettik geriye doğru bir kısa tur yapalım. Acil toplantılar sayılmazsa 80 yılda 32 zirve gerçekleştirildi. 1967’de Arap ordularının İsrail’e yenilmesinin ardından Hartum Zirvesi ‘Üç Hayır’ bildirisine imza atmıştı: “Uzlaşmaya hayır, tanımaya hayır ve müzakereye hayır.”
1970 Kahire, 1973 Cezayir, 1974 Rabat, 1976 Riyad zirvesinin gündeminde de Filistin vardı. Tarihin Filistin aleyhine akması önlenemedi. 1976’daki zirveyle Suriye ordusu Lübnan’a barış gücü olarak sokuldu. Müdahaleyi tetikleyen Filistinlilerle yaşanan çatışmalardı. Her şey Arap saçına döndü. Birliğin İsrail’e karşı ‘üç hayır’ını 1979’da Mısır lideri Enver Sedat, Camp David Barış Anlaşması’yla çiğnedi. 1979 Bağdat Zirvesi'nde Mısır’ın üyeliği askıya alınıp birliğin merkezi Kahire’den Tunus’a taşındı. 1982 Fas Zirvesi'ne Suudi Veliaht Prensi Fahd’ın Ortadoğu barış projesi damgasını vurdu. Camp David’den daha iyi koşullarda İsrail’le barıştan söz eden bir Arap inisiyatifiydi. Filistin’de işgal genişledikçe genişledi. Oslo Barış Anlaşması işgalci statüyü kabul ettirdi. Suudiler 2002 Beyrut Zirvesi'nde bu sefer Arap Barış Girişimi olarak yeni bir öneri getirdi. 17 yıl sonra Abraham Anlaşmaları'yla bu girişim de ayaklar altına alındı. 2003’te Irak’ın işgali, 2006’da İsrail’in Lübnan’a saldırısı, 2011’de Arap Baharı gösterilerinin yaşandığı süreçte zirve yapılamadı. Mart 2012’de Bağdat Zirvesi'nde Suriye’deki krize çözüm bulunması yönünde bir inisiyatif geliştirildi. BM Genel Sekreteri ile birlikte Şam’la temaslar yürütüldü. Esad’ın reformlara yönelik attığı adımlara rağmen ABD’nin Suriye’yi yakma planları karşısında Arap Birliği kendi inisiyatifine sahip çıkamadı.
Özetle Suriye’nin olduğu Cidde Zirvesi ABD’ye rağmen değil ama ABD’nin daha az umursandığı siyasal koşullarda gerçekleşti. Bunun bir direnç barındırmadığı söylenemez. Ama test edilmeye muhtaç bir direnç.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025