Fehim TAŞTEKİN
Fransa sarsıcı isyandan sonra banliyölerdeki kronik sorunlardan kurtulmak için dünden farklı bir rotaya girebilir mi? 17 yaşındaki Nahel Merzuk’un polis tarafından öldürülmesi üzerine başlayan isyan sönümlendi ama alevli tartışmalar sürüyor. 90 kadar sol örgüt, polise tehlike arz eden sürücüye karşı ‘öldürme yetkisi’ veren 2017 tarihli yasanın kaldırılması dahil emniyet teşkilatının reforma tabi tutulması ve ayrımcı politikalara son verilmesi için “yas ve öfke” yürüyüşlerine hazırlanıyor. Boyun Eğmeyen Fransa, Genel İşçi Sendikaları Konfederasyonu, Üniter Sendikalar Federasyonu ve Solidaires’in de aralarında yer aldığı örgütler kamusal ve bireysel özgürlüklerin korunmasını, hükümetin sorunlara acil yanıt vermesini, Ulusal Polis Genel Müfettişliği'nin (IGPN) bağımsız bir kurumla değiştirilmesini ve ayrımcılıkla mücadeleye adanmış özel bir servisin oluşturulmasını istiyor. İmzacılar isyanlardan düzeni koruma adına işçi yoğunluklu banliyöleri kendi haline terk eden politikaları ve toplumun geneline yayılmış sistemik ırkçılığı sorumlu tutuyor.
Cumartesi düzenlenecek yürüyüş karşılık bulur mu ya da tartışmaların yönünü değiştirir mi?
Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un önceliği evvela sükûnetin temini. Sonrasında çözümlere odaklanacaklarına dair ciddi bir işaret yok. Bu konuda siyasi irade olduğu da şüpheli.
Ortada eli tetikteki polisten temeldeki ekonomik düzene inen entegre bir sorun var. Liberal politikalara paralel olarak sosyal devlette aşırı aşınma, gelir dağılımında adaletsizliğin büyümesi, dezavantajlı kesimler için mahrumiyet alanlarının genişlemesi, alttakileri koruma görevini terk eden devletin sermayenin bekçi köpeği olması genel anlamda bir sınıf çatışmasını temellendirirken bu tablo banliyölere sıkışmış insanlar için daha yıkıcı sonuçlar barındırıyor. Sıra banliyölere gelince genel mahrumiyet tablosuna eklenmesi gereken başka şeyler var: Sağlık ve eğitim dahil hizmetlerde yetersizlik ya da yokluk, fırsat eşitsizliği, işsizlik, güvensizlik, terk edilmişlik, horlanmışlık vs. Bu koşullar üzerinden insanları isyan ettiren faktör ise polisin ırkçı muamelesi ve şiddeti.
Burada dışarıdan bir soru geliyor: Neden Arap ve Kuzey Afrikalılar dışındaki etnik ya da dini azınlıklar şiddete kalkışmıyor? Bu soruyu Fransızların yüksek sesle sorması zor. Birkaç nedenle: İsyan edenler ikinci, üçüncü hatta dördüncü kuşak göçmen çocukları olsa da sömürgeci geçmişin beslediği bir hesaplaşma kültürü söz konusu. Bu faslı açmak işlerine gelmez. Post-kolonyal döneme geçilse de bağımsızlıklarını kazanmış ülkelerle sömüren-sömürülen ilişkisi hala sürüyor. Bu yüzden Fransa sömürgeci dönemle gerçek anlamda yüzleşmekten kaçıyor. Buna ders kitaplarındaki “sömürge ülkelerine medeniyet götüren Fransa” anlatısına son vererek başlayabilirler ama yapamazlar. Çıkarları buna elvermez. İkincisi, ırkçılık ya da ayrımcılık genelde koyu tenlileri buluyor. Fransızların “renk körü” olmakla övünmeleri renkleri görmedikleri anlamına gelmiyor.
***
90 örgütün itirazı ‘demokratik direnç’ adına umut verici olabilir. Fakat sorunun özüne inen farklı bir rota ülkenin siyasal eğilimlerinden bağımsız gelişemez. Kamuoyu öteden beri göçmenler ve yabancıların “paralel yaşamlar kurduğu”, “Fransız kültürüyle çatıştığı”, “cumhuriyetin değerleriyle bağdaşmadığı” ve “laikliğin tehlikede olduğu” tartışmalarıyla meşgul. Aşırı sağ bu tartışmalardan nemalanıyor. Bu kesimler sokaktaki alevlere odaklanıp yükselen korkular üzerinde sörf yapıyor.
Sokaktaki bilançonun güvenlik endişelerini depreştirdiği ve ‘polis devleti’ arzulayanları dürttüğü kuşkusuz: 17 yaşındaki Nahel Merzuk’un öldürüldüğü salı gününden bu yana sokaklarda çöp yakmalar dahil 23 bin 878 yangın çıkarıldı, 12 bin 031 araç yandı, 273’ü emniyete ait olmak üzere 2508 bina zarar gördü, 105 belediye binası yandı ya da zarar gördü, 168 okul saldırıya uğradı. 800 polis memuru yaralandı, 3 bin 505 kişi tutuklandı. Tutuklulardan en küçüğü 11, en büyüğü 59 yaşında. Yüzde 60’ının suç sicili ya da polis kaydı yok. Rakamlar polisi canhıraş savunan İçişleri Bakanı Gérard Darmanin’e ait. Bu bilgileri dün Senato’da paylaştı. Ayrıca farklı kaynaklara göre 2 bin işyeri yağmalandı; oluşan zarar 1 milyar euroyu aştı.
Darmanin polisin öldürme yetkisini geri alma çağrılarına pabuç bırakmak istemiyor. “Savaştayız” diyen polis sendikalarının emir kulu. Kendileri de göçmen kuşağından. Dedelerinden biri Tunus diğeri Cezayir doğumlu.
Güvenlik güçlerini disipline edecek herhangi bir girişimi zayıflık ya da teslimiyet olarak görüp yaygara koparanlar az değil. Polise dokunulmazlık kazandıran ve kamuoyunun algısını radikal şekilde değiştiren bir “terör” koridorundan geçildi. IŞİD ve benzeri yapılardan gelen korkunç saldırılar toplumu güvenlikçi politikalara razı etti. Merkez sol ve liberal iktidarlar artık bu baskılara direnmiyor. Babasından sonra Marine Le Pen iki seferdir cumhurbaşkanlığı şansını, cumhuriyetçiler, sosyalistler, radikal sol ve komünistlerin aşırı sağı iktidar yapmama refleksine bağlı olarak elden kaçırıyor. Ama her seferinde bir tık yukarı sıçrıyor. Avrupa genelinde merkez sağ ve sol partiler aşırı sağın yükselişini kesmek için daha fazla sağcılaşma yanılgısına düşüyor. Normalde solun yanıt olarak öne çıkması gereken koşullar sağı besliyor. Siyasetteki bu kısır döngü, banliyö isyanlarıyla özdeşleşen sorunlar karşısında radikal bir dönüşüme izin vermiyor.
Polisin ırkçı şiddeti yıllardır banliyöleri patlatıyor. Polise sahip çıkan bir tutum daha belirgin hale geliyor ki bu da hakim kibri yansıtıyor. Cinayeti işleyen polisin ailesi için toplanan yardımın kısa sürede 1 milyon euroyu aşması basit bir küstahlık sayılmaz. Bu bir yansıtıcı.
Hiç olmazsa polise “öldürme yetkisi” veren yasayı değiştirme yönündeki çağrılara yalandan da olsa “Ya bir tartışalım” denebilirdi.
***
Polis cinayetleri, 30 yılda yaşanan 22 şiddetli isyana rağmen yanlarına kâr kalıyor. İşin içinde polis olduğunda adaletin nasıl gelmeyeceğini gösteren çok olay var ama bunların en bilineni Adama Traoré. 2016’da 24’üncü doğum günü için hazırlık yaparken polise takılmış, üzerinde kimliği olmadığı için karakola alınmıştı. Resmi açıklamaya göre kalp krizinden ölmüştü. Yetkililer gerçek ortaya çıkmasın diye ailesine “Siz Müslümansınız, cenazeyi bekletmek istemeyeceğinizi biliyoruz, cesedin yarın Mali’ye ulaşması için Roissy Havaalanı ve Air France’i ayarladık. Pasaportu olmayan aile üyelerine de pasaport çıkartabiliriz” diyerek insanlık abidesi kesilmişti. Ailesi “Burada doğru gitmeyen bir şeyler var” diye şüphelenip ikinci otopsi için ısrar etti. Cenazeyi hemen alsalardı otopsi olmayacaktı. Yıllarca adalet ararken başlarına gelmeyen kalmadı; mahkemelik oldular, hapis ve para cezaları aldılar. Ablası polis şiddetine karşı uyanışın simgesi haline geldi. Anlaşıldı ki sivil güçlerin baskısına rağmen polisle uğraşmak demokrasi liginde de zormuş. Sesleri duyuldu duyulmasına da gereken yapılmadı. O vakit insan hakları örgütleri her yıl polis şiddetinden 10-15 kişinin öldüğünü belirtiyordu. Sadece trafikte ‘dur’ emrine uymadığı gerekçesiyle 2022’de 13, 2023’te 3 kişi öldürüldü. Polisin sistematik şiddeti ve ırkçılığı epey zamandır Amnesty ve HRW gibi örgütlerin raporlarına giriyor; BM İnsan Hakları Komiserliği’nin uyarılarına konu oluyor. İktidar teşkilatta sistematik ayrımcılık ya da ırkçılık olduğu suçlamasını reddediyor: “Irkçı polisler olabilir ama sistematik ırkçılık olamaz.”
Ne var ki polis ve jandarmanın etik kontrolünden sorumlu bağımsız idari kuruluş olan Le Défenseur des droits ırka dayalı ayrımcı kontrollerin 9 Kasım 2016'da Yargıtay İlk Hukuk Dairesi tarafından tescillendiğine dikkat çekiyor. Le Défenseur’ün Ocak 2017'de 5 bin kişinin katılımıyla yaptığı bir araştırma ırkçı pratiklere ışık tutuyor. Genç erkekler arasında siyah ve Arapların yüzde 80'i son beş yılda kontrol edildiğini söylüyor. Esmerlerin ötekilere oranla kontrol edilme olasılığı 20 kat daha fazla. Le Défenseur 2021’de Paris’in 12’inci bölgesinde 18 kişinin şikayetleriyle hazırladığı bir dava dosyasında polisin diline oturan kirliliğe dikkat çekiyor: "Kirli zenci", "pislik", "boktan Lübnanlı", "köpek", "lastik ağızlı", “bukleli” vs.
***
Resmi diskurda kimse “Afrikalı Fransız” değil ya da “Tunuslu Fransız”, “Cezayirli Fransız” veya “Lübnanlı Fransız”. Fransa vatandaşı olan herkes “Fransız”. Irk ifadesi yasalardan silindi.
Resmi söyleme göre polis teşkilatında ırkçılık yok çünkü ırk yok. Olaylı bir yaz döneminde 4 Haziran 2020’de Emniyet Müdürü Didier Lallement’nın teşkilatın resmi hesabından attığı tweet: "Polisin ırkı yoktur, ırkla ilişkilendirilmiş ya da ırkçı zalim de yoktur!"
Devrimin eşitlik ilkesini oturtmak için ‘ırk’, ‘din’, ‘meşrep’ ve ‘köken’ görmeyen yaklaşım Fransa’yı övünülesi bir “renk körü” haline getiriyor. Benimsenen bir tanımlama. Ulus kimliğini güçlendiren bir çerçeve aynı zamanda. Laiklik yorumu da insanlara dinini ve mezhebini sormamayı gerektiriyor. Fakat eşitliği teminen övünülen bu durum farklı etnisiteler ve dini yapılardan gelen sorunları göremeyen bir körlüğe yol açıyor. O yüzden artık “Fransa renk körümü yoksa kör mü” sorusu gündeme geliyor.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.09.2025
9.09.2025
1.09.2025
26.08.2025
11.08.2025
4.08.2025
28.07.2025
21.07.2025
13.07.2025
9.07.2025