Fehim TAŞTEKİN
Orta Doğu’da sorunun kaynağını tanımlayan temel parametrelerle sürekli oynayarak gerilimi dönüştürme siyaseti meselenin kendisinden daha mühim hale geliyor. Özünde bütün mesele sürgün, işgal ve kolonizasyon sistematiği üzerinde gelişen bir “İsrail Sorunu” idi. Sorunun kaynağını değiştirmek için uzun vadeli çatışmanın etiketini “Filistin Sorunu”na dönüştürmek erişilmesi gereken bir hedefti. Bunun başarılması uzun sürmedi. Oslo Anlaşması da “Filistin Sorunu”nu peyderpey halletmeye yönelikti. İki devletli çözüm koca bir yalandı. Filistin davasının ulusal karakterinin aşındırılması ve İslamcı güçlerin öne çıkmasından sonra üçüncü evreye geçildi: Filistin-İsrail çatışması artık İsrail-Hamas çatışması olarak çerçevelenmeliydi. Filistin davasının tüm bağlamlarından koparılması ve Abraham Anlaşmaları ile tarihe gömülmesi de bir devam stratejisiydi. 7 Ekim’den beri de uluslararası kamuoyuna zerk edilen mesaj “İsrail’in kolları Gazze, Lübnan, Suriye, Irak ve Yemen’e uzanan İran’ın liderliğindeki “Şer Ekseni” ile savaştığı yönünde. İsrailli yetkililer bu savaşı aynı zamanda özgür dünyayı korumak için verdiklerini, Batılılar adına savaştıklarını, haliyle ABD ve İsrail’in birlikte yılanın başını kesmeleri gerektiğini savunuyorlar. Hakim medya ve siyasetin dili bu diskuru çoktan satın aldı.
‘Soykırım Koalisyonu’ için üzerinde durulması gereken sorun, İsrail’in Filistin’i peyderpey yok etmesi, Gazze’de katliam yapması, insanları açlığa mahkum etmesi ve “öl ya da göç et” diyen dayatması değil işgal ve saldırganlığın var ettiği Hamas’ın 7 Ekim saldırısı, yine İsrail işgaline direniş hareketi olarak ortaya çıkmış olan Hizbullah’ın Gazze ile dayanışması, Yemen’deki Husilerin Gazze’ye ilaç gönderilmesi ve ateşkes sağlanması için Kızıldeniz’i ısıtması, Irak ve Suriye’deki milis güçlerinin İsrail’i koruyan ABD’nin üslerine saldırması.
Batılı hamileri “Nehirden denize Filistin” sloganını “soykırım planı” olarak mahkum ederken İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu açıkça "Nehirden denize tüm toprakların İsrail kontrolünde olması gerektiğini” belirterek soykırım savaşını yürütme kararlılığını koruyor. İsrail’in Gazze’deki hiçbir niyet ya da kararı bu hedefin bir milim ötesinde değil.
Eski Başbakan Naftali Bennett 28 Aralık’ta Wall Street Journal’da “ABD ve İsrail İran'ı Doğrudan Karşılarına Almalı” başlıklı yazıyla Amerikan yönetimine seslenirken “Ayetullahlara Hamas, Hizbullah ve Husi vekilleri aracılığıyla kaos tohumları ekmenin bedelini ödetin” diyordu. İsraillilerin sorunun kaynağını örtmeleri ve bu kaynağa işaret eden ne varsa hepsinden kurtulmaları gerekiyor!
Ne var ki Holokost’u büyük bir ekonomik ve politik endüstriye dönüştürenlerin hesabında Uluslararası Adalet Divanı’nda soykırım suçundan sanık sandalyesine oturmak yoktu. Bunu önleyememek İsrail ve destekçileri için büyük bir başarısızlık.
***
İsrail ya mahkemenin emrettiği üzere soykırımı önlemek ve ölümcül yaşam koşullarını ortadan kaldırmak için her türlü tedbiri alacak ya da arkasındaki küresel “Soykırım Koalisyonu”na güvenerek Lahey’e meydan okuyacak. İkincisini seçerek şaşırtmadı. Uluslararası mahkemeyle savaşmaya karar verdiklerinin en somut göstergesi BM’nin Filistinlilere yardım ajansı UNRWA’yı bitirmeye yönelik kampanya için harekete geçilmesiydi. Aldığı her nefesi bir yalan olarak dışarıya saçan İsrail istihbaratı, Gazze’de 13 bin çalışanı olan UNRWA’dan 12 kişinin 7 Ekim’deki dehşet saldırıya katıldıklarını öne sürdü. “Hamas militanlarının 1400 kişiyi öldürdüğü, kadınlara tecavüz ettiği ve 40 bebeğin kafasını kestiğine” dair suç paketini olduğu gibi kabul eden İsrail’in dostları, UNRWA aleyhine yüklenen infaz metnine göre pozisyon almakta tereddüt etmedi. İlk taşı ABD ve İngiltere attı. Ardından Almanya, İtalya, Hollanda, İsviçre, Finlandiya, Avusturalya, Avusturya, Kanada, Japonya, Fransa, İsviçre, Estonya, Romanya UNRWA’nın finansal kaynaklarını kesti.
Lübnan, Ürdün ve Suriye’nin yanı sıra Batı Şeria ve Gazze’de toplam 58 kampta kayıtlı 5,9 milyon mülteciyle ilgilenen, 706 okulda 540 bin öğrenciye eğitim veren, 140 sağlık kuruluşuyla hizmet sağlayan UNRWA tam olarak İsrail’in kurtulmak istediği mülteci sorununu temsil ediyor. UNRWA, mülteciler ve geri dönüş hayali… UNRWA’nın açık kalması demek İsrail’in gömmeye çalıştığı bir davanın BM kanalıyla canlı tutulması demek. UNRWA, İsrail’le yaşıt. İsrail’in doğuşunu tersten anlatıyor. İsrail doğarken Filistinliler evlerinden sürüldü, mülteci oldu. İsrailliler UNRWA’nın fişi çekilmedikçe mülteciler meselesinin gündemden düşmeyeceğini biliyor. Hesaplaşma, Gazze’deki savaşla başlamış değil. Yıllardır itibar suikastlarından kaçınmıyor. Gazze’de UNRWA’nın kampları, okulları ve sağlık kuruluşlarını bombalıyor. UNRWA’nın en az 145 tesisi vuruldu, 152 çalışanı öldü. UNRWA’yı düşürmek Filistinlilerin hayat damarlarını ve nefes borularını kesmekten farksız. UNRWA’ya desteği kesen ülkeler toplu cezalandırmaya ve soykırım suçuna eşlik ediyor. Bu ülkelere tepki gösteren 28 uluslararası yardım kuruluşu Gazze’de insani felaketin hızla büyüdüğünü ve 1 milyonu aşkın insanın UNRWA’nın barınaklarında yaşam savaşı verdiğini hatırlattı.
Yanı sıra Gazzelileri göçe zorlamak ya da dize getirmek için insani yardımları önleyen aç bırakma siyaseti Uluslararası Adalet Divanı’nın ihtiyati tedbir kararından sonra da sonlanmadı. Bir tarafta yerleşimciler Gazze’de yeniden işgal ve yasadışı yerleşimlerin kurulması için kampanya yürütüyor diğer yandan gelen yardımları fiilen önlemek için terör estiriyor.
***
Bölgede Amerikan güçlerinin dahil olduğu büyük bir savaş patlak verirse İsrail, Gazze’yi aradan çıkartıp Lübnan’a yüklenecek. Kafasında bu var. Büyük yangın karşısında Gazze’deki suçlar teferruata dönüşecek. Burada en büyük tuzak kışkırtılan İran-Amerikan savaşı. Bu noktada ABD’nin Ürdün’ün Suriye sınırının dibindeki Kule 22 üssüne SİHA saldırısında üç askerini kaybettiği saldırıya misilleme yaparken İran’ı hedefe koyup koymayacağı önem kazanıyor. Bu üs Suriye’deki Amerikan oyununun bir parçası. Çöllük alanda, insansız bölgede. 350 kadar Amerikan askeri buradan Suriye, Ürdün ve Irak sınırlarının kesişme noktasında muhaliflerin eğitilip donatıldığı Tenef üssüne gardiyanlık yapıyor. Tenef, Suriye tarafında. Ürdün-Suriye sınırının üzerindeki Rukban kampı da bu üssün koruma çemberinde. Fakat üssün asıl işlevi bunun ötesinde: Amaç, İran’ın milis ve silah sevkiyatını izlemek, Irak-Suriye sınırlarından geçişleri sınırlamak ve en önemlisi İsrail’in Irak ve Suriye’deki saldırılarını kolaylaştırmak.
Irak İslami Direnişi ABD’nin İsrail’e desteğine misilleme olarak Amerikan üslerinin hedef alındığını açıkladı. Biden yönetimi İran’ı sorumlu tutup gereken yanıtın verileceğini duyurdu ama hedeflerin İran içinde olup olmayacağı netlik kazanmadı. Saldırıyla bağlantılı olduğu iddiasını reddeden İran, olası Amerikan misillemesini yanıtsız bırakmayacaklarını Irak aracılığıyla iletti. Parmakla gösterilen Irak Hizbullah’ı Amerikan güçlerinin çekilmesi için Washington’la müzakereye giren Irak hükümetini zor durumda bırakmamak için ABD üslerine saldırıları şimdilik durdurduğunu açıkladı. ABD ile savaş istemediğini belirten İran’ın Irak Hizbullah’ının kararında etkili olduğu düşünülüyor.
Amerikan Kongresi’nde “Bombala İran’ı Bombala” tayfası fırsat bu fırsat diyerek İran’a ağır bir bedel ödettirilmesi için Biden yönetimini sıkıştırıyor. İsrail’in sabırsızlıkla beklediği bir hamle! Fakat Biden yönetimi misillemeyi nasıl kalibre edeceği konusunda zorlanıyor. Tartışma şu yönde: Misilleme İran’ın canını yakacak kadar sert olmalı ama büyük bir savaşı kışkırtacak ağırlıkta olmamalı. Bir başka ifadeyle çok ağır misillemeden kaçınılmalı ama İran’ı vekil güçleriyle ABD’ye saldırmaya devam etmekten alıkoymayacak hafiflikte de olmamalı.
Cumhuriyetçi kanat savaş davullarını çıkartırken Biden gazetecilerin soruları üzerine "Orta Doğu'da daha geniş çaplı bir savaş istemiyoruz. Peşinde olduğum şey bu değil" dedi. Amerikan askeri ve siyasi kanatlarında “İran’ın savaş istemediği” tespitlerinin tekrarlanması büyük bir tırmanıştan kaçınmak için anlaşmalı bir misilleme arayışına işaret ediyor. Ama misilleme potansiyel olarak misillemeyi doğurur. Kimse savaşa yol açmayacak bir misillemeyi garanti edemez.
Tahran’ı suçlayan mesajlara karşın Amerikalı yetkililer Irak, Suriye, Yemen ve Lübnan’daki direniş güçlerine klasik anlamda “İran’ın vekilleri” demenin yanıltıcı olabileceği, bu sınıflandırmanın meseleyi basitleştireceği, bunların Tahran’la koordinasyon içinde olsalar da kendi özerkliklerini muhafaza edebilecekleri değerlendirmesini yabana atamıyor. Bu değerlendirme, İran’ın bunları durdurma ya da dizginleme kapasitesinin sınırlarına işaret ediyor. Irak Hizbullahı Genel Sekreteri Ebu Hüseyin el Hamidavi’nin şu açıklamasını da bu çerçevede dikkate almalı: “Irak Hizbullahı, başkalarının müdahalesi olmaksızın Gazze’nin mazlum ve kararlı halkını destekleme kararı aldı. Direniş Ekseni’ndeki kardeşlerimiz, özellikle de İran İslam Cumhuriyeti, bizim cihadi eylemlerimizin mahiyetini bilmiyor ve işgalci Amerikan güçlerine yönelik şiddetin tırmandırılmasına itiraz ediyordu. Biz insani görevlerimize ve inançlarımıza bağlı kalarak hareket ettik.” Bu İran’ı misillemeye hedef olmaktan çıkarma çabası olarak okunabilir ama Tahran’ın bu grupları dizginlemekte zorlandığına dair bilgiler de epey zamandır konuşuluyordu.
***
Amerikan siyasetinde bir açmaz var ki bu savaştan kaçınırken savaşı kışkırtmak gibi bir çelişkiyi barındırıyor. Biden yönetiminin bölgede Amerikan konuşlanması için biçtiği rol, savaşın Filistin sınırlarından taşmasını önlemek. Bu pratikte İsrail’e Gazze’de dokunulmazlık içinde soykırım yapma fırsatı sunuyor. Evet taraflar şimdiye dek tam teşekküllü bir savaştan kaçınmayı başarsa da halihazırda uyurgezer bir savaş hali var. Lübnan-İsrail sınırlarından Suriye-Irak sathına, Yemen’den Kızıldeniz-Akdeniz yayına kadar geniş bir alanda Gazze’nin yansımaları görülüyor.
“Soykırım Koalisyonu” külahı tersinden geçirmeye çalışıyor; çatışmanın kaynağına gidemiyor, katliama “Dur” diyemiyor, işgalin bitmesini isteyemiyor; bunun yerine İsrail’i temin ediyor, Filistinlere sürgün adresi arıyor; İran’a parmak sallıyor, Yemen’i savaş açmakla tehdit ediyor, ateşin üzerindeki Lübnan’la Hizbullah’a şantaj yapıyor.
CIA Direktörü William Burns, Foreign Affairs için kaleme aldığı yazıda "Orta Doğu'yu son 40 yıldır bu kadar karmaşık ve patlamaya hazır görmedim" diyor. Filistin’i yok sayma, Filistinlileri insanlıktan ihraç etme, İsrail’e mutlak koruma sağlama ve her halükârda öldürme lisansını yenileme bölgeyi bu noktaya getirmiş olmasın? Fakat Orta Doğu’daki Amerikan düzeni artık dikiş tutmuyor. 7 Ekim’den bu yana yaşananlar insanlara giydirilen deli gömleğini paramparça etti. Filistin topraklarının işgal ve yerleşimci terörü bölgedeki pek çok soruna kaynaklık etti, etmeye de devam ediyor. Belki de Orta Doğu’daki sorunun adını yeniden koymak gerekiyor; Filistin sorunu mu İsrail sorunu mu?
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları




































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
5.10.2025
25.09.2025
15.09.2025
9.09.2025
1.09.2025
26.08.2025