Fehim TAŞTEKİN
Irak Kürdistan siyaseti çetrefilli bir dönemden geçiyor. Zorluğun olmadığı dönem de yok ya! Jeopolitiğin dayatmasıyla Türkiye’ye yaslanan Erbil yüzünü Tahran’a; İran’a yaslanan Süleymaniye ise Washington’a döndü. Konjonktürel kayışlar mı, stratejik tercihler mi? Jeopolitik gerçeklikten söz ettiğimize göre bunlar çapraz ilişkilerden medet uman dönemsel arayışlar olarak görülebilir.
Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Neçirvan Barzani, 6-7 Mayıs’ta Tahran’da tam anlamıyla bir lider olarak ağırlandı. Resmi temaslar Cumhurbaşkanı, Dışişleri Bakanı, Meclis Başkanı, Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı ve Devrim Muhafızları Genel Komutanı ile sınırlı kalmadı; dini lider Ali Hamaney tarafından da ağırlandı. Hamaney, Barzani'yi genellikle özel ve mahrem görüşmeler için tahsis edilen bir odada kabul etti.
Bu ihtilaf için “stratejik kırılma” abartılı bir tespit olabilir ama ağırlanmanın düzeyi bir tür kırılmayı hedefliyor. Barzani’nin Kürdistan’daki genel seçimlerin ertelenmesi konusunda İran’dan Bağdat ve Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) üzerindeki etkisini kullanması yönündeki beklentiye odaklananlar var fakat açıkçası bunun için bu çapta bir ziyaret gerekmiyor. Uzun zamandır çalışmayan ve normalde görev süresi 2022’de dolan Kürdistan Parlamentosu için seçim tarihi 10 Haziran olarak belirlenmişti. KYB’nin Irak Federal Yüksek Mahkemesi’ne itirazı üzerine Kürdistan’da Türkmenler ve Hıristiyan azınlıklar için ayrılan 10 vekillik kota iptal edilmişti. Türkmen ve Hıristiyan nüfus Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) kontrolü altındaki bölgelerde olduğundan Barzaniler, Kürt oylarıyla seçtirdikleri azınlık adaylarıyla parlamentoda üstünlüğü garantiliyordu. Ayrıca seçimlerin Irak Yüksek Bağımsız Seçim Komisyonu tarafından denetlenmesi de Kürdistan’daki siyasi tekelin keyfini kaçırdı. Kürt kaynaklara göre 2 Mayıs'ta İranlı bir heyet KYB’ye seçimlerin KDP'nin katılımı olmadan yapılamayacağı mesajı verdi. Bilahare Irak Federal Yüksek Mahkemesi’nin önceki kararlarıyla ilgili yürütmeyi durdurması ve Seçim Komisyonu’nun hazırlıkları askıya alması İran’la temaslara bağlandı. Fakat bu resmin küçük bir parçası. Mesele bundan daha büyük.
***
Kürdistan siyaseti Bağdat, Tahran ve Ankara üçgeninde sıkışmış durumda. Tahran, İsrail’in Kürdistan’ı üs olarak kullandığı suçlamasıyla Erbil’i cendereye aldı:
2022 ve 2024’te “Mossad üssü” diyerek iki Kürt iş adamının konutlarını balistik füzelerle vurdu. Böylece İsrail’in Kürdistan’daki varlığını kırmızı çizgi ilan etmiş oldu.
ABD’yi Irak’tan çekilmeye zorlamak için Iraklı Şii milis grupları üzerinden geliştirilen saldırılardan Kürdistan nasibini alıyor. Kor Mor gaz tesislerine yönelik saldırılardan da kanıtlanmamakla birlikte örtülü olarak İran bağlantılı milisler sorumlu tutuluyor.
İran içinde saldırılarla bağlantılı oldukları suçlamasıyla İranlı Kürt partilerin Irak Kürdistanı’ndaki kamplardan çıkartılması ve sınırlardan uzaklaştırılması da İran’ın füze diplomasisinin diğer ayağını oluşturuyordu. Dahası 2023’te Bağdat’la sınır güvenliğine dair bir anlaşma imzalayıp merkezi hükümetin Kürdistan üzerindeki kontrolünü artırdı.
***
Cenderenin diğer tarafındaki Türkiye ile başlık çok:
Ankara bir taraftan askeri operasyonları genişletirken diğer taraftan KDP gibi KYB’yi de iş birliğine zorluyor. KYB Terörle Mücadele Birimi SİHA ile vuruldu, PKK’yle arasına mesafe koyması yönünde Süleymaniye açıkça tehdit edilmeye başlandı.
Erdoğan’ın Bağdat ziyaretinde şekillenen yeni ortaklık konsepti, Kürdistan’ın geleceğini etkileyecek bazı belirsizlikler içeriyor. Görünüşe göre Kalkınma Yolu, Kürdistan’ın aleyhine işleyecek bir planlamayla Bağdat’ın kontrolünü yeni sınır kapısı ve güzergahlar dahil edilerek kuzeye taşıyacak. KYB’nin kontrol alanı Türkiye ile sınırları paylaşmadığından birinci dereceden endişelenmek KDP’ye düşüyor. İran’la işleyen 7 kapı var: Erbil’e bağlı Hacı Umeran KDP’nin, Süleymaniye’deki Başmak ve Germiyan’daki Perwez Han kapıları KYB’nin kontrolünde. Bunlar uluslararası kapılar. Bunun dışında Şuşmi, Seyranban, Kele ve Piştay Tawela kapıları yarı resmi ve hepsi KYB’nin elinde. Geçmişte KYB’nin Türkiye’den bir sınır kapısı açma umuduyla kuzeye doğru başlattığı harekât İran’ın desteğiyle PKK tarafından bloke edilmişti. İran'ın Irak ve Kürdistan Bölgesi ile ticaret hacmi 13 milyar dolar civarında. Mal geçişinin yarıdan fazlası Kürdistan’daki 7 kapıdan sağlanıyor. Kürdistan’la ticaret hacmi 6 milyar dolar. İran, Türkiye'nin hemen ardından en büyük ikinci ticaret ortağı. Hedef bunu ikiye katlamak.
Ankara’nın Bağdat’ta pişirmeye çalıştığı yeni stratejik güvenlik anlaşması sadece Irak’ı askeri operasyonlara ortak etmeyi değil aynı zamanda Türkiye’nin fiili askeri varlığını ve üslerini meşrulaştırmayı hedefliyor. Kalkınma Yolu’yla tahkim edilen bu stratejik çerçeve İran’ın çıkarlarını baltalayabilir. Haliyle Tahran’dan ‘bozucu’ hamleler gelebilir.
***
Cenderenin Bağdat tarafına gelince:
Hem İran hem Türkiye’nin müdahaleleri merkezi hükümetin onlarca yıldır kontrolünün dışında kalan Kürdistan’da daha fazla müdahil olmasının önünü açıyor.
Kürdistan’ın Türkiye ile yaptığı petrol ve doğalgaz anlaşmaları ters tepti. Bağdat’ın uluslararası tahkimden elde ettiği zafer ve federal mahkemenin kararları petrol ve doğalgazın çıkarılması ve ihraç edilmesinde merkezin yetkisini tescilledi. Petrolün doğrudan ihracı Bağdat’ın Kürdistan’ın bütçe payını kesmesine de neden olmuştu. Petrol gelirlerinin gitmesi, bütçe payındaki anlaşmazlıklar, memur maaşlarının kime ne kadar ödendiğine dair tartışmalar, ödenekler ve seçimlerin düzenlenmesi dahil bir dizi konuda merkezin denetim kurma girişimleri Erbil’in elini peyder pey zayıflattı. 2017’de bağımsızlık referandumunun ardından Kerkük’te kontrolün yeniden merkeze geçmesi de Kürdistan’ı zayıflattı. Barzani, Tahran’a gitmeden önce Irak Başbakanı Muhammed Şii el Sudani, eski başbakanlar Nuri el Maliki ve Haydar el İbadi ve Hikmet Hareketi lideri Ammar el Hekim ile görüşmüştü. Bu temaslar da Tahran’dan resmi davetin gelmesini temin etti.
***
KDP için Türkiye hayati bir kapı ama ticarette ikinci büyük ortak olan İran’ı kızdırmanın çok boyutlu sonuçlarını göz ardı etmek mümkün değil. Evet güvenlik ve statünün korunmasında KDP ve KYB Amerikan ortaklığına bel bağlıyor. Fakat ABD ile yakın mesai ve Erbil yakınlarındaki Amerikan üssü İran’ın füze diplomasisini engelleyemedi.
Ayrıca dış ilişkiler, iki Kürt parti arasındaki güç mücadelesinde araçsallaştırılıyor. Geçtiğimiz yıllarda KDP dışarda Türkiye-ABD-Avrupa-Körfez ekseninde geliştirdiği ilişkiler, içerde ise İran karşıtı Sünni ve Şii bloklarla dirsek temaslarıyla kendini sağlama almaya çalıştı. KYB ise İran’la yakın ilişkilerini sürdürürken IŞİD ile mücadele sırasında ABD ile kurduğu ortaklığı geliştirmeye çalıştı. Ayrıca İran destekli Şii partilerle Bağdat’taki yerini sağlama alırken cumhurbaşkanlığını garantiledi. KYB’nin bir diğer hamlesi Kürtler arasındaki liderlik yarışında mesafe alabilmek için PKK çizgisiyle yakınlaşmaktı. Daha da önemlisi ABD’nin yönlendirmesiyle Rojava ile askeri-teknik ilişkiler geliştirdi.
Fakat iki parti açısından da bu denklemin sürdürülemez tarafları ortaya çıktı. Türkiye ile ortaklık KDP’ye mutlak anlamda ekonomik güvence ve saldırmazlık garantisi sunmuyor. Bu bir eşitler arası ilişki değil. Bu süreç KDP açısından “daha bağımlı”, “daha edilgen” ve “işbirlikçi” bir rol tanımlıyor. Neticede KDP Kürtler arasında Türkiye’nin güdümüne girmekle eleştiriliyor. KYB liderliği ise ‘Kürdistanî’ hassasiyetlerle hareket etmemek, İran-Irak projesinde yer almak ve fevri davranmakla suçlanıyor.
***
Barzani’nin üç yıl aradan sonra Tahran’a gitmesi ilişkileri yeniden kurma niyeti taşıyor. Son ziyaret 2021’de Reisi’nin yemin töreni vesilesiyleydi. İran’ın Kürdistan’a karşı pozisyonunun değiştirilmesi, baskıların hafifletilmesi, Bağdat’taki siyasi denklemde KDP’nin yerinin güçlendirilmesi, bütçe, petrol, maaşlar, seçimler ve Kerkük dahil kritik dosyalardaki düğümlerin çözülmesinde İran’ın olumlu katkısının temin edilmesi, Kürdistan-İran bağlantısında KYB-KDP dengesinin gözetilmesi, bölgesel bağlamda ilişkilerin çeşitlendirilmesi, Türkiye ile İran arasında bir dengenin kurulması, Türkiye ile artan trafiğe dair endişelerin giderilmesi ve bir tarafla ilişkinin öteki aleyhine olmadığının temin edilmesi amacı güdülüyor.
İran da füze diplomasinin çıktısını almak istiyor. Hamaney’in ziyaretle ilgili “Gerek İran'da gerekse Irak'ta olsun, Kürt toplumuyla aramızda diğer tüm milletlerden daha yakın bir ilişkimiz var. Onlar bizim bir parçamız” sözleri yankı uyandırdı. Tahran’daki görüşmelerde İran tarafının özellikle güvenliği öne çıkardığı anlaşılıyor.
Reisi görüşme sırasında Mart 2023'te İran ve Irak arasında imzalanan güvenlik anlaşmasının tam olarak uygulanmasını istedi. “Irak hükümeti ve Kürdistan Bölgesi, Siyonist düşman ve devrim karşıtı unsurların bu bölgenin topraklarını istismar etmesini ve buradan İran'a karşı saldırıya geçmesini kesinlikle engellemelidir. Devrim karşıtı unsurların silahsızlanması ve varlığının son bulması zarurettir" dedi. Devrim karşıtlarından kasıt, İranlı Kürt partiler. Barzani de ikili anlaşmanın tamamen uygulanacağı taahhüdünde bulunup ekledi: "Hiçbir tarafın Kürdistan bölgesini İran’a zarar vermek için bir fırlatma rampası olarak kullanmasına izin vermeyiz."
Kürdistan Bölgesi’nin Tahran temsilcisi Nazım Debbağ “İranlı politikacılar Kürtlerin haklarının Irak anayasası çerçevesinde ele alınması konusunda ısrar ediyor. İran, Iraklı Kürtleri stratejik bir müttefik olarak görüyor” vurgusu yaptı.
İran’ın beklentileri açık: İsrail’in Kürdistan’daki faaliyetlerine izin verilmemesi, ABD’nin burayı ileri karakola dönüştürmemesi, İranlı Kürt partilerin silahsızlandırılması ve dağıtılması… Bölgesel rekabet açısından da Tahran, Irak üzerinde Türkiye ile girdiği nüfuz savaşında Kürdistan’ı kendi çizgisinde konuşlanmaya zorluyor. İran, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Bağdat ve Erbil ziyaretini fazla renk vermeden izledi. Bu “kemanın sesi sonradan çıkar” sözünü hatırlatacak cinsten bir sessizlik. Iraklı siyasi kanatların da bu ziyareti olumlu karşıladığı düşünülünce Kürdistan’ın Bağdat’la yaşadığı krizlerin aşılmasında yapıcı yaklaşımlar beklenebilir. Ama İranlılar bu tür bir katkı için Barzani’nin icraatına bakacaktır. Barzani’nin İran’ın beklediği bazı önlemleri alması o kadar kolay olmayabilir.
***
KDP, Tahran’la bu hesapları güderken KYB lideri Bafıl Talabani de ABD’nin kapısını çaldı. ABD Dışişleri Bakan Yardımcıları Barbara Leaf ve Kimberly Harrington’ın yanı sıra Terörle Mücadele Koordinatörü Elizabeth Richards ve Kongre üyeleriyle görüştü. Temaslarında Irak denklemindeki herkesle görüşme ihtiyacına vurgu yaptı. Ayrıca KYB’nin KDP’den neden farklı olduğunu anlatmaya çalıştı. KDP-Türkiye ilişkilerine dair sarkastik tavırlarıyla dikkat çekti. Kürdistan Başbakanı Mesrur Barzani de kısa bir süre önce ABD’deydi. Kürdistan’ın özellikle KDP tarafı, ABD’de çok iyi ödenmiş avukatlar eliyle açtırılmış kapsamlı bir hak ihlalleri davasıyla köşeye sıkıştırılmış durumda.
KDP ve KYB’nin temas trafiği sorunların çözümünü dışarıda arayan bir kısır döngüyü yansıtıyor. Her iki parti de Amerikan desteğini bir sigorta olarak görüyor. KYB, Türkiye’nin tehditlerine karşı ABD’den güvence almaya çalışıyor. Fakat KDP ve KYB, Kürdistan’daki siyasi ve güvenlik şemsiyesinin dönüşümü konusunda Amerikan beklentilerini henüz karşılayabilmiş değil. Bu dönüşümün başında iki partiye özgü peşmerge ve istihbarat birimlerinin birleşmesi geliyor. Amerikalılar Irak’ta hesabı tutturmak, Bağdat’ta siyasete etki edebilmek, İran’ı dengelemek ve ayağına sağlam bir yer açabilmek için iki yakası birbirine kavuşmuş bir Kürdistan istiyor. Türkiye ve İran’ın istekleri de belli. Kürdistan geleceğini güvenceye almaya çalışırken birbirine zıt hedef ve beklentileri olan birkaç adrese birden bakıyor. Siyaseten yürümesi zor bir jeopolitik denklem.
Yazarlar
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
28.07.2025
21.07.2025
13.07.2025
9.07.2025
23.06.2025
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025