Fehim TAŞTEKİN
Ukrayna, Senatör Joe Biden’dan Başkan Joe Biden’a devamlılık arz eden bir takıntı. Bugünkü savaş Ukrayna’yı en az 20 yıldır NATO için bir çamurhaneye dönüştürme girişimlerinden bağımsız ele alındığında geriye sadece toprak için kan döken bir Rusya portresi kalıyor.
‘Topal Ördek’ Biden görevi Donald Trump’a devredeceği 20 Ocak’a kadar Ukrayna takıntısına uygun adımlar atıyor. Önce Ukrayna'ya tedarik edilen uzun menzilli taktik füze sistemlerinin (ATACMS) Rusya topraklarına karşı kullanılmasına izin verdi. Bu adımın nükleer tehditle karşılanmasına aldırmadan bu kez 20 Kasım’da anti-personel kara mayınlarının kullanımına yeşil ışık yaktı. Ayrıca Pentagon 275 milyon dolarlık ek mühimmat tedarik duyurusu yaptı.
Akla düşen ilk çıkarım; Biden, Rus lider Vladimir Putin’le konuşup 24 saatte savaşı bitireceğini söyleyen Trump’ın yoluna mayın döşüyor.
Ya da mademki Trump masaya oturmaya kararlı, o halde ben de kalan zamanımda Ukrayna’nın pozisyonunu güçlendirecek bir şeyler yapayım, böylelikle zafer Putin’e gitmesin diyor. Katıksız bir iyilik gurusu!
Nükleer tehdit yüzünden Biden ATACMS’lerin Rusya topraklarına yönelik kullanılmasına yeşil ışık yakmıyordu. Ama bunlar Rusya’nın ilhak ettiği Kırım ve Donbas’ta kullanılmıştı.
***
Sonuçta Biden Üçüncü Dünya Savaşı’nın pimini çekerek gidiyor. “Abartmayın yahu” diyenlerin de güvendiği sağduyu ABD’ye değil Rusya’ya ait!
Elbette askeri endüstriyel kompleks ve bunların çıkar ortağı siyasi baronlar savaşın bitmesini istemez. Yapacakları şey, Trump’ın gidişatı değiştirmesini imkânsız kılacak koşulları şimdiden yaratmaktır.
Trump sessiz; belki, bu kararların ileride işine yarayacağını düşünüyordur. Ya da geçiş dönemi için 13 Kasım’da Beyaz Saray’da Biden’la ilk görüşmesinde mesele konuşulmuştur. Biden yönetimi ne teyit ne inkâr siyaseti güdüyor. Trump da bir şey demiyor.
Gerçi Trump'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak seçtiği Mike Waltz, Fox News'de kendilerine bilgi verilmediğini söyledi. “Bu tırmanma merdiveninde bir başka adım ve kimse nereye gittiğini bilmiyor” dedi. Veryansın etmek de Trump’ın kendi adını taşıyan oğluna düştü:
“Askeri endüstriyel kompleks, babamın barış yaratma ve hayat kurtarma şansı olmadan önce Üçüncü Dünya Savaşı'nı başlattıklarından emin olmak istiyor… Embesiller!”
Gerilim geri dönülemez bir noktaya varmadığı sürece Trump, Biden’ın kararlarını tersine çevirmeyi bir koz olarak kullanabilir. Yine bu tırmanıştan Ukrayna’nın pozisyonunu güçlendirecek bir sonuç çıkarsa müzakerelerde Rusya üzerinde baskı kurabilir. Daha önce Waltz da Ukrayna'ya güçlü destek verip Putin'i masaya getirmekten söz ediyordu.
***
Trump’ın haberi vardı-yoktu tartışmasından öteye Biden’ın kararları sahayla bağlantılı olarak nasıl yorumlanabilir? Sızdırılan bilgilerden hareketle Kursk odaklı bir takas denkleminin hedeflendiğini söyleyebiliriz. New York Times'a göre izin ilk etapta Kursk bölgesinde yığınak yapan Rus ordusuna saldırı için verildi.
Buradan şu hesap çıkıyor: Ukrayna ordusu bu füzeler sayesinde Rusya’nın Kursk oblastında zapt ettiği toprakları tutabilecek. Sonra bu toprakları Rusya’nın işgal ettiği topraklarla takas edebilecek. Ayrıca Kuzey Kore’den 11 bin askerin Kursk’ta savaşa dahil olduğu iddiası Biden’ın kararına gerekçe yapılıyor. Kuzey Kore varlığını teyit etmeyen Ruslar ise bunu gerekçe değil bahane olarak görüyor. Amerikalı kaynaklara göre uzun menzilli füzeler Kuzey Kore'yi de daha fazla asker göndermekten caydıracak.
ABD’deki Savaş Araştırmaları Enstitüsü, ATACMS menzilindeki 225 askeri tesisin haritasını çıkarmıştı. 305 km menzilde dokuz büyük şehir yer alıyor. 16 askeri havaalanı da hedefler arasında. Bu haritaya bakanlar Ukrayna’nın menzildeki komuta merkezleri, iletişim üsleri, silah depoları, füze birimleri ve helikopter müfrezelerini vurarak Rusya’yı baskılayacağını savunuyor.
Ukrayna ağustosta şaşırtıcı bir hamleyle Kursk bölgesinin bir kısmını ele geçirmişti. Ama bunların neredeyse yarısını elinde tutamadığı gibi Donbass’ta ciddi bir çöküş yaşadı. Savaşın sürdürülemez olduğunu gören Batılıların Ukrayna lideri Volodimir Zelenski’den beklediği şey, masa kuruluncaya kadar bu bölgeleri elinde tutmasıydı.
***
Kuşkusuz sahada Ukrayna lehine gelişecek durum Trump’ın elini güçlendirebilir. Fakat “Destek kesilirse kaybederiz” diyen Zelenski ve bazı destekçilerinden başka ATACMS’lerin denklemi bozacağına inanan da yok. Esasen Biden’ın neredeyse bir yıldır ATACMS’lere onay vermemesinin bir nedeni de sonuç alma ihtimalinin düşüklüğüydü.
Karardan sonra 19 Kasım’da yani savaşın 1000’inci gününde sınıra 110 km mesafede Bryansk bölgesinde bir silah deposuna fırlatılan altı ATACMS füzesi sarsıcı bir etki bırakmadı. Rusya’ya göre füzelerin beşi düşürüldü. Hasar alan altıncısı askeri tesise düştü ve yangın çıkardı.
Fakat savaşın seyri değiştirmese de oyunun kuralı değişti. Kremlin uzun menzilli balistik füzelerin Rusya’ya karşı kullanılmasının nükleer savaşa yol açacağı uyarısında bulunuyordu.
Rusya’nın bunu karşılıksız bırakmayacağı kesindi. Nitekim Putin de oyunun kuralını değiştirdi. Nükleer silahların kullanımına ilişkin yeni doktrini onayladı. Nükleer silahların kullanılmasını gerektirecek tehdit eşiği aşağı çekildi. Yeni doktrine göre nükleer olmayan bir güç (Ukrayna), nükleer bir gücün (ABD, Fransa ve İngiltere) desteğiyle Rusya topraklarına saldırırsa buna nükleer silahlarla yanıt verilebilir. Savaş uçakları, seyir füzeleri, hipersonik füzeler, SİHA’lar diğer hava-uzay araçlarıyla kitlesel olarak düzenlenen saldırılar bu kapsama alınıyor. Bir ittifak (NATO) üyesinden gelen saldırı bütün ittifaktan gelmiş sayılıyor. Saldırının Rusya’nın müttefikine (Belarus) yapılması da aynı kapsamda ele alınıyor. Doktrin Rusya’ya karşı saldırının hazırlanması ve uygulanmasında toprak, hava ve deniz sahası ya da kontrolleri altındaki kaynakları sağlayan devletleri de hedefe koyuyor. Bu madde en fazla Polonya’yı ilgilendiriyor. Nükleer şemsiye artık Rusya toprakları dışındaki Rus askeri varlıklarını da kapsıyor. Önceki doktrine göre nükleer caydırıcılık esas olarak nükleer silahlara sahip ülkelerin Rusya ve müttefiklerinin topraklarına yönelik saldırılarıyla ilgiliydi. Nükleer güç kullanımı için devletin varlığını tehdit eden bir saldırının olması gerekiyordu. Yeni doktrinde egemenlik ve toprak bütünlüğüne yönelik kritik bir tehdit oluşturan konvansiyonel saldırıya nükleer yanıttan söz ediliyor.
***
Biden’ın kararı Avrupa’daki savaş partisini de karıncalandırdı. Halbuki Trump’ın kazanmasıyla hepsinin gardı düşmüştü. Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, Trump’a uygun bir adımla Putin’i aramıştı. Diplomatik tecridin kırılması Lehleri kızdırmıştı. Polonya Başbakanı Donald Tusk “Kimse Putin'i telefon görüşmeleriyle durduramaz” diye köpürmüştü.
Biden’ın kararıyla aşılan eşiği İngiltere ve Fransa da geçti. Bu iki ülke Storm Shadow/Scalp füzelerinin Rusya topraklarına karşı kullanılmasına onay verdi. Ve Kursk bölgesine 12 Storm Shadow füzesi dün atıldı. Fakat tereddüt cephesinde şimdilik durum aynı. Siyaseten çöküş yaşayan Scholz 500 km menzilli Taurus füzelerini vermeme konusundaki tutumunu koruyor. İtalya da Scalp füzelerinin kullanımı üzerindeki sınırlamayı kaldırmadı. Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Josep Borrell ortak tutumun çıkmadığını belirtip ekledi: “Herkes kendi takdirine göre hareket edecek.”
***
Kursk ve Bryansk saldırıları yeni doktrinin ciddiyetini test ediyor. Şimdilik yıkıcı bir etki olmadığı için fırtına beklenmeyebilir. Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dimitri Medvedev artık NATO ülkeleri tarafından sağlanan füzelerin Rusya'ya karşı kullanılması halinde bunu bir NATO saldırısı olarak ele alacaklarını söyledi. Duma Savunma Komitesi Başkanı Andrey Kartapolov da dedi ki, “Bay Biden kendi tabutunun kapağını kapatırken çok daha fazla insanı beraberinde götürecek.”
Belli ki gerilimde eşik atlayanlar Rusya’nın caydırıcılığında açılan deliği nükleer silahla kapatmasını beklemiyor. Putin’in, müzakereye hazırlanan Trump’ın manevra alanını yok etmemek için ileri gitmeyeceği öngörülüyor. Evet bir NATO müttefikine saldırmak en fazla kaçındıkları nokta. Ama işler çığırından çıkarsa Rusya ittifak üyelerinin ana karaları dışındaki hedeflerini vurabilir.
Ayrıca can yakıcı vekalet savaşına da girişebilir. Emekli Korgeneral Dr. Yevgeni Bujinski, Kommersant'taki demecinde nükleer silah kullanımında eşiğin düşürüldüğünü ama Batılıların Rusya'nın buna başvurmayacağına inandığını belirtiyor. Bujinski’ye göre ATACMS adımına en etkili yanıt Yemen’de Husilere Rus gemisavar sistemleri vermek olabilir. Bir nevi yatay tırmanma öneriyor.
***
Her halükarda Rusya’nın yanıtlarını ölçülü tutabileceği öngörüsü baskın geliyor. Rio’da Biden’ın aile fotoğrafını kaçırdığı G20 zirvesinden çıkan bildiride sulandırılmış Ukrayna maddesi de gösterdi ki dünyanın büyükleri tırmandırmaya pirim vermiyor. Hatta uluslararası ilişkilerde makuliyet ve karşılıklılık arayan Çin lideri Şi Cinping’e yönelik Batılı teveccühün bir nedeni de Pekin’in Moskova’yı ikna edebileceği beklentisi. Yani Putin değişen bu rüzgârı tersine çevirmek istemez.
Yine de Trump gelinceye dek tırmanma rampasının çıkacağı yeri kestirmek zor. Trump gerilimi çevrilebilir bir noktada yakalasa bile barışın hemen erişilebilir olmadığı da ortada.
Trump barış planına dair şunu söylemişti: “Zelenski'ye şunu söyleyeceğim: Yeter, bir anlaşma yapmanız gerekiyor. Putin'e de şunu söyleyeceğim: Bir anlaşma yapmazsanız, onlara (Ukrayna) şimdiye kadar sahip olduklarından çok daha fazlasını vereceğim.” (Fox News, 16 Ekim 2023.)
Kendi döneminde Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmemiş olmasını ‘Arkadaşım’ dediği Putin’e yaptığı uyarıya bağlıyordu: “Dedim ki, Vladimir, Ukrayna'ya gidersen sana öyle bir vururum ki inanamazsın! Seni Moskova'nın tam ortasından vuracağım.” (Wall Street Journal, 21 Ekim 2024.)
Hep söylediği şey, “Rusya bu yüzyılda sadece benim dönemimde bir yeri işgal etmedi.” Fakat yürüyen bir savaş var ve Trump da sahadaki durumun farkında:
“Rusya büyük bir kış savaşçısıdır. Almanya'yı yendiler, Napolyon'u yendiler. Güçlü bir askeri güç, Ukrayna öyle değil.” (26 Ağustos 2024)
Wall Street Journal’a göre Trump cephe hattı boyunca askerden arındırılmış bir bölge ve Ukrayna'yı en az 20 yıl NATO'ya almama önerisiyle masaya oturmak istiyor. Fakat Kremlin “Müzakereye hazırız” dese de çatışmaların dondurulması fikrine karşı çıkıyor. Rusya’nın ilhak ettiği topraklardan çekilmeyi pazarlık konusu etmeyeceği düşünülüyor. Ukrayna’nın NATO’ya üyeliği de kırmızı çizgi. Ruslar yeni nükleer doktrinle savaş alanında yenilgi olasılığını ortadan kaldırdıklarını düşünerek hareket ediyor. Müzakere masası kolay bir masa olmayacak.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025