Fehim TAŞTEKİN
Suudi Arabistan, Suudi hanedanlığını açık açık eleştiren, demokratik seçim çağrısı yapan ve Şiilere yapılan zulme karşı sesini yükselten Ayetullah Nimr Bakır el Nimr’i idam ederek susturdu. Suudiler itibarsızlaştırmak için Nimr’i ‘tekfirci terör’ ile suçlanan 46 Kaideci ile aynı kefeye koydu.
Suudi Arabistan’ın Doğu Vilayeti’nde Kâtif ve El Ahsa gibi kentlerde yoğunlaşan Şiilerin dramına parmak basarsan anında ‘İrancı’ damgasını yersin. Suudiler de dışarıdan gelen eleştirileri El Nimr gibi Şii önderleri ‘İran’ın maşası’ olarak niteleyip savuşturabiliyor.
Hâlbuki Şiilere baskılar, İslam dünyasında heyecan yaratan ve ‘devrim ihracı’ korkusuna yol açan 1979’daki İran İslam Devrimi ile başlamadı. 1979’dan sonra baskı politikalarının bahanesi değişti.
İdamlar konusunda İran’ın sicili, Suudilerin kendi Şii vatandaşlarına karşı yapıp ettiklerini hafifletemez. Arap Yarımadası’ndaki Şiiler, 19. yüzyılda Vahhabiler ile Suudi hanedanlığı müttefik olduğundan ve nihayetinde 1932’de Suudi Arabistan kurulduğundan beri dinsel bazlı ağırlaştırılmış bir ‘apartheid rejimi’ altında yaşıyor.
Suudi-Vahhabi ittifakı yıkıcı yüzünü 1802’de Hz. Hüseyin’in Kerbela’daki türbesini yıkıp yağmalayarak ve kitlesel katliam yaparak gösterdi. İbni Teymiyye ve Muhammed bin Abdülvahhab’ın takipçileri bu vahşetin adını ‘büyük cihat’ koydular. Şiilere ait cami ve imamların türbelerinin yıkılıp din adamlarının hedefe konulduğu Vahhabi pratiği 1903’te El Ahsa’da tekrarlandı.
1926’da Medine’de dört Şii imamın mezarının bulunduğu El Baki Mezarlığı yıkıldı. Aynı şey 1975’de İmam Cafer el Sadık’ın mezarına yapıldı.
Vahhabi ideolojisi, tekfirci pratikleri, kadına bakış açısı, adalet ve hukuk anlayışı gibi faktörler dikkate alındığında Suudi Arabistan aslında IŞİD’in devlet olmuş versiyonu sayılır. BM tarafından tanınması veya ABD’nin Körfez’deki bir numaralı müttefiki olması bu gerçeği değiştirmez.
El Nimr’in öldürülmesinin ardından birçok kişi Suud ile IŞİD arasında ‘Beyaz IŞİD’ ve ‘Siyah IŞİD’ kıyaslamasını yaptı. Haksız sayılmazlar. Bence ‘Gri IŞİD’ benzetmesi daha da yakışır.
Bu tanımlamalar kimilerine ağır gelebilir ama dünden bugüne Suudilerin Şii politikası insana “Allah Allah” dedirtecek cinsten:
Bir kere Suudi Arabistan’ın resmi mezhebi Vahhabilik, Şiileri ‘Hıristiyan ve Yahudilerden daha tehlikeli sapkınlar’ olarak görüyor. Bu, bugün için de geçerli bir perspektif. Ve devletin geliştirdiği politikalar bu bakış açısına göre şekil alıyor. Hakim mantaliteye göre ‘Rafizi’ olarak isimlendirilen Şiilerin kestikleri yenilmez çünkü necistir, Şii kadınlarla evlenilmez çünkü Müslüman değillerdir, mahkemede Şiilerin şahitliği geçerli sayılmaz çünkü takiyye yapabilirler…
1979’dan itibaren Suudileri İran’ın devrim ihraç edeceği korkusu sardı ve Katif’e hanedana karşı vekalet savaşının yürütüleceği ihanet bölgesi muamelesi yapılmaya başladı. Suudiler potansiyel tehlikeye karşı sert önlemlerin yası sıra 1990’larda sosyal hizmetleri arttırmak suretiyle havuç sopa politikası güttü. 1993’te hapisteki Şii liderleri bıraktı ve sürgündekilerin dönüşüne yeşil ışık yaktı. Peki, Şiiler eşit vatandaş olabildiler mi, hayır.
Bir kere Suudi ulema ve resmi din otoritesinin Şiilere karşı şiddet çağrısı yapan çıkışları sona ermedi. Fetvalarla Şiilerin önüne konulan hep şu oldu: Ya doğru yolu tercih eder hidayete erersiniz ya da öldürülür ya da sürülürsünüz. Şiileri ‘Müslümanların en büyük düşmanı’, ‘sapkın’, ‘sapık’, ‘mutacı’ olarak resmeden açıklamalar eksik olmuyor.
Yönetimin daha fazla iş sözüne rağmen Şiiler arasında bırakın bakan olmayı bir tek vali, emniyet müdürü, yargıç ya da pilot çıkmıyor. Hatta Şiilerin gittiği 300’ü aşkın kadın okulundan birinde bile Şii müdür yok. Şii öğrenciler kendileri için aşağılayıcı tanımlamalar kullanan ders kitaplarını okumak zorunda. Bu yüzden 2002’de Amerikan Kongresi’nin insan hakları oturumunda Institute for Gulf Affairs’in müdürü Ali Ahmed “Suudi Arabistan dini apartheidin çarpıcı bir örneğidir” ifadesini kullanmış. Yerinde bir tespit.
Şiileri dışlayan, şeytanileştiren, temel haklardan mahrum bırakan, çalışma hayatında eşit davranmayan politikalara karşı Şii din adamlarının mücadelesi genelde uzlaşmacı, barışçıl ve reformcu bir çizgi izledi. Suudi Hizbullah örgütünün birkaç yerde düzenlediği saldırılar ya da gösterilerde aşırı güç kullanan polislere karşı gösterilen şiddetli direniş bunun istisnası.
Şii-Sünni düşmanlığını engellemeye çalışan Sünnilere de tahammül yok. Mesela Şemmar aşiretinin liderlerinden yazar Mihlif el Şemmari, saldırı altındaki Şii liderleri ziyaret edip bir Şii’nin cenazesine katıldığı için 2 yıl hapis ve 200 kırbaç cezasına çarptırıldı. Halbuki Sünniler ve Şiileri buluşturacak Şemmari gibi isimlere çok ihtiyaç var. El Nimr’in idamı da maalesef mezhep düşmanlığını körüklemekten başka bir şeye yaramayacak. Kral Selman af yetkisini kullanabilirdi ama tercihini idamdan yani mezhebi gerilimden yana yaptı.
Bu türden bir dini apartheid düzeni “İran da şunu yapıyor, bunu yapıyor” diyerek geçiştirilebilir mi? Haklı olarak El Nimr bir konuşmasında isyan ediyor:
“Bizim yabancı bir ülkenin emriyle hareket ettiğimizi söylüyor. Bu yanlış bir suçlama. Yabancı ülkeden kasıt İran tabii ki… 10 Aralık 1978’te halkın izzetini korumak için bir intifada gerçekleştirildi. Polis şehre saldırdı. Bu 10 Aralık’ta oldu, Şah devrilmeden 4 ay önce. Bir grup insan İmam Hüseyin’in taziyesi için toplanmıştı. Bunun politik konularla hiçbir alakası yoktu. Ama güvenlik güçleri gelip saldırdı ve çatışma çıktı. İnsanlar kendilerini savundu, namuslarını savundukları gibi. O güce 100 kişi tutuklandı. Burada yabancı müdahaleden bahsedebilir miyiz? Eğer gücünüz yetiyorsa konuşmak yerine kendi kabiliyetlerinizi geliştirin. Yabancı ülkenin emrinden bahsedeceğinize gidin İran’la ipleri kopartın. Sonunda ‘Size karşı demir yumruğu kullanacağız’ dediler. Demir yumruğu 50 sefile karşı yabancı ülkeye karşı kullanın. Eğer böyle bir ülke varsa git o yılanın başını ez. Eğer İran ise git İran’a saldır. Hadi gücünüzü görelim. Bizim İran ya da başka bir ülkeyle bağlantımız yok. Bizim değerlerimizle bağımız var ve onları koruyacağız. Şiddetle değil inancımızla ve azmimizle sizi mağlup edeceğiz.”
2011’de ‘Arap Baharı’ denen dalganın gölgesinde daha fazla siyasi ve ekonomik haklar için gösteri yapan Şii gençlerden onlarcası öldürüldü. Ayetullah El Nimr de bu süreçte sesini cesurca yükselten liderlerden biriydi. İran uzantısı olarak suçlanmasına rağmen kendini İran’dan uzak tutan biriydi. Güvenlik güçlerine karşı silahlanmakla suçlanmasına rağmen şiddete şiddetle karşıydı. İran’ın resmi politikalarının aksine Suriye’de Esad rejiminin devrilmesinden yanaydı. Evet bütün kabahati kraliyet ailesine karşı sözünü esirgememesiydi! Sözleri diplomatik değildi!
Geleneksel Şii düşmanlığı nedeniyle El Nimr’e verilen ceza şaşırtıcı olmasa da burada Suudilerin bölgesel politikalarda yaşadıkları hayalkırıklığının içe yansımasını da görüyoruz.
Suriye ve Irak’ta istediğini alamayan Suudiler içerde ve dışarda daha saldırgan politikalara yöneldi. Husilerin iktidara yürüdüğü Yemen’e rövanşist bir yaklaşımla saldırdılar. Ardından Sünni koalisyon oluşturmaya kalkıştılar.
Kendi içindeki mezhepçi politikaları bölgesel ölçeğe taşırken çok tehlikeli bir oyun da oynamış oldular.
Suudiler, Kaide ve IŞİD’in Irak ve Suriye’de kazandığı mevzileri, üretilmiş bir korku olan ‘Şii Hilali’ne karşı bir ‘Sünni bariyer’ olarak kurguladı. Suudi Arabistan’ın kurucu ideolojisi ve parası bu örgütlerin beslendiği damar oldu. Suriye, Irak ve Yemen’de yaptıklarının nasıl bir yansıması olacağına dair korkulara kendi elleriyle yarattıkları canavarların korkusu da eklendi.
http://www.radikal.com.tr/yazarlar/fehim-tastekin/beyaz-isidin-aynasindan-1496691/
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları





























































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.12.2025
15.12.2025
8.12.2025
26.11.2025
11.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
5.10.2025