Fehim TAŞTEKİN
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın St. Petersburg’da Rusya lideri Vladimir Putin ile görüşmesinden sonra Suriye odaklı İran-Rusya ve Türkiye-İran ikili temasları ilginç boyutlar kazanıyor. Bu ikili temasların üçlü bir mekanizmaya dönüşeceğine dair beklenti artıyor. Moskova ve Tahran'dan gelen açıklamalar Türkiye ile anlayış birliğine varıldığına dair iyimserlik havası veriyor. Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması, ülkenin geleceğine Suriyelilerin karar vermesi ve terörle mücadele gibi ilkelerden bahsediliyor.
Türk dış politikasında dönüşüm sancısının yaşandığı bir dönemde Suriye krizinin etrafında gözden kaçan bir dizi çarpıcı gelişme ardı ardına geldi. İran, Suriye ve Rusya savunma bakanları 9 Haziran 2016’da Tahran’da buluştu. Suriye krizi çıktığından beri birbiriyle yakın çalışan üç ülke arasında ilk kez bu tür bir toplantı gerçekleşti. İran devlet televizyonu bu toplantıyı “Suriye savaşında nihai aşamaya geçildi” diye yorumladı.
15 Temmuz darbe girişiminden sonra İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile Tayyip Erdoğan arasında bir telefon görüşmesi gerçekleşti. Bu görüşmede de bölgesel konular ele alındı.
8 Ağustos’ta Bakü’de İran, Azerbaycan ve Rusya liderleri zirve yaparken Türkiye’nin yerinin de masada hazır olduğu mesajı verildi. İran Dışişleri Bakan Yardımcısı İbrahim Rahimpur darbe girişimi karşısında Batılı müttefiklerinden aradığı desteği bulamayan Erdoğan’ın da zirveye katılması gerektiğini belirtti: “Vladimir Putin ve Hasan Ruhani’nin Erdoğan’a verebileceği desteği, ne Arap ne de Batı ülkeleri veremez.”
Erdoğan’ın 9 Ağustos’taki Rusya gezisinde Suriye krizinin çözümü için istihbarat, dışişleri ve askeri kanatların katılımıyla ikili mekanizma kuruldu.
12 Ağustos’ta İran Dışişleri Bakanı Cevat Zarif, Ankara’daki kritik temaslarında bölgesel konuların çözümü için olası iş birliği mekanizmalarını müzakere etti. Bu temaslarda Türkiye, İran ve Rusya arasında bölgesel iş birliği perspektifi öne çıktı.
İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Hüseyin Cabiri Ensari, 15 Ağustos’ta Kremlin özel elçisi Mihail Bogdanov’u ağırladı. Konu yine Suriye’ydi. Zarif’in Ankara ziyareti hakkında bilgi veren Ensari’ye göre Suriye krizinin çözümü konusunda Suriye’nin toprak bütünlüğü ve ulusal birliğinin korunması başta olmak üzere ana ilkelerde uzlaşma sağlandı. Ayrıca her iki taraf da Suriye halkının oylarıyla kapsamlı bir ulusal hükümetin kurulması konusunda mutabık kaldı. Ensari, “İran-Rusya-Türkiye üçlüsünün kurulmasını ne kadar gerçekçi görüyorsunuz?” sorusu üzerine amaçlarının başka ülkelerin hassasiyetlerini tahrik edecek ittifaklar kurmak değil, “hiçbir yabancı aktör bölge halkları adına karar vermemelidir” ilkesi etrafında ülkelerin görüşlerini birbirine yaklaştırmak olduğunu söyledi.
Tahran gelişen çapraz diplomasiye üçlü mekanizma demekten kaçınıyor. Kuşkusuz Suriye’deki dayatmalardan kaynaklansa da emperyal miraslar üzerinde oturan üç gücün ittifakı “tarihi” olur. Ama bunun olması, Suriye üzerindeki iş birliğinden çok daha fazlasını gerektiriyor.
Türkiye-İran yakınlaşması kuşkusuz özellikle Suriye konusunda Türkiye’nin ABD, Suudi Arabistan, Ürdün ve İsrail ekseninden uzaklaşması anlamına geliyor. Peki, bu ne kadar mümkün? Malum iki ülkenin Suriye krizine yaklaşımları taban tabana zıt. İran’ın hiçbir esneme göstermediği dikkate alındığında Türkiye’nin epeyce zikzak yapması gerekecek. İran öteden beri Suriye krizinin çözümü için dört ayaklı bir öneride bulunuyor:
- Ateşkes
- Ulusal birlik hükümetinin kurulması
- Bütün etnik ve dini grupların hassasiyetlerini yansıtan bir anayasanın hazırlanması
- Uluslararası gözetim altında seçimlerin organize edilmesi.
Bu plan Kürtlerin desteğini de almayı hedefliyor. Türkiye’nin seyir çizgisinin geldiği yer ise şu: Mümkünse Esad gitsin, gitmiyorsa da Suriye’nin kuzeyinde Kürtlerin kurduğu fiili özerkliği bitirecek bir siyasi çözüm bulunsun. Anahtar kelime artık Esad’dan ziyade Kürtler. Peki, iki ülkenin yaklaşımı böyleyken Ankara’da üzerinde uzlaşma sağlandığı söylenen temel ilkelerle ilgili nasıl bir ilerleme sağlanacak? Madde madde gidelim:
Türkiye açısından toprak bütünlüğü parantezinde Suriyeli Kürtlerin özerkliğine son verilmesi var. Ne var ki İran ve Rusya meseleye Türkler gibi bakmıyor. Elbette Kürtlerin bağımsızlık yolunda atacakları adımlar karşısında Türkiye ve İran’ın pozisyonu aynı: Sınırlar değişemez.
İran başından beri Suriye ve Irak’la ilgili tartışmalarda Türkiye ile iş birliği zemini ararken sınırların değiştirilmesine yönelik Batılı komplolara işaret ediyor. Ayrıca Suriyeli Kürt aktörler Demokratik Birlik Partisi (PYD) ve Halk Koruma Birlikleri’nin (YPG) PKK ile ilintisi Türkiye kadar İran için de sorun. Bugün Türkiye’yi Batı ile karşı karşıya getiren de bu korku.
Ancak İran yönetimi şimdiye kadar PYD ve YPG’yi terör örgütü olarak nitelendirmedi. Üstelik Kürtlerin İslam Devleti’ne (İD) karşı verdikleri mücadeleyi takdir etti.
Tahran’ın Rojava’ya yaklaşımını önemli ölçüde Suriye’nin izlediği ya da izleyeceği politika tayin ediyor. Bu minvalde sadece İran değil Rusya’nın da hassasiyetini yansıtan iki kırmızı çizgi var: Toprak bütünlüğünün korunması ve Suriye’nin kuzeyinde Amerikan çizmelerine daha fazla yer açılmaması.
Ankara’nın Kürtlerle ilgili beklentileri bu hassas dengeler açısından ters sonuçlar doğurabilir.
Ankara-Tahran arasında ikinci mutabakat konusu Suriye halkına dışarıdan dayatma olmadan kendi kaderini tayin etmesi ve ulusal birlik hükümeti kurulması. Bu mutabakatın nasıl ilerletileceği de belirsiz. Türkiye, Esad’lı bir sürece rıza gösterdiğine dair şimdiye kadar açık bir deklarasyonda bulunmadı. İran ise bu konuda çok net. En son dini lider Ayetullah Hamaney’in Başdanışmanı Ali Ekber Velayeti İran’ın Esad’a yaklaşımında bir değişiklik olmadığını yineledi.
Aşırılıkçılık ve terörle mücadele konusunda da herkes kendi filini tarif ediyor. İran, adını Şam’ın Fethi Cephesi olarak değiştiren Nusra dâhil Türkiye’nin doğrudan ya da dolaylı olarak desteklediği örgütlerin kökünü kazımaktan bahsediyor. Türkiye ise yolun sonuna geldiği halde bu gruplarla oyununu sürdürüyor. Son olarak Türkiye, Halep cephesinde savaşmaları için 1000 militanın sınırdan geçişine izin verdi.
İranlılar Türkiye sınırlarının kapatılması halinde Suriye’deki krizin büyük oranda çözüleceğine inanıyor. Tam bu noktada Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un bir açıklaması önemli. Lavrov, BM Güvenlik Konseyi’nin 2165 sayılı kararı çerçevesinde Suriye sınırındaki iki kapının uluslararası denetime açılması konusunda Türkiye ile anlaşmaya vardıklarını söyledi. 2165 sayılı karar, yardım malzemelerinin geçişi için kullanılan Bal El Selame ve Bab El Heva’nın BM denetimine açılmasını öngörüyor. Lavrov’un sözünü ettiği şekilde Türkiye’nin bunu kabul etmesi silahlı grupların lojistik ve militan akışının kesilmesi anlamına geliyor. Ankara bu konuda sessizliğini koruyor.
15 Temmuz darbe girişiminde Erdoğan’a verdiği desteği fırsata çeviren İran, Suriye krizinde aranan ortaklığın ötesinde Türkiye’ye yeni bir eksen tarif ediyor. Bu, bölgesel ve küresel meselelerde ortaklık gerektiren bir eksen. Muhafazakâr Türk dış politikası ise bize İranlılarla iyi geçinin, Ruslarla düşman olmayın, sırtınızı doğuya yaslayıp yüzünüzü Batı’ya dönün der. Tarihi tecrübeler de der ki Farslarla Türkler birbiriyle iyi geçindiğinde bölgesel sorunların üstesinden gelirler. Kavga ettiklerinde de sorunları katlayarak büyütürler. (Al Monitor)
Yazarlar
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları






























































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.11.2025
11.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
5.10.2025
25.09.2025
15.09.2025
9.09.2025