Fehim TAŞTEKİN
Haber büyük, iddia kocaman: “Suriye'den 50 Arap aşiretinin lideri Urfa'nın Harran ilçesinde toplandı (...) El Cezire ve Fırat Aşiretleri Ordusu kurulacak. (…) Suriye’de Rusya ve İran işgaline son verilecek; Fırat ve Cezire bölgesi DAİŞ (İslam Devleti-İD), PYD/PKK, Hizbullah ve Esad teröründen temizlenecek.”
14 Şubat’ta bir otelde düzenlenen toplantının açılış konuşmasını yapan Şaitat aşireti temsilcisi Şeyh Rafi El Raco Ukla yardımlarından dolayı Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan’a teşekkür ederken şöyle dedi: "ABD, PYD'ye destek veriyor. PYD'nin DAİŞ'ten bir farkı yok. PYD birçok aileyi evinden etti. 50'den fazla köyde Arapları tehcire zorladı.”
Toplantıya hangi aşiretlerin katıldığını ya da 50 temsilcinin gerçekte kimi temsil ettiği belli değil. Haseke ve Deyrezor’daki aşiretlerin bir kısmı ABD’nin Rakka operasyonuna hazırladığı Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) asker vermiş durumda. Mesela Suriye Ulusal Koalisyonu’nun eski başkanı Ahmet El Cerba 3 bin adamıyla birlikte SDG bayrağı altında Rakka operasyonuna katılacağını duyurmuştu. Şimr aşiretinden gelen Cerba’nın Suriye Özel Kuvvetleri adını verdiği birliğine Şaitat gibi aşiretler de savaşçı gönderdi. 17 Ocak’ta Rakka’daki 28 aşiretin temsilcisi de Hacı Ali Köyü’nde bir basın toplantısı düzenleyip SDG’nin arkasında olduklarını duyurdu.
Suriye krizinin ilk dönemlerinde bu tür haberler manşetlere çekilir, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a en fazla iki hafta ömür biçen senaryolar yazılırdı. Peki, hayal köpürten hikâyelere Suriye pazarı kapandığına göre Türkiye’nin ev sahipliğinde yeni bir ordu vaat eden bu toplantı neyin nesi?
Toplantıyı izleyen yerel bir gazeteci Al-Monitor’a şu değerlendirmeyi yaptı: “Toplantıya katılanların Suriye’deki aşiretleri gerçekten temsil ettiğini söylemek mümkün değil. Aşiret lideri diye bahsedilen kişilerin çoğu Suriye’de bile yaşamıyor. Aralarında Türkiye’de yasa dışı kaçakçılıktan hakkında yasal işlem yapılmış olanlar da var. (...) Kalabalık ve güçlü bir görüntü vermeye çalıştılar. Önceki toplantılardan farkı yoktu. (...) Toplantının arkasında hükümet ve istihbaratın olmadığını söylemek mümkün değil. Alınan güvenlik önlemlerinden bile bunu anlamak mümkün.”
Önemli ölçüde Arap nüfusunun barındığı Urfa 2012’ten beri özellikle Kürtlerin kanton sistemiyle özerklik ilan ettiği Cezire bölgesine yönelik vekâlet savaşının hazırlıklarının yapıldığı bir merkez haline geldi. 23-24 Aralık 2012’de Urfa’da toplanan Arap aşiretleri “El Cezire ve Fırat Kurtuluş Cephesi”nin kuruluşunu ilan ettikten iki ay sonra Serekaniye’de YPG’ye karşı başlatılan çatışmalara katılmıştı. Ancak oluşum, Türk istihbaratının desteği ve yönlendirmesiyle varlık göstermeye çalışsa da sahadaki durumu değiştirememişti.
Arap aşiretlerinin Harran’daki son buluşması Türkiye’nin sadece Rojava’daki Kürtleri değil tüm Suriye'de güç dengelerini etkilemeye yönelik hamlelerinden bir yenisini teşkil ediyor.
Fırat Kalkanı Harekâtı ile birlikte “Hem sahada hem masada olacağız” sözünü tekrarlayıp duran Türk hükümeti belli ki kendisini açığa düşüren karşı hamlelere rağmen her koşulda etki kapasitesini yitirmek istemiyor. 50 aşiretlik boy gösterisi son birkaç hafta içerisinde Suriye etrafında yaşanan kritik gelişmelerden bağımsız olarak ele alınamaz. Nedir bu kritik gelişmeler?
-
Kürtlerin “Şehba” adını verdikleri Kobani ile Afrin arasındaki bölgeyi özerklik yapılanmasına entegre etme planlarını boşa çıkarmak ve YPG’nin ABD ile ortaklığını bitirmek amacıyla Türkiye tarafından ortaya konan çabalar bazı açmazlarla karşılaştı. Rakka yolunda El Bab’ın güneyinde önü kesilen Fırat Kalkanı Harekâtı daha sonra Menbiç’e yöneldiğinde Rus, Amerikan ve Suriye bariyeri ile karşılaştı. Böylece, Türkiye’nin Kürtleri ekarte ederek Rakka’ya gitme planı suya düştü.
-
Türkiye’nin, Fırat Kalkanı’na eşlik eden muhalif güçlerle Rakka’yı İD’den kurtarma önerisini gerçekçi bulmayan Trump yönetimi tercihini YPG’nin ana gövdesini oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’nden (SDG) yana yaptı. Türk, Rus ve Amerikan genelkurmay başkanlarının 9 Mart’ta Antalya’da gerçekleştirdikleri sıra dışı zirvede Rakka ele alınırken, ABD SDG’ye askeri sevkiyata çoktan başlamıştı.
-
Türkiye “Menbiç’i PYD-YPG’den temizleyip oraya bölgenin halkını yerleştireceğim” derken, Menbiçliler Tel Abyad’takine benzer bir yolla öz yönetim tesis etti. Bu yapılanmanın organizatör gücünün Rojavalı Kürtler olduğunu söylemeye gerek yok. Bu, Menbiç’in güneyinde Rusya’yı, kuzey ve batısında Amerika’yı arkasına alan Kürtlerin el yükseltme hamlesiydi. Eş başkanlık sistemi ve 13 komiteden oluşan Menbiç Demokratik Yönetim Meclisi’nin üyeleri ana dillerinde yani Kürtçe, Arapça, Türkmence ve Çerkesçe yemin ederek göreve başladı. Üstelik fiili özerk yönetim yapılanmasına ne ABD ne de Rusya'dan itiraz geldi.
-
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 10 Mart’ta Moskova’da görüştüğü Rus lider Vladimir Putin’den Kürtlere karşı istediği desteği alamadı. Erdoğan Putin’le görüşmesinden çıkan sonucu “Suriye’de ayrı bir devlet kurulmasını kesinlikle tasvip etmiyor. Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygı duyulması gerektiğini ifade etti” sözleriyle aktardı. Ne var ki anlaşmazlık konusu zaten ayrı bir devletin kurulması ve toprak bütünlüğü değildi.
-
Suriye cephesine ilaveten Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (KBY) “Roj Peşmergeleri” adı verilen milis güçlerini Türkiye ile eş güdüm halinde Şengal’e gönderdi. Ancak PKK bağlantılı Ezidi güçleri bertaraf edip Rojava’ya güneydoğudan sokulma planı da yürümedi. Sadece Ezidiler değil Irak Kürdistanı’ndan Kürdistan Yurtseverler Birliği ve Goran hareketi de Şengal operasyonuna karşı çıktı.
Bu olumsuz tablo üzerine eş zamanlı iki gelişme yaşandı. Birincisi, ABD ve Rusya ile istediği uyumu yakalayamayan Türk hükümeti oyun bozucu etkisini Astana’da gösterdi. 15-16 Şubat tarihlerinde Astana’da muhalefetle Şam yönetimini buluşturan toplantıya Türkiye’nin yönlendirmesiyle katılan muhalif gruplar, 14-15 Mart tarihlerinde düzenlenen ikinci toplantıya müzakereci heyeti göndermedi. Suriye’yi temsil eden BM Daimi Büyükelçisi Beşar El Caferi muhalifleri Türkiye’nin engellediğini öne sürdü.
İkincisi, Astana sürecine paralel olarak Harran’da da aşiretler bir araya getirildi. Burada alınan yeni ordu kurma kararı Türkiye’nin hassasiyetleri dikkate alınmadığı takdirde süreçlerin nasıl tıkanacağına dair bir mesaj içeriyordu. Bu kez verilen mesajın muhatabı sadece Kürtler değildi. Mesajın muhatapları arasında Kürtlerle ortaklıkta ısrar eden ABD, işgalci olarak nitelenen Rusya ve İran ile bu iki gücün desteklediği Suriye de vardı.
Ancak bu tür bir mesajın, Suriye sahnesinde altı yıldır süren kanlı tiyatrodan ve sonu gelmez oyunlardan sonra tabloyu değiştirmesi ve Türkiye’ye oyun kurucu payesi kazandırması pek mümkün gözükmüyor. Fırat hattındaki aşiretlerin gerçekten ordu kurma potansiyeli olsaydı böylesi bir ordu bugüne kadar zaten kurulurdu. Nitekim, geçen baharda Suriye’nin kuzeyinde Türkiye üzerinden beslenen gruplarla “Kuzey Ordusu” isimli yeni bir askeri birliğin kurulacağı ilan edilmiş ama bu ilanın da arkası gelmemişti. Fırat Kalkanı kapsamında muhaliflerden devşirilen güç Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sahadaki sevk ve idaresine rağmen bir ordu hüviyetini halen kazanabilmiş değil.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025