Fehim TAŞTEKİN
Haşd el Şaabi’yi IŞİD ile eş tutma konusunda Muhammed Hurşid yalnız değil. Kürtler arasında bu kıyası yapan çok. Musul’daki 16 tartışmalı bölgeden 12’sinde kontrolü sağlayan Haşd’ın özellikle Kerkük’ü geri almak için savaşacağına dair korku hakim.
‘Kerkük kimin şehri’ tartışması çok yorucu. Kerkük Kalesi vakti zamanında herkesi bağrına sığdırmış. Kentin geleceğini tartışırken Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) Kerkük Temsilcisi Dr. Muhammed Hurşid söze “Bir Kerküklü olarak iki-üç dil bilmem gerekiyor. O yüzden bize ‘Dört Dilli’ derler. Bir diğer milletten akrabası olmayan çok az aile görürsün. Kerkük Kalesi’nde Kürtler ve Türkmenlerin evlerini de görürsün, Hıristiyan ve Yahudilerin evlerini de” diye başladı. Kürt ve Türkmenler aleyhine Araplaştırma siyasetine maruz kalmış Kerkük’ün demografik yapısı, 2003’ten sonra eski haline doğru epey değişti.
2014’te Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) Musul’u ele geçirmesine paralel olarak Irak ordusu dağılırken Kerkük’ün merkezinde kontrol tamamen Peşmerge güçlerinin eline geçti. Kırsalda durum karışık. Şii Türkmenlerin olduğu bölgelerde Haşd el Şaabi etkiliyken, Arap yoğunluklu Havice IŞİD’in elinde.
Kimi Türkmen kesimler Kürtleri etnik temizlikle suçluyor. Suçlamayı reddeden Kürtler ise süreci Kürtleştirme değil sürülenlerin dönüşü olarak okuyor.
Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin başkenti Erbil
KDP’nin Kerkük sorumlusu Muhammed Hurşid ile birlikte iki Peşmerge komutanının Mevlana’dan, Hafız’dan, Sadi’den, Firdevsi’den Farsça şiirler okuyup İran’daki sürgün günlerini yad ettiği bir dağ evinde Kerkük, Şengal ve referandum üzerine de uzun uzun sohbet etme imkânım oldu.
Özellikle Kerkük konusundaki soruları, KDP adına Türkmen ve Araplarla diyalog ve çözüm çalışmalarını yürüten biri olması nedeniyle Muhammed Hurşid’e yönlendirdim:
Kerkük’le ilgili herkes kendi tarihini yazıyor. Sizin gözünüzde Kerkük’ün hikâyesi nedir?
1930’dan sonra Nuri Sait Paşa ile birlikte su projesi başladı. Kerkük’ün güneyinde Havice’ye Bedevi Araplar yerleştirildi. 1963’te Haviceli Araplar Kürtlere saldırdı. 300 köyü yaktı. (Bu saldırılar Haras Kavmi Savaşı olarak biliniyor.) Havice, Kerkük için her zaman tehdit oldu. Bibani köyü 1963’ten bu yana 4 kez yakıldı. Türkmen köylerine de saldırdılar. Türkmenlerin arazileri Havice’deki Arapların elinde. Saddam döneminde, 1974’ten sonra Arapları yerleştirme projesi hızlandırıldı. 1988’de Kerkük’teki bütün Kürt köylerini yıktılar, insanları sürdüler. Yıkılan ya da Arapların yerleştirildiği köylerin sayısı 758. Kerkük’ten sürülenler Dohuk ve Erbil’e yerleşti.
Türkmenler bombalı saldırılarla ikisi lider düzeyinde çok sayıda insanlarını kaybettiklerini ve bu yüzden insanların Kerkük’ü terk ettiğini belirtip kasıtlı bir göç ettirme politikası güdüldüğünü söylüyor. Nedir bu olayların aslı astarı?
2003’ten beri Kerkük’teyim. Kürtlerden Türkmenlere yönelik planlı bir göç ettirme politikası yok. Suikast ya da patlama yok demiyorum. Fakat herhangi bir Kürt grubunun Türkmenleri yok sayan bir politikasından söz edilemez. Kentte 2003 öncesi bir tane Türkmen okulu yoktu. Türkmenler Kürt hükümeti sayesinde birkaç okul açtı. Hatta Latince alfabe ile okuyup yazıyorlar. Irak hükümeti bunu kabul etmiyor ama biz ediyoruz. Erbil’de ise 2003’ten önce de Türkmen okulu vardı. Irak’ta 2003 sonrası geçiş dönemine başkanlık edenlerden birinin Türkmen olmasını sağlayan bizdik. Ben Kerkük Üniversitesi’nde hocayım. 2003’te üniversite rektörü Kürt’tü. Türkmenlerle anlaşmıştık, herhangi bir koltuk kimdeyse onda kalsın diye. Ama rektörlük koltuğuna bir Türkmen atandı. Atamayı Bağdat yapıyor, Kürdistan hükümeti değil. Kütler bundan rahatsız. Kerkük’te Milli Eğitim Müdürü Türkmen’di. Bir Arap atandı. Biz buna itiraz ettik, Türkmenlerde kalmasını istedik. Ama Türkmenler bu tür atamaları bir Kürt’ün suçu olarak görüyor.
2003’ten bu yana ne kadar Kürt ya da Türkmen Kerkük’e yerleşti? Veya ne kadar insan göç etti?
Doğru dürüst bir istatistik yok. Irak hükümeti köylerimizin tekrar canlandırılması için destekte bulunmadı. O yüzden insanlar köylerine değil şehir merkezlerine yerleşti. Türkmenler neden Kürtler şehir merkezine yerleşti diye şikâyet ediyor. (Türkmen kasabası) Beşir halkı da kendi bölgelerine değil şehir merkezine yerleşti.
Kürtler nerelere yerleşti?
Kürtler başkasının evlerine değil hükümetin tahsis ettiği topraklara yerleşti. Anayasanın 140. maddesine göre dönmek isteyen insanlara devletin yer göstermesi gerekiyor. Mam Celal (Talabani) Beşir içinde 1000 ev yapıp Türkmenlere hediye etti. Ama kimse bundan bahsetmez.
İl yönetiminin paylaşımı ile ilgili de tartışma sürüyor…
Türkmenlerle özel toplantılara katıldım. Burada bir sıkıntı var. Bize göre Kerkük hepimizindir. Tüm ırk ve dinlerin şehridir. Kim orada yaşıyorsa onlarındır. Bir ırk ya da dinin değildir. Türkmenler size diyor ki ‘Kerkük Türkmen şehirdir’. Kerkük üzerinde bir mutabakat sağlanması gerekiyor. O yüzden kısa süre önce Kürt liderlerin isteği üzerine yeni bir çözüm projesi hazırladım. Kürt liderlerine sundum ve kabul edildi. Bu projeyi Türkmen liderlere götürdüm. Perde arkasında bu öneriyi kabul ettiler ama televizyonlarda başka şeyler söylediler.
Projenin içeriği nedir?
Gelecekte nasıl birlikte yaşayabiliriz? Proje bunun üzerine. Herkesin nüfusuna göre şehir yönetiminde söz sahibi olmasını öneriyoruz. Yetkilerin nüfusa göre dağıtılmasını istiyoruz. Türkmenler nüfus olarak üçüncü sırada gelmekten yani Arapların gerisine düşmekten korkuyor. 30 Temmuz’da bir toplantı yaptık. KYB’nin üç politbüro üyesi, milletvekilleri, vali yardımcısı, Türkmenlerden Hasan Turan, Ali Mehdi ve Hacı Kasım Hamza, Araplardan Halid Mefraci ve Hıristiyanların bir temsilcisi katıldı. Yetki paylaşımı dahil birçok konu üzerinde konuştuk. Maalesef Hasan Turan toplantı bitmeden önce dışarı çıkıp bir telefon görüşmesi yaptı, geri döndüğünde pişman olmuştu.
Tam olarak ne önerdiniz ve neden reddedildi?
Paylaşıma konu olan dört yetki var: Vali, vali yardımcısı, meclis başkanı ve meclis başkan yardımcısı. Bizim önerimiz şuydu: Meclis seçimlerinde en fazla vekil çıkaran liste valilik, ikinci sırada gelen liste meclis başkanlığı, üçüncü sırada gelen liste vali yardımcılığı, dördüncü sırada gelen liste de meclis başkan yardımcılığını alsın. Nüfus oranlarına baktığımızda valinin Kürt, meclis başkanının Arap, vali yardımcısının Türkmen, meclis başkan yardımcısının Hıristiyan olması mümkün. Hıristiyanlar için kota söz konusu. Fakat Türkmenler üçüncü gelen listenin hem vali yardımcılığı hem de meclis başkan yardımcılığını talep ediyor. Biz de bu durumda Hıristiyanlar dışlanacağı için bunu kabul etmiyoruz.
Haşd el Şaabi’nin kontrolünde olan yerler de var. Tuz Hurmatu’da Peşmerge ile bir çatışma yaşanmıştı. Türkmenlerden de 10 binin üzerinde insan Haşd el Şaabi’ye katıldı. Haşd ile bir çatışma riski var mı sizce?
Bize karşı kampanyada sadece isim değişti; Haras Kavmi’ydi, sonra Baas oldu, sonra DAİŞ. Şimdi Haşd el Şaabi. Korkuyoruz, bu yüzden devlet olmak istiyoruz.
PKK’nin Kerkük’te zemin kazandığı ve Havice sonrası Kerkük’e olası saldırıda devreye girip boşluğu dolduracağı yönünde senaryolar var… PKK’nin Şengal’deki gibi Kerkük’te de güçleneceği ihtimali gerçekçi mi?
Hayır, kesinlikle böyle bir durum söz konusu değil. Bağdat PKK’nin uzantısı olan PÇDK’ye izin verdi ve bunlar seçime de katıldı. Bunlar Irak hükümetinden izinli çalışıyor. Kerkük’te yerleri var. Biz de PKK’nin orada olmasına razı değiliz. PKK, Irak Kürdistan’ın bir partisi değildir. DAİŞ savaşında Kerkük’ün güneyinde bazı yerlere PKK’yi getirdiler. KDP’nin sorumlu olduğu bölgelerde ya da sınırlarda PKK yok. İhtiyacımız da yok. Kerkük’ün batısından biz sorumluyuz ve hiç PKK yok. Türkmenlerin rahatsızlığını da anlıyorum. O kadar silahlı adamları da yok. Silahlı olanlar ve gönül verenler 300 civarındadır. PKK’nin felsefesi Kerkük halkına yabancıdır. Kerkük’ten Kandil’e çocukları götürüyorlar, bundan aileler rahatsız ve çocuklarını geri getirmeye çalışıyorlar.
Kerkük’ün güneyindeki bölgelerde KYB’li Peşmergelerle birlikte birçok yerde PKK’lileri bizzat gördüm…
Ben de Vahda, Halid ve Said köyleri ele geçirilince oralarda PKK’liler gördüm. Ama cephede etkili olduklarına tanık olmadım. Şu anda sadece Şengal’de PKK var. Nerede olurlarsa sıkıntı yaratıyorlar.
Şengal’de PKK çizgisindeki Ezidilerin öz yönetim ilanı için de ne diyorsunuz?
Türkiye’de de ilan ettiler. Bunun bir etkisi yok. Kürdistan hükümeti bunları kabul etmiyor. Bunlar sıkıntı yaratıyor. Seçimlerde hiçbir partiye rakip olamadılar. Buradaki halk onların fikrini kabul etmiyor.
Erbil
‘HAŞD KORKUSU YERSİZ’
Haşd el Şaabi’yi IŞİD ile eş tutma konusunda Muhammed Hurşid yalnız değil. Kürtler arasında bu kıyası yapan çok. Musul’daki 16 tartışmalı bölgeden 12’sinde kontrolü sağlayan Haşd’ın özellikle Kerkük’ü geri almak için savaşacağına dair korku hakim. Goran’dan milletvekili olarak bir dönem Bağdat’ta, siyasetin tam merkezinde yer almış ve tartışmalı bölgelerle de ilgilenen Parlamento Bölgeler ve Vilayetler Komitesi Başkanlığı’nı yürütmüş olan Dr. Muhammed Kayani’nin de görüşlerine başvurdum.
Kayani, Haşd’ın Kürtleri katleden ve süren tarihsel düşmanlık zincirinin bir devamı olduğu tespitini yersiz buldu:
“Haşd el Şaabi yasal çerçevesi olan ve başbakana bağlı bir yapı. Ayrıca Haşd el Şaabi içerisinde farklı unsurlar var. Haşd’ın liderlerinden Hadi el Amiri’nin Mesud Barzani ile dostane ilişkileri var. (Irak Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı ve Haşd el Şaabi Komitesi Başkanı) Falih Feyyaz hem Barzani hem de KYB yönetimiyle iyi ilişkilere sahip. Amiri ve Feyyaz, Şia toplumu içinde Kürt yanlısı olarak bilinir. Haşd el Şaabi kendiliğinden Peşmerge’yle savaşa girişmez. Tartışmalı bölgeler müzakere yoluyla halledilecek mi halledilmeyecek mi, bütün mesele bu. Eğer müzakereyle çözülmezse o zaman her türlü araç kullanılabilir. Elbette Bağdat ile Kürdistan arasında savaş çıkarsa Haşd el Şaabi de Irak ordusuyla birlikte bu krizin bir parçası haline gelir. Bir kısmı İran’la bağlantılı diye Tahran’ın yönlendirmesiyle bunlar savaş açamaz. Irak ordusunun da İran’a boyun eğmesi lazım. Böyle bir şey olmaz. (Haşd bünyesindeki Asaib el Ehl el Hak lideri) Kays el Hazali İran’ın adamı, ama kendi politikasını bütün Irak yönetimine dayatamaz. Kendi kendine düşman yaratan saçma bir argüman bu. 2015’te Tuz Hurmatu’da olduğu gibi bazı akılsız adamlar çatışma çıkarabilirler. Fakat bu siyasi bir karara dönüşmediği sürece Kürtlerle bir savaş olmaz.”
Erbil
Kayani tartışmalı bölgelerin çözümüyle ilgili de iğneyi Bağdat’a, çuvaldızını Kürdistan liderlerine batırdı:
“Hadi el Amiri ile defalarca görüşmüşümdür. Bir seferinde bana dedi ki tartışmalı bölgelerle ilgili problemin müzakere ile çözülmesini istiyorum. Ama Kürt liderleri buna hazır değildi. Gidin ister (eski Başbakan) Nuri el Maliki ister (eski Başbakan ve şu anki Dışişleri Bakanı) İbrahim el Caferi’ye sorun, ikisi de size ‘Hiçbir Kürt lider ya da hükümette yer alan bir Kürt bakan 140’ıncı maddenin uygulanması konusunda bir taleple gelmedi’ diyecektir. (Eski Irak Dışişleri ve Maliye Bakanı) Hoşyar Zebari oradaydı, (Eski Başbakan Yardımcısı) Berham Salih de oradaydı. Celal Talabani Irak Cumhurbaşkanı’ydı, şimdi Fuat Masum onun koltuğunda.”
“(Neden istemediler?) Çünkü tartışmalı bölgeler Kürdistan’a dahil edildiğinde KDP ve KYB’nin oy oranı düşecekti. KYB de Kerkük’ü başkasıyla paylaşmak istemiyordu. Ben, Bölgeler ve Vilayetler Komitesi başkanıyken Talabani’ye orijinal sınırlara dönülmesiyle ilgili yasa tasarısını parlamentoya göndermesini istedim. O ne yaptı? Baas Partisi iktidara geldiğinden beri sınırları değiştiren bütün başkanlık emirleri ve yasaların iptal edilip sınırların eski haline getirilmesini öngören bir teklif sundu. Bu 250 kararın iptali demekti. 4 vilayet kuruldu ondan beri. Bütün bu sınırları tekrar değiştirmek uygulanabilir bir şey mi? Bu Selahaddin, Necef ve Dohuk gibi vilayetlerin kaldırılması demek. Siyasi amaçlarla sınırları değiştiren 9 kanun ya da kararname var. Bunlar Şii ya da Kürt bölgesinde demografiyi değiştirmiş kararlardır. Bu maddelerin kaldırılması lazımdı, bunu uygulamak kolaydı. (Peki neden şimdi istiyorlar?) Sanıyor musun Kerkük’te referandumu uygulayacak? Uygulansa da tartışmaları bölge sorunu devam edecek. Bu referandum tartışmalı bölgeler sorununun çözümü ile ilgili değil. Bu referandumun Kürdistan’ın bağımsızlığıyla ilgisi yok. Bu KDP ve KYB’nin başarısızlıklarını örtme çabasıdır. Halk iradesini ortaya koyduktan sonra sen bağımsızlığı ilan edebilecek misin? Hayır, referandum bağımsızlığa götürmeyecek. Çok faktör var. Türkiye, Kürdistan’da 23 yerde asker bulunduruyor. Bu kadar asker varsa nasıl bağımsızlık ilan edeceksin? Tek hayat damarı var, o da petrol. Boru hattını kapattıklarında ne yapacaksın? Bu koşullarda Türkiye onayı olmadan bağımsızlık mümkün mü? Kürt Kıbrıs’ı olmaktan başka bir şey olmaz. Bu bağımsızlık değil. Bu Türkiye’nin yeni bir vilayeti olmaktır. Musul DAİŞ’in eline geçince ‘Artık Irak’la değil başka bir entite ile komşuyuz’ dediler. Böylece Kürdistan’ı kurduklarını düşünüyorlardı. Türkiye’nin desteğiyle ile mi kuruyorsunuz’ diye sorduk. ‘Evet’ dediler. Kıbrıs’ın durumuyla kıyaslıyorlardı kendilerini. Dedim ki ‘Türkiye Kıbrıs’ta kaybetti çünkü Kıbrıs sadece beş ülke tarafından tanınıyor. Ayrıca inanıyor musunuz ki Türk ordusu Hamrin’e gelecek ve Irak ordusuna karşı Kürdistan’a kalkan olacak?”
Referandumla ilgili tartışmalar bu minvalde. Bunların hiçbiri Kürtlerin onlarca yıl ağır bedeller ödediği bağımsız Kürdistan hayalinden vazgeçtiği ya da buna karşı çıktığı anlamına gelmiyor. Referandumu zamansız ve zeminsiz bulanların da ezici çoğunluğu sandık başına gittiklerinde muhtemel ‘Evet’ oyu kullanacaktır.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları






















































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
5.10.2025
25.09.2025
15.09.2025
9.09.2025
1.09.2025
26.08.2025