Fehim TAŞTEKİN
Türkiye’nin zıt gündemlerin peşindeki Rusya ve ABD’nin ‘soğuk’ duruşu karşısında kendi ateşini biraz düşürmesi lazım. Hem Türkiye hem de bölgenin iyiliği için!
Türkiye’nin planlanan harekâtın peşrevi olarak sınırdan top ateşine tuttuğu Afrin’deki gerilimin gölgesinde aynı anda çok şey dönüyor. Bu gerilime kim neyin karşılığında nereye kadar yeşil ışık yakıyor? Tutumlar hangi noktada kırmızı ışığa dönüyor?
Türkiye haricinde Suriye krizine müdahil olan iki büyük aktör Rusya ve ABD, bağlayıcı ve keskin çıkışlardan kaçınıyor. Düşünün, Türkiye ilan edilmiş bir savaşı, (Savunma Bakanı Nurettin Canikli’nin ifadesiyle) ‘fiilen’ başlatıyor ama Suriye sahnesindeki aktörlerde ne bir telaş ne bir panik. İstifini bozan yok. Bu kadar ifadesizlik poker için bile fazla.
***
Türkiye’nin kuzeyden güç gösterisi sadece Rusya ve Suriye değil ABD için de ‘kullanışlı bir tehdit’ olabilir. Yeter ki bu tehdit iki NATO gücünü karşı karşıya getirmesin ya da ABD’nin planlarını alt üst edecek bir noktaya varmasın. Bu tür tehditler Kürtleri daha fazla ABD’ye itiyor.
ABD, Fırat’ın batısında Kürtler için garantör değil. O yüzden Kürtlerle ortaklık namına bir şey yapması da gerekmiyor. Rusya ile ABD arasında operasyon alanlarını belirleyen mutabakat oluştuğundan beri bu böyle. Sanki ABD, YPG’yle Fırat’ın doğusunda kurduğu ortaklık nedeniyle öfkesi kabaran Türkiye’nin gazını Afrin’de Kürtlere koruma sunmayarak alıyor. Ama iş ciddiye binince NATO’daki müttefikine operasyon yapmaktan kaçınmasını telkin ediyor. Çünkü bir yandan da şekillenmekte olan Amerikan stratejini uygulanabilir kılmak için ihtiyacı olan Kürtlere korundukları hissini verme gereği duyuyor.
Ayrıca ABD’nin YPG ile kurduğu ortaklıktan beslenen gerilimin Tel Ebyad, Kobani ya da Kamışlı’da değil de Afrin üzerinde temerküz etmesi, Suriye’deki Türk-Rus ortaklığını örseliyor. Bu da ABD açısından iyi!
Rusya, garantör olmasa da Afrin’de askeri gözlemci bulunduruyor. Ayrıca Rus ordusu geçmişte Türkiye destekli örgütlerin saldırıları karşısında Afrin’in savunmasına katkılar sağladı. Afrin karışırsa İdlib planının yanı sıra Astana süreci de elde patlamış olacak. İnisiyatifin Rusya’ya geçmesinden rahatsız olan ABD bu tür bir sonuç için de kadeh kaldırabilir.
ABD’nin önceliği Türkiye’yi fazla alevlendirmeden ve Rusya ile kafa kafaya gelmeden yeni Suriye stratejisini hayata geçirmek. Bu stratejinin başarısı IŞİD’le savaşta olduğu gibi Kürtlerle kurduğu ortaklığa bağlı. Hâlâ Kürtlerden başka sağlam bir alternatifi yok. Bakınız CIA’in eğitip donattığı ÖSO etiketli Mutasım Tugayı ve Levant Cephesi gibi örgütlerin temsilcileri geçen hafta Washington’a çıkarma yapıp, “YPG aynı zamanda Ruslarla çalışıyor, onları bırakıp bizi destekleyin, İran ve Hizbullah’ı en iyi biz yok ederiz” mesajı verdikleri halde Trump yönetiminden yüz göremedi. Çünkü bu örgütler denendi ve sonuç alınamadı.
Önemli ölçüde Kürtlerle ortaklığa dayalı yeni stratejiyi Dışişleri Bakanı Rex Tillerson 17 Ocak’ta Stanford Üniversitesi’ndeki konuşmasında 5 maddeyle özetledi:
– IŞİD ve El Kaide’nin tamamen yenilmesi ve tekrar ortaya çıkmasının önlenmesi.
– Suriye halkı ile Esad rejimi arasındaki çatışmanın BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararı çerçevesinde çözülmesi.
– İran’ın nüfuzunun bitirilmesi.
– Mültecilerin geri dönüşü için koşulların sağlanması.
– Kitle imha silahlarının yok edilmesi.
1, 4 ve 5’inci madde esas iki madde için makyaj. Dolambaçlı ve süslü laflar bir yana Tillerson’ın konuşmasından çıkan sonuç şu:
IŞİD tamamen ortadan kalkıncaya kadar Suriye’deki Amerikan askeri varlığı devam edecek. Halihazırda ABD’nin 2 bin askeri var. Çalışmalar ‘kurtarılmış’ bölgelerin istikrara kavuşması için yoğunlaştırılacak.
Bu şekilde Esad sonrası dönem için siyasi geçişin koşulları oluşacak ve İran’la bağlantılı unsurlar geriletilecek.
Yani hem YPG’nin ana omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) hem de Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu’ndaki sivil yapılarla ilişkileri derinleştirecek. Konuştuğum Kürt kaynaklar kalabalık bir Amerikan heyetinin yakında bölgeye gelip yerel yönetimin birimleriyle görüşeceğini söyledi. Yani askeri ortaklığa siyasi boyut da ekleniyor. Zaten Türkiye’nin Afrin için alevlenmesinde bir neden İdlib’e yönelik Suriye ordusunun başlattığı operasyonsa diğer neden ABD’nin Kürtlerle kurduğu ilişkileri kurumsallaştırıp meşruluk kazandıracak adımlardır.
Amerikalıların niyetini daha basitleştirerek özetlersek; ABD, petrol, doğalgaz ve tarım alanlarıyla ülke ekonomisinin omurgasını oluşturan Fırat’ın doğusunda şekillenen yeni entiteyi Suriye’deki hesapları için sağlam bir koza dönüştürmeye çalışıyor. Yani Ürdün, Lübnan ve Türkiye sınırlarından beslenen gruplardan umudunu kestiğinden beri Kürtlere yaptığı yatırımı IŞİD sonrası dönemde kurumsallaştırmaya çalışıyor. Bu kurumsallaşma ABD’nin bölgede kalış süresini de uzatacaktır. Bu amaca matuf çalışmaların en önemlisi 30 bin kişilik ‘Sınır Güvenliği Gücü’nün kurulması planıydı.
***
Rusya da iki nedenle Türkiye’den Afrin’e yönelen bir baskıya sınırlı ve kontrollü olmak kaydıyla göz yumabilir:
Birincisi Halep’te olduğu gibi İdlib’in de Suriye ordusunun kontrolüne geçişini sağlayabilmek için Türkiye ile kurulan ortaklığın devamını temin etmek.
İkincisi Kürtlere Şam’la birlikte geliştirilecek çözüme ortak olmaktan başka şansları olmadığını hissettirmek. Yeter ki Türkiye’den yönelen baskı Soçi ve Astana süreçlerini rayından çıkaracak şekilde bir müdahale ya da işgale dönüşmesin. Dikkat ederseniz Rusya, Türkiye’nin Afrin’i topa tutması karşısında epey soğukkanlı. Orada gözlem gücü olduğu halde sükûnetini koruyor. Fakat hava destekli kara harekâtına yeşil ışık yakmıyor. Rusya kalkanı devre dışı bırakmadığı sürece hava operasyonu mümkün değil. Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan bunun için Moskova’ya gitti. Nasıl bir yanıtla döndükleri şimdilik malumumuz değil. Bilinen şu: Rusya hem İdlib’deki cihatçıların kontrolüne son vermeye hem de Astana ve Soçi süreçlerini ilerletmeye kararlı.
***
Sınırlı bir Türkiye tehdidi Kürtleri işbirliğine zorlamak açısından Şam’ın da işine gelebilir. Ancak amaç Suriye’nin tamamında kontrolü sağlamak ve toprak bütünlüğünü sağlamaksa Şam yönetimi de bu tehdidin Kürtleri hepten ABD’ye mahkûm edecek bir boyut kazanmasını, bunun bir Türk işgaline dönüşmesini ve Ankara’nın elini güçlendirecek boyut kazanmasını istemez. Sonuçta Rusya gibi Suriye yönetiminin de Kürtleri kazanmaya ihtiyacı var. O yüzden Şam, Suriye sahasına girecek Türk jetlerinin vurulacağı uyarısını yaptı. Kuru kuruya bir tehdit değilse bu uyarı Moskova’nın tutumundan bağımsız değildir. Ve YPG’nin diğer bölgelerden Afrin’e gönderdiği takviye güçler de Suriye ordusunun kontrol ettiği koridordan geçiyor. Tabi ki bunların yanı sıra Şam’ın Kürtleri kazanmak için fiili özerkliğin geleceğine dair daha gerçekçi bir yaklaşım sergilemesi de gerekiyor. Bu da Türkiye’nin şiddetle engellemeye çalıştığı bir seçenek.
***
Türkiye’nin zıt gündemlerin peşindeki Rusya ve ABD’nin ‘soğuk’ duruşu karşısında kendi ateşini biraz düşürmesi lazım. Hem Türkiye hem de bölgenin iyiliği için!
Askeri bir maceradan Türkiye’nin kazanabileceği bir şey yok. Aksine kaybedeceği şeylerin listesi uzun. Eğer bugün ABD, Fırat’ın doğusunda çok sayıda üsse sahipse bunun birincil sorumlusu Türkiye’nin izlediği yanlış politikalardır. Türkiye 2012’den itibaren Kürtlerin kontrolü ele aldığı bölgelere yönelik birtakım örgütler üzerinden vekâlet savaşı yürüttü. Bunun için ÖSO ve cihatçı örgütler kullanıldı. IŞİD ortaya çıktıktan sonra da Kobani’de görüldüğü üzere Kürtlerin bölgelerine yönelen saldırılarda bu karanlık örgütün işi kolaylaştırıldı. Sonra Fırat Kalkanı Harekâtı ile yapılan doğrudan müdahale de Kürtleri daha fazla ABD’ye mahkum etti.
ABD karşısında caydırıcı ve somut hiçbir adım atmayan hükümet uzun süre Amerikan yönetimini, “NATO’daki müttefikinle mi yoksa bir terör örgütüyle bir ortaksın” ikilemine sokarak sonuç alabileceğini düşündü. Müttefikliğe yapılan atıfların işe yaramadığı anlaşıldı. Belki Afrin hamlesinin hedeflerinden biri de ABD’yi YPG’ye yardımları kesmeye zorlamak. Son hamle ABD’yi teskin edici bazı makyaj operasyonlarına sevk etse de temel stratejiyi değiştirmeye yetmeyebilir. Mesela Sınır Güvenliği Gücü oluşturma planı, Afrin müdahalesinin gerekçelerinden biri haline gelince Pentagon, “ABD yerel güvenlik güçlerini eğitmeye devam ediyor. Eğitim, toplumları yıkıma uğramış mültecilerin evlerine dönmeleri için güvenliği artırmak üzere tasarlanmıştır. Aynı zamanda IŞİD’in tekrar ortaya çıkmaması için gereklidir. Bu yeni bir ‘ordu’ veya ‘konvansiyonel sınır muhafız gücü’ değildir” açıklamasını yaptı. Bu hemen geri adım olarak okundu. Geri adım değil. Belki ordu çağrışımı yapan isimlendirme olmayacak ama eğitim ve destek sürecek.
Şam’ın efendisi kim olursa olsun güney sınırlarımızdaki Kürtler, Türkiye’nin komşuları olmaya devam edecek. Fecaatla malul Suriye politikasındaki yanlışlıklar Kürtlerin evlerini başlarına yıkarak telafi edilemez.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025