Fehim TAŞTEKİN
Referandumun iptal edilmesi yönünde baskı kurulurken İranlılar geleneksel bağlarını kullanarak Talabani ailesi üzerinde çalıştı. Kürdistan’ın durumu umutsuz bir vakıaya dönüşünce Barzani kanadı da mecburen Bağdat’daki kilidi açmak için Tahran’la ilişkileri güçlendirme yoluna gitti. KDP ile ilişkilerde bir nevi İran’ın Iraklı Kürtlerle yakından çalıştığı 1990 öncesi duruma geri dönüldü.
Irak mayıstaki seçime hazırlanırken siyasi hesaplar Kürtlerin ödediği bedelin devamı üzerine kurulu. Afrin’de Kürt’ün boynunun düşmesi Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın seçim aritmetiğinde yüzde kaça denk gelecekse Irak Başbakanı Haydar el İbadi’nin hesabı da aşağı yukarı o.
Kerkük ve diğer tartışmalı bölgeleri Kürtlerin elinden almak İbadi için ‘kıymetli’ bir zaferdi. Seçimlerde illaki bir Kerkük etkisi olacak. Erdoğan’ın Afrin’de küçük bir zaferle aradığı sıçramaya benzer bir etki!
Kürdistan’da 25 Eylül 2017’deki bağımsızlık referandumundan sonra İran, Türkiye ve Irak’ın koordineli olarak başlattığı cezalandırma stratejisini bitirmeye yönelik girişimler olumlu karşılandı ama henüz sonuç vermedi. Ters tepen referandumun mimarı Mesut Barzani’nin başkanlık makamının yetkilerini dağıtarak çekilmesi sonrası işleri toparlama görevi Başbakan Neçirvan Barzani’nin üzerine kaldı. Başbakan Barzani, Bağdat üzerinde baskı oluşturabilmek için Batılı müttefikler nezdinde girişimlerde bulundu. Pek de işe yaramadı. Doğuya döndü, İran’ın kapısını çaldı. Aslında kuzeydeki ‘iş ortağı’ Erdoğan’a gitmesi yadırganmazdı ama o kapı ticaret kanalları hariç Kürt’e karşı siyaseten “Ya Herro ya Merro” pozisyonunda. Haliyle umutsuz. Türkiye’nin aksine İran, Kerkük operasyonunun perde arkasında olmasına rağmen her zamanki gibi nüfuzunu sürdürebilecek kanalları kapatmadı.
***
Son dönemlerde, Kürdistan’ın İran’a yaslanan bölgelerine hükmeden Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) Tahran’la, Kürdistan Demokrat Parti (KDP) ise kendi bölgelerinin sınırdaşı Türkiye ile içli dışlı olageldi. Referandumun iptal edilmesi yönünde baskı kurulurken İranlılar geleneksel bağlarını kullanarak Talabani ailesi üzerinde çalıştı. Kürdistan’ın durumu umutsuz bir vakıaya dönüşünce Barzani kanadı da mecburen Bağdat’daki kilidi açmak için Tahran’la ilişkileri güçlendirme yoluna gitti. KDP ile ilişkilerde bir nevi İran’ın Iraklı Kürtlerle yakından çalıştığı 1990 öncesi duruma geri dönüldü. Eskiden bu yakınlığın nedeni ortak hasım Baas rejimiydi. Şimdi İran’a yakın aktörler Irak’ta belirleyici ve Bağdat’ı etkilemenin yolu Tahran’dan geçiyor.
İran da geçici olarak sınırları kapatsa da “Nasıl olsa ayağıma geleceksiniz” demedi ve Erbil’le teması kesmedi.
Ankara başka bir yoldan gitti. 2010 sonrası Bağdat’la ilişkiler sarpa sarınca Kürdistan’la ekonomik ilişkilerle kaybını telafi etme yoluna gitmiş olan Türkiye, 25 Eylül referandumuna tepki olarak ceketi ters yüz ederken yeni bir yol haritası belirledi. Buna göre Kürt yönetimini baypas etmek üzere Ovaköy’den Habur’a alternatif sınır kapısı açılacak, Kerkük’ten yeni bir petrol hattı yapılacak, Türk askerinin rızasız bulunduğu Başika üssüne çözüm bulunacak, bunlara ilaveten PKK’ye karşı Şengal ve Kandil’e ortak operasyon yapılacaktı. Ankara’nın bu şekilde beklentiye yatıp ayağını kestiği Erbil’e İran eylülden itibaren birkaç heyet gönderdi. Neçirvan Barzani de 20 Ocak’ta Bağdat’ta İbadi ile ilk görüşmesini yaptıktan sonra ertesi gün Tahran’a uçtu. Barzani’yi kabul eden Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, tarihi ve derin diye nitelediği Kürtlerle ilişkileri geliştirmek için tüm çabaların sarf edileceğini söyledi.
İran dini lideri Ali Hamaney’in özel temsilcisi Ali Ekber Velayeti de, 18 Şubat’ta Bağdat’ta Irak’ın Kürt Cumhurbaşkanı Fuat Masum’la görüşmesinde “İran, Kürdistan Bölgesel Hükümeti’nin Irak merkezi hükümetiyle bağlarını geliştirmesi için elinden geleni yapacak” mesajı verdi. Tabi bunun değişmeyen koşulu Kürdistan’ın Irak’ın bütünlüğü içinde kalması.
Her şey mesajlardaki gibi pürüzsüz mü? Değil. Mesela Neçirvan Barzani, 21 Ocak’ta Tahran’da Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri Ali Şamhani ile görüşmesinde İran Kürdistan Demokrat Partisi’nin İran içindeki eylemleriyle ilgili “Bunu tolere edemeyiz” uyarısıyla karşılaştı. Barzani de İran’a karşı güvenlik tehditlerini engelleyecekleri sözünü verdi. (İran, Barzani’nin taahhüdüyle yetinecek bir ülke de değil. 1 Mart’ta Erbil dışındaki Binaslawa’da, İran KDP’sinin peşmerge komutanı Salah Rahmani’nin otomobili bombayla havaya uçuruldu. Saldırıda Rahmani yaralanırken oğlu öldü. Kürtler saldırılardan İranlı ajanları sorumlu tutuyor.)
Tahran, Erbil’i yakın planda tutarken Türkiye, Kürdistan yönetimine karşı rezervlerini koruduğu gibi Zeytin Dalı Harekâtı ile Afrin’e saldırarak Kürtlerle bağlarını hoyratça hırpalamayı sürdürüyor. PKK-KDP arasındaki husumetlere rağmen Afrin’e operasyon Güney Kürdistan’da da öfkeyle karşılandı ve Kürdistan Parlamentosu dayanışma için Afrin’e heyet gönderdi. Tam bu noktada İranlıların Suriye’de dayanışmaya yönelik bu tür geçişlere yardım etmesi ve İran destekli Halk Savunma Güçleri’nin Afrin’deki savunma hattına katılması da Tahran’ın Kürt siyasetinin çetrefilli taraflarına ışık tutuyor.
***
İran’ın savaş dayatmasıyla ‘yola getirilmiş’ Kürtlerle Bağdat arasında normalleşmeye dönük yeni bir fasıl açma vaadi seçim öncesi ağırdan alınıyor. Çünkü özellikle Kerkük’teki kontrolün geri alınması İbadi’ye IŞİD’in Musul’dan atılması kadar kredi getirdi. Sandık hesabıyla bu zaferden taviz gibi algılanacak bir adımdan da kaçınıyor.
IŞİD’le mücadele ve Kerkük operasyonunda öne çıkan Haşd el Şaabi güçlerinin siyaset üzerindeki etkisi artarken İbadi bu yeni faktörü karşısına almak istemiyor. Ki İbadi halihazırda yasal bir çerçevesi olan Haşd el Şaabi’yi geçenlerde resmi güvenlik güçleriyle aynı statüye yükselten kararnameyi imzaladı. Bunun nedeni basit: Bu gücü ordu çatısı altında kontrol altına almak ve siyasi bir güce dönüşmesini engellemek. (Haşd’ın Asaib Ehlül Hak gibi bazı kolları hareketleri kısıtlanacağı için orduya bağlanmaktan memnun değil.) İbadi, Haşd el Şaabi üyelerinin maaşlarını askerlerinkiyle eşitlerken yeni bütçe tasarısında Kürdistan Bölgesel Hükümeti’nin payını yüzde 17’den yüzde 12.6’ya düşürdü.
Erbil-Bağdat arasındaki normalleşmenin önündeki kritik şartlardan biri havalimanları ve sınır gümrüklerinin merkeze devri. Kürtler merkezin elindeki bütçe kartına rağmen bu konuda taviz vermemek için şanslarını zorluyor. Dün müzakereleri neticelendirmek üzere Bağdat’tan bir heyet Erbil’e gitti. Newroz’dan önce havalimanlarındaki uçuş yasağının kaldırılabileceği ve maaşların ödenmesiyle ilgili çözüme varılabileceği belirtildi. (Ben bu yazıyı noktalarken gümrüklerin merkeze devri ya da ortak kontrol mekanizması konusunda bir bilgi yoktu. Devir şartı yerine getirilirse bu İbadi için seçim öncesi ikinci bir zafer olarak kayda geçer.)
Kürtler kıvransa da “Kürtlerin yazımında bizzat yer aldıkları Irak anayasasını çiğnediklerini” düşünen İbadi’nin acelesi yok. Çünkü Mesut Barzani’nin ciddi bir yara alması ve Kürt siyasetinin tehlikeli boyutlarda kutuplaşması Bağdat’ı zorlayacak bir yanıt üretilmesini önlüyor. İç bütünlüğün ve tutarlılığın olmadığı bir yerde Kürt yönetimi kendi özgül ağırlığıyla bir çıkış stratejisi belirleyemiyor. Düştüğü yerden kalkmak için çaresizce vuran ele bakıyor.
***
Seçime kadar memnun edilmeyecek bir diğer taraf Kürdistan karşıtlığında gelişen ortaklığa rağmen Türkiye. Ankara-Bağdat arasında müzakere edilen başlıklar yerinde sayıyor:
– Irak, Başika üssünün boşaltılması talebinden geri atmış değil.
– Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Irak’ta PKK’ye karşı ortak operasyonun başlayacağını duyurdu ama Irak Parlamentosu Güvenlik ve Savunma Komitesi bunu behemehal yalanladı. Benim konuştuğum kaynaklar da “Ortak operasyona Bağdat yönetimi sıcak bakmıyor. Güvenlik alanında belli bir düzeyde iş birliğine gidilebilir ama ortak operasyon ihtimali yok” dedi.
– Kerkük-Ceyhan arasında yeni bir petrol boru hattı kurulması veya Ovaköy’den yeni bir sınır kapısının açılması Kürtlerle Irak hükümeti arasındaki pazarlıkların gidişatına bağlı. Eski boru hattı onarılamaz halde. Yeni hattın döşenmesi ise bugün başlasa en az 1 yıl zaman alır. Eğer Bağdat-Erbil arasında normalleşme sağlanırsa Kürdistan’ın doğrudan Türkiye’ye petrol ihracı için yaptığı bypass hattı Kerkük petrolünün sevkinde kullanılabilir. Sınır kapıları ile ilgili de Habur’un merkezi hükümete devri ya da ortak kontrol seçeneği konusunda anlaşma olursa Bağdat açısından Ovaköy planı yatabilir.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
5.10.2025
25.09.2025
15.09.2025
9.09.2025
1.09.2025
26.08.2025