Fehim TAŞTEKİN
Bugünlerde Suriye üzerinde acayip bir trafik dönüyor. Taraflar ‘tehdidi yükselt, tavizi satın al!’ matematiğiyle birbirini kovalıyor. Bir yanda Suriye’nin güney cephesini temizleme hazırlığından hayli rahatsız olan ABD ve İsrail’in “İran ve Hizbullah sınıra yaklaşamaz” tehditleri eşliğinde Rusya ve Ürdün aracılığıyla yürüttükleri pazarlıklar. Diğer tarafta Menbic’te YPG-PYD unsurlarını istemeyen Türkiye’nin ABD ile ‘kör dalaşı’.
Malum ilk perde kaosla açılıp vekâlet savaşıyla sürdü. İkinci perde doğrudan birincil aktörlerin müdahaleleriyle çetrefilleşti. Final perdesi ‘paylaşım savaşı’ için açılıyor. Tam bir ‘Cehennem Borsası’. Böyle dememin sebebi ateşle barutun aynı odada salsa yapıyor olmasıdır.
Birbirini tamamlayan Rus satrancı ile Rus ruleti, Acem oyunları, çok boyutlu Amerikan müdahaleleri, İsrail’in korsan saldırıları, ABD’nin iteklemesiyle iştahı yeniden kabaran Körfez ağalarının denkleme girme girişimleri ve Türkiye’nin iki askeri harekâtın ardından kontrol alanını genişletme gayretleri…
Bugünlerde Suriye üzerinde acayip bir trafik dönüyor. Taraflar ‘tehdidi yükselt, tavizi satın al!’ matematiğiyle birbirini kovalıyor.
Bir yanda Suriye’nin güney cephesini temizleme hazırlığından hayli rahatsız olan ABD ve İsrail’in “İran ve Hizbullah sınıra yaklaşamaz” tehditleri eşliğinde Rusya ve Ürdün aracılığıyla yürüttükleri pazarlıklar.
Diğer tarafta Menbic’te YPG-PYD unsurlarını istemeyen Türkiye’nin ABD ile ‘kör dalaşı’.
Beri tarafta Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile sorunu müzakerelerle olmazsa zorla çözmekten bahseden Suriye Devlet Başkanı Beşşar el Esad ile Amerikan yönetimi arasındaki tehdit teatisi.
Öteki tarafta madem Suriye’yi dizimizin dibine indirecek ‘devrim’ yaya kaldı, o halde biz de Badiye çölünde ‘Sünni Arap Federasyonu’ kurup payımızı alalım hesabı güden Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri ikilisi…
Sahi bir ara 113 ülkenin kefil olup Suriye’nin gerçek temsilcisi saydıkları muhalefet ne istiyordu, kendi hikâyelerini yazarken birden bire ABD’yle yolları kesişen Kürtlerin asıl derdi neydi, bununla ilgilenen var mı, yok.
***
Suriye ordusunun Şam kırsalındaki operasyonları tamamladıktan sonra Dera ve Kuneytra’da muhalif güçlerin elinde kalan cephelere yönelmesi diplomatik trafiği yoğunlaştırdı. Güney cephesi Ürdün ve İsrail’i yakından ilgilendiriyor. Hafif ateşle temasını kesmeyen bir sacın üzerinde kavrula kavrula dans eden Ürdün Kralı Abdullah sınıra dayanan çatışmaların tetiklemesiyle kendi iç dengelerinin bozulmasından korkuyor. İsrail ise sınırlara İran ve Hizbullah’ın yaklaştığını öne sürüp kendi koşullarını dayatıyor.
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun 9 Mayıs’ta Moskova’da Vladimir Putin’le görüşmesinden sonra Amman’da artan çapraz temaslar pek şaşırtıcı.
Dera operasyonu için güneye asker sevkıyatı başlarken Amman Büyükelçisi Mücteba Ferdosipur başta olmak üzere İranlılar, Rusya-ABD-İsrail üçgeninde dönen hassasiyete binaen güney cephesinde İranlıların olmadığını söylemeye başladı. Bunu varsa da çekiyoruz diye anlamak lazım.
Nitekim 22 Mayıs’ta Enab Beledi dahil bazı muhalif yayın organları Hizbullah ve Şii milislerin Dera’dan çekildiğini yazdı. Muhalif cephede Genç Sünni Güçler Komutanı Nassim Ebu Arra da Reuters’a demecinde bu çekilmeyi teyit etti.
25 Mayıs’ta Suriye ordusu helikopterle Dera’da muhaliflerin elindeki bölgelere ilan atıp silah bırakma çağrısı yapınca ABD ateşkesin bozulması halinde sert yanıt verileceği uyarısında bulundu. Bu sırada Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Ürdün ve İsrail sınırlarında Suriye ordusundan başka güç olmayacağı garantisi verdi.
Restleşmelerin gölgesinde 28 Mayıs’ta Amman’da ABD, Rusya ve Ürdün arasında üçlü bir toplantı gerçekleşti. Lavrov’un yardımcısı Mikhail Bogdanov, toplantıda ‘gerilimi düşürme bölgesi’nin geleceği üzerine mutabakata vardıklarını söyledi. Ürdünlü yetkililer de kasımda ABD ve Rusya’nın garantörlüğünde ilan edilmiş olan ‘gerilimi düşürme bölgesi’nin korunacağını kaydetti.
Medyaya sızan bilgiler ise bir al-vere işaret ediyor. El Şark’ül Evsat gazetesine göre ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı David Satterfield, toplantıda İran unsurlarının sınırdan uzak durması karşılığında Ürdün sınırına 25 kilometre mesafedeki alanlarda bulunan Suriyeli ve yabancı tüm savaşçıların çekilmesi ya da İdlib’e tahliye edilmesini önerdi. Satterfield bu durumda ABD’nin de Suriye-Ürdün-Irak üçgenindeki Tanaf üssünü boşaltabileceğini söyledi. Putin’in “Tüm yabancı güçler Suriye’den çekilmeli” çağrısına uygun bir adım.
Suudi internet sitesi Elaf ise daha çarpıcı bir iddiayla çıkageldi. Buna göre üçlü görüşme dışında Amman’da İsrail ve İranlı yetkililer Ürdün’ün arabuluculuğunda dolaylı görüşme yaptı. İran’ın Amman Büyükelçisi ile bir İranlı güvenlik yetkilisi bir odada, Mossad Başkan Yardımcısı başkanlığında İsrail heyeti başka bir odada oturdu. Ürdünlüler iki oda arasında mesaj taşıdı. İsrail tarafı Hizbullah ve İran destekli gruplar güney cephesinden uzak durdukça İsrail’in Golan ve Ürdün-İsrail sınır hattında savaşa müdahil olmayacağını söyledi. İranlılar da güney cephesinde muhalifler ile Suriye ordusu arasındaki çatışmalara karışmayacaklarını kaydetti. İsrail tarafını şaşırtan hızda bir uzlaşma sağlandı. Tabii beklendiği üzere İran Dışişleri gizli görüşme haberini yalanladı.
İran Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri Ali Şemhani’nin “Rusya’nın teröristleri Suriye-Ürdün sınırından çıkartıp Suriye ordusunun kontrolünü sağlayacak çabalarını güçlü bir şekilde destekliyoruz” sözleri, İran’ın meseleye esnek yaklaştığını ve Rusların pişirdiği bu stratejiyi Suriye’nin kazancı saydığını gösteriyor.
Konuyu İran Dışişleri’nden bir kaynağa sorduğumda “Son zamanlarda ABD ve İsrail Suriye’de İran’ı bahane ediyor. İran bu bahaneyi ellerinden almak için gerekli adımları atabilir” dedi.
Amman’daki temaslardan yansıyan bilgiler doğruysa acımasız bir savaştan Doğu Guta modeline benzer bir çözüme kayıldığı sonucu çıkıyor. Tabii bunun sahaya yansıması nasıl olur şimdiden kestirmek zor. ABD de, iddia edildiği gibi, Tanaf’tan çekilirse Suriye hanesine iki zafer birden yazılacak demektir.
***
ABD, Tanaf’ı defterden sildiği gibi Fırat hattındaki oyundan çekilebilir mi? Bu fasılda kuşkular balya üstüne balya yığıyor.
Suriye yönetiminin sona bırakmayı tercih ettiği Fırat’ın doğusunda şu sıralar Suudiler ve ortakları sahnede dolaşıyor. BasNews’e göre Suudi Arabistan, Birleşmiş Arap Emirlikleri (BAE) ve Ürdün’den oluşan bir heyet, YPG ile gizli bir görüşmeden sonra Kobani’nin Harap Işk köyündeki Amerikan üssünde Arap aşiret güçlerinin temsilcileriyle buluştu. Görüşmeye katılanlar Senadid, El Nukhba ve Rakka Devrimcileri. Bunlar YPG’nin de ortakları. Görüşmelerde Rakka’nın yanı sıra ülkenin doğu ve kuzeyinde konuşlanmak üzere bir Sunni Arap gücünün oluşturulması gündeme getirildi. Oluşacak gücün önce Rakka’ya, ardından doğu ve kuzeye konuşlanacağı, buna paralel ABD’nin çekileceği söylendi.
Anadolu Ajansı’nın iddiasına göre de yeni orduya katılacaklara 200 dolar maaş vaat edildi ve gönüllü toplamak için Haseke ve Kamışlı’da irtibat noktaları kuruldu.
Suudilerin bölgede ne yapmaya çalıştığına dair bir bilgi de Suriye Kürt Demokratik Partisi (El-Parti) temsilcisi Azad Barazi’den geldi. Barazi’ye göre Suudi Arabistan’ın Körfez İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Samir el Sebhan, IŞİD’in yenilgisinden sonra birçok kez Rakka’ya gelip yerel aktörlerle görüştü. Bu görüşmelerde Menbic, Rakka ve Deyr ez Zor’u içine alan bir ‘Sunni Arap Federasyonu’ kurma önerisi tartıştı.
Kürtler bu tür etnik temelli federatif modele sıcak bakmıyor. Fakat Amerikalılardan sonra Suudilerin de bu şekilde oyuna girmelerine karşı açık bir duruş da sergilenmiyor. Amerikalılardan sonra Suudilerin bölgeye el atması seçeneklerin en kötüsü. Suudi-Amerikan ortaklığının sicili başka türlü düşünmeye imkân vermiyor.
Tam da Suudiler sahneye çıkmışken Russia Today’e konuşan Esad, Fırat hattında ne olacağına dair şunu söyledi:
“ABD kartlarını tüketiyor. Asıl kart ılımlı dedikleri Nusra idi. Fakat onların ılımlı değil El Kaide olduğuna dair skandal patlak verince yeni bir kart aramaya başladılar. Bu kart da şimdi SDG. SDG konusunda iki metot kullanacağız. İlki, müzakereler için kapı açıyoruz çünkü onların çoğunluğu Suriyelilerden oluşuyor. Ülkelerini seviyorlar, her hangi bir yabancı gücün kuklası olmaktan hoşlanmıyorlar. Hiçbirimiz Amerikalılara güvenmiyoruz, haliyle tek seçenek Suriyeliler olarak birlikte yaşamak. Eğer müzakereler başarısız olursa Suriye ordusu, SDG’nin işgal ettiği bütün toprakları özgürleştirmek zorunda kalacaktır. Burası bizim toprağımız, kurtarmak görevimiz, Amerikalılar gitmeli. Bir şekilde gidecekler. Meşru bir temel olmadan Irak’a geldiler. Ve bakınız sonra onlara ne oldu. Bundan ders almalılar.”
Pentagon’un buna yanıtı gecikmedi: “ABD ordusunu veya koalisyon ortaklarımızı vurmak kötü bir politika olacaktır.”
Görünüşte Amerikalılar güney cephesinde pazarlığa açık bir pozisyon alırken Fırat hattında henüz esneme sinyali vermiyor. Fakat Trump yönetiminin belirsizliklerle dolu seyir çizgisi her ihtimale açık kapı da bırakıyor. Halihazırda bir pazarlık masası Rusya’nın, bir diğeri Türkiye’nin önünde. Trump ‘satılabilir’ bir fiyat gördüğünde vazgeçemeyeceği bir değere sahip değil. Amerikalılar gerçekten çekilmeye karar verirse kâğıtlarını çoktan cehennem borsasında elden çıkarmış demektir.
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.07.2025
21.07.2025
13.07.2025
9.07.2025
23.06.2025
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025