Fehim TAŞTEKİN
Mısır’dan sonra Irak’ta da insanlar 1 Ekim’de, “Sen de çık, susma”, “Büyük İntifada” diyerek sokaklara döküldü. Birkaç kişi öldü, onlarcası yaralandı. Görünüşte bu kez öfkenin arkasında duran bir parti ya da hareket yok. Tetikleyici nedenler yoksulluk, yolsuzluk, hizmetsizlik ve tabii işsizlik. Ama mezhepçilik, aşiretçilik, cepçilik, yancılık, yandaşçılıktan asıl yakıcı meselelere sıra gelmiyor. Bunları perdeleyen başka kavgalar var. Sonu getirilemeyen birkaç isyan, sonra hep beraber oyuna devam.
16 yıldır Amerikan müdahalesinin soktuğu ‘başarısız devlet’ halinden bir türlü çıkamazken IŞİD’in yenilgisi sonrasında da siyaset normalini bulamadı. Irak her kritik dönemeçte nüfuz savaşına tutuşan İran ile ABD arasında davul gibi geriliyor. Bugünlerde de Irak, bu iki güç arasında olası bir kapışmanın sahnesi olmaktan korkuyor. ABD’nin Orta Doğu siyaseti, “İran’ın kollarını kesme” hedefine kilitlendiğinden beri Suriye kadar Irak da yeniden dizayn operasyonlarına sahne oluyor.
İran’ın nüfuz alanını daraltmak ve olası bir çatışmada geniş bir coğrafyada asimetrik yanıtlar verme potansiyelini düşürmek için Haşd el Şaabi gibi yapıların elimine edilmesi ABD’nin öncelikleri arasında yer alıyor. Bu yüzden de IŞİD’in yenilgisinde kritik rol oynamış olan Haşd el Şaabi’nin dağıtılması için Bağdat yönetimini sıkboğaz ediyor.
Aslında bir kısmının İran’a nüfuz kanalları açması, İran’la bağlantılı olsunlar ya da olmasınlar hepsinin siyaset üzerinde baskı aracına dönüşmesi, bazılarının yaslandıkları Şii oluşumlara orantısız güç kazandırması, bazılarının da kaçakçılık gibi yasadışı işlere buluşması Haşd el Şaabi’yi Irak iç siyaseti açısından da ciddi bir meseleye dönüştürüyor. Ancak birçoğu sorunun varlığını teslim etse de devlet hâlâ güçsüzken, hükümet güven vermezken, ordu tam olarak ordu olamazken ve buna mukabil IŞİD tehdidi yeniden nüksederken Haşd el Şaabi’nin dağıtılmasını mantıklı bulmuyor. Talebin ABD’den geliyor olması da bu konudaki direnci büyütüyor. Üstelik ABD, bir vekil/proxy güç olarak İsrail’i de devreye sokmuş durumda.
İsrail’in son aylarda Haşd el Şaabi’nin çok sayıda üssünü insansız uçaklarla bombalaması durumu çetrefilleştiriyor. Verilen tepkilere bakılırsa İsrail’in Kürdistan’daki Amerikan üssü ya da Azerbaycan’dan kaldırdığı uçaklarla saldırılar düzenlemesi Haşd el Şaabi içindeki bazı grupları daha fazla İran’a sabitledi. Haşd el Şaabi’nin Ketaib Seyyid el Şuheda gibi İran’a yakın unsurları açıkça, “İran’a saldırı olursa Irak’taki Amerikan hedeflerini vururuz” diyor.
***
Haşd el Şaabi, 14 Eylül’de Suudi Arabistan’ın petrol tesislerine düzenlenen saldırıda da gündeme geldi ama taraflar bunun üzerinde durmamayı seçti.
Saldırılarda kullanılan insansız hava araçlarının Irak’ın güneyinde bir Haşd el Şaabi üssünden kalktığı iddia edilmiş, Başbakan Adil Abdülmehdi ivedilikle bunu yalanlamış, Abdülmehdi ile görüşen ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da, “Saldırının Irak’tan yapıldığına dair kanıt yok” diyerek Bağdat’ı rahatlatmıştı.
Elbette ABD bölgede insansız uçaklar ve seyir füzelerinin hangi yolları izlediğini tespit edecek sistemlere sahip. Bağdat ya da Riyad’dan gelecek istihbarata ihtiyaçları yok. Ama suçlamanın ne tarafa yöneltileceği stratejik bir tercih.
İran ile yaşanacak bir savaşta arada kalmaktan korkan Abdülmehdi ardından Riyad’a giderek gerilimi düşürmeye çalıştı. Abdülmehdi doluya tutulmayı beklemeden aylar öncesinden Haşd el Şaabi’ye ait büro ve askeri noktaların kapatılmasını öngören bir kararname yayımlamış ama istenilen neticeyi alamamıştı. Üstelik birileri Haşd el Şaabi’yi dağıtmayı umarken bu güce hava kuvvetleri unsurlarının eklenmesi yönünde bir girişim de başladı. Resmi olarak böyle bir boyut kazanması mevcut koşullarda imkânsız olsa da Haşd el Şaabi’nin insansız uçakları envanterine sokması çok zaman almayabilir.
***
Irak siyaseti içinde İran etkisine karşı ‘Iraklılık’ ve ‘Araplık’ kimliğini öne çıkaran ve Arap ülkeleriyle ilişkilere ağırlık verilmesini isteyen Şii lider Mukteda el Sadr da İran’da kafa karıştıran temaslarda bulundu. Sadr’ın, Haşd el Şaabi’nin Irak’a sorun olmaktan çıkarılması konusunda yardım istemek üzere dini lider Ali Hamaney’le görüşmeye gittiği söyleniyordu. Fakat Sadr’ın 10 Eylül’de Tahran’da Aşure mateminde Hamaney’in solunda Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleyman ile birlikte oturması Irak’ta Sadr’ın duruşuna bel bağlamış kesimleri şaşırttı. İranlılar bunu İsrail-Suud-Amerikan üçlüsüne karşı direniş ekseninin güç kazanması olarak lanse etti. Irak’taki algı da iki yönlüydü: Bazıları Sadr’ın İran etkisine teslim olduğunu düşünüyor. Bazıları da İran’a rağmen Bağdat’ta iktidar olmanın imkânsızlığını gören Sadr’ın siyaseti Irakileştirme-Araplaştırma ve Irak’ın İran’ın oyun alanı olmaktan çıkarılması hedefinden sapmadan Tahran’a yakın mesafede kalmayı tercih ettiğini söylüyor. Tahran için de İran etkisine karşı çıkmasına rağmen Sadr’ın Amerikan karşıtı duruşu değerli. Ocakta Amerikan askerlerinin Irak’tan çekilmesi için kanun tasarısı sunan Sadr’a bağlı Sairun Koalisyonu idi.
Haşd el Şaabi karşıtları yeni önlemlerle zemin kazanmaya çalışırken Amerikalıların eğittiği Terörle Mücadele Hizmeti’nin komutanı Korgeneral Abdulvahhab el Saadi sürpriz bir şekilde görevden alınıp Savunma Bakanlığı’nda bir birime kaydırıldı. IŞİD’i Musul’da yenilgiye uğratan operasyonda öne çıkan Saadi’yi Haşd’ın panzehiri olarak görenler, bu kararı, Haşd el Şaabi’nin İran destekli unsurlarının başbakan üzerindeki etkisine bağlıyor.
Bu arada Haşd el Şaabi’nin üslerine yönelik saldırılar karşısında tepkisini düşük seviyede tutmayı tercih eden Başbakan Abdülmehdi sonunda İsrail’i açıkça suçlayan çizgiye geldi.
Irak’taki siyasi atmosfer bu minvalde İran’ı daha çok gözeten bir kıvama kavuşurken bir de Irak-Suriye arasındaki Kaim/Elbu Kemal Sınır Kapısı nihayet açıldı. ABD, İran’ın Irak-Suriye-Lübnan hattında kesintisiz koridor oluşturacağı gerekçesiyle iki yıldır bu kapının açılmasını sabote ediyordu.
***
Aramco’ya saldırı ister Yemen ister Irak isterse İran topraklarından yapılmış olsun İran’ın çektiği bir kart olarak görülüyor ve taraflar ona göre pozisyonlarını gözden geçiriyor. Petrol tankerlerine saldırıdan sonra Birleşik Arap Emirlikleri, Yemen’de Suudi Arabistan’ı yarı yolda bırakıp Tahran’la gerilimi düşürecek esneklikler sergilemeye başladı. Aramco saldırısından sonra Suudi yetkililer misilleme hakkından bahsetse de Veliaht Prens Muhammed bin Selman, CBS kanalı üzerinden diyaloga kapı aralayan demeçler verdi. Daha önce savaşı, Suudi Arabistan’a ulaşmadan İran’ın kentlerine taşımaktan bahseden veliaht prens, “Olası bir savaş, bölgeyi nasıl etkiler?” sorusuna, “Bu tüm dünya ekonomisinin çöküşü anlamına gelecektir” yanıtını verdi. “İran’a verilecek cevap askeri mi olmalı?” sorusu üzerine de “Umarım bu olmaz. Çünkü siyasi ve barışçıl bir çözüm, askeri bir çözümden çok daha iyidir” dedi.
İran’a karşı oyunu kuran Amerikan cephesindeki tıkanmışlık ya da kararsızlık da bölgedeki aktörlerin tercihlerini belirliyor. Böylesi kritik bir dönemde Başkan Donald Trump, Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’ı kovup müzakereciliği ile tanınan Robert O’Brien’ı atadı. Bu, karşı tarafta müdahaleci şahin çözümlemelerden geri vites olarak algılandı. Elbette İran’la farklı yol ve yöntemlerle hesaplaşma siyasetinin sona ermesi beklenmiyor. Ancak son birkaç hafta içindeki gelişmeler İran’ı kuşatma ve geriletme stratejisinin Haşd el Şaabi örneğinde görüldüğü üzere tökezlediğini gösteriyor.
***
Gösterilere dönersek; bu gölge oyunları, vekâlet savaşları ve nüfuz kavgalarından dolayı ağır bedeller ödeyen alttakilerin hikâyesi değişir mi? Artık anormallikler, sakatlıklar ve sapmalar toplumun hücrelerinden tepelere tırmanıyorsa zor. Irak toplum ve siyasette norm bırakmayan bir süreç yaşadı. Aynısı Yemen’e yaşatılıyor. Savaş bitse bile normal bir toplum ve işleyen bir devlet olmanın asgari koşullarını yok eden bir süreç.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları






















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.12.2025
15.12.2025
8.12.2025
26.11.2025
11.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
5.10.2025