Fehim TAŞTEKİN
4 Ağustos Lübnan’ın ‘nekbe’ günü. Herkese bir yanıyla dokunan Beyrut bir patlamayla birkaç savaşa bedel felâket yaşadı.
Pek çok gözlemcinin Hiroşima ve Nagazaki’ye gönderme yapmadan tarif edemediği bir patlama. Dün itibariyle bilanço en az 100 ölü, 4 bin yaralı.
Ürkütücü enkazın altından daha ne çıkacağı belirsiz. Şehrin valisine göre 300 bin ev hasar gördü, yüz binlerce kişi evini terk etti, 3 ila 5 milyar dolarlık zarar oluştu.
1975’ten 1990’a kadar süren iç savaş bile Beyrut’u böyle yıkmamıştı.
Ne oldu? Nasıl oldu? Görüntülerde büyük patlamadan önce yoğun bir duman, sonra havai fişeği andıran patlamalar görülüyor. Ardından büyük patlama.
Yetkililerden gelen ilk bilgilere göre patlayan Beyrut Limanı’ndaki 12 No’lu ambarda 6 yıldır tutulan 2 bin 750 ton amonyum nitrattı. Uzmanlara göre patlayan madde 2.2 kiloton TNT’ye eşit. Yanında da bir havaifişek deposu vardı. Patlasın diye yan yana gelmiş iki tehlike!
Bazı kaynaklara göre yangın 9 No’lu ambarda çıktı. Başka kaynaklara göre de işçiler ambarın gevşeyen kapılarını tamir etmeye ve duvarda açılan bir deliği kapatmaya çalışıyordu. Bu sırada kaynak sıçraması yangına yol açtı. Korkunç ihmallerin yanı sıra sabotaj ihtimali de konuşuluyor.
***
Limanın patlamadan önceki ve sonraki hali Lübnan’daki sistemin özetini veriyor.
Hikâye şu: 23 Eylül 2013’te Roussus adlı Moldovya bandıralı gemi 2 bin 750 ton amonyum nitrat yüküyle Gürcistan’ın Batum limanından Mozambik’in Beira Limanı’na gitmek üzere yola çıkıyor. 2-3 Ekim’de İstanbul’dan geçiyor. 21 Ekim’de teknik arıza nedeniyle Beyrut Limanı’na giriyor. Yetkililerin yaptığı arama sonucunda evraklarda eksiklikler tespit ediliyor ve gemi alıkonuluyor.
Rus kaptan ile biri Rus diğerleri Ukraynalı 9 mürettebat gemide tutuluyor. Sonradan kaptan ve üç mürettebat dışındakiler bırakılıyor.
Geminin Kıbrıs’ta yaşayan Rus asıllı sahibi gemisine, kargonun sahibi yüküne sahip çıkmıyor. Mal ortada kalıyor. Vadesi gelmiş ödemeler için geminin sahibine, kiralayanlara ve kargo sahiplerine ulaşılamıyor. Bir iddiaya göre mürettebatın tutuklanmayıp gemide tutulmasının nedeni de Lübnanlı yetkililerin geminin tehlikeli yükle limanda kalmasını istememesi.
Mürettebatın bırakılması için diplomasi devreye sokuluyor. Sonra basın üzerinden baskı kuruluyor. Bir hukuk firması, mürettebatın ülkelerine dönmesine izin verilmesi için Beyrut’ta yargıya gidiyor. Avukatlar mürettebatın gemi ambarında bulunan yükün tehlikeli doğası nedeniyle karşılaştığı acil tehlikeye dikkat çekiyor. Ve bu gerekçeyle mürettebatın bırakılması sağlanıyor.
Yetkililer “Gemide tutmak tehlikeli” diyerek yükü limana indiriyor. O gün bugündür yük de gemi de uygun bir açık artırma ya da elden çıkarma işlemi için limanda bekliyor.
Mürettebat için tehlikeli bulunan yük adeta Beyrut’u yakıp yıksın diye öylesine 6 yıl tutuluyor! Kimisi “Yasal süreç uzadı, böyle oldu” bahanesine sığınıyor; kimisi “Alınan kararlar yerine getirilmedi, çağrılara uyulmadı” diyor.
Liman yetkilileri dün 2014-2017 arasında Gümrük Müdürlüğü’nün mahkemeye 6 kez uyarı mektubu göndererek acil karar alınmasını istediği bilgisini paylaştı. Mektuplarda amonyum nitratın ‘gübre’ olarak içeride satılması, ihraç edilmesi veya orduya teslim edilmesi gibi çözüm önerileri de sunuluyor. Nedense mahkeme işi uzatıyor. En son Aralık 2019’da Devlet Güvenlik Ajansı yaptığı incelemenin ardından ambardaki tehlikeye dikkat çeken bir raporu Askeri İstihbarat Başkanlığı ve Başbakanlık Ofisi’ne gönderiyor. Yine adım atılmıyor.
***
Siyaseten sorumlu tutulması gereken ne kadar aktör varsa hepsi “Soruşturulsun, hesap sorulsun” diyor. Ne ala!
Bu fasla şunu diyerek başlayalım: Bu patlama aynı zamanda yozlaşmış sistemin infilakıdır.
Bununla yüzleşmek yerine içerideki politik hasımlar ve dışarıdaki uzantıları bu felaketi karşı tarafı yıpratma fırsatına çevirmenin derdinde. Baş aktör eski Başbakan Saad Hariri. Dün 2005’te limanın yanı başındaki ana yolda bombalı saldırıda öldürülen babası eski Başbakan Refik Hariri’nin mezarını ziyaret etti. Orada iki olay arasında bağ kuran bir tutum sergiledi. Refik Hariri Davası’nda 7 Ağustos’ta açıklanması beklenen karara atfen “Beyrut’u öldürdüler. Uluslararası Lübnan Mahkemesi kararı açıklamayı erteler mi ertelemez mi bilmiyorum” dedi. “Beyrut’u öldürdüler” dedirten bilgi ne ise paylaşmalı. Ya da “Başbakanlık koltuğundayken bütün uyarılara rağmen neden çaresine bakmadın” sorusuna yanıt vermeli. Hariri Aralık 2016-Ocak 2020 arasında başbakandı.
Bu süreçte kabinelerde Mervan Hamade ve Gazi Aridi gibi bakanlar bulundurmuş Velid Canbolat da Hariri ile aynı minvalde tepkiler veriyor. Yani Körfez-Batı eksenindeki Lübnan siyaseti Hizbullah’ı topun ağzına koyma arayışında. İsrail ve Amerikalı pek çok hesap da patlamayla Hizbullah’ı ilişkilendirmeye çalışıyor. Bu kamp Hizbullah’a götürecek bir ipucu çıkar umuduyla uluslararası soruşturma istiyor. Evet, Lübnan iç soruşturma için yetersiz ama uluslararası soruşturma da büyük güçlerin manipülasyonuna açık.
Bir taraf da İran’da nükleer tesis dahil kritik yerleri hedef alan patlamalardan sonra Beyrut’ta böyle bir şeyin yaşanmasından hareketle “Acaba İsrail’in parmağı olabilir mi” sorusunu soruyor. Medyaya konuşan İsrailli askeri kaynaklar “İsrail Beyrut’u bombalamadı. Patlama Hizbullah’ın silah deposunda olmadı” yönünde açıklamalar yaptı. Hizbullah kaynakları da patlamanın kendilerine ait silah depolarında meydana geldiği ve saldırının İsrail tarafından gerçekleştirildiği yönündeki iddiaların asılsız olduğunu duyurdu. Bu iki açıklama da sabotaj iddialarının yanıtı değil. Beyrut’tan konuştuğum bir kaynak “İlk inceleme patlamanın kaza sonucu yaşandığı yönünde. Sabotaj teorisi dışlanmıyor. Ama soruşturmanın sonucunu beklemek gerekiyor” dedi.
Söz konusu kaynak Hizbullah’ın limanın kontrolünde ne kadar etkili olduğu sorusuna da şu yanıtı verdi:
“Liman yetkilileri ve çalışanları arasında Hizbullah karşıtları dahil bütün partilerden insanlar var. Liman yönetimi Hizbullah dışındaki partilerin kontrolünde. Söz gelimi Gümrük Müdürü Bedri Daher, (Cumhurbaşkanı Mişel Avn’un kurucusu olduğu) Özgür Yurtsever Hareketi ile bağlantılı. Beyrut Liman Müdürü Hasan Koraytem, (Saad Hariri’nin liderliğindeki) Gelecek Hareketi’nin adamı. Limanın diğer bölüm müdürleri Lübnan Güçleri ve Falanjistlerden. Emel Hareketi’nin de içeride adamları var. Hizbullah’ın silah sevkiyatı için Beyrut Limanı’nı kullanması mantıklı değil. İsrailliler, Amerikalılar ve Avrupalılar da Hizbullah’ın silahları getirmek için Suriye sınırlarını kullandığını biliyor.”
***
Bütün bunların ötesinde ortada patlamayı bekleyen 2 bin 750 tonluk amonyum nitratı sorun etmeyen hükümet, yargı ve bürokrasi var. Hesaba çekmeye ya da hesaba çekilmeye imkân vermeyen bir sistemin parçaları rahatça sorumluluktan kaçabiliyor. Mezhepsel ve dinsel parsellemeyle derinleşmiş siyasi bölünmüşlükte birinin ötekine hesap sorması potansiyel olarak çatışma nedeni.
Geçmiş olsun demek için aradığım isimlerin başında gelen meslektaşım Ali Haşim bir tweet attı:
“Çernobil, Sovyetler Birliği’nin sonunu getirdi. Bu patlama da etkileriyle bir iç savaş boyutunda. Merdivenin tepesinden dibe doğru bu yozlaşmış, başarısız ve komplocu politik sınıf için dayanılmaz bir depremdir. Gerisi meçhul!”
İnsanlar aylarca sokaklarda yolsuz düzene veryansın etti. Bu düzenin çarklarında bir ya da iki kişi yok; her bir köşede siyasi elitler, aile şirketleri, mezhep-din tabanlı partiler, iç savaştan kalma milis yapılar ve her şeyi tekeline almış siyasilerle bağlantılı imtiyazlı şirketler oturuyor. Ve hizmet alırken buna rıza gösteren topluma sinmiş çarpıklık da cabası.
Dün Lübnan’ın gündemi açlık, yokluk ve geleceğe dair ümitsizlikti. İntihar ve şiddet vakıaları baş göstermişti. Petrol sıkıntısı ve elektrik kesintileri had safhaya ulaşmıştı.
Lübnan şimdi altından kalkamayacağı bir darbe aldı. Bu darbeyle nereye gider? Çöküşe mi, dirilişe mi? Bu felaket ya Lübnan’ı kendi ortak kaderi için birleştirip ayağa kaldıracak ya da daha büyük felaketlere götürecek. Lübnanlılar zor zamanlarda olağanüstü dayanışmasıyla da bilinir. İletişim kurduğum dostlarım “Bunun altından kalkacağız” diyor. Büyük bir inanç.
Liman, Lübnan’ın can damarı. Yeniden inşa edilmesi lazım. Bir süreden beri Hizbullah ve müttefikleri Batı’nın koşullu desteğine karşın Çin, Rusya ve İran’la ortaklığa kapı aralanması gerektiğini savunuyordu. Karşı kamp da buna izin vermiyordu. Bu durum değişir mi? Lübnanlı araştırmacı Ali Murad’ın bana söylediği şu:
“Bazı önemli adımlar atılacak. Lübnan’ın alternatif çareler üretmesine karşı çıkanların pozisyonu zayıfladı. Mesela patlamadan sonra limanın geliştirilmesi konusunda Çinlilerin verdiği teklifi reddetmek için bahaneleri olmayacak. Ve limanın Çinli şirket tarafından inşa edileceğine inanıyorum.”
Çinli şirketin aracısı ekonomist Hasan Mukallat da dün limanı inşa teklifini yineledi.
Fakat Lübnan’ın kendi iç düzenindeki açmazlar, yetersizlikler ve yolsuzluklar bir kenara ülkenin ekonomik çöküşüne oynayan aktörlerin çabaları da bitmeyecektir. Zor zamanda Lübnan’a el atanların ikinci adımı dayatmalarla gelecektir. Amerikalılar, bazı batılı ortaklar ve Körfez’den finansörler Lübnan’a “Hizbullah’tan kurtulmazsanız bu krizlerden çıkmanıza izin vermeyiz” diyen bir tutum içinde. Bu felaketten sonra da aynı mantığın yardımlar eşliğinde gelmesi şaşırtıcı olmayacaktır.
***
Lübnan bu felaketten mezhebi bölünmüşlükten uzak yeni bir toplumsal sözleşmeyle çıkabilirse ne ala! Aksi halde ne tamamen öldüren ne de adam gibi dirilten ucube sistemle sıradaki felaketine doğru yürümeye devam edecek.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025