Fehim TAŞTEKİN
Müjdeler olsun, Türkiye Karadeniz’de aradığını buldu. Hükümet ilk üç günde 320 milyar metreküplük depodan 800 milyar metreküp sızdırmayı başardı! Gazın etkisiyle bu kadar efsun olacak!
Türkiye’de petrol ve doğalgaz yerden fışkırmasa da nasipsiz Türk siyasetinin yakıtı olageldi. “Bütün komşulardan çıkar da Türkiye’den niye çıkmaz?” sorusunu “Ahhh bir Musul ve Kerkük bizde kalsaydı” hayıflanması izler. Ve genelde cumhuriyetle hesaplaşma zemininde ilerler bu tartışma. Özellikle muhafazakâr-sağ-milliyetçi kanatların Lozan’ı hezimet sayan söylemindeki ana yakıt petroldür. Bir de 12 ada!
Musul’un 1918’de kaybedildiği, meselenin Lozan görüşmelerinde çözülemediği, 1926 Ankara Anlaşması ile bir bedel karşılığı kentten vazgeçildiği, bu anlaşmanın bağımsız Irak ile teyit edildiği, 1934’ten başlamak suretiyle çıkartılan petrolün yüzde 10’una tekabül eden bedelin 25 yıl boyunca ‘Musul Kalemi’ olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin bütçesine girdiği, unutulan ya da eksik kalan 100 milyon liralık borcun 1986’da Saddam’a jest olsun diye silindiği gerçeğiyle alakadar olmak da gerekmez.
Petrole bu denli susamışlık olmasaydı her seçim döneminde prim yapan birer müjdeye dönüşmezdi. Günlerdir AKP döneminde keşfedildiği açıklanmış rezervlerin çetelesi tutuluyor. Çoğunu da unutmuşuz. Hafıza-i beşer işte! Sadece birini hatırlatalım: Adnan Menderes’in 2 Ocak 1957’de Yeni Sabah’ın “Trakya’da zengin petrol bulundu” manşetiyle pompaladığı umudu, 63 yıl sonra AKP medyası “Trakya’da 20 trilyon metreküp doğalgaz bulundu” haberleriyle tekrarlamıştı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan “100’üncü yılında Lozan sona erecek” iddiası için sabırsızlıkla beklediği 2023’te Karadeniz gazının ocaklarımıza geleceğini müjdeliyor. Tabii aynı zamanda seçim vakti. “Petrol ve doğalgazın üzerinde oturan ama şimdiye kadar dış güçlerce çıkarmasına izin verilmeyen Türkiye zincirlerini kırıyor” diyen efsane tabanda yok satıyor.
Kastım olanı ve bulunanı küçümsemek değil.
Kuşkusuz hükümetin çok önemsediği bir şey; yıllardır arıyor, deliyor. İllaki bulacak. 2004-2019 arası 6 adet derin deniz ve 10 adet sığ deniz arama kuyusu kazıldı. BP Hopa’da, Petrobas ExxonMobil Sinop’ta, Chevron Yassıhöyük’de, ExxonMobil Kastamonu’da kuyu açmış, müjdeyi vermeden çekip gitti. Sadece BP 200 milyon dolar harcadı. Müjdesiz! İnsafsız!
Sonra TPAO kendi gemileriyle koyuldu. Nihayetinde Fatih gemisine Sakarya sahasında rast geldi. Tuna 1 kuyusunda 320 milyar metreküplük gaz rezervi böylece müjdelendi.
Karadeniz’in derinliğinden gelen haber içeriye umut, dışarıya ‘ayar’ veriyor, vermek istiyor.
***
Duyurudaki acelecilik ve hükümetin sicili ister istemez uzmanları temkinli bir bekleyişe itiyor. “Hele kesin sonuçları görelim.” 2004’ten beri keşfedilen ama bir daha kendilerinden haber alınamayan rezervlerimiz var!
BBC’ye konuşan Prof. Dr. Volkan Ediger’in de işaret ettiği üzere mesele hidrokarbon rezervi değil ispatlanmış ve çıkartmaya değer bir rezervin olup olmaması. Petrol ya da doğalgaz barındırmayan bir yer yok!
Günlerdir yapılan değerlendirmelere bakıyorum; genelde uzmanlarda sevinci insanların kursağında bırakmama ve umuda tutunma hassasiyeti var. “Ama…” diye başlayan çekinceler ürkekçe.
Tuna 1 ispatlanabilir, çıkarılabilir ve piyasaya arz edilebilir bir rezerv olursa ilave rezervler için de umut verebilir.
Elbette “Tuna 1’de varsa daha fazlası vardır” öngörüsü önemli. Fakat şu aşamada bilimsel veriye muhtacız.
Ediger’e göre müjdeye esas olan ilk kuyudan sonra bir-iki kuyu daha açılıp keşfin teyit edilmesi, teyidin ardından tespit kuyularının açılması, elde edilecek verilerle rezervin büyüklüğü ve çıkarılabilirliğinin hesaplanması lazım. Bu kuyular bir modelleme imkânı veriyor. Bu çalışmayı sabit platformda üretim kuyularının açılması, depolama ve borulama izleyecek. Hayli uzmanlık ve tecrübe gerektiren bir süreç. Normalde 6-7 yıllık bir çalışmayı gerektiriyor.
Erdoğan ise 2 yılda gazı eve getirmekten söz ediyor. Bu tür bir hedef, Ediger’in ifadesiyle, ‘ciddi bir Türk mucizesine’ bakıyor. Yani inşallahlık bir mesele.
İşte siyasallık da bu noktalarda başlıyor. Gereken kuyu çalışmaları tamamlanmadan rezerv ilan eliyor. TPAO’nun açıklamasına bakılırsa Fatih gemisi sondaja 20 Temmuz’da başlıyor. Bir ayda sonuç alınıyor. Kuyunun bulunduğu bölgede su derinliği 2117 metre. İnilmesi hedeflenen derinlik ise 4525 metre. Müjdenin verildiği aşamada çalışma 3520 metre derinlikte. İnilmesi gereken 1000 metre daha var. İlk kuyuda çalışma bitmediği gibi teyit ve tespit kuyularına sıra gelmemiş.
Gel de kuşkulanma!
Bu ispatlanmış rezerv mi? Öyleyse çıkarmaya değer mi? Peki çıkartılabilir mi? Ne kadarı çıkartılabilir? Çıkarılan gazın maliyeti ne olacak? Rekabetçi bir fiyatı olabilecek mi? Uzmanlara bakılırsa bu derinlikte doğalgaz iddialı bir iş. Ya deneyimli yabancı bir devletle el sıkışılacak ya da milyarlarca dolarlık yatırım için finansal kaynak aranacak.
Soruların yanıtı yok ama özgüven mısır gibi patlak patlak: “Ne Doğu ne Batı yeni eksen Türkiye.”
Bu kadar iddialı olmak yalandan, köpükten arındırılmış veriler gerektirir. O da bizde yok.
Tuna 1’e ikinci, üçüncü, dördüncü kuyular eklenmezse müjdenin ekonomik değeri Türkiye ölçeğinde bir ülkeyi abat etmeye yetmiyor. Türkiye’nin gaz tüketiminin yüzde 98.9’u ithal. Yerli üretim yüzde 1.06. Geçen yıl tüketim 45.7 milyar metreküptü. Bulunan rezerv ise 6-7 yıllık tüketime eş değer. Kuyudan yılda en fazla 10 milyar metreküp çıkartılabilir. Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığını birkaç yıl yüzde 20 düzeyinde azaltabilir. 50 trilyon metreküp kanıtlanmış rezervleri olan Rusya ya da onu 33.8 trilyonla izleyen İran bile bu kadar özgüvenle caka satmıyor.
Basına miktarı 800 milyar metreküp diye sızdırıp piyasaları satın aldılar. Sonra 320 milyar metreküp ile sihir bozuldu. Dolar yine afra tafra.
Türkiye henüz “doğalgazdan önce ve doğalgazdan sonra” diye milat koyacak bir noktada değil. Belki süresi yakında dolacak doğalgaz anlaşmaları yenilenirken pazarlık gücünü nispi olarak artırdığı söylenebilir. Pek çok kişi bunun üzerinde duruyor. AA’nın verilerine göre Rusya ile yıllık 8 milyar metreküp gaz, Azerbaycan ile 6.6 milyar metreküp gaz ve Nijerya ile 1.3 milyar metreküp LNG ithalatını kapsayan sözleşmeler 2021’de doluyor. Cezayir ile 4.4 milyar metreküplük LNG sözleşmesi 2024’te, Mavi Akım’la gelen 16 milyar metreküplük Rus gazının sözleşmesi 2025’te, İran ile 9.6 milyar metreküplük gaz sözleşmesi 2026’da sona eriyor. Diğerleri için vakit var: Trans Anadolu Hattı ile gelen 6 milyar metreküp gaz sözleşmesi 2033’te, özel sektörün Rusya ile 6 milyar metreküplük gaz sözleşmeleri 2043’te doluyor. Yani 2021’de toplam 16 milyar metreküplük sözleşmeler yenilenirken Türkiye “Bakınız artık benim de gazım var” diyerek indirim için bastırabilir. Bu kozu abartmaya da gelmez.
***
İşte yanıtsız sorular yüzünden keşfin siyasal işlevselliği ekonomik değerinin önüne geçiyor. Türkiye bir süredir sıcak hatlarda dolaşıyor. Belki Doğu Akdeniz ve Libya’daki sonuçsuz hamleleri örtmek için Karadeniz müjdesi iyi gelebilir. Doğu Akdeniz’de Libya macerasıyla bağlantılı hale getirilip Mavi Vatan diye ülküleştirilen kavga, suları köpürtmenin ve Türkiye’yi ‘kabadayı aktör’ olarak resmettirmenin ötesine geçemedi. İktidarda bu hırs varken Akdeniz’de de illaki bir şeyler bulunacaktır. İsrail 2009’da Tamar ve Leviathan sahalarında gaz buldu; Güney Kıbrıs 2011’de Afrodit sahasıyla mutluluğu yakaladı; Mısır 2018’de Zohr’da aradığına kavuştu; yine Kıbrıs 2018’de Kalipso ile mutluluğunu tazeledi; Türkiye’nin nasibine de bir şeyler çıkacak. Fakat Karadeniz’den farklı olarak Doğu Akdeniz’de kıta sahanlığı, deniz yetki alanları ve münhasır ekonomik bölge sınırları konusundaki anlaşmazlık işleri zorlaştırıyor. Karadeniz bu bakımdan en barışçıl deniz. Ortay yay ile sınırlar net.
Müjdeyle çakışan başka bir şey daha var: Büyük iddialarla Libya’ya müdahale edildi. Ne var ki ‘Petrol Hilali’nin önündeki Cufra ve Sirte aşılamadı. Türkiye’nin önüne koyduğu hedefin çok gerisinde bir pozisyonla yeniden ateşkes ve müzakere seçeneğine dönüldü. Türk müdahalesiyle kurulan denge teselli kaynağı olsa da deklare edilmiş hedefler bakımından sonuç kötü.
Doğu Akdeniz’de yetki alanları kavgası olmasaydı enerjideki ortaklıkla bir barış koridoru yaratılabilirdi. Kıbrıs’ta çözümün sağlanması halinde İsrail’den başlayan boru hattının Türkiye üzerinden Avrupa pazarlarına ulaştırılması seçeneğinin bir barış projesi olarak da değerlendirildiği günleri hatırlayın. Şimdi Akdeniz’de gemi dalaşları bir savaşı tetikler mi diye sinir tellerimizle tamtam çalıyorlar.
Türkiye acaba Karadeniz ile teselli bulup Akdeniz’de yeni bir rota çizer mi? Yoksa bu gazla macerayı büyütür mü? AKP rejiminde odalar iki-üç kapılı. Yanıtı bizde yok. Belki saray ehlinde vardır.
Hasılı kelam Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’e göre rezervin değeri 65 milyar dolar. Türkiye’nin önümüzdeki 12 ayda çevirmesi gereken dış borç 171.4 milyar dolar. Düş bitti, uyanabilirsiniz!
Yazarlar
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.09.2025
9.09.2025
1.09.2025
26.08.2025
11.08.2025
4.08.2025
28.07.2025
21.07.2025
13.07.2025
9.07.2025