Fehim TAŞTEKİN
Orta Doğu biteviye dengesini arıyor. Arap Baharı’nın alt üst ettiği coğrafya, ABD’deki yönetim değişikliğinin de etkisiyle yeniden hareketli. Donald Trump’ın veda günlerinde şekillenen son dengede Türkiye’nin yalnızlığı katmerleşmiş; Mısır, İsrail ve Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’deki enerji ortaklığı bir foruma dönüşmüş; Abraham Anlaşmaları ile İsrail-Arap normalleşme sürecinde ağa birkaç ülke takılmış; bu konseptin karşısına düşman figür olarak İran ve Türkiye çerçevelenmişti. Bu arada Irak üzerinden İran-Amerikan kapışması tehlikeli boyutlara ulaşırken Türkiye’nin kalkan olduğu Katar ile Körfez-Mısır bloku arasındaki soğuk savaşı bitiren mutabakat sağlanmıştı.
Joe Biden yönetiminin İran’la nükleer müzakerelere dönmesi ve Yemen savaşına silah satışını durdurması Suudi Arabistan’ı yeni bir durum değerlendirmesine itti. İsrail’le flörtün getirisi de bir yere kadar. Irak’ın arabuluculuğunda Suudi Arabistan ve İran istihbarat şefleri iki kez Bağdat’ta buluştu. 2017’de savaşı İran şehirlerine taşımaktan bahseden Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman bu sırada Tahran’la iyi ilişkiler istediğini açıkladı. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken de Tahran-Riyad diyaloguna olumlu not verdi.
Normalde Suud-Amerikan ekseni İran’la sertleşirken Türkiye’nin dostluğuna önem atfeder. Şimdi istikamet tersi. Üstüne üstlük Kaşıkçı cinayetinden dolayı Veliaht Prens’in Ankara’ya mesafesi ezeli hasım Tahran’dan kat be kat uzak. Bir de Türkiye’yi ‘ambargo delici’ durumuna düşüren bir Halkbank sicil var. Artık İran mevzubahis olduğunda Türkiye’nin nerede durduğunu daha az umursayan bir refleks gelişti.
Çapraz ilişkilerin çapını görmek için Ürdün’den devam edelim. İsrail’le su sorununu çözemeyen ve Suriyeli mülteci yükünü kaldıramayan Amman, Şam’la gürültüsüz temaslar yürütüyor.
Paralelinde Mısır, Irak ve Ürdün bölgesel sorunlara karşı ortak mekanizma geliştirmeye çalışıyor. Üç ülke de Suriye’yi Arap Birliği’ne döndürmenin bölgesel sorunların çözümünde bir rahatlama olacağını düşünüyor. Ertelenen liderler zirvesi yakında Bağdat’ta olacak. Konuşulan başlıklar arasında Suriye üzerinden enerji hattı projeleri de var.
Daha dikkate değer bir gelişme Riyad-Şam hattında. Suudi İstihbarat Şefi Hamid Humeydan pazartesi Şam’da Devlet Başkanı Beşşar el Esad ve Ulusal Güvenlik Büro Başkanı Ali Memluk ile görüştü. The Guardian’a göre Suudi elçiliğinin bayramdan sonra açılması gündemde. Şam’daki elçiliğini yeniden açan BAE de insani yardım kanalıyla Suriye ile dirsek temaslarını sürdürüyor. Bu adımı Suudilerin de atması pek çok şeyi değiştirebilir. Evvela Suriye’de Türkiye’nin işi daha da zorlaşacaktır.
Farklı başkentlerde birbirinin ayak izlerine bakan müzakereler dönüyor. Elbette hiçbir taraf çetin sorunları ve köklü kavgaları bir çırpıda silip ilişkilere temiz bir sayfa çekebilecek durumda değil. Ancak küçük pozisyon değişiklikleri bile bölgesel dinamikler üzerinde fırtına etkisi yapabiliyor.
Bu minvalde Mısır’a biraz büyük başlık açalım: Etiyopya’nın Rönesans Barajı’nı savaş nedeni sayan Mısır, Sudan’la güç birliğine gidip ABD’yi krizi çözmek için öncülük yapmaya çağırırken Türkiye’nin Addis Ababa yönetimine yaklaşmasını tehlikeli buluyor.
Mısır Libya’da da Türk askeri varlığını eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Muhammed Hicazi’nin ifadesiyle Müslüman Kardeşler’le kıyaslanabilir bir tehdit olarak görüyor. Cufra ve Sirte’yi kırmızı çizgi ilan edip ardından ateşkes için ağırlığını koymasının temelinde yatan bu korkuydu. Erdoğan, Libya’da Türk müdahalesinin ateşkesi mümkün kıldığını savunurken Sisi yönetimi de bunu Cufra ve Sirte’yi kırmızı çizgi ilan etmiş olmalarına bağlıyor. Bu ayrı bir tartışma konusu.
Bu sert dönemeçte Sisi, Rusya ile askeri ilişkilerini ilerletip Fransa’ya sipariş ettiği Rafale savaş uçaklarının sayısını 3,75 milyar euroluk yeni bir anlaşmayla 24’ten 54’e çıkardı.
Libya’da seçim hükümetinin oluşumundan sonra Türkiye’nin karşısındaki tüm aktörler Trablus’a bir bir demir attı. Türkiye’nin Serrac hükümetiyle imzaladığı anlaşmaların geleceğini belirsizleştiren bir süreç yaşanıyor.
***
Suriye’nin Arap kalbine dönme ihtimali, Libya’da seçim sonrası oluşacak yeni ama zorlu tablo, Arap komşularıyla safları sıklaştıran Irak’ın Türk üsleri ve operasyonlarına karşı sesini yükseltmesi, Körfez’le bozuşmanın ekonomik maliyetleri, bu zıtlaşmanın Doğu Akdeniz’deki enerji kavgasında Yunanistan lehine yansımaları Ankara’yı pozisyonlarını koruyabilmek için Mısır’dan başlayarak hasımlaştığı coğrafyayla ilişkileri normalleştirmeye mecbur bırakıyor.
Siftah Mısır’la yapıldı. 5-6 Mayıs’ta Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal’ın başkanlığındaki heyetin Kahire’de yürüttüğü temaslar önemliydi. Taraflar birbirini dinleyip nabız yokladı. Görüşmeler zaten istikşafi olarak nitelendirildi. İki günün çıktısı kısa bir açıklamaya sığdırıldı: "Görüşmeler samimi havada ve kapsamlı içerikte gerçekleştirilmiştir. Görüşmelerde ikili konuların yanı sıra Libya, Suriye ve Irak'taki durum başta olmak üzere bölgesel konular ele alınmış, Doğu Akdeniz'de barış ve güvenliğin sağlanması ihtiyacı üzerinde durulmuştur. Taraflar istişarelerin bu turunun sonuçlarını değerlendirecek ve müteakip adımları kararlaştıracaktır."
Kısa açıklama çıkılan yolun uzun olduğuna delalet.
Mısır muhatap alındığında Arap yakasında birbiriyle paslaşan bir ittifakla da konuşulduğunu görmek gerekiyor. Mısırlı kaynaklara bakılırsa Kahire, Libya’daki Türk askeri güçleri ve milislerin çekilmesini bir koşula dönüştürmüş durumda. 3 Mayıs'ta Dışişleri, Savunma, MİT ve Genelkurmay olarak Trablus’a yapılan çıkarma da Mısır’ın Libya hassasiyetini artırdı. Bu çıkarmadaki niyet çok belliydi: Kahire buluşmasına doğru Libya’da el yükseltmek.
Yine Mısırlı kaynaklara göre Ankara, Suriyeli milisleri çekmeyi, askeri üsler edinmek dahil daha büyük hedefler için bir pazarlık konusu yapabilir ama Kahire, Türk askeri varlığının sonlandırılması koşulundan vazgeçmeyecek.
Müslüman Kardeşler’e himaye konusunda ise Mısır’ın tutumuna dair farklı iddialar dillendiriliyor. Kimilerine göre Müslüman Kardeşler’in aranan üyelerinin teslim edilmesi, TV kanallarının tamamen kapatılması, faaliyetlerinin yasaklanması ve Mısır içindeki terör saldırılarının önlenmesine yönelik iş birliğine gidilmesi koşul olarak masaya konuldu. Bazıları daha esnek bir yaklaşımdan bahsediyor. Buna göre haklarında mahkeme kararı olan birkaç kişinin teslim edilmesi ve örgütün faaliyetlerinin yasaklanması istenirken sayıları binlerle ifade edilen diğer örgüt üyeleriyle ilgili şart koşulmuyor. Örgüt üyelerinin başka ülkelere dağılıp yeni etki alanları oluşturmaları ya da Mısır’da hapislere tıkılıp soğutulan dosyaları ve kapanan yaraları yeniden alevlendirmeleri istenmiyor. Yani bir bakıma Sisi muhaliflerin ağzını kapatma işini Erdoğan’a havale ediyor!
Yine Mısırlı kaynaklara bakılırsa Türkiye ortaklık alanlarını belirleyip deniz yetki alanları ve enerji iş birliğine doğru hızlı yol almak isterken Kahire ağırdan alıyor.
Yani Mısırlılar önce kendilerinin ağırlık verdiği başlıklarda bir samimiyet testinden geçilmesini tercih ediyor.
***
Ortada ciddi bir güvensizlik var ve açıkçası görmek istedikleri birkaç jest değil politika değişiklikleri. Körfez ülkeleri de Mısır’ın bu diyalogda alacağı sonuçlara bakıp Türkiye’ye kapılarını ne kadar açık tutacaklarına karar verecekler. Erdoğan’ın Suudilerde olmayan hatta Vehhabiliğin ‘bidat’ saydığı Kandil Gecesi'ni ya da vakti gelmemiş Ramazan Bayramı’nı kutlamak için Kral Selman’ı araması bir jest bile sayılmaz. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun 11 Mayıs’ta Riyad yolcusu olacağı söyleniyor. Kahire ile ilerlemenin seviyesi Riyad temaslarına da yansıyacaktır. Normalleşme arayışının sonuç alması içeride ve dışarıda kapsamlı bir gözden geçirmeye bağlı. Bozulmayı tamir güçlü bir kapasiteyi gerektiriyor. Kandil diplomasisinden çok fazlasını.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025