Fehim TAŞTEKİN
Gazze 10 Mayıs’tan beri bombalanıyor. Dün itibariyle bilanço 58'i çocuk, 34'ü kadın 192 ölü, 1235 yaralı.
İsrail AP, El Cezire ve diğer uluslararası medya kuruluşlarının kullandığı 12 katlı binayı da yerle bir ederek Gazze’nin gören gözünü kör etti. Gazze’nin ana sağlık kuruluşu Şifa Hastanesi’ne giden yolları tıkayacak şekilde binaları yerle bir ediliyor. İsrailli insan hakları örgütü B'Tselem, İsrail'in savaş suçu işlediğini belirtip uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırdı.
Beri tarafta Gazze’nin roketleri Demir Kubbe’yi delip Aşkelon, Aşdod, Kudüs ve Tel Aviv’e kadar İsrail’in kentlerini vuruyor. İsraillilerin büyük bir çoğunluğu sığınaklarda.
Gazze’yi askeri-teknik üstünlükle yakıp yıkmak Filistinliler üzerinde bir caydırıcılık inşa etmiyor. Filistin her seferinde ölüp yeniden diriliyor. Netanyahu’nun "Hamas’a bunun bedelini ödettireceğiz” sözü 2009 ve 2014 cehennemine bir yenisini ekleyebilir ama sıradaki raunt daha isabetli, güçlü ve uzun menzilli roketlerle başlayacaktır. İsrail ordu yetkilileri de Gazze’nin ateş gücü ve direnişin altyapısını birkaç yıl geriletmeyi kendilerince erişilebilir bir hedef olarak koyuyor. Üç-beş yıllık bir sükûnet için azami yıkım ve ölüm! Daha büyük bir savaşın temelini bugünden atan dehşet bir döngü!
Fakat İsrail’in Demir Kubbe’yle tavan yapmış kibrinin parçalanması, güvenlik efsanesinin yıkılması ve şehirlerin terörize olması tersi yönde bir caydırıcılık inşa ediyor. Daha da sarsıcı olanı Arap-Yahudi karışık kentlerde, Lod Belediye Başkanı Yair Revivo’nun ifadesiyle iç savaş halinin yaşanmasıdır. Gerçi Revivo “Arap intifadası” dediği olaylarla ilgili ‘Kristallnacht’ benzetmesi de yapıyor. Yafa, Akka, Lod, Ramle, Nasıra, Şefa Amr, Umm-ul Fehm, Kafr Kanna, Kafr Manda ve Bir Şeba gibi yerler yeni bir intifada çağrışımı yaptı.
***
Oluşan tablo, Oslo Anlaşması’ndan bu yana barışa sırtını dönenlere çok önemli dersler sunuyor. İsraillilerin beklemediği bir şey ama silsile halinde hükümetlerin Filistinlilere dayattıkları apartheid rejimi başka ne tür bir sonuç üretebilirdi? Barış anlaşmasına imza attı diye İzak Rabin’i öldüren Yigal Amir’in şiddeti, siyaset baronları ve yerleşimcilere istikamet veriyor. Filistinliler yeniden ölüm ve yıkımı yaşarken İsrail radikal bağnazlığın sonuçlarıyla yüzleşiyor.
Kutsal topraklardaki ilk günah bir kez daha kendini hatırlatıyor; 1948’in kâbusu geri dönüyor. Başbakan Benyamin Netanyahu bu sayede belki yolsuzlukla suçlandığı dosyalardan hapse girmekten kurtulup koltuğunda oturmaya devam edebilir. Bütün ikilemlerin hortladığı zor bir denklemin arifesinde Değişim Bloku’nun lideri Yair Lapid, Filistinlilerin Ra’am Partisi ve Ortak Liste’yle açığını tamamlayıp Netanyahu dönemini bitirmeyi umuyordu.
Öte tarafta Hamas da etkisini Gazze’nin sınırlarından İsrail’in içlerine yani 1948 sınırlarına kadar genişletebilir. Kestirme yorum ‘Radikaller kazandı’ denilmesi olur. Fakat kolayca geçiştirilemeyecek bir durum oluşuyor. ABD ve AB’nin peşin desteğine karşın İsrail’in bu sefer öncekiler kadar uluslararası toplumu yönlendiremediği de görülüyor. ABD’de 25 Kongre üyesinin İsrail’e karşı sesini yükseltmesi; The Guardian’ın 200’üncü kuruluş yıldönümünde ‘en kötü kararlar’ listesine Balfour Deklarasyonu'na verdikleri desteği ekleyip “Bugünkü İsrail Guardian’ın öngördüğü ve istediği ülke değil” demesi; Avrupa’nın başkentlerinde Filistin lehine gösteriler düzenlenmesi; İsraillilerin bizzat kendi içlerinde yaşadıkları şaşkınlık ve radikal yerleşimcilere karşı artan tepkiler, hatta Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin’in “Size yalvarıyorum, bu deliliği durdurun” demesi tablonun İsrail açısından iyi gitmediğini gösteriyor.
***
Ateşkes bir süre sonra sağlanır ama bunun kalıcı bir çözüme yol açmayacağını da biliyoruz. Gazze’nin durumu öngörülebilir; ağır yıkımdan sonra bir sonraki perdeye kararlılıkla hazırlık. İsrail basınında Gazze’nin roketlerle İsrail'e karşı yeni bir denklem ortaya koymayı başardığı tespiti yapılıyor. Oyunun yeni kuralı her ne ise kuşkusuz ateşkes pazarlığına yansıyacaktır.
Peki, yeniden çatırdayan 1948 ve 1967 sınırlarındaki fay hatlarını neler bekliyor? Yerleşimcilerle önemli ölçüde kolonileştirilen Batı Şeria’da hayatları kelepçelenmiş Filistinliler, İsrail’in güvenliğine hizmet eden ve Filistinlilerle ilgili tüm istihbaratı Şin Bet’le paylaşan Mahmud Abbas yönetiminden umudu kesmiş ve artık çıkış noktası arıyor.
İsrail’in Yahudi karakterini güçlendirmek için ‘ağır çekim soykırım’ siyaseti güttüğü Doğu Kudüs’teki Filistinliler itilip kakılmaya, evlerinden atılmaya ve mülksüzleştirilmeye isyan ediyor.
1948 sınırlarında İsrail vatandaşlığına geçirilmiş Filistinliler öteki parçalara bigane kalamıyor.
İsrail siyasetinin bütün hinliği Filistin davasını Gazze’ye hapsedip Hamas üzerinden İslamcı terörle ilişkilendirmek ve uluslararası kamuoyunda mahkum etmek; 1967’de işgal ettiği toprakları Yahudileştirmeye devam etmek; üçüncü sınıf halk muamelesi yaptığı İsrailli Filistinlileri iç siyasetin çarklarında eritmekti.
İsrail siyasetinin “apartheid yalan” demek için örnek gösterdiği “İsrailli Araplar” 1948’deki sahneye geri savruldu.750 bin Filistinlinin terör yöntemleriyle evlerinden sökülüp atıldıkları Nekbe (Felaket) gününe. 1948 sınırlarında kalmış Filistinliler bugün 1.8 milyon nüfusla İsrail’in yüzde 19-20’sini oluşturuyor. İsrail onları “İsrailli Araplar” olarak sunuyor, İsrail’i kabul etmiş vatandaşlar! Vatandaş oldukları doğru ama onlar kendilerini “48’in Filistinlileri”, “48 Arapları” ya da “Dahildeki Filistinliler” olarak tanımlıyor; ilk günaha referans olarak.
***
1948’in Filistinlileri 1966’ya kadar askeri sıkıyönetim altında tutuldu. İzinle seyahat edebildikleri, gece sokağa çıkamadıkları, sıklıkla tutuklanıp evlerinden atıldıkları ve mülklerini yerleşimcilere kaptırdıkları bir dönemdi. İsrail’i benimsemek ve direnişte kalmak arasında bocaladılar. Yahudi solunun (Komünist Partisi/Hadaş) çabalarıyla düşmanlık geriletilse de Filistinliler İsrail için her zaman ‘şüpheli’ ya da ‘Truva Atı’ olageldi. İsrail’le entegre olan, İbranice konuşan ya da kabul görmek için isimlerini değiştirenler de Filistinlerin gözünde ihanetin sınırlarında dolaşanlar oldu. Lud, Akka, Yafa ve Ramle gibi karışık yerlerde etnik temizlik, Yahudileştirme ve Filistinlilerin kimliğini silme uygulamaları yıllardır bitmedi.
Filistinlilerin nasıl bir apartheid rejimine maruz kaldığını gösteren onlarca yasa çıkarıldı. Sonuncusu Yahudi Ulus Devlet Yasası olarak 2018’de 55 ‘Hayır’a karşı 62 ‘Evet’ oyuyla Knesset’ten geçti. Bu temel yasanın hükmü şu:
- İsrail bir Yahudi devletidir.
- Ülkede kendi kaderini tayin etme hakkı sadece Yahudilere aittir.
- İsrail dünyadaki tüm Yahudilerin tarihi anavatanıdır.
- Dünyadaki tüm Yahudilerin İsrail'e dönme hakkı vardır.
- Hukukta bir boşluk olduğunda Yahudi şeriatı referans alınacaktır.
- Kudüs birleşik ve tam olarak İsrail'in başkentidir.
- Devlet, Yahudi yerleşiminin gelişimini ulusal bir değer olarak görür ve teşvik eder.
Filistinlilere karşı 1920’lerden beri sürdürülen sürgün-savaş stratejisi ‘temel yasa’ ile taçlandırıldı. Sürülmüş Filistinlilerin dönüş hakkını reddeden, kalanların da ikinci sınıf pozisyonunu güçlendiren bir yasa.
İlhak edilen Doğu Kudüs’ün Filistinlileri ise vatandaş değil oturum kartıyla hakları düzenlenmiş kişiler. Oturum izinleri de her an iptal edilebiliyor. Filistinliler İsrail devleti ile ters düştüğünde, konulan kurallara uymadığında tamamen kendi topraklarında yabancı haline gelebiliyor. Bu şekilde 14.500 kişinin oturum kartı yakıldı. Doğu Kudüs’ü Filistinlilerden arındırma ve mülksüzleştirme siyaseti son tırmanışın da temel nedeniydi. Doğu Kudüs’teki Şeyh Cerrah’ta olduğu gibi 48 sınırları içinde Lod-Ramle arasındaki Dahmaş köyünde de 700 Filistinli evlerinden çıkarılmaya çalışılıyor. Gaspa uğrayan Filistinli polisten koruma, mahkemeden adalet göremiyor.
***
Oslo, Filistinliler için berbat bir anlaşmaydı ama İsrail bağlı kalsaydı sürecin öteki ucunda iyi kötü bir barış olabilirdi. İsrail bu anlaşmayı Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te Yahudi yerleşimlerini genişletmek ve Filistin yönetimini etkisizleştirmek için kullandı. Filistin köyleri ve kasabalarının etrafı Yahudi yerleşimleri, güvenlik bölgeleri, milli parklar, doğa koruma alanları ve otoyollarla kuşatılıyor. Bu bir boğma stratejisidir. Nüfusu 90 bini bulan Bedevilere çektirilen eziyet ayrı bir fasıl. Hiçbir kamu hizmetinden yararlanmadıkları gibi kaderleri hep yıkım. Resmi rakamlara göre Negev'de 2013-2019 arasında en az 10 bin Bedevi evi yıkıldı. Topraklarının gasp edilmesine direnen El Arakıb köyünü 185 kez yerle bir ettiler. (Ayrıntı için HRW’un 2 Nisan 2021’de yayımlanan “A Threshold Crossed: Israeli Authorities and the Crimes of Apartheid and Persecution” adlı raporuna bakabilirsiniz.)
Velhasıl Oslo istismarla ‘hiç’ edildi. 2002’de bu sefer Arap Birliği, 1967 sınırları temelinde iki devletli çözüme karşılık İsrail’in Arap ülkelerince tanınması yönünde bir barış planı sundu. İsrail burun kıvırdı çünkü barışla ilgilenmiyor. Uzun vadeli işgal ve ilhak İsrail’in kuruluş kodu.
Yeri gelmişken son tırmanışa denk düşen bir de dava var. Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tüm Filistin topraklarında işlenen savaş suçlarıyla ilgili 2015'te başlattığı ön incelemeyi tamamlayıp 3 Mart 2021’de soruşturma açtı. İsrailli 180 aydın UCM’ye mektup yazıp İsrail’in yapacağı savunmaya güvenmemelerini salık verdi: “İşgal altındaki bölgelerde uygulanan yasa ve uygulamalar ahlaki adaletsizlik ve savaş suçlarının işlenmesine etkili şekilde imkân sağlıyor."
***
Şimdi kuzeyden güneye tablo buyken İsrail’i dünyadaki tüm Yahudiler için ezeli-ebedi vatan olarak temellendiren bir siyasette ısrar ediliyor. Cumhurbaşkanı Rivlin’in yakarırkenki yanılgısı “Hiçbir sebep olmaksızın bir iç savaşla karşı karşıyayız” demesidir. Sebepler az değil ve hepsi de ortada. Bunlar kalkmadan kutsal topraklar birkaç yılda bir 48’in kâbusuyla uyanmaktan kurtulamaz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025