Kürşat BUMİN
Geç kalmasaydım yazının konusu olarak cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın’ın hakkında epeyce söz edilen –(ve fırsat çıkmışken CHP Genel Başkanı’nı da yola getirmeyi amaçlayan!) son açıklamasını seçmiş olacaktım. Ancak söylediğim gibi -bir seyahat dolayısıyla- geç kaldım ve bu ‘ibretlik’ açıklamayı henüz tazeyken gözden geçiremedim. Olsun dert değil, nasıl olsa benzerleriyle daha çok karşılaşacağız.
‘Tarihimizle yüzleşemeyeceğimiz hiçbir şey yok hamdolsun’
Ancak gecikmeden sözcünün açıklamalarının hemen tamamına ilişkin şu değerlendirmeyi yapabiliriz: Kalın’ın açıklamalarını alt alta dizince sanki Saray’ın sözcüsünü değil de emirini dinliyor intibaına siz de kapılmıyor musunuz? Tamam dünyanın pek çok ülkesinin sarayının da birer sözcüsü var. Ama bizimki meslektaşlarına epeyce fark atıyor. Aklınıza gelebilecek hemen bütün soru-sorunların cevabını alabileceğimiz bir sözcümüz var. Mesela Almanya Federal Meclisi’nden çıkan malum karara ilişkin (bence bir ‘sözcü’nün ağzına hiç mi hiç yakışmayan) şu sözler:
“ (…) Onların kirli tarihlerinin bizim tarihimizi kirletmesine asla izin vermeyiz. Bizim kendi tarihimizle yüzleşemeyeceğimiz hiçbir şey yok hamdolsun”
Tamam ‘hamdolsun’ ama nedir bu şimdi böyle? Saray’ın emiri ve sadrazamı bile konuya ilişkin nispeten daha ‘gerçekçi’ (yani ‘ekonomik çıkarları’ gözetmeye çalışan) sözcükler bularak konuşmaya gayret ederken, sözcünün bu haddinden fazla ‘açık sözlü’ üslubu kullanmasının bir âlemi var mı şimdi? Aslına bakarsanız, Türkiye’de bir‘cumhurbaşkanlığı sözcüsü’ne hiç mi hiç ihtiyaç da yok. Çünkü ülkenin cumhurbaşkanı Allahın her günü (ama her günü!) artık neresi ve hangi konu rast gelirse sürekli konuşmakta ve ülkenin CNN’inden ‘havuzu’na kadar bütün televizyon kanalları bu hitapları canlı olarak yayınlamaktadır. Ve bu durum haliyle, ‘cumhurbaşkanlığı sözcüsü’ gibi bir görevi hepten işlevsiz ve gereksiz kılmaktadır… (Ayrıca şunu da hatırlatalım: Cumhurbaşkanı’nın lafı kendisi kadar uzatanlardan -Davutoğlu misali- hiç mi hiç haz etmediğini de unutmayalım!)
Şimdi de gelelim bugünkü konumuza: Yazının başlığında ‘Sorunlu ve zararlı bir polemik’ olarak özetlediğim konu, yakın zamanda Milli Savunma Bakanı ile Genelkurmay Başkanı arasında ‘şehitler’ meselesi etrafında yaşanan gergin durum ve haliyle bu durumun medya tarafından nasıl ‘görüldüğü’ ile ilgili.
Aferin Orgeneral Hulusi Akar’a
Bu ‘polemik’ ya da gerginliğin medya tarafından nasıl görüldüğünü tek bir gazeteden hareketle özetlemek istiyorum. Cumhuriyet gazetesi, 17 Haziran tarihli sayısında konuya çok ama çok geniş yer ayırmış. Konu birinci sayfadan ‘Komutan da rahatsız’ başlığıyla, haberin devamında ise ‘Akar’dan iftarda ince mesajlar’ başlığıyla devam etmiş.
“Ne yazık!” dedim içimden, ‘yarım’ da olsa muhalif bir gazetenin, Milli Savunma Bakanı ile Genelkurmay Başkanı arasında yaşandığı iddia edilen bir gerginlikten muhalefet üretmeye çalışması anlaşılır gibi değildi doğrusu. Demek Genelkurmay Başkanı, Milli Savunma Bakanı’na bir ‘ince mesaj’ hak ettiği cevabı yetiştirmekte gecikmedi! Aferin Org. Akar’a işte böyle yaparlar adamı!
Fikri Işık ve Hulusi Akar arasında bu üstü kapalı ‘polemik’e konu olan açıklamaları biliyorsunuzdur mutlaka, tekrarlamaya gerek yok. Ama biz yine de bu ‘manâsız’ polemiği kısaca özetleyelim:
Milli Savunma Bakanı şöyle demiş: “Şehit veririm endişesiyle operasyon yapılmadığı dönemi de biliyoruz.”
Hemen hatırlatalım: Sanmayın ki Bakan, sayıları yüzlerle ifade edilen‘şehitler’e ilişkin “Ayıptır, yazıktır, bu gencecik çocukları ‘Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır‘ hamasetiyle ölüme göndermeyin”demektedir. Onun derdi 90’lı yıllarda niçin bu kadar çok şehit verilmediğinin hesabını sormak!
Tavırları-tutumları birbirinden milim farklı değil
Cumhuriyet’in haberine göre bu sözlerden ‘rahatsız’ olan Genelkurmay Başkanı bu açıklamaya şu karşılığı veriyor: “TSK dün da bugün de kendisine verilen görevleri, sorumluluklarını, büyük bir dikkatle , büyük bir itina ile yerine getirmektedir, getirmeye devam edecektir.”
Görüyorsunuz; aslında ‘şehit veririm’ endişesini iki taraf da gereksiz bir endişe olarak kabul ettikleri için Genelkurmay Başkanı’nın ve Milli Savunma Bakanı’nın söz konusu ‘endişe’ye ilişkin tavırları-tutumları birbirinden milim farklı değil.
İsterseniz, bu yanlış anlaşılan ‘polemik’in nasıl nihayete erdiğini de Yeni Şafak’tan Hürriyet’e transfer olan Abdülkadir Selvi anlatsın:
“Genelkurmay Başkanı Akar’ın hassasiyeti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilgisi sonucunda sorun aşılmış görünüyor.”
İyi bari; böylece Cumhuriyet’in Fikri Işık ile Genelkurmay Başkanı Akar‘polemiğine’ ilişkin olarak sergilediği hassasiyet de yatışmış bulunuyor. Bundan böyle 90’lı yıllarda da bugünkü gibi ‘şehit veririm endişesiyle’ davranılmadığı, şehit vermeden işlerin yoluna girmeyeceği konusunda siyasi iktidar ve TSK’nın (başında kim-kimler olursa olsun-) tam bir dayanışma içinde olduğu (çok şükür) anlaşılmış oluyor. Yani özetle “Ne Mutlu türküm Diyene!”
Ahh bu şehitler meselesi… ‘Medeni dünya’nın epeyce zamandır ağzına almadığı, unutmaya çalıştığı şehitler ve şehitlik meselesi…. Bu konu çok ama çok (Cumhuriyet’in tahmin edemeyeceği ölçüde) önemli bir mesele. En iyisi sözü burada kesip, şu şehit-şehitlik ve de hatta ‘Mehmetçik’meselesine bir başka yazıda devam etmek…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.05.2018
7.02.2018
21.04.2018
11.04.2018
27.03.2018
23.03.2018
10.03.2018
2.02.2018
16.02.2018
8.02.2018