Kürşat BUMİN
“Bir gece”, “ansızın”, “gelebilirim”. Gelenin niçin “gece” ve niçin “ansızın” geldiği tabii ki sorunludur. Ancak ben bugüne kadar bu “sorun”a dikkat çekip hakkında iki çift laf eden kimseye rastlamadım. Konuya ilişkin ilk akla gelebilecek şu masum sorular bile sorulmamıştır: “Niçin gece”? “Niçin ansızın”, “Gelen kimdir?”
“Beraber yürüdük biz bu yollarda…” ve “Bir gece ansızın gelebilirim…” Biliyorsunuz, klasik olmayan “Türk sanat müziğinin” iki ünlü şarkısı bu dizelerle başlıyor. Hemen her mekânda çokça çalınan bu şarkıları bilmeyen yoktur herhalde aramızda. Evet , “her mekân”da, hatta kamusal alanlar dahil. Aslına bakacak olursanız bu şarkının “kamusal alanlarda” hep birlikte söylenmesi şarkının ruhuna aykırıdır. Çünkü bu şarkı sözleri sonuç olarak iki sevgilinin yağmur altında gezintilerini tasvir etmektedir.
Nağmelerinden midir, sözlerinden midir çok sevilen şarkılardandır bunlar. Aslına bakacak olursanız, özellikle ikinci şarkının sözleri bayağı ürkütücüdür: “Bir gece”, “ansızın”, “gelebilirim”. Gelenin niçin “gece” ve niçin “ansızın” geldiği tabii ki sorunludur. Ancak ben bugüne kadar bu“sorun”a dikkat çekip hakkında iki çift laf eden kimseye rastlamadım. Konuya ilişkin ilk akla gelebilecek şu masum sorular bile sorulmamıştır: “Niçin gece”? “Niçin ansızın”, “Gelen kimdir?”Şimdi siz söyleyin: Bayağı ürkütücü sözlerle bezenmiş bu şarkı akla hemen “jandarma” “asayiş” , “terörle mücadele” ekiplerini ya da ayrıldığı karısını öldürmeyi kafasına koymuş bir kocanın ev ziyaretlerini hatırlatmıyor mu?
Madem konu “şarkılar”dan açıldı, sözünü ettiğimiz bu iki “orta yaşlı” şarkıdan daha gün görmüş bir başka şarkıdan da söz edelim. Sözleri İhsan Arif’e bestesi Serkis Efendi’ye ait bir asrı çoktan devirmiş bu şarkı “Kimseye etmem şikayet..” diyerek başlayıp “Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime” dizesiyle son bulan ve –hepinizin bildiği gibi- Müzeyyen Senar’ın ircasıyla çok hoşa gittiği kadar insanı dinleyeni düşündürmesi gereken de bir eserdir. Şarkının bizi yine düşündürmesi muhtemel dizelerinden birisi de “Korkarım ikbalime” şeklindedir.
Şu sorunun aklınızdan geçtiğini sanıyorum: Şimdi durduk yerde bu şarkılardan söz etmenin ne âlemi var? Haklısınız, gerçekten de “Bir gece ansızın gelebilirim”in çoğul çekimli versiyonu dışında “Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime” ya da “Korkarım ikbalime” gibi “güncellikten uzak”(?) dizelerin başı çektiği bir şarkı sözlerinden niçin söz etmiş olabilirim ki?
Neyse de, “Hep birlikte YouTube’da karşıma çıktılar da ondan” deyip bu konuyu kapatıp yazıya devam edelim.
Siz de şahitsiniz: Epeyce bir zamandır televizyon ekranlarında önümüze getirilen “tartışma programları”ndan gerçekten gına geldi… Özellikle de neredeyse her programda yer alan “akademisyen” sıfatlı “konuklar”dan… Aylardır –artık izlenme oranlarının yerlerde süründüğü muhakkaksa da- karşımıza dizilen bu zevat hep aynı şarkıyı hep aynı tonda bugün de tekrarlamakla meşgul.
İnsan sormadan edemiyor haliyle: Bu ülkede bütün olup bitenler karşısında bu akademisyenlerden oluşan “üniversiteler”in bu derece suskun olmaları söz konusu kurumların varlık nedeniyle bağdaşır bir durum mudur? Ülkede sayıları hızla artan (kim bilir kaç tane) “hukuk fakültesi” ve bu fakültelerin aylardır ülkede olup bitenler karşısında tek bir laf edecek bir “ceza kürsüsü”, “anayasa kürsüsü”, “idare hukuku kürsüsü” gibi birimleri yok mudur? Tamam YÖK’ün ne mal olduğunu çoktan anlamış durumdayız. Ama ya bu suskunluğu, gözünü kapamayı ilke edinmiş bu üniversiteler ve onları oluşturan bu fakülteler? Söyleyecek tek bir lafları yok mu?
Bu hatırlatmayı da sözü birkaç gün önce CNN Türk’de bir bölümünü izleme fırsatı bulduğum bir programa (Şirin Payzın’ın 26 Eylül tarihli programı) getirmek için yapıyorum.
Bu programda daha önce dinlemek ya da yazdıklarını okumak fırsatını bulamadığım bir akademisyen ile karşı karşıyaydık: Doç. Dr. Murat Somer.
Konu “Referandum” meselesiydi. Somer, olup biteni, özellikle de referandumun Türkiye tarafından nasıl algılanması gerektiğini o derece açık/seçik açıkladı ki, epeyce zaman sonra “Kötümser olmayalım. Ülkede ekrana çıkma fırsatını bulabilen sahici akademisyenler de varmış” dedirtti bana.
Programı izlerken Somer’in açıklamalarından alabildiğim notlardan devam edeyim:
-Irak’ın kuzeyinde bir biçimde bir devletleşme olursa, bu gelişmenin Tükiye’de ayrılıkçı hareketi canlandıracağını söylemek çok yanlış ve yersiz, çünkü böyle bir varsayım Türkiye’nin hepten güçsüz olduğunun itirafı gibi bir şey.
-Bu meselede önemli olan husus, bizim komşularımızla birlikte nasıl bir gelecek tasarladığımızdır.
-Radikalleşmenin önündeki en etkili yöntem şeffaf bir demokratik yapının oluşturulmasıdır.
–“Kucaklaşma”yı,“kardeş olmayı” öne çıkaran söylemlerin zararı yok, ancak bunun ötesinde “birbirimizin hakkını tanıyan” ,“birbirinin hakkına sahip çıkan” bir yapıya ulaşmamız gerekir.
-Türkiye’nin komşu halkların hepsiyle dostane ilişkiler kurmak yoluna girmesi gerekir.
-Romanya’daki Macarların Macaristan ile ya da İran’daki Azerilerin Azerbaycan ile “bir olmak” gibi bir niyetlerinin olmaması, bir ulus devlet içindeki farklılıkların illâ ki ayrılıkçılığa ulaşacağına ilişkin keskin kanaatimizi sarsacak örneklerden ikisidir.
-Güçlü bir ülke olmak demek içinde alternatifleri barındıran bir ülke demektir. Yani tek bir iktidar, tek bir parti, tek bir görüş değil…
-CHP de Türkiye’nin bir iç sorunu olan Kürt meselesinde alternatif bir öneri geliştirmelidir.
-Cevap verilmesi gereken soru: Biz komşularımızla birlikte nasıl bir gelecek istiyoruz?
Umarım bu çalakalem notlardan hareketle Murat Somer’in açıklamalarını çarpıtmamışımdır…
Somer’in aktarmaya çalıştığım düşüncelerini “eşi bulunmaz” bulduğumu söylemiyorum. Ama televizyon ekranlarında epeyce uzun zamandır benzeriyle (belki de hiç) karşılaşmadığımız bir “akademisyen” i dinlemek bana iyi geldi doğrusu…
Yazının başı ve sonu insicamlı olsun diyerek (izninizle) arkadan “Müzeyyen”in sesinden dinlediğim şarkının son mısralarını da aktaracağım:
Kimseye etmem şikâyet / Ağlarım ben halime / Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime / Perde-i zulmet çekilmiş / Korkarım ikbalime / Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.05.2018
7.02.2018
21.04.2018
11.04.2018
27.03.2018
23.03.2018
10.03.2018
2.02.2018
16.02.2018
8.02.2018