Mehmet TIRAŞ
Bir Fenerbahçe taraftarı olarak 2014-2015 sezonunda Fenerbahçe’nin şampiyonluğu Galatasaray’a kaptırmasına sevindim; Aziz Yıldırım’ınkulüpte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yolunu takip edip, tek adamlığa uzanan diktatörlüğünün önünün kesilmesi açısından.
Neden Aziz Yıldırım?
Çünkü Aziz Yıldırım hatırlanırsa 2014-15 sezonuna başlamasının arifesinde; ilk senesinde takımı şampiyon yapmış teknik direktör Ersun Yanal’ı kastederek kamuoyunun önünde, canlı yayında ;bir takımı antrenörler değil kulüp şampiyon yapar demişti.Geçmişte kazanılan şampiyonluklara bakın Fenerbahçe’nin şampiyonluğunda benim imzam var demeye getiriyor;takımı şampiyon yapan teknik direktör Ersun Yenal’a gönderme yapıyordu şampiyonlukta katkısı olmadı anlamında.
Niye yapamadın takımı bu sene şampiyon?
Kefil olarak takımın başına getirdiğin hoca değil de, senin talimatınla hareket eden birisi olursa sonuçta böyle olur.
Futbol literatüründe antrenörsüzbir takımın şampiyon olduğuna rastlanmış mı hiç?
Antrenörün bir takımın şampiyon olmasında katkısı yok ise Real Madrid, Barselona ve Bayar Münih gibi dünyanın en ünlü takımlarının başındaki teknik direktörlerin aldığı paralar dudak uçuklatıyor hatta:süper ligde oynayan birkaç Anadolu Kulüplerinin bütçesine eşit ,bu teknik adamlarının geliri.
Onun için 2014-2015 sezonunda Fenerbahçe’nin şampiyon olamaması çok iyi olmuştur; belki Türkiye’de futbol yeryüzü standartlarında oynanmasına ve anlayışına bir katkı sağlar. Kulüp,takım,taraftar,teknik heyet ve rakiplerden oluşan bileşenlerinin bir bütün içinde rakiplerine saygı duymayı,futbolun üç neticeli bir oyun olduğunun değerlendirmesine;bazılarının egolarının kırılmasına,burunlarının sürtülmesine neden olur.
Erdoğan’da Aziz Yıldırım’ınantrenörsüz takımı şampiyon yapma hayaline kapılmış olmalı ki;o da demokrasiyi bir araç olarak kullanıp,muhalefetiz, medyayız,parlamentosuz ve yargısız ülkeyi tek adam zihniyetiyle yönetmek istiyor.
Kendine muhalif olan siyasi rakiplerine, herkesimirejim karşıtı görüp, hatta terör örgütleriyle işbirliği yapıyorlar diyecek kadar fütursuzca bir siyaset yapıyor.
Erdoğan 17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonundan sonra;yargıyı kendine bağlayıp, yargının kararlarını uygulatmadığı gibi,yargıç tutuklatıyor veya meslekten ihraç ettiriyor.
Cumhurbaşkanı olmasına rağmen tarafsızlığını yok sayarak;7 Haziran seçimlerinden partisinin hüsrana uğrayacağını hissetmiş olmalı ki, siyasi partilerden fazla meydanlarda dolaşıyor, bir günde ortalama en az üç toplantı ve miting yapıyor.
Erdoğan 21 Mayıs 2015 tarihinde 7 Haziran seçimlerinin sürpriz sonuçlara gebe olduğunu söyledi, yandaş birkanalda,her dönemin adamı gazeteci geçinenin programında.
Erdoğan yine bu programda bir başak yakınması ise;AKP’nin il ve ilçe teşkilatlarının çalışmadığını hatta bir rehavet içinde olduklarınısöylerken, bana gelen raporlarda bunu doğruluyor demesiydi. Anlaşılan Yolcudur Abbas .
Belki bu seçimler Erdoğan’ın son seçimi ve siyasi hayatının da sonu olacak gibigözüküyor,dileğimiz demokratik yoldan olsun. Meydanlarda Mısır’da askeri darbeyle devrilen Mursi’ye verilen idam kararından sonra,Erdoğan beni de asmak istiyorlar demesi çok manidar ve korkunun çağrısı gibi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan artık meşruiyetini tartışmaya açmıştır.
Erdoğan’ın izlediği yol demokratik yolları kapatır biçimde ilerliyor, kendine muhalif olan her kesimiterörist, vatan haini,dış güçlerin uşağı ve darbeci gibi yaftalaması hayraalamet değil.
Bitmeyen ve dolaşıma sokulan klişe olan projekavramı.
Seçimlerin son kulvarınagirilirken Erdoğan hakaret ve iftira temposunu artırmaya başladı..
Başta HDP’yi karşınsa alarak önce HDP barajı aşarsa ülke için tehlikeli olur dediler, ardından da HDP bir proje diye dolaşıma soktular.
Dolaşıma soktukları HDP bir proje senaryosu da, neymiş biliyor musunuz?
Erdoğan’ın Doğan medya grubuna saldırmasından öğrendik.
Havuzdanbeslenenlerin,Erdoğan ile zenginleşen medya patronunun Erdoğan’a aşık olmasının ardından;tetikçiler sıraya girdiler ve aman Allah’ım;beni öldürmeden Erdoğan’ı vuramazlar iki silahlı ve yüzlerce mermisi olanlar başta olmak üzere; tetikçi esnaf takımı gazeteci yanaşmalarının ortaya attığı proje de şu:“HDP’nin parti olarak seçimlere girmesini Doğan medya grubu ve bazı iş adamlarının projesiymiş.Yoksa HDP’liler parti olarak yüksek barajı göze alarak seçime giremezler imiş. Bir de HDP’nin merkez medya da çok yer alması ve haber yapılması bunun göstergesi olarak anlatıyorlarmış Erdoğan’a.”
7 Haziran seçimleri yaklaştıkça Erdoğan anayasanın kabul etmediği bir yola girdi ve toplumu ayrıştıran, çatıştıran mitingler ve toplantılar yapıyor ama ne toplantılar ama..
Sokağın güvenliğinden güvenlik güçleri değil de esnaf sorumlu olacakmış.
Esnaf mahallesindenve sokağından sorumlu olmakla yetmiyor,attığı ok yerini bulmalıymış yoksa yay gerilirmiş gibi ipe sapa gelmez konuşmalara bakar mısınız?
Gezi olaylarında da üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz’ı öldürenlerin de esnaf olduğunu hatırlatalım Cumhurbaşkanına.
Dikkat ederseniz Erdoğan’ın hiçbir konuşmasının içinde hukuk,temel hak veözgürlükler geçmiyor; varsa yoksa başkanlık sistemi, hemde demokratik yeryüzünde olmayan kendisinin de formüle etmekte zorlandığı ama söyleyemediği başkanlık, aslında tek adamlık diyemiyor.
Aziz YıldırımFenerbahçe’yi nasıl yönetiyorsa Erdoğan’da ülkeyi öyle yönetmek istiyor.
HDP’ye Erdoğan’ın bu kadar çok saldırması ve hedefe koymasının nedeni eğer;HDP barajı aşarsa bütün planları altüst olacak,olacak gibi gözüküyor bunu da Erdoğan’ın bağırıp çağırması ele veriyor.
HDP’nin barajı aşması Erdoğan için siyasi kariyerinin geriye saymaya başlaması demek oluyor.Sıra yargıya hesap vermeye gelecek. Onun için HDP’nin baraj altında kalması ve komplo teorileriyle HDP bir proje yaftalamalarının altında yatan gerçek bunu gösteriyor.
Yoksa CHP’nin ve MHP’nin oylarının yükselmesi Erdoğan’ı tedirgin etmiyor.
Yeter ki HDP’ barajı aşmasın.
Nasıl antrenörsüz bir takımın şampiyon olamayacağını futbol bunu Aziz Yıldırım’a gösterdiyse; bizde toplum olarak,muhalefetsiz,özgür medyasız,bağımsız ve tarafsız bir yargı olmadan bir ülkenin yönetilemeyeceğini,HDP’yi parlamentoya taşıyarak Erdoğan gösterelim.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları




























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.12.2025
15.12.2025
8.12.2025
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025