Mücahit BİLİCİ
Cumhuriyet nedir? Cumhuriyet iktidarın kral olan bir baş yerine başsız kalan bir beden tarafından yönetilmesidir. O bedenin değişik isimleri vardır. Toplum veya cumhur bunlardan biridir. O bedenin politik ismi ulustur (yani millet). Milletin egemenliğine (ulusun hükümranlığına) cumhuriyet diyoruz. Demek cumhuriyet, egemenliğin, şahsi iktidarın lağvıyla baş’tan (sultan’dan) beden’e (halk’a) geçmesidir. Zira beden uyanınca baş ya düşer ya da bedene onu temsilen teslim olur ki o da başka bir düşmedir.
BİR TEMSİL MESELESİ
Cumhuriyet fikrinin kendisi bir terakki nişanesi olmakla birlikte beraberinde pek çok sorunlar getirmiştir: Bunların başında da temsil meselesi vardır. Bütün bir halkı temsilen hareket nasıl olacaktır? Cumhuri’lik ve temsil, temsil edilenin katılımı ve uyanık oluşuyla mümkündür. Bunun gibi sebeplerden, cumhuriyet fikri ile eğitim(lilik) arasında doğrudan bir bağ vardır. Milli eğitim, eğitimi millileştirmek için olmaktan ziyade eğitim ile milliliği tahsil etmek (üretmek) içindir. İnsanların atomize olup birey suretinde dağılması ve bu her bir atoma aklın, ihtiyarın (yanı iyi ve kötüyü temyiz edecek eğitimsel olgunluğun) girmesi gerekmektedir. Cumhuriyet, yönetimde bir linç eylemidir. Kitleselliğin bir aktör olarak siyasete akmasıdır. Bu akıntının parti’ler suretinde derelere ayrıştırılıp demokrasi isimli barajda temsiliyet ve ifade çarkını döndürmesi ise demokratik cumhuriyetin kazanımlarıdır. Mutlak anlamda başarılı bir cumhuriyet yoktur. Çoğunluk diktatörlüğü de cumhurilik ve kayda değer bir temsil kabiliyeti arz eder ancak demokratik sayılmaz. Cumhuriyet ve demokrasi, ikisi birden bir yerde kamilen tahakkuk ettiklerinde herkes hem sultan hem de teb’adır, hem hakim hem mahkumdur. Cumhuriyetin ürettiği bu yeni insan malzemesine “yurttaş” (vatandaş) denilir ve ona hem hakların verilmesi hem de yüklerin yüklenmesi bundandır.
TEMEL İTİRAZ CUMHURİYETE DEĞİL GÖRÜNÜMLERİNE
Türkiye Cumhuriyeti Osmanlı’da başlayıp Osmanlı sonrasında tamamlanmış bir modernleşme çabasının ürünü olarak vücuda gelmiştir. Laik, dindar, Kürt, Türk tüm kesimlerin ortak kazanımıdır. Türkiye’de Cumhuriyet fikrine karşı olan bir kesim yoktur. Cumhuriyet’in Türk veya laik niteliğine olan kimi itirazlar Cumhuriyet karşıtlığı olarak görülmüş ve sunulmuştur. Gerçekte fikir olarak cumhuriyet Türkiye’de modernleşmenin en popular vechelerinden biridir. Ancak pratikte geniş kesimler nezdinde cumhuriyet Türkiye’de yabancılaşmış bir kavramdır.

Cumhuriyet’ler kendilerine gelirler. Ya uyanmış bir halk bir cumhuriyete dönüşür. Ya da elitlerin çeşitli gerekçelerle pişirdiği bir cumhuriyet projesi zamanla halka layık bir hal alır veya halkın işgaline uğrar. Demokrasi, cumhuriyetin ayağını halk yorganına göre uzatmasını sağlayan rejimdir. Bu yüzden demokratik temsil arttıkça cumhuriyet adının gereği bir şekilde dönüşür. Toplumlarda yaşanan elit dönüşümü de bunun bir parçasıdır.
Türkiye’de kabaca “laik” kesim olarak bilinen kurucu elitin hakimiyeti ve imtiyazları, AKP’de vücut bulan “halk devrimi” ile yıkıldı. Bu dindar ve taşralı halk devrimi, alttan gelen her devrim gibi çirkin görünüyor. Bugün itibarı ile AKP’de temsiliyet bulan halk kitleleri ve değerler sisteminin yol açtığı değişim, laik elitler için cumhuriyetin yıkılışı gibi görünse de en fazla cumhuriyetin işgali olarak anlaşılmalıdır. Bu iktidar değişimi politik, ekonomik ve kültürel alanlarda devam ediyor. Politik olarak hakimiyetini tahkim eden dindarlık, ekonomik olarak da pastadan daha büyük dilimleri belki görgüsüzce koparmaya devam ediyor. Eski elitlerin yeni elitlerin bu görgüsüzlüklerini ayıplaması da öyle sıra dışı bir durum değildir. Zira eski soylular yeni burjuvalardan ikrah eder. Türkiye’de son dönemdeki kültürel iktidar tartışmaları hegemonik değişimin kültürel ayağındaki dengesizliği yansıtması açısından öğreticidir. Eskilerin yenileri riyakâr, talancı, sonradan görme vesaire olarak görmesi normaldir. Haset, hegemonyanın devir teslim töreninde görünür olsa da her iktidar ortamında mutlaka zimni olarak vardır. Dindarların laiklere görünümünü, laiklerin kendilerinden önceki elitler olan gayrimüslimlere (mesela Ermenilere) görünümüyle mukayese etmek öğretici olabilir.
CUMHURİYETİN KÜRTLERE OLAN İKİ BORCU
Dindarlar, onların üstüne kurulan ve onları beğenmeyen Cumhuriyet’ten intikamlarını, ona sahip olarak, sahip haline gelerek aldılar. Bu demokratik “sahip”lenme bir cumhuriyet için kazanımdır. Türkiye’de bugün dindarlar artık belki laiklerden daha çok bu ülkenin sahibi edasındalar. Bu duygu, laikler kadar onların da hakkı idi ve ancak yakın zamanda yerini buldu. Peki Kürtlerin Cumhuriyet ile ilişkileri ne durumda?

Yüz yıllık Cumhuriyet Kürtlere iki noktada borç içindedir. Biri orijindeki borç. Yani kurucu unsur olarak Kürtlerin daha sonra devre dışı bırakılmaları ve inkâr politikaları ile cumhuriyetten ve çoğunluk statüsünden azınlık statüsüne sürgün edilmeleridir. Kürtlerin kendilerinin bile bugün bu azınlık statüsünü kabul edip içselleştirmeleri bu sürgünün trajik bir sonucudur. Buradan (geçmişten gelen) kurucu unsur hukuku açısından cumhuriyet Kürtlerin kayıp malıdır. Yeniden temelluk edilmeyi beklemektedir.
İkinci borç ise kuruluş momentindeki katkı, statü ve hukuklarından bağımsız olarak bugün cumhuriyette yurttaşlık çerçevesi içinde yaşayan Kürtlere demokratik temsilin doğurduğu borçtur. Varsayalım ki bidayette hiç Kürt olmasaydı bile bugün bu kadar Kürt’ün varlığı karşısında Cumhuriyet’in amir değil memur, efendi değil hizmetkar olarak Kürtlerin emrine girmesi gerekirdi.
Özetle; yüzüncü yılında cumhuriyetin “üçüncü bir cumhuriyet” olarak yenilenmesi bir zarurettir. Laiklerin malikiyetini yansıtan birinci cumhuriyet, dindar taşranın malikiyetini yansıtan yeni (ikinci) bir cumhuriyete yerini bıraktı. Bu ikinci cumhuriyetin de Kürtlerin malikiyetini yansıtan bir üçüncü cumhuriyete evrilmesi gerekiyor. Bu hem cumhuriyetin Kürtlere geçmişteki tahsil edilmemiş başlangıç borcudur hem de gelecekte tahsil edilmesi gereken demokratik temsil borcudur.
Cumhuriyetin, yüzüncü yılında eriştiği ve erişmesi umulan olgunluk, dindar olabilen cumhuriyetin artık Kürt de olabilmesidir. Dindarlıkla barışan cumhuriyetin temsil başarısı Kürtlükle barışmayla hakiki kıvamını bulacaktır. Kürtlerin cumhuriyete geri dönüşü bir teslim, iltica, kabul talebi suretinde değil, bir teslim alma, bir sahip olma ve hükmetme suretinde tecelli ettiğinde ilk kez cumhuriyetin geleneksel birliktelik, eşitlik ve kardeşlik gibi söylemleri anlamını bulabilir. Laik cumhuriyetin dindarlaşması ve Kürtleşmesi, cumhuriyetin demokratik olarak kendine gelmesidir.
Mücahit Bilici, Dr., City University of New York Öğretim Üyesi
https://yeniarayis.com/yorum/dosya/100-yilinda-cumhuriyet/mucahitbilici/cumhuriyetin-kendine-gelmesi-dindarlar-ve-kurtler/?fbclid=IwAR2RY9wHa6cEUxhfFd4RzkKTCFkhMKAAbeksk4C0UE83JFiuSml8tGhEX8E
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları

































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.12.2025
13.11.2025
12.11.2025
31.10.2025
20.10.2025
6.10.2025
28.09.2025
21.09.2025
6.09.2025
30.08.2025