Mücahit BİLİCİ
Daha önce “Fethullah Gülen Cemaati’ne tavsiyeler” başlığıyla bir yazı yazmıştım. Seçimden önce Cemaat’in abartılan gücü bu sefer seçimden sonra azımsanmaya, hafife alınmaya başlandı. İkisi de yanlış. Seçim sonrası hükümetin zafer sarhoşluğu ile Cemaat aleyhinde tasfiye çalışmalarına hız verdiğini görüyoruz. Cemaat de kendisini bir mağduriyet teolojisine vermiş görünüyor. Bence bu tasfiye tehdidi dolayısı ile yaşanan tasaffi (arınma) fırsatını Cemaat iyi değerlendirmeli ve kamuoyuna yönelik açık bir özeleştiri yapmalı.
Evvelce yazdım, tekrar yazayım: Gülen Cemaati maalesef dünyanın en bencil cemaatidir. İslam’a hizmet misyonu ile hareket ediyor olması bu gerçeği değiştirmiyor. Birey olarak en fedakâr insanlardan oluşan bu cemaat, grup olarak son derece bencil bir şekilde hareket edegeldi. Cemaat haksız yere her şeyi sadece kendine istediği, başkalarını dikkate almadığı için bugün her şeyden haksız yere dışlanıyor. Şu anda resmî olarak size karşı yapılan şeyi, siz sivil olarak diğer cemaat ve gruplara yaptınız. Dışlanma aynasında gördüğünüz sevimsizlik, sizin başkalarına görünen suretinizdir.
Cemaat bugün “başbakana layık olmadığı (gayrimeşru)bir muhabbet gösterdik onun cezası olarak tokat yedik” diye düşünüyor. Bu da yanlış. Bence bir siyasiye veya partiye değil,siyasetin kendisine gösterdiğiniz yanlış muhabbetin tokadını yediniz. Nurcu iken İslamcılığa tenezzül ettiniz. Evet, Cemaat her zaman siyasetin içindeydi. Bunu yeni keşfetmiş gibi yapanların hepsi ya çok cahiller ya da düpedüz yalan söylüyorlar. Özellikle de “ayy, bu cemaati böyle bilmiyorduk” havasındakiler. Bu cemaat her zaman (İslam’a hizmet etmek için)gücü ve iktidarı önemsedi. İslam’a hizmet etmek için güçlü olunması gerektiğine inandı. Ve gücü elde etmek için dürüstlükten taviz verdi. [Şunu da not etmeli: Cemaat’in dine hizmet etmek için içi yanarak içki içmek zorunda olduğunu düşünen bir mensubu, içki içmenin masum kaldığı dünyevilikte olup da siyaseten İslamcı geçinen ve ayet (veya halifeye biat deklarasyonu) sallayan politik soytarılarından daha dindardır.]
Cemaat tıpkı bir siyasetçi gibi, hakkaniyetin ve doğrunun yanında durmaktansa ayakta kalmanın, kazanmanın cazibesiyle hareket etti. Bugün Başbakan’ın davranışları ne kadar itici ise Cemaat’in de davranışları o kadar iticiydi. Ama tıpkı şimdi hükümete olduğu gibi Cemaat’e kimse sesini çıkartamıyordu. Çünkü Cemaat güçlüydü ve o insanlar da gücün önünde şimdi olduğu gibi boyun eğiyorlardı.
Hakikat şudur: Gücü kullanan, gücün tesirine de açık hâle gelir. Silahın güç olursa, daha büyük bir güç karşısında mağlup olursun. Bugün “bizim elimizde hakikat, hükümetin elinde ise yalan varken nasıl oluyor da necip Türk milleti yalanı seçiyor” diye sormanızın sebebi budur. Siyaset yapan doğruluktan taviz verir. Beklentilere, reytinglere hakikati rüşvet verir. Cemaat’in bir dönem Türk milliyetçiliği ile yaptığı popülizmi, şimdiki hükümet Müslüman milliyetçiliği ile yapıyor. İkisi de boş hamasettir.
Bugün her yerden dışlanan Cemaat’in daha önce her yerde bencilce kadrolaşma, hatta tekelleşme eğiliminde bulunmuş olmaktan dolayı kamuoyuna özür borcu var.
Bugün medyada sansür ve yalakalıktan mustarip olan Cemaat, geçmişte kendi yaptığı sansür ve talep ettiği tarafgirlikten dolayı özür dilemelidir.
Geçmişte Cemaat, kendi selameti için başkalarını rahatlıkla kamyon tekerlerinin altına atmaktan çekinmezdi, bugün başkaları kendi selametleri için Cemaat’i kamyonun altına atıyorlar. Bu zulmü tecrübe eden Cemaat’in geçmişte sebep olduğu haksızlıklardan dolayı kamuoyundan özür dilemesi, istiğfar etmesi Cemaat’in hayrınadır. (Ayrıca Cemaat,Kürt politikasının iflas ettiğini ve eski ezberlerin terk edilmesi gerektiğini görmelidir.)
Evet, Cemaat kısa vadede kaybetmiştir. Çünkü kaderin tokadını yemiştir. Uzun vadedetasaffi ederse kazanacaktır. Hiçbir sinek uzun süre tavus kuşu gibi görünemez. Uzun vadede herkesin kalitesi ortaya çıkacaktır. Tasfiye çabaları kaderin bir ikazı olarak okunmalıdır. Ey Cemaat, geçmişteki kibir ve hatalarınızdan dolayı özür dilemek için iyi bir zaman değil mi? Kamuoyuna yönelik özeleştiri fazileti göstermekle kaybedecek bir şeyiniz olmayacak; geçmiş yanlışların yükünden başka.
Twitter: @mucahitbilici
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.06.2025
21.05.2025
11.05.2025
4.05.2025
2.05.2025
25.04.2025
5.04.2025
28.03.2025
15.03.2025
2.03.2025