Mücahit BİLİCİ
Ayasofya’nın tekrar camiye çevrilme kararı ne anlama geliyor? 1934’te Ayasofya yırtıcı ve yaralayıcı bir kararla cami fonksiyonundan çıkartılarak müzeye dönüştürüldü. O zaman iktidar tek şahısta toplanmış ve sorgulanamaz bir haldeydi. Ülkenin modernleşme lüzumunun mümkün tek biçimi Kemalist elitin tercih ettiği otoriter tarz değildi. Ama farklı düşünen ve onlarla senkronize olmayan dindar halk kesimleri ezanın Türkçeleştirilmesi gibi Ayasofya’nın müzeleştirilmesini de bir travma olarak tecrübe etti. Çok-partili hayat ile birlikte Kemalizm’den özerk (ve aslında İslam’ın ancak milliyetçilik kapsamında meşruiyet bulduğu bir form olan) milliyetçi-mukaddesatçılık bu alınması gereken intikam için gerekli hıncın köpürdüğü söylem olarak ortaya çıktı. Kemalist ve dindarların ikisinin de hayalindeki gibi olmayan ama birinin hiçleştirmek isterken diğerinin yücelttiği Osmanlı geçmişi, abartılıp kutsandı. Böylece Osmanlıcılık milliyetçi-mukaddesatçı bilinç için ecdatperestlik imkanı sundu. Dışarıda Batıya ve içerde onun uzantısı olan Kemalizme karşı gelişen nefret, İslam, Osmanlı ve hatta Türklük adına bileniyor, şarz oluyordu. Müslüman Türk milletine ihanet edilmişti ve bunun intikamı alınmalıydı. Ayasofya böylece uluslararası dengelerin müsaade ettiği ölçüde alınmayı bekleyen bir rövanş idi ve sağcı-dindar muhayyilede popülist aktörlerce hep böyle işlenegeldi. Ve iktidarın tek şahısta toplanıp sorgulanamaz hale geldiği bir zamanda da ihtiyaca binaen bu rövanş gerçekleşti. Müzeye çevirmedeki demokratik nezaketsizlik ile eşit ölçüde bir uluslararası nezaketsizlik ile camiye çevrildi. Burada uluslararası nezaketsizliğin pozitif (egemenlik vurgusu), demokratik nezaketsizliğin ise (içeriye karşı kullanıldığı için) negatif olduğunu da not etmeli.
Ekser dindarlar Ayasofya’yı bir fetih sembolü ve kılıç hakkı olarak görüyor. İslam’ın günümüzdeki medeni anlayışı açısından bakıldığında İstanbul fethedilirken bu Hıristiyan mabedine Müslümanların el koyup onu ehl-i kitap olan Hıristiyan mu’minlerin elinden alıp kendilerine cami yapmaları kabul edilebilir bir şey midir? Kiliseyi cami yapmak bedevilik ve vahşet çağının bir uygulaması olduğundan bugün için kabul edilemez bir şey olmalı idi. Ancak öyle olmadığını görüyoruz. Cihadın artık manevi olduğunu düşünen bir kısım günümüz Müslümanlarına “herhangi bir ibadethanenin cebren camiye çevrilmesi caiz midir” diye sorsanız, bunun İslam’a aykırı olduğunu söylerler. Ancak aynı soruyu soyut bir genel soru olarak değil, özel olarak Ayasofya açısından sorarsanız, cevapta medeni bir İslam anlayışından eser kalmaz: Kılıç hakkı ve barbarlık çağının hakimiyet biçimi olan fetihten iftiharla bahsederler ve dinin, mabedin devletlerarası misillemelerde mühimmat olarak kullanılmasından zerre kadar rahatsızlık duymazlar.
Beş yüzyıl boyunca cami olarak hizmet vermiş bir mabedin cami olmaktan çıkarılıp, dindarların eskiden mahiyetini tam bilemedikleri ve Müslümana değil Batılı turiste hizmet veren bir kurum olarak algıladıkları “müze”ye dönüştürülmesi bir travmaya yol açtı. Çünkü basit bir profanasyon, bir mukaddesata hürmetsizlik olarak görülmeyip bir uluslararası komplo olarak görüldü. Böylece Ayasofya bir camiden öte bir egemenliğin vurgulanma aracı haline geldi. Bu açılardan Ayasofya sevdasının aslında o kadar da dini bir temelinin olmadığını, bunun bir milli(yetçi) bir ajitasyon meselesi olduğunu söylemek mümkün. Burada da milletin kim olduğu sorusu önem kazanıyor.
Laik Türklüğün yerine Müslüman Türklüğün geçmesi bir açıdan rövanş ise başka açıdan da demokratik sıranın kime geldiği sorusudur. Bu açıdan bakıldığında Ayasofya’da yaşanan olay bir anıtın (müze formunda anıtlaşan laik modernleşme pratiğinin) alaşağı edilmesidir. Bu haliyle, Ayasofya’da tarihin yeniden yazıldığı muhakkak. Tarihin yeniden yazılmasının ise post-truth dönemi ile yakından bir ilişkisi var. Çünkü post-truth çağında demokrasi ile hakikat karşı karşıya gelirler. Hakikat parçalanır ve kaybolur. Objektif hakikatin diktatörlüğüne karşı demokrasi oy’unu, avamın sübjektif keyif ve özlemlerinden yana kullanır. Post-truth çağı, demokrasinin (benim keyfimin) hakikat (uzmanların avam üzerinde tahakküm vesilesi yaptıkları, onunla ona hakim olamayan insanları köşeye sıkıştırdıkları kurumsal bilgi) karşısındaki isyanını ifade ediyor. Başkasının tarihi, sizin gözünüzde sadece başkasının keyfi olarak görünüyor—hakikat olarak değil.
Günümüzde popülizm ve onun bir cüzü olan Erdoğan, mevcut tarih yazımını ve somutlaşmış tercihleri reddeden devrimci bir siyaset izliyor. Bu siyasetin en önemli özelliği sadece kendi tarihini kendi yazmak değil, herkesin tarihini kendi yazmaktır. Bu açıdan Amerika’daki beyaz milliyetçisi Trump taraftarları ile olduğu kadar Black Lives Matter’ın yol açtığı hissiyat ile de benzer olduğu söylenebilir. Irkçılıkla özdeşleştirilen anıtların, Konfederasyon bayrağı içeren sembollerin, geçmişte haksızlığa bulaşmış kişilerin kurumlardaki isimlerinin “indirilmesi” eylemleri ile hem paralellik hem de süreklilik arz ediyor Ayasofya’da müze statüsünün alaşağı edilmesi. Ayasofya’nın yeniden fethini, travma yaşamış dindar-milliyetçi bilincin birikmiş hıncıyla kendinden izin alınmadan yazılmış bir geçmişe karşı aldığı intikam olarak görmek mümkün. Ayasofya’nın yeniden fethi bir hak ve hakikat meselesi değil bir sahiplik ve hissiyat meselesidir ve bu haliyle kimseye söz hakkı bırakmayan bir egemenlik ilanıdır. Ortak doğrular çökerken elde sadece söz hakkı, hatta sözsüz hak kalıyor.
Yazarlar
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları






































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.11.2025
12.11.2025
31.10.2025
20.10.2025
6.10.2025
28.09.2025
21.09.2025
6.09.2025
30.08.2025
12.08.2025