Nuray MERT
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, CHP ziyareti doğal olarak çok ses getirdi. Özgür Özel’in başlattığı “normalleşme” siyaseti de doğal olarak çok tartışılıyor. Ülkenin geldiği durumun sorumlusunun iktidar partisi ve lideri olduğu açık, ancak şimdi asıl mesele bu durumdan nasıl çıkılabileceği olmalı. Bu sorunun cevabını vermek kuşkusuz kolay değil. Halihazırda, yerel seçimlerden başarıyla çıkan, Özel liderliğinde CHP, muhalefet ve müzakereyi birlikte yürüten yeni bir siyaset izliyor. Ben, bir vatandaş olarak, bu siyasetin desteklenmesi gerektiğini düşünenlerden biriyim.
Halen devam eden AK Partisi iktidarı boyunca ülkenin genel durumu ortada ve bu süreçte canı yanmış pek çok insanın, iktidar partisi ve lideri ile müzakere hamlesini yadırgaması anlaşılır bir şey. Ancak, söz konusu olan ülkenin, hepimizin geleceği ve bu noktada duygusal tepkilerin ağır bastığı bir muhalefet siyasetinin kimseye faydasının olmayacağını görmek zorundayız.
Kendimden söz etmekten hiç hoşlanmam, ama başıma gelen bunca şeyden sonra, AK Partisi’ne destek vermekle itham edilmiş ve muhalif basından da kovulmuş biriyim. Dahası, 2010 referandumunda “hayır” oyu vermekle kalmayıp, bu yönde politik aktivist olarak kamuoyu oluşturmaya çabası göstermiş olduğum halde, hâlâ “yetmez ama evetçi” diye anılan biriyim. O nedenle kısaca hatırlatayım, ilk kez 2009 yılında “sivil dikta” tehlikesine dikkat çektiğim, Ergenekon davasında sorunlu konulara dikkat çekmek adına “Ergenekon efsanesi” başlıklı bir yazı yazdığım için, şimdi keskin muhalif kesilen bazıları da dahil, pek çokları tarafından “darbecilere destek vermekle” suçlanmıştım. Kürt meselesinin çözümü adına ifade ettiğim görüşlerim yüzünden o zaman Başbakan olan Erdoğan’ın Konya mitinginde “namert” hitabı dolayısı ile binlerce kişi tarafından yuhalandım ve ardından uzunca bir süre güvenlik kaygısı içinde yaşadım. İşimden-gücümden oldum, en son imzacı akademisyen olduğum için üniversiteden zorunlu olarak emekli olmak zorunda kaldım. “Neler çektim” diye sızlanmak için değil, ne olursa olsun siyasete duygusal çerçevede bakmamak gerektiğini vurgulamak için bunları hatırlatmak gereği duyuyorum.
Zira şimdilerde CHP’nin müzakereden yana muhalefet siyasetine karşı çıkanların en azından bir kısmının siyasal bakışını belirleyen en önemli etkenin, “Erdoğan nefreti” haline gelen kişisel, duygusal tepkiler olduğunu görüyorum. Oysa, “Erdoğan gitsin de ne olursa olsun” kafasındakilerin bugünlere gelinmesinde sorumluğunu unutmamak gerek. Bunların başında bu kafa ile Gülen hareketine destek verenler vardı, sonuçta olanları gördük. Diğer taraftan, bu kafanın kutuplaştırıcı tavrının AK Partisi’nin işine geldiğini de gördük. “AK Partisi karşıtı olsun da ne olursa olsun yanımıza gelsin” anlayışının muhalefete faydadan çok zararı olduğunu da, özellikle İYİ Parti-Meral Akşener örneği ile görmüş olduk. “Erdoğan’ın karşısına Erdoğan gibi birini çıkarmak” düşüncesiyle, Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan gibi “sert adam” çıkarmaya yönelik zorlama çabaların sonuçlarını da gördük.
Erdoğan’ın karşısına onun gibi olmayan Özgür Özel’in çıkması CHP’ye seçim kazandırdı. Dahası, ilkeli muhalefet ve müzakerenin yarattığı siyasi ortamın sorun çözücü olduğunu şimdiden görmeye başladık. Türkiye’nin tüm meselelerini sadece iki buçuk ay önce seçim kazanmış ana muhalefet partisinin çözmesini bekleyemeyiz. Ancak bunca zamandır ilk kez ana muhalefetin, siyaset alanında ağırlıklı bir konuma yükseldiğine şahit oluyoruz.
Halihazırda CHP’lilerin yeni muhalefet stratejisini gayet iyi özümseyip, ifade ettiklerine şahit oluyoruz. Ben en son, CHP Ankara Milletvekili Umut Akdoğan’ın Özel-Erdoğan görüşmesi üzerine bir TV kanalında sorulan sorulara verdiği net cevapların yeni muhalefet siyasetini çok iyi özetlediğini düşünüyorum. Akdoğan, “gelecek seçimlere kadar geçecek dört yılı, muhalefet yapmak adına bağırıp çağırmak yerine, sorunları çözmeye yönelik sorumluluk alarak geçirmenin önemi”ni gayet net bir şekilde ifade ediyordu.
Son olarak, gelelim Erdoğan’ın “CHP’yi bölmek, ayrıştırmak için Özel’i öne çıkardığı” şeklindeki yorumlara. Bu tür kaygılar varsa, bunların boşa çıkmasının yolu, Özel’in izlediği yoldan vazgeçmesini tavsiye ve talep etmek değil; tüm CHP’lileri kolektif başarıyı öne çıkarmaya çağırmak olmalı diye düşünüyorum.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
23.02.2025
16.02.2025
11.11.2024
14.06.2024
5.05.2024
6.11.2023
14.10.2023
2.10.2023
24.09.2023