Nuray MERT
Kurucu ‘mit’lerini sorgulayamayan, geçmişi ile yüzleşemeyen, bu yolla kendini dönüştüremeyen her ulus devlet, kendisine yöneltilen iddialara karşı ergen tepkileri verir. ‘Ermeni soykırımı’ meselesine ilişkin tavrımızın hep aynı çizgide kalması‘ergenlik’te ısrar eden bir toplum olmamızla ilişkili olsa gerek. Tam da bu nedenle, hiçbir konuda anlaşamayan iki siyasi gelenek, yani laik Cumhuriyetçi ekol ile, İslamcı Milliyetçilik, bu konuda ortak tepki veriyor. “Milli bir konuda, doğal olan ortak tepki verilmesi değil mi” denilebilir. İşte asıl sorun burada; hangi ortaklık aidiyeti söz konusu olursa olsun, ‘aidiyet’, her konuda aynı tepkiyi vermek değildir veya artık değildir, olmamalıdır.
Doğrusu, ‘ulus devlet’ler ve ‘ulus veya millet’lerin oluşma sürecinde ‘türdeşlik’ esastır ve ‘ortak geçmiş’ birleştirici ‘mit’tir. Ancak, siyasal ve toplumsal demokratikleşme, yani farklılıkların ve özgürlüklerin baskıdan kurtulması, bu siyasal kurgunun, bu istikametinde aşılması ile mümkün olur. Türkiye’de Cumhuriyet rejimi ile kurulan veya kurgulanan ulus devlet yerini, ‘Yeni Türkiye’ denilen yeni bir rejime bırakma süreci yaşıyor. Ancak, bu yukarıda sözünü ettiğim türden bir dönüşme süreci değil, söz konusu olan; laik, Batıcı ulusçuluğun ve devletin yerini, İslamcımilliyetçiliğe ve devlete bırakması. Kürt ve Ermeni meseleleri eski ve yeni ulus-millet kurgularının ortak kalkış noktaları; biri seküler, diğeri İslami çıkışlı iki milliyetçililik ve bu temelde yükselen devletçilik anlayışının bu konularda çatışması zaten beklenemezdi.
‘Kanı bozuklar’
AK Parti’nin otoriter ulus devlet, yani eski statükoya karşı çıktığı noktada önümüze açılan demokratik imkân alanında, her iki konuda da dönüşme çabaları öne çıktı, ama maalesef ömürleri çok kısa sürdü. Kürt meselesinde ‘terörle mücadele’, Ermeni meselesinde “Asıl Ermeniler Müslümanları kırdı”, sonraları ise “Hocalı katliamınıkınayın” anlayışı geri geldi. Komploculuk ve içe kapanışın yükseldiği son zamanlarda, ‘Batılıların kurduğu tuzaklar’, yaptığı ‘operasyonlar’, ‘üst akıl’lar, ‘iç ve dış düşmanlar’, ‘kanı bozuklar’ dili ve zihniyeti daha da tazelenmiş vaziyette.
Tabii ki, ‘tarihi gerçekler’in tartışma alanı parlamentolar değil, tabii ki Alman parlamentosunun verdiği karar siyasi. Ama işin orası da ayrı bir sorun; çünkü, bir yandan içinde olduğumuz ‘Batı ittifak sistemi’nin dışında kalmak gibi bir seçenek yok gibi görünüyor, ama diğer yandan ‘Batı emperyalizmine isyan bayrağı çeken bir lider ülke’ olma havasında, müttefikler ile ilişkilerin bozulmasının sonuçlarına katlanılamıyor. Dahası, Batı ittifak sisteminin üzerinde anlaştığı ‘değer’ler, ön kabuller, iddialar, Yeni Türkiye’nin işine geliyorsa kabul görüyor, değilse muhalefet etmek de değil, Batı ve değerleri yerden yere vuruluyor. Bu gidiş, ucuz pragmatizmden ağır şizofreniye doğru seyrediyor.
Utandırma yarışı
Son olarak, hiçbir toplum diğeri ile soykırım, katliam yarıştıracak kadar temiz bir geçmişe sahip değil, Almanlara ‘Yahudi soykırımı’nı hatırlatmanın lüzumu yok, zaten Almanya, İkinci Dünya Savaşı sonrası bu tarihle yüzleşme iddiası temelinde inşa edildi. Dahası, son yıllarda, Almanya’nın Ermeni katliamlarındaki sorumluluğu çokça tartışılıyor ve parlamentoda oylanan soykırım metninde de bu sorumluluk kabul ediliyor. Özetle, adına ister ‘soykırım’, ister başka bir şey deyin, Türkiye’nin Ermeni meselesi ile yüzleşmesi, kendi ‘ruh sağlığı’ açısından şart, yoksa bu tür yüzleşmelerin hiçbir toplumu karalamak, utandırmak, damgalamak gibi bir hedefi veya sonucu olmamalı. Ama birileri için ‘büyük felaket’ olan, diğerleri için ‘büyük iftira’olarak kalmamalı.
Tam da bu nedenle, karşılıklı utandırma yarışı üslubunda ‘açtırmayın geçmiş defterleri’ dili bana çok rahatsız edici geliyor. Ancak, geçmişi daha iyi anlamlandırabilmek için o defterleri açmalı, konuşmalı. Açılmışken o defterler; Birinci Dünya Savaşı dönemi Alman emperyal siyasetlerinin bu ülkedeki karşılığı ile de, İkinci Dünya Savaşı atmosferinde, İslamcıların, sağ milliyetçiliğin geçmişte Nazi Almanyası ile ilişkileri de tartışılmalı, yok yaftalamak için değil, geçmişle sağlıklı ilişki kurmak için.
Yazarlar
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları




























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.11.2025
19.10.2025
4.10.2025
15.04.2025
10.03.2025
23.02.2025
16.02.2025
11.11.2024
14.06.2024
5.05.2024