Nuray MERT
Sevgili Aydın Engin’in, dünkü yazı konusu ve ödünç aldığım başlığına bayıldım.“Yetmez ama evet” fikriyatına karşıydım, bu kez tam tersi söz konusu, bu kez yine hayır diyorum ve “hayır” demek yetmez diye düşünüyorum. İlkbaharda başkanlık referandumu gündeme geldiğine göre ve yargıç olmadığımıza göre “ihsası rey” de bulunmakta fayda var; benim reyim hayır! Doğrusu ben Erdoğan’ın başkan olmasına karşı değilim, “Türk tipi başkanlık” denilen sisteme karşıyım, bu açıdan fikrini en çok paylaştığım birinin başkanlığı da olsa fark etmez, önce bu hususun altını çizmekte de sonsuz fayda var.
“Türk tipi başkanlık” veya bazılarının “üniter başkanlık” dediği sistem, şimdiye kadar izah edildiği kadarıyla, siyasi gücün tek elde toplanmasını hedefleyen, bunu düzenleyen bir sistem arayışı. Önerilen sistemde, kuvvetler ayrımı yok, yargı bağımsızlığı yok, denetlenebilirlik yok, hak ve özgürlükleri güvence altına alan tedbirler yok, tam da bu nedenle mesele Erdoğan değil, böyle bir sistemin otoriter rejimden başka bir vaadi olmaması. Bu sistemi savunanlar, kuvvetler ayrımını, denetlenebilirliği, özgürlükleri, siyasal bir zaaf olarak görüyorlar, “İrademizi güçlü bir lidere teslim edelim, o en iyisini bilir, yapar” diyorlar, gerisi laf ebeliği. Anayasa profesörü olanın söyleyemediğini, gazete köşelerinde açıkça söyleyenler daha samimi; “padişah seçilemediği için başkanlığı savunuyor”lar.
Yok, monarşist de değiller, mutlak veya meşruti monarşi savunanların tezlerini de bilmiyorlar, dahası “milli iradeci” veya “doğrudan demokrasi” tezlerini de doğru dürüst bilmiyorlar, kafalar son derece karışık. Zira, “seçim” dediğimiz şeyin kendisi zaten modern siyaset fikrinin bir sonucu, “halk” ve “halkın iradesi” denilen kavramlar da öyle. Söz konusu olan dinin hükümlerinin hâkim olduğu bir düzen ise, bunun referansı “halk” veya “halkın çoğunluğu” olamaz. “Dinin hükümleri siyasal olarak nasıl hâkim kılınır” sorusuna bugüne kadar doğru dürüst cevap veren olmadı, orası ayrı. En önemlisi, dini inanca göre “hak”ın belirleyicisi olanın çoğunluk falan olamayacağı, çoğunluk merakı, demokrasi kavramının en ilkel yorumundan başka bir şey değil, yani demokrasinin çoğunlukçuluğa indirgenmesi. Buna karşı modern demokrasi dediğimiz şey, toplumun her kesiminin mümkün mertebe siyasal karar süreçlerine katılabildiği bir sistemin işlemesi, çoğunluğun seçimi, sadece bu sistemin icracısının kim/ kimler olacağını belirleyen bir süreç. İnsanlık daha iyi bir çözüm bulana kadar, kavgasız dövüşsüz bir toplumsal hayatı kurgulamak için en hakkaniyetli idare sistemi bu diyoruz. Buna karşın “halkın iradesi” dediğimiz, nihayetinde kutsal referansların yerini almak üzere icat edilmiş sekülermistik bir kavram.
Tek kişi kalsak bile
Sağcı, milliyetçi, İslamcı siyasi gelenek, nasılsa bu ülkede çoğunluk “Sünni, Müslüman, Türk” (SMT) diye, “çoğunlukçuluğa” abandıkça abanıyor. Ahlaki telakkiler ve doğal olarak dinler açısından, hangi kimliğe mensup olursa olsun“çoğunluk”un haklılığı diye bir telakki olamaz, bu açıdan tek kişi kalsak bile, inancımız çerçevesinde “doğru” bildiğimiz yoldan gitmek zorundayız. Modern demokrasi fikri, hem farklı inançlara saygı adına, hem de aynı inanç dünyasına mensup insanlar arasında farklılık olmasını doğal karşılamak adına, din, mezhep, telakki farklılıkları boğazlaşmaya varmasın diye, farklı telakkilerin müzakere edilmesini telkin eder, bu zemini teminat alma vaadinde bulunur, modern demokrasi budur.
Sonuçta, asıl mevzumuza dönersek, bize önerilen başkanlık sistemi, siyaseti müzakere zemini olmaktan çıkarıp çoğunluğun kararını tek merci olarak kutsayan, dinle falan da alakası olmayan, modern otoriter siyaset mantığı üzerine kurulu. Ben kendi adıma, bu teklife hiç tereddütsüz “hayır” diyorum. Ben de, hayır demenin yetmeyeceğini, neden hayır dediğimizi izah etmek için fazladan çaba göstermemiz gerektiğini düşünüyorum. Sadece o da değil, iş hayır demekle bitmeyecek, öngörülen referandum sonucu ne olursa olsun, sadece razı geleceğiz, yoksa benim için doğru olan değişmeyecek, ilkesel davranmak bunu gerektirir. Laikçi dayatmalara çoğunluk itaat ederken, itirazımı nasıl saklı tuttuysam, aynı şey söz konusu olacak. Hiç olmazsa, buğz edeceğim.
Tabii ki, çoğunluk “hayır” derse, Türkiye büyük bir dar boğazdan çıkacak diye düşünüyorum, bu ülkemin geleceğine ilişkin öngörülerime dair bir mesele. Dahası, o şartlar altında da, başkanlık sistemine aklı yatanları 1-0 mağlup kabul etmeyeceğim, öyle düşünenleri, onların kaygılarını dikkate almazsak yine toplumsal barışın tehlikeye gireceğinin farkında olacağım. Demokrasi dediğimiz, müzakere, anlaşma, uzlaşma düzeni tercihi bunu gerektirir, ancak bu anlayışla didişmenin yerini konuşma alabilir, bence hepimiz için “hayır”lı olan budur.
Yazarlar
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
23.02.2025
16.02.2025
11.11.2024
14.06.2024
5.05.2024
6.11.2023
14.10.2023
2.10.2023
24.09.2023