Orhan MİROĞLU-Taraf yazıları
Değişim korkusunu fena tetiklemişim anlaşılan, bana gelen maillerde Kürt okurlar yazdığım yazıların içeriği hakkında tek kelime etmiyorlar, ama Ortadoğu değişirken Kürtler ne yapıyor diye soru soran yazılar yazmama epey kızgınlar. Bazıları da AK Parti ve devlet değişti mi ki, biz değişelim diye soruyorlar. Bu çok enteresan bir görüş tabi. Çünkü bu görüş, değişimi elzem görüyor görmesine, ama şarta bağlıyor: “Önce onlar değişsin, sonra biz değişelim.”
Bana gelen maillerde herhangi bir ipucu yok gerçi, ama ben yine de, değişimin muhatabı olan Kürtler’in, AK Parti’den ve devletten bekledikleri değişimin derecesini merak ediyorum, kişisel tahminim ise şu:
Teritoryal sınırları belirlenmiş, İki uluslu federal bir devlet ve iki uluslu bir anayasayı kabul edecek bir devlet ve hükümet.. Bu olursa, Kürt siyaseti değişecek anlaşılan. Olmazsa, değişim de olmayacak. Bu formülü kabul eden bir parti ve devlet olacaksa, bence PKK’nin de BDP’nin de değişmesi için bir sebep kalmaz. KCK iddianamesi, Kürt hareketinin yönetim sosyolojisini çok iyi anlatıyor. İki uluslu, federal bir statü ve iki uluslu bir anayasa olacaksa, şu an bu “yönetim sosyolojisi” ve modeli bence çok ideal. Şu şartla: Gerilla sayısını arttırmak gerekebilir, çünkü mevcut sayı, bütün şehirlerin öz savunmasına yetmez.
Aşk acısı ve aşka övgü
Antalya Olympos’ta, antik kentin harabeleri arasında dolaşırken rastlaştığımız bir okur sitem etti ve bunca yaşanmışlıktan sonra, benden şimdi yazdıklarımdan daha farklı şeyler yazmamın beklendiğini söyledi. Samimiyetle ve güven duygusuyla söylenmiş bu sözler üstüne epey düşündüm. Mesele de bu değil miydi aslında? Yaşanmış olanların bir daha yaşanmaması, ve bir daha bize acı vermemesi..
Bunu ona anlatamadım.
Aklım o anda içinden geçtiğimiz antik kentin zamana yenik düşmeye başlamış yıkık harabelerindeydi.
Olymposluların inşa ettiği binalardan geriye pek az şey kalmıştı. Ama Olympos Dağı’nın doruklarında yaşayan ölümsüz tanrıların, Olympos’un tanrıçalarıyla yaşadıkları aşkları anlatan hikâyeler anlatılmaya devam ediyordu.
Lafı aşktan açmışken, affınıza sığınarak ikisinin de konusu aşk olan, bir dergi ve bir kitap önerisi yapmak istiyorum.
Dergiden başlayalım. Adı Psikeart. 16. sayısını aşk acısına ayırmış.
Psikeart’ın aşk acısını konu edinen son sayısı baştan sona kadar okunmayı hak ediyor.
Yazıların tümü tek kelimeyle şahane..
Olympos’a gittiğim günün gecesinde, Yaşar Sökmensüer’in yazısını okudum. En çirkin tanrı Hephaistos’un en güzel tanrıça Aphrodit’le evlenmesinin konu edildiği bu enfes yazıda, tanrı usulü ihanet ve tanrı usulü, ihanete gülüp geçme anlatılıyor.
“Silahların şakırtısının ürküten, bileziklerin şıkırtısının en çıplak kolları gezinen cazibesi en çirkin tanrı olan Hephaistos’u sonunda düşleyemeyeceği bir güzelliğe ulaştırır. Aşk ve güzellik tanrıçası Aphrodit ile evlenir. Ama tanrısal açıdan ‘dengi dengine’ bu durum, aradaki bedensel/tensel uçurumu aşamaz. Hephaistos’un gün boyu geç saatlere kadar atölyede çalışması, Aphrodit’in susuz tenine tuz serper, onu savaş tanrısı Ares’in kollarına sürükler..
Ve bir tanrıça bir tanrıyı başka bir tanrıyla aldatır!”
Aşk acısı unutulur mu, bu acı sevgiliyi paylaşmak duygusu olarak yaşanabilir ve hoş görülebilir mi?
Ahmet İnam’ın, “Sevgiliyi Paylaşmak” mektubundaki şu satırlar ve devamını okumak bir fikir verebilir:
“Bir aşk mektubu, karıma yazmışsın. Ne güzel sözler öyle be Remzi Abi! Karımı ne güzel anlatmışsın. Ağladım hüngür hüngür. Çok duygulu bir adammışsın, ince biri.”
Psikeart’ı , Nicolas Truong’un, ünlü Fransız düşünürü ve romancısı, Alain Badiou ile yaptığı röportajın kitabı olan Aşka Övgü ile aynı zamanda okumalı.
“Aşkı yeniden icat etmeli, besbelli” diyen Arthur Rimbaud ile başlayan kitap, Badiou’nun, aşk üstüne düşüncelerini anlatıyor.
“Aşkın yeniden icat edilmesi, ama aynı zamanda savunulması da gerekiyor, çünkü dört bir yanda tehdit edilmekte” diyor Badiou.
Batı’da yaygın olan tanışma sitelerinin aşkı, pazarlaması yapılan herhangi bir piyasa malına indirgeyen tutumunu eleştiren Badiou, bu şirketleri yorumlarken, aşkın bir güvenlik zırhına ihtiyacı olmadığını savunuyor:
“O reklam kampanyasından birkaç sloganı anımsıyorum.
‘Aşkı rastlantıya bırakmayın’ deniyordu.
Aşka düşmeden âşık olunabilir.
‘Acı çekmeden de pekâlâ âşık olabilirsiniz’ deniyordu. Bu reklam propagandasının aşk konusunda bir güvenlik anlayışından ileri geldiğini düşünüyorum.
Bütün riskleri kapsayan bir aşk sigortası: bu bana biraz da bir ara Amerikan ordusunun yaptığı ‘sıfır ölümlü’ savaş propagandasını anımsatıyor..”
***
Yarın 2 eylül.. 2 Eylül 1993’te DEP Yöneticisi Habib Kılıç Batman’da öldürüldü, ağabeyi Hikmet Kılıç (biz arkadaşları ona Hikmet Hoca deriz) ağır yaralandı. Hikmet Hoca’yla, daha sonra Diyarbakır cezaevinde birlikte kaldık. Dostluğumuz hâlâ bakidir. Habib Kılıç’ın öldürülmesini araştırmak için Batman’a giden heyette bulunan Mardin Milletvekili Mehmet Sincar ve parti yöneticisi Metin Özdemir de bir hafta sonra ve sokak ortasında, güpegündüz öldürüldüler. Geçmişi hatırlamak ve 90’lı yıllarda her gün onlarcası öldürülen bu sivil insanların yasını ve acısını unutmamak gerekiyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.10.2012
3.09.2012
1.09.2012
30.08.2012
27.08.2012
25.08.2012
23.08.2012
20.08.2012
18.08.2012
16.08.2012