Orhan MİROĞLU-Taraf yazıları
Anter cinayetinde ve JİTEM saflarında “vazife” alan kişiler hakkında bilinen var bilinmeyen var. Bu kişilerden biri olan Cemil Işık’ın (Hogir) kısa sürmüş hayatı tam bir trajedidir.
Almanya’dayken PKK’ye katıldığı söyleniyordu. Tanıdığım eski PKK’lilere zaman zaman Cemil Işık’ı sorduğumda, cesur ve kendine çok güven duyan biri olduğunu ve PKK içinde hızla yükseldiğini ifade ediyorlardı.
Hogir, bazı iddialara göre, PKK’de, bir süre sonra başına buyruk davranmaya başlamış ve PKK onu gerillaların kitlesel olarak imha edildiği birtakım “talihsiz” eylemlerden ve katliamlardan sorumlu tutmuştu. Hogir’da her nasılsa PKK’den kaçmış ve KDP’ye sığınmıştı. Aygan onun Zaho’dan, içinde Ali Ozansoy ve Cem Ersever’in içinde bulunduğu bir ekip tarafından ikna edilip Diyarbakır’a getirildiğini söyler. Anlattığına göre, Ali Ozansoy “teorisi güçlü” biri olduğu için Hogir’ın ikna edilmesinde epey etkin olmuş.
Sonrasında Hogir’a Elazığ’da ev tutulur ve evin tutulmasında, yine Aygan’nın bana İsveç’te anlattığına göre Mehmet Ağar yardımcı olur.
Öcalan Roma’dayken Tuncay Özkan’a verdiği söyleşide Hogir’dan –Cemil Işık– bahseder. PKK içine sızmış ajanlardan biri olduğunu söyler. Tuncay Özkan’ın o tarihte yayımlanamayan bu söyleşisi daha sonra Operasyon adıyla kitaplaştırıldı ve yayınlandı.Öcalan söz konusu söyleşide Özkan’a Hogir’ın akıbeti hakkında herhangi bir şey söylemiyor.
Ama Hogir’ın Anter cinayetinden üç yıl sonra ve yine Almanya’da öldürüldüğü biliniyor.
Bu cinayetin nasıl işlendiği konusunda medyaya yansımış herhangi bir bilgi yok.
Anter cinayetini soruşturan savcıların Alman makamlarıyla bu konuda herhangi bir resmî teması oldu mu, malumat sahibi değilim.
Şimdi Ergenekon davasından yargılanan ve Öcalan’ı sorgulayan ekibin içinde olan H. Atilla Uğur’unAbdullah Öcalan’ı Nasıl Sorguladım adıyla yayımlanan kitabında Öcalan, Hogir cinayeti ve başka iç infazlarla ilgili olarak şunları söylüyor ve bu her bakımdan yeni bir malumat sayılır:
“Şemdin Sakık, Kör Cemal, Şahin Baliç ve Cemil Işık gibi PKK bölgelerinde yönetimi ellerine geçirenler baskı ve eylemlerini bölge halkı üstüne yoğunlaştırdılar. Birçok katliamlar yaptılar, ben buna sonuna kadar karşı koydum. Hatta bu şekilde eylem gerçekleştirenlerden bazıları Kör Cemal Kod Halil Kaya, Hogir Kod Cemil Işık, Metin Kod Şahin Baliç gibileri infaz ettirdim. Şemdin Sakık’ı da infaz ettirecektim, ancak tutuklu bulunduğu sırada elimizden kaçtı.
Cezalandırmalar Merkez Komitesince suçlu görülen şahsın yargılaması sonucunda çıkar, örgüt lideri olarak benim onayım alındıktan sonra infaz edilir. Benim özel onayım önemli kişiler için alınır, diğer kişilerde onayıma gerek yoktur, yetkililerce infaz edilir.” (H. Atilla Uğur, Abdullah Öcalan’ı Nasıl Sorguladım, Kaynak Yayınları- 2011, s: 72)
Hogir önemli bir kişi. Ve infazına bizzat Öcalan onay veriyor. PKK’nin iç işleyişi böyle. Ama akla takılan soru şu oluyor: Hogir gibi JİTEM’le çalışmayı kabul etmiş ve Yeşil’le Elazığ- Diyarbakır- Bingöl üçgeninde yaklaşık dört yıl kadar “görev” yapmış birini, sorgulama imkânı varken, PKK neden sorgulamadan infaz etti?
Hogir’ın JİTEM’e çalıştığı dönemde Avukat Metin Can, Dr. Hasan Kaya, Aysel Öztürk, Musa Anter ve daha başka cinayetlerin peş peşe işlendiği bir dönem.
Almanya’da aynı dönemlerde PKK çok güçlü, istese Hogir’ı infaz etmeden önce rahatlıkla sorgulayabilir ve JİTEM’in en az dört yıla tekabül eden cinayetlerini açığa çıkaracak bilgilere ulaşabilirdi.
Bunun istenmemiş olmasının sebebi nedir acaba?
Öcalan’ın da ifade ettiği gibi, “hain ve ajan” olduğu gerekçesiyle infaz edilen önemli isimler önce ele geçiriliyor, yargılanarak samimi itirafa zorlanıyor, ve nihayet suçu kabul ettikten sonra bazıları infaz ediliyor, bazıları da Öcalan tarafından bağışlanıyor.
Bu konuda en somut örnek Şemdin Sakık’tır. Sorgulandı ve sorgusu videoya çekildi.
Seyretmiştim. Öcalan’ın karşısında el-pençe duruyordu ve Öcalan’ın ona yönelttiği suçlamaları onaylamaktan başka bir tepki vermiyordu.
Daha taze bir örnek: Roboski katliamında MİT’e bilgi verdiği ve ajanlık yaptığı gerekçesiyle PKK geçtiğimiz günlerde üç kişiyi Güney Kürdistan’da, Zaho’da yakaladı. İkisi serbest bırakıldı, birinin intihar ettiği açıklandı. Öldürülür ya da “intihar eder”, bu ayrı bir mesele, ama demek ki ajan olduğuna inandığı kişiyi önce sorgulamak, PKK’nin ajanlıkla suçladığı kişilere ilişkin temel bir uygulamasıdır.
Geçenlerde Anter cinayeti için yaratılan bilgi kirliliği nedeniyle Hogir’dan da söz ettim.
Yazıyı okuyan ve kendisini “Eski bir PKK’li” olarak tanıtan bir okurdan, ilginç bir mail aldım. Hâlâ saklıyorum. Adı geçen kişi, yazılarımdan ve Taraf gazetesinden pek haz etmediğini yazmasına rağmen bu yazıyı okumuştu ve o dönemde yaşananlara ilişkin kişisel bir tanıklıktan söz ediyordu. Anlattığına göre, Hogir, geldiği Almanya’dan kendini affettirmek için, Öcalan’a haber göndermiş, ama Öcalan “halka çok zarar verdin, istesem bile seni affedemem” yollu bir cevap göndermişti.
Bana söz konusu maili yazan eski PKK’li, bu verdiği bilgiyi okurlarımla paylaşmamı istiyordu. “Peki,” dedim ona, “açık isminizi söyleminiz ve Hogir’ın neden sorgulanmadan öldürüldüğüne makul bir cevap vermeniz şartıyla bu malumatı okurlarımla paylaşırım”. Ama “eski PKK’li” okurum, bana bir daha dönmedi.
Hogir neden sorgulanmadan öldürüldü?
PKK’nin JİTEM’de olup bitenleri öğrenme ihtiyacı mı yoktu, Vedat Aydın, Musa Anter gibi Kürt aydınlarının infazını gerçekleştiren bir JİTEM ekibinde dört yıl çalışmış birinin söyleyebileceği şeyleri PKK neden merak etmedi acaba?
Bence, Yeşil’in MİT’e verdiği ifadeyi yıllarca saklayanlarla, PKK içinde Hogir’ın sırlarını saklayan grup veya kişi her kimse, aynı amaca, yani gerçekleri halktan ve mağdurlardan gizlemek gibi bir amaca hizmet ediyor.
Sizi bu yazılarla yormaya devam edeceğim. Ne yapalım ki, bu ülkede hakikati bilmenin ve hakikat yolunda yürümenin bir maliyeti, bir bedeli vardır.
Ama unutmayalım ki, gerçeği, kendi hikâyesinin peşinde koşup durmuş ve ağır bedeller ödemiş onurlu ve cesur bir halktan gizlemenin de bir bedeli ve bir maliyeti vardır..
Bu bedel ve bu maliyet er veya geç bir gün gelir, mutlaka ödenir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.10.2012
3.09.2012
1.09.2012
30.08.2012
27.08.2012
25.08.2012
23.08.2012
20.08.2012
18.08.2012
16.08.2012