Orhan MİROĞLU-Taraf yazıları
Bir istatistik çalışması var mı bu konuda bilmiyorum, ezbere konuşmuş olmayayım, ama Alevi ve Sünni evliliklerinin geçmişe göre artmış olabileceğini düşünüyorum doğrusu.
Erkam Tufan Aytav’ın nisan ayında piyasaya çıkan kitabı bu konuyla ilgili ve Sevdim Seni Bir Kere adını taşıyor.
Eğer Alevi-Sünni evliliklerinin dününü, bugününü merak edenlerdenseniz, Aytav’ın kitabı, merakınızı giderebilir.
Alevi ve Sünni toplumu arasında beş yüzyıldan fazla bir zamandır yaşanan önyargılar bugün ne durumda?
İlk tanışma, görüşme, âşık olma, beğenme anları..
Alevi veya Sünni kimliğini gizleme..
İlk anda ret etme ve ret edilme durumları..
Birbirinin inanç, görenek ve göreneğini merak etme hâlleri..
Bütün bu sorunlar, kitaba konu olan evlilikler bağlamında anlatılıyor.
Her şeyin bedeli ödenir, ama bazı sevdaların bedeli zor ödenir..
Gönlünüz sevdaya düştüğü andan itibaren, sevdalandığınız kadın ve erkek için her bedeli ödemeye hazırsınız demektir.
Ama ya bu sevda başkalarına da bedel ödetecekse, siz sevdalandınız diye başkalarının başının belaya düşme ihtimali varsa?
İşte o zaman her şey bambaşka bir hâl alır.
Farklı inanç veya etnisiteden gelen kişiler arasında yaşanan aşklar bazen maalesef sadece âşıklara değil, bütün bir topluma verilmiş bir çeşit cezaya dönüşür ve bu türden aşklar beklenmedik bir biçimde iki toplumu, iki halkı durup dururken karşı karşıya getirir.
Midyat’ta 1960’lı yıllarda yaşanan bir aşk öyküsü iyi başlamış ama çok da mutsuz bir sonla bitmişti.
Midyatlı bir Süryani genci, İstanbul’da tanıştığı bir Alevi kızla büyük bir aşk yaşar.
Sevgilisini alır Midyat’a getirir, niyeti nikâh kıymak ve evlenmektir.
Fakat nikâh kıymak için gittiği Nüfus Müdürlüğü’nde kızın Alevi olduğu anlaşılınca, kıyamet kopar. Midyat’ın Estel kesiminde yaşayan Müslüman halk arasında “Bir Süryani bir Müslüman kızla nasıl evlenebilir” diye tam bir infial hâli yaşanır.
Ve romanlara, filmlere konu olabilecek kadar hüzünlü bir aşk hikâyesi ayrılıkla sonuçlanır.
Neyse ki, Sevdim Seni Bir Kere mutlulukla başlayıp mutlu sonla biten Alevi-Sünni evliliklerini anlatıyor, hüzün duymadan, keşke böyle olmasaydı demeden okuyacağınız bir kitap, yaz tatili okuma listenize alın derim..
Özel Yetkili Mahkemeler’e dair
ÖYM konusunda yürütülen tartışmalar gelip bu mahkemelerin artık işlevini doldurduğu ve yargılamanın bizatihi cezaya dönüştüğü noktasına dayandı. Oysa Ergenekon’un mütefekkirleri bu düşünceye ne AİHM hâkimlerini ne halkı inandırabilmişlerdi. İkna faaliyetine şimdi saygın hukukçular, saygın insan hakları aktivistleri de katılmış bulunuyor.
Hatırlayacaksınız, Anayasa referandumu öncesi, İtalya’da filan birtakım hukuk âlimleri bulunmuştu. Tv kanallarına ikide bir bağlanıyor ve saatlerce bu meclisin yeni bir anayasa yapamayacağını, Anayasa değişikliğini referanduma sunamayacağını, bunun tam bir hukuk ihlali olduğunu anlatıp duruyorlardı.
Şimdi ÖYM’lerin hukuk dışı olduğunu anlatacak bu türden ithal “düşünürlere” gerek kalmadı. Çünkü Ergenekon sürecinin arkasında duran hukukçularımız, isimleri Ergenekon’un ölüm listelerinde çıkan insan hakları aktivistlerimiz dahi, üç yıl sonra, ÖYM’leri yeniden ama başka bir tarih ve hukuk bilinciyle keşfetmiş görünüyorlar. Bu mahkemelerin İstiklal Mahkemeleri geleneği üzerinden, yani toplumun önemli bir kısmını düşman kabul eden bir anlayış üzerinden kurulduğunu yazıp çiziyorlar ki böylesi tarihsel analizlere dayanarak toplumu ikna etme çabası, doğrusu Ergenekoncuların dahi aklına gelmemişti.
Devletin kozmik odalarına üç yıl önce, ÖYM savcılarını yollayanlar, aynı savcıları şimdi de, görevlerinin başından alıp başka yerlere atayanlar, Türkiye’nin geçmişiyle yüzleşme hamlesini yarım bırakmak ve bitirmek niyetindeler.
Her şey normale gidiyormuş artık ve Türkiye ÖYM’leri kaldırmaya hazırmış!
Darbe dönemi kapanmışmış!
Peki, bu ÖYM’ler sadece darbeciler için mi kurulmuştu?
Faili meçhul cinayetleri, Ergenekoncuların Fırat’ın ötesine uzanan faaliyetlerini aydınlatmak gibi bir yanı da yok muydu işin?
Darbecilerin hıncı ve öfkesi, iktidar hırsı bitti mi gerçekten?
Silivri’deki darbecilerin gelecek tahayyülü, iktidar talebi, intikam duyguları bugün dahi bir iç savaşı göze alabilecek düzeylerde seyretmiyor mu?
Bir yandan, ÖYM’leri fiili olarak işlevsiz hâle getirmeye çalışıyorsunuz, bir yandan da Özal’ın mezarını açmaya kalkıyorsunuz.
Özal’ın mezarını açsanız ne olur açmasanız ne olur?
Kusura bakmayın ama buradan çıkacak bulguları araştıracak savcıyı bu saatten sonra zor bulursunuz.
Onlarca faili meçhul cinayet mağdurunu daha bu yılın başında Meclis’e davet edip komisyonlarda dinlediniz, onlara umut verdiniz.
Elazığ’da hunharca öldürülen Ayten Öztürk’ün babası Hıdır Öztürk Meclis’e gelenler arasındaydı.
Yürek burkan sözler sarf etti. Hıdır Amca, adalet arıyor, kızını alçakça katledenlerin bulunup yargılanmasını istiyordu.
Ama ne yazık ki Ayten Öztürk davası Hıdır Amca’yı memnun edecek bir süreçten henüz çok uzak..
Cinayeti saptıran, hakikati gizleyen ölüm raporunun altında imzası olan doktorlar ve savcı hakkında henüz idari bir soruşturma dahi açılmış değil.
Gidin bakın, Musa Anter, Vedat Aydın, Mehmet Sincar ve daha yüzlerce faili meçhul cinayetin, katliamın dava dosyaları gazete kupürleriyle dopdolu.
Çünkü soruşturmalar derinleşmedi, Fırat’ın ötesindeki kozmik odalara girilmedi henüz.
Tam da böyle bir aşamada, şimdiye kadar Ergenekon davalarını itibarsızlaştırmayı başaramayanlar yanlarına bir zamanların keskin Ergenekon karşıtlarını alarak, ÖYM’leri itibarsızlaştırma mücadelesini başarıyla tamamlamış bulunuyorlar.
Sormak gerekir şimdi.
Şamar oğlanına çevirdiğiniz iyice itibarsızlaştırdığınız hangi özel yetkili savcılarla soruşturacaksınız Uludere’yi, katliamları, faili meçhulleri?
Eğer her şey buraya kadar idiyse, acı ve yas içinde kıvranan insanların umutlarıyla neden bu kadar pervasızca ve hoyratça oynadınız?
Yazık günah değil mi?
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.10.2012
3.09.2012
1.09.2012
30.08.2012
27.08.2012
25.08.2012
23.08.2012
20.08.2012
18.08.2012
16.08.2012