Serdar KAYA
[Zaman zaman, AKP-Cemaat çatışması konusuna geri dönüp dönmeyeceğimi soran mesajlar alıyorum. Halbuki bu yazı dizisi, ilgili çatışma üzerine doğdu ve aradaki paralellikleri görmek zor olmamalı. Yine de, bu parallellikleri bu sefer daha belirgin kılmaya çalıştım. - SK]
656 yılının Haziran ayında, müslümanlar arasında ciddi ihtilaflara neden olacak bir olay yaşanır: Aylar süren bir istikrarsızlık dönemi sonrasında, Medine’de isyanlar başlar ve III. Halife Hz. Osman‘ın evi haftalarca kuşatma altında kalır. Bu kuşatma esnasında, halife suikasta uğrar. Şehirdeki karışıklık, suikastın ardından da bir süre devam eder. (Hatta bu karışıklıklar nedeniyle halifeyi hemen defnetmek dahi mümkün olmaz.)
Hz. Ali böyle bir ortamda halife olur. Ancak, bu halifelik hemen genel kabul görmez. Zira Medine’deki Müslümanlar kendisine biat etseler de, devletin farklı bölgelerindeki valiler bu konuda tereddütlü davranırlar. Çünkü, ilgili valilerin çoğu, III. Halife Hz. Osman’ın akrabalarıdır ve onun 12 yıllık halifeliği zarfında (Ümeyyeoğulları ailesine olan aidiyetleri dikkate alınarak) atanmışlardır. Bu valiler arasında, Suriye umumi valisi Muaviye, (hem siyasi hem de askerî açıdan) özellikle güçlüdür. Bu nedenle, Muaviye’nin yeni halifeye karşı nasıl bir politika izleyeceği konusunun henüz netlik kazanmış olması, (onun gibi Ümeyyeoğulları ailesine mensup olan) diğer valilerin tavrında da belirleyici olur. [1]
Ümeyyeoğullarının yanı sıra, Aişe de Hz. Ali’nin hilafetine sıcak bakmamaktadır. [2] Ümeyyeoğulları ailesinin mensupları, Medine’de isyanlar sonrasında nefret odağı haline gelince, Mekke’ye giderek Aişe’ye katılırlar. Diğer nüfuz sahibi aile fertlerinin de yarımadanın farklı yerlerinden Mekke’ye gelmeleri ile birlikte, yeni bir muhalefet oluşmaya başlar. Son olarak, Medine’den umre için Mekke’ye gelen Zübeyr bin Avvam veTalha bin Ubeydullah da (Hz. Ali’ye biat etmiş olmalarına rağmen) bu muhalefete katılırlar.
Muhalefetin görünürdeki amacı, Hz. Osman’ın katillerinin bulunmasını temin etmek olsa da, arkaplanda Ümeyyeoğullarının iktidar mücadelesi vardır. Zira, yeni halife Hz. Ali, hem Ümeyyeoğullarından değildir, hem de Hz. Osman’ın atadığı valileri değiştirmeye başlayarak devleti Ümeyyeoğullarının elinden almaya başlamıştır. [3]
Basra seferi
Mekke’de oluşan muhalefet, bir noktada, küçük bir orduyla birlikte Basra’ya gitme kararı alır. Muhalefetin amacı, Basra halkını kendi yanına çekerek yeni bir mevzi kazanmaktır. Ancak, Aişe liderliğindeki silahlı kafile henüz Mekke’den çok fazla uzaklaşmadan, yeni halifenin kim olacağı yönünde tartışmalar yaşanır ve bu tartışma sürecinde koalisyonda çatlamalar doğar. Bunun üzerine, kafilenin yarıdan fazlası geri döner. (Bu gelişme, Hz. Osman’ın katillerini yakalama konusunun bir iktidar mücadelesi içinde araçsallaştırıldığı yönünde bir diğer işaret olarak değerlendirilebilir. Hatta, konu ile ilgili diğer detaylar incelendiğinde, insanların o dönemde siyasi rakiplerini “Hz. Osman’ın katili” olmakla suçlamayı alışkanlık haline getirdikleri de görülebilir.)
Aişe liderliğindeki kafile Basra’ya yaklaştığında, şehrin Hz. Ali tarafından atanan yeni valisi Osman bin Huneyf kafilenin bulunduğu yere elçiler gönderir. [4] Bu elçiler, kafilenin lideri Aişe ve beraberindekilere, şehre gelmekteki niyetlerini sorarlar. Aişe bu soruya, öldürülen halifenin katillerinin bulunmasına ve müslümanlar arasındaki ihtilafların sona erdirilmesine yardımcı olmak istedikleri gibi (gayet siyasi sayılabilecek) bir cevap verir. Zübeyr bin Avvam ve Talha bin Ubeydullah ise, buna ek olarak, Hz. Ali’ye rızaları dışında biat ettiklerini belirtirler. Bunun üzerine, Vali Osman bin Huneyf, (an itibariyle ordusuyla Basra’ya yaklaşmakta olan) Hz. Ali ile haberleşir. Hz. Ali’nin ilgili kişilerden zorla biat almadığını bildirmesi üzerine de, Vali, Aişe ve diğerlerinden Basra’yı terk etmelerini ister. Fakat, muhalifler, bu isteği reddederler ve tansiyon yükselir.
Savaşa doğru
Şehri terk etmek istemeyen muhalifler, Basra’yı ele geçirmek üzere çeşitli adımlar atmaya başlarlar – ki, Basra’nın (ve eşzamanlı olarak diğer önemli şehirlerin) siyasi elitleri ile bir süredir zaten irtibat ve ittifak kurma gayreti içindedirler. Basra Valisi’ne de benzeri bir teklifte bulunurlar. Vali taraf değiştirmeyi reddedince de, adamı esir alırlar ve saçlarını, sakallarını ve hatta kaşlarını, kirpiklerini yolarak tanınmaz hale getirirler.
Muhalifler, buna ek olarak Basra’nın devlet hazinesini (beytülmal) zaptederler. Neticede, Hz. Ali, ordusuyla Basra’ya vardığında, artık kendi kontrolünden çıkmış bir şehir ve kendisi ile muhalifler arasında bölünmüş olan bir halk ile karşı karşıya kalır.
Savaş
Hz. Ali, ordusuyla Basra yakınlarına geldiğinde attığı ilk adım kaybettiği bu şehri savaşarak geri almak olmaz. İlk önce, Aişe, Zübeyr bin Avvam ve Talha bin Ubeydullah’a bir elçi göndererek onları kendisine biat etmeye çağırır ve bunu yapmaları durumunda, Hz. Osman’ın katillerinin peşine birlikte düşebileceklerini iletir. Muhalifler (belki karşılarında artık ciddi bir ordu bulunduğundan, belki Basra elitini -ve dolayısıyla da Basra halkını- umdukları derecede arkalarına alamamış olmaktan, ve belki de biraz fazla ileri gittiklerini fark etmiş olmanın verdiği pişmanlıktan) Hz. Ali’nin teklifine olumlu cevap verirler. [5]
Olaylar çözümlenme yoluna girmiş gibidir. Ancak, o gece beklenmedik bir olay olur ve taraflar ne olduğunu dahi anlamadan kendilerini bir savaşın içinde bulurlar. Şöyle ki, Kurra [6] grubu içinden bazı kimseler (bir görüşe göre, Hz. Osman’ın suikastından sorumlu olduklarından) kendi başlarına hareket ederek, muhaliflerin konaklamakta oldukları çadırları ateşe verirler. Bunun üzerine, olaylar kontrolden çıkar. Her iki tarafın liderlerinin de arzuları hilafına, 9 Aralık 656 tarihinde bir savaş yaşanır. Cemel Savaşı diye anılan bu savaşı, Hz. Ali kazanır. [7]
Savaşta, takriben on bin kişi ölür. Ölenler arasında, Zübeyr bin Avvam ve Talha bin Ubeydullah da vardır. [8]
Savaşın ardından
Savaşı kazanan Hz. Ali, intikamcı davranmaz. Kendi tarafında savaşanların intikamcı davranışlarına da müsaade etmez. Örneğin, muhaliflerden ganimet almak isteyenlere engel olur. Savaş ganimeti arasına kadınların da dahil edilecek olması, bu kararda önemlidir. Hz. Ali, ganimetten söz edenlere, Hz. Muhammed’in eşi olan ve dolayısıyla müslümanların annesi (ümmü’l-müminin) sayılan Aişe’nin de muhalifler arasında bulunduğunu hatırlatarak, bu yöndeki taleplerin önünü alır. [9]
Olayların nihayetinde, Hz. Ali, Aişe ile barışır ve yanına bir grup muhafız da vererek onu Mekke’ye uğurlar.
Diğer bazı detaylar
(1) Cemel Savaşı’nda Aişe’nin kardeşlerinden Abdurrahman da muhalifler arasındadır. Ancak, Aişe’nin bir diğer kardeşi Muhammed ise, Hz. Ali’nin ordusunun kumandanıdır. (Dahası, o gün itibariyle Hz. Ebu Bekir öldüğünde henüz üç yaşında olan Muhammed’i Hz. Ali evlat edinmiş ve büyütmüştür. Muhammed, Cemel Savaşı yaşandığında ise, 25 yaşındadır.) [10]
(2) Hayatını kaybeden Zübeyr bin Avvam ve Talha bin Ubeydullah, ilk müslümanlardandır ve her ikisi de aşere-i mübeşşeredendir. (İslamın ilk yıllarında gerçekleşen başlıca tarihi olayları her ikisinin de ismine sıklıkla rastlamadan okumak pek mümkün değildir.)
(3) Zübeyr bin Avvam, Hz. Ali’nin kuzenidir. Talha bin Ubeydullah ise, Hz. Ebu Bekir’in kuzenidir.
Cemel ve Cemaat
Cemel Savaşı’na baktığımızda, özetle şunları görüyoruz:
(1) İlk müslümanlar arasında yer alan ve ilk dönem İslam tarihinde önemli yerleri olan bir grup insan, siyasi ihtilaflara düşüyor.
(2) İhtilafa düşen bu insanlar, buna rağmen birbirlerini muteber kimseler olarak görmeye devam ediyorlar.
(3) İhtilafa düşen insanlar arasında yakın akrabalık bağları da var.
(4) İhtilafa düşen bu müslümanlar, geçmişte çok daha güçsüz oldukları bir dönemde aynı düşmanın haksızlıklarına, boykotlarına ve hatta işkencelerine birlikte maruz kaldıklarından bir ortak hafızaya da sahipler.
(5) İhtilafa düşen müslüman grupların biri iktidarda; diğeri ise iktidarı ele geçirmek istiyor; ancak ne din kardeşliği, ne akrabalık bağları, ne de geçmişteki kader birlikleri, aralarındaki mücadeleyi sona erdirme adına yeterli olmuyor.
(6) İktidarı ele geçirmek isteyen muhalif grup, devlet hazinesini kontrolü altına almaya ve devletin valilerini, siyasi eliti ve halkı kendi yanına çekmeye çalışıyor.
(7) Muhalif grup, sadece siyasi değil, silahlı mücadele de veriyor.
Sonsöz
Bugün Türkiye’de (ve dünyanın farklı yerlerinde) müslümanlar (ve müslüman olmayanlar) tarafından yaşananlara bakarak, yukarıdaki 1400 senelik tablo ile güncel ihtilaflar arasında önemli paralellikler tespit etmek mümkün. Bu paralellikler üzerinde düşünmek, hiçbir şeyi olmasa bile, bu gibi ihtilafların bizimle başlamadığını ve muhtemelen hiçbir zaman bitmeyeceğini, ve dolayısıyla da asıl önemli olanın (kimin haklı olduğundan da önce), ihtilafların doğru şekilde yönetilmesi ve tansiyonun düşürülmesi olduğunu fark etmeye yardımcı olabilir.
Hz. Ali’nin Cemel Savaşı’ndan önce ve sonra attığı uzlaşı adımları, bu noktada özellikle önemli. Türkiye özelinde bugün itibariyle yaşanmakta olan çatışmada, herkes (belki takip ettiği lideri bir an için bir kenara koyarak) kendi vicdan muhasebesini yapmak zorunda.
Soru belli: Benim bu süreçte yaptıklarım, barışa mı hizmet ediyor, yoksa sürmekte olan ihtilafı mı körüklüyor?
Ya da, ben karşı tarafı yok etmeye mi çalışıyorum, yoksa çözüm üretmeye, bir çıkış yolu bulmaya mı?
Ya da, Hz. Ali 1400 yıl önce benim bugün davrandığım gibi davransaydı, Aişe ile barışması daha mı muhtemel olurdu, yoksa Aişe ölür müydü?
–––––
[SONRAKİ YAZI: Müslümanlar arasında Birinci Fitne Dönemi'nde yaşanan diğer savaşlar (657-661)]
–––––
[1] Muaviye, II. Halife Hz. Ömer döneminde Şam valiliğine atanır. (İkinci dereceden kuzeni olan) III. Halife Hz. Osman döneminde ise, Suriye umumi valiliğine getirilir. Yıllar içinde bölge halkı ve siyasi eliti ile kurduğu iyi ilişkiler neticesinde, Suriye’de adeta özerk bir güç haline gelir ve bu durum 661 yılında nihayet iktidarı ele geçirene kadar değişmez.
[2] III. Halife Hz. Osman, hac mevsimine yakın bir zamanda, Zilhicce ayının 18′inde, yani kurban bayramının sona ermesinden dört gün sonra öldürülmüştür. O günlerde hac yapmak için Mekke’de bulunan Aişe, halife ile ilgili haberi Medine’ye dönüş yolunda iken alır ve bunun üzerine Mekke’ye geri döner.
[3] Ümeyyeoğulları ailesinden olmayan Aişe, Zübeyr bin Avvam, Talha bin Ubeydullah ve diğerlerinin neden bu ittifakın içinde yer aldıklarını izah etmek (mevcut bilgiler ışığında zor olsa da) incelenmeyi hak eder. Aişe’nin, İfk Hadisesi‘nden sonra Hz. Ali’ye hep mesafeli olduğu bilinir. Aynı şekilde, Zübeyr bin Avvam ve Talha bin Ubeydullah’ın Hz. Ali’den valilik taleplerinin karşılıksız kaldığı da malumdur. Ancak, sadece bu bilgilere dayanarak herhangi bir hükümde bulunmak pek mümkün değildir.
[4] Osman bin Huneyf’ten önce bu görevde Hz. Osman’ın atadığı (Ümeyyeoğullarından) Abdullah bin Amir vardır. Abdullah bin Amir’in görevden alınınca önce Mekke’ye gitmesi, sonra muhalifleri hep birlikte (Mekke’den takriben 1500 kilometre uzaktaki) Basra’ya gitmeye ikna etmesi, konunun aile ve iktidar yönü hakkındaki imaları itibariyle önemlidir.
[5] Cemel Savaşı bahsinde sıklıkla vurgulanan önemli bir ayrıntı da, Hz. Muhammed’in yıllar önce Zübeyr bin Avvam’a gelecekte Hz. Ali ile karşı karşıya geleceğini ve o ihtilafta kendisinin haksız olacağını söylemiş olmasıdır. Hz. Ali’nin bu hadisi hatırlatmış olmasının, Zübeyr bin Avvam’ın savaştan vazgeçmesinde etkili olduğu söylenir. Cemel Savaşı bahsindeki benzeri bir diğer önemli anekdot ise, Aişe hakkındadır. İbn Abbas’ın rivayet ettiği bir hadise göre, Hz. Muhammed eşlerine, içlerinden birinin Hav’eb’de bir deve üzerinde seyahat etmekte iken kendisine köpeklerin havlayacağını ve ardından pek çok insanın öleceğini söylemiştir. Aişe, Basra yolculuğunda iken yola köpek havlamaları duyduğunda Hz. Muhammed’in bu sözünü hatırlar ve etrafındakilere nerede olduklarını sorar. Hav’eb’de olduklarını öğrenince de, ilgili hadiste kast edilenin kendisi olduğuna kanaat getirir ve geri dönmek ister. Ancak Zübeyr bin Avvam’ın oğluAbdullah onu vazgeçirir.
[6] Cemel Savaşı özelinde kurra kelimesi ile kast edilen, çok Kur’an okuyan, bu okumaları doğrultusunda (bir parça düz bir yöntemle) kendilerine özgü bazı hükümler çıkaran ve bu çıkarsamalarını pratiğe dökmekten çekinmeyen bir savaşçı gruptur. 657 yılından itibaren Hariciler olarak atıfta bulunulan grubun Kurra’nın bir devamı olduğu tahmin edilir.
[7] Cemel, Arapça’da deve anlamına gelir. Aişe savaşı Asker adlı devesi üzerinden idare ettiği için, bu savaş bu şekilde anılagelmiştir.
[8] Savaşmaktan vazgeçen ve Medine’ye dönmek üzere bölgeyi terk eden Zübeyr bin Avvam, peşine düşen bir grup tarafından yakalanmış ve namaz kılmaktayken öldürülmüştür.
[9] Ganimetin müslümanlar arasındaki savaşlarda geçerli olamayacağı fikri, bu tecrübenin ardından hakim olur.
[10] Savaş esnasında Hz. Ali’nin emriyle Aişe’nin devesi öldürüldüğünde, kardeşi Muhammed derhal oraya giderek onu korur. Savaştan sonra da, Aişe’yi Mekke’ye götüren muhafızlar arasında o da vardır.
–––––
Yazı arşivi: İslam’ın İlk Asrı konulu diğer yazılar
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları


















































































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2019
17.06.2018
6.04.2015
23.03.2015
16.03.2015
20.01.2015
15.01.2015
17.11.2014
1.10.2014
12.08.2014