Sezin ÖNEY

Sezin ÖNEY
Sezin ÖNEY
Tüm Yazıları
Gizli açık sır: Yolsuzluk
19.12.2013
2043

 Yolsuzluk, Türkiye için büyük bir sorun. Uluslararası alanda yolsuzluk üzerine çalışan önde gelen tüm kurumların kanaati bu.


Transparency International’ın (Şeffaflık Derneği) yolsuzluk skalasında Türkiye, “yüksek derecede yolsuzluk” noktasına daha yakın. Son yedi sekiz yılın verilerine baktığımızda, Türkiye, 4,2’lik bir skorla, hep yolsuzluğun ciddi biçimde sorun olduğu ülkeler arasında yer almış.

Türkiye’deki yolsuzluk kronik. Varolan araştırmaları okuyunca benim kanaatim, son 10 yılda kademe kademe yolsuzluğun “buharlaştığı”. Yani, yolsuzluğun aşağı kademelerdeki “basit” hâllerinin (mesela rüşvet gibi) ortadan kaldırılması, iş dünyasına yönelik bürokrasinin azaltılmasıyla, “gözönünden kalkması”. Ve giderek daha üst düzey ve büyük çaplı, “voleyi vuran” hâle dönüşmesi.

Birçok devlet hizmetinde olduğu gibi, yolsuzluk da daha bir tıkır tıkır işler hâle geldi. Artık günlük hayatımızın parçası değil, ama tüm toplumsal atmosferi zehirleyen bir radyoaktif Türkiye gerçeği.

Oysa, yolsuzluk en temel insan haklarını yok ediyor. En başta da, haber alma özgürlüğü ve adil yargıyı yozlaştırıp epritiyor. Adaletsiz ve “habersiz” ortamda da, insanların kendini geliştirmesine imkân veren, yoksulluk kısırdöngüsünü kırmalarına imkân verecek eşitlikçi toplumsal denge de sözkonusu olamıyor.

Türkiye’de yolsuzluğun olması gerektiği kadar büyük bir sorun olarak ön plana çıkmamasının bir sebebi, “kötünün iyisi kabul edilmesi”. Mesela, TI’ın sınıflandırmasında, Doğu Avrupa ve Orta Asya ülkeleri ile aynı grupta yer alması. Özbekistan ve Türkmenistan gibi, “dünyanın en kötüleri” arasında yer alan ülkelerin bulunduğu bir grupta, Türkiye “en az yolsuzluk yaşanan” ülke olarak ön plana çıkıyor.

Yolsuzlukla ilgili uluslararası veriler genelde, algı ölçümüne odaklı.

Algılara bakılınca, Türkiye’de karmaşık bir durum var. Bir yandan, verilere göre, Türkiye’de son yıllarda yolsuzluğun arttığına dair kesin bir kanaat sözkonusu. Dünya Bankası’nın İş Çevreleri ve Girişim Performansı Araştırması’na (BEEPS) göre, 2005 ve 2008 arasında, “yolsuzluğu iş dünyasının en büyük sorunu” olarak niteleyenlerin oranı, yüzde 41’den yüzde 58’e çıktı. TI’ın Dünya Yolsuzluk Barometresi’ne göre de, son altı yıldır, yolsuzluğun “önceki üç yıla oranla” arttığına inananların oranı yüzde 57’den aşağı inmiyor.

Buna karşılık, gene Dünya Bankası’nın araştırmalarına göre, “yönetim açısından” Türkiye daha başarılı bulunuyor; 2000’de yüzde 42’lik bir oranda “yolsuzluğa karşı iyi bir yönetişim örneği sergilendiğine” inananların oranı, 2010’da yaklaşık yüzde 58’e çıktı. Gerçi, 2010’a kadar en azından “görüntüsel” açıdan, yolsuzlukla mücadelede önemli adımlar da atıldı.

Yolsuzlukla Mücadele Ulusal Eylem Planı’nın benimsendiği yıl 2010’du. Ancak, bu eylem planı da, tıpkı diğer benzer bürokratik ve siyasi yol haritaları gibi, sivil toplum örgütleri ve ilgili, katkı sunabilecek taraflarının görüşlerine başvurulmadan, onları da içine katacak bir süreç oluşturulmadan yapıldı. Eylem Planı’nın en büyük eksiklerinden biri de, yolsuzlukla mücadele için bağımsız olarak izleme ve uyarma faaliyetlerini üstlenecek kurumsal bir düzen öngörülmemesiydi.

Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK), Kamu Görevlileri Etik Kurumu, Başbakanlık Teftiş Kurulu, hep merkezî üst yapı tarafından “yapabileceklerinin” sınırları belirlenmiş, deyim yerindeyse, gemlenmiş yapılar. Kamu içinde, (hele üst düzeyde) yapılan yanlışları, yolsuzlukları ihbar edenleri ödüllendirecek veya en azından takdir edecek bir alışkanlıktan da bahsetmemiz mümkün değil. Yani, dünyada yolsuzlukla mücadelede önemli bir refleks olan, “whistleblowing”, yani hasıraltı edilenleri açıklayarak “alarm düdüğünü öttürülmesi” âdeti yok.

Tüm bu ortamda da, borusu öten de yolsuzluk çarkının başını tutanlar oluyor.


[email protected]

http://www.taraf.com.tr/sezin-oney/makale-gizli-acik-sir-yolsuzluk.htm

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar