Sezin ÖNEY
Türkiye’de, 2003’te gerçekleşen El Kaide bombalamalarına rağmen, bu örgüt, ne devlet, ne medya, ne de kamuoyu tarafından fazla ciddiye alındı. Aslında, ne kadar da ironik bir durum; yıllarca “irtica” kavramını siyasi gündeminden düşürmeyen ve bu arada da, din ve radikalizasyon konusunun üzerine gerçekten “düşünülmesi” gereken yönünü göz ardı eden bir ülke Türkiye...
Metropoll Araştırma, Türkiye’de IŞİD’e yönelik algıları ölçen tek kamuoyu çalışmasını gerçekleştirdi. Prof. Dr. Özer Sencar, Prof. Dr. İhsan Dağı, Prof. Dr. Doğu Ergil ve Doç. Dr.Sıtkı Yıldız’ın araştırma ekibinde olduğu bu çalışmadaMetropoll, üzerine hepimizin çok kafa yorması gereken bu konuya eğildiği için, önemli bir iş yaptı.
Bu araştırmanın sonuçlarına, kısmen medyada yer aldı; ama geri dönüp bakmak önemli --özellikle de, Kobane sonrası algıların nasıl değişmekte olduğunu şöyle bir düşünmek açısından. Bu saha çalışması, Türkiye’nin Musul Konsolosluğu’ndan 49 rehinenin, IŞİD’ce serbest bırakılmasından evvel gerçekleştirmişti. Metropoll, bu araştırmayı bugünlerde yineliyor; sonuçlar yakında çıkacak.
Öncelikle, Metropoll araştırmasına göre, Türkiye’deki, “IŞİD’e sempati duyan” az, IŞİD’in yaptıkları, kitlesel biçimde onaylanmıyor. Sempati, destek veya “hoşgörme” oranları, yüzde 5’lerde.
İnsanların zaman zaman kitlesel çapta “tabu” olan, geniş çaplı onaylanmayan görüşlerini sakladıkları bilinir; dolayısıyla IŞİD’e sempati duyanların oranı daha fazla bile olsa da, bunu dışa vurmamaları da sözkonusu olabilir.
IŞİD’e karşı “Türkiye toplumu bakışı” konusunda, mesele “tehdit algısı” olduğunda da, “ortak bir kanaat” var. IŞİD’i tehdit olarak görenler in oranı toplamda, yüzde 60. AKP tabanında da, bu oran yüzde 50’nin üzerinde. IŞİD’i en fazla tehdit olarak görenler ise CHP seçmenleri; dört CHP’liden üçü, “IŞİD’i tehdit” addediyor.
Türkiye’nin IŞİD’e karşı diğer ülkelerle işbirliği yapması gerektiği kanısı da yaygın; yaklaşık yüzde 60’lık bir oran bu görüşe katılıyor. En yüksek oran, yüzde 76 ile HDP’liler arasında. “IŞİD’e karşı işbirliğine” destek tavrı, IŞİD’e karşı uluslararası bir askerî operasyon yapılması konusunda da gözleniyor; yüzde 67, böylesi bir operasyonu destekliyor. Ancak toplumun sadece yarısı Türkiye’nin bu askerî operasyona katılmasını onaylıyor; bu konuda en fazla fire, yüzde 47’de kalan AKP tabanında.
Aynı zamanda hükümetin, IŞİD’in Türkiye’de faaliyetlerini engellemesi gerektiği konusunda da bir uzlaşma var; yüzde 76’lık bir oran, bu kanaatte. Ancak AKP’liler ve gene ironik biçimde HDP’liler hükümetin, bu yönde “etkili tedbirler” aldığını düşünürken, CHP ve MHP tabanları hükümetin aldığı tedbirleri yetersiz buluyorlar(dı). Tabii, araştırmanın Kobane öncesi olduğunu da, gene hatırlatalım.
Ama, Türkiye’nin, IŞİD ve benzerine destek verdiği konusunda da parti tabanları arasında önemli farklar görülüyor. “IŞİD’in Türkiye’de örgütlendiğini düşünenlerin” oranı, AKP’liler arasında yüzde 37, CHP’lilerdeyse yüzde 72 imiş eylülde.
Bütün bu rakamlar gösteriyor ki, Türkiye kamuoyu, IŞİD’e yönelik atılacak adımlar konusunda ikircikli değil; hele Mart 2003 tezkeresi sürecinde Irak’a müdahaleyi savunanların oranının yüzde 17 olduğu gözönünde tutulursa, El Kaide’ye olduğundan çok farklı bir tehdit algısı ve mücadele kararlığı sözkonusu.
Öte yandan, bu tablo, IŞİD meselesinin önemli bir iç politika boyutu olduğunu da gösteriyor. “Tehdit algısı” ve “çözümü” konusunda ortak algılar bile; konu, özünü oluşturan “sebep-sonuç ilişkilerine” gelince, siyasal kutuplaşmaların nasıl belirleyici olduğunu gösteriyor.
Oysa demokrasinin gerçek kanallarının çalıştığı bir ortamda, insanların, IŞİD’in mesele olmasına yol açan “sebepler” gibi bir konuda, etik ve ahlaki değerleri çerçevesinden değerlendirmeler yapmaları beklenirdi. Türkiye’de ise, siyasal kutuplaşmanın ve ucuz politik söylemler, hep “kazanıyor”.
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024