Sezin ÖNEY
Demek yeniden bir imparatorluk oluyoruz...
Başbakan Erdoğan’ın Mısır konuşması, Türkiye’nin bölgesel bir güç olarak yükselişinin taçlandırılmasıydı.
Erdoğan’ı seyrederken nedense, zihnimde Napolyon Bonapart’ın imparator olarak taç giydiği törenin “fotoğrafını çeken” devasa resim canlandı. Elbette, Erdoğan ile Napolyon, ne kişilik ne de siyaset olarak benziyorlar. Erdoğan’ın, Kahire Üniversitesi İktisat ve Siyasi Bilimler Fakültesi tarafından düzenlenen Uluslararası Hukuk Forumu’nda yaptığı konuşmanın mekânı, Mısır Opera binası da, 1804’te Napolyon’un taç giyme törenine evsahipliği yapan Paris’teki Notre Dame’ı uzaktan yakından andıran bir bina değil.
Ancak, gücün ilanının görsel olarak yakalandığı anları temsil ediyor, Erdoğan’ın konuşmasının görüntüleri de, 1807’de Jacques-Louis David’in resmettiği Le Sacre de Napoléon (Napolyon’un Taçlandırılması) resmi de.
Erdoğan’ın Kahire Operası’ndaki konuşması, Arap dünyasında iktidarın yeni sahibi gençlere hitaben yapıldığı için, “eski düzenin” sahibi Arap Ligi’nin köhnemiş, salt görüntüsel güç odaklarına yaptığı konuşmadan çok daha önemliydi.
Sanat tarihçileri Todd Porterfield ve Susan Siegfried, Staging Empire (İmparatorluğu Sahneye Koymak) adlı kitaplarında, Napolyon’un “modern imparatorluğu” yarattığına işaret ediyor.
Taç giyme töreni de, toprakları ele geçirmekten daha da fazla, zihinleri de ele geçirmeyi hedefleyen bu modern imparatorluğun bir propaganda adımıydı.
Napolyon, Fransa, Avrupa ve ardından Ortadoğu ve Afrika’yı, Liberté, égalité, fraternité (Özgürlük, eşitlik, kardeşlik) diye gücünün çekim alanına almıştı.
Ancak, imparatorluklar eninde sonunda, hayır kurumları olmadıkları için, herşey “güç” uğrunadır aslında.
Napolyon’un taç giyerkenki resminde de, şu kaygının yenilmesi için incelikle planlanıp sahneye konan propaganda hamlesi vardı; Fransız İhtilali’nin “halkın iktidarını” ilan etmesinden sonra, nasıl tek adamın karizmasına, otoritesi ve gücüne dayalı bir imparatorluk kurulabilir?
Napolyon, geçmişin asilzadeler, kraliyet dünyasının ihtişamıyla, geleceğe yönelik görkem ve muzafferlik mesajlarını, “şimdi” de birleştirerek, kendisi nezdinde “halkı taçlandırdığı” algısını yaratıyordu.
Britanya Başbakanı Cameron ve hele Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin Türkiye’yi atlatma çabası içindeki Libya ziyaretlerinde yaptıkları sarmayan, heyecanlandırmayan konuşmalarıyla, Erdoğan’ın konuşması arasında da bu fark vardı. Erdoğan’ın kullandığı kavramlar, imgeler ve referanslar, “buralarda” daha çok kalplere dokunabilecek, “aynı dili” konuşan nitelikte, halkların gücünü “kutsayan” tondaydı.
Kahire’de gençlere hitap ettiği Opera Binası da, tesadüfen oldukça sembolik bir mekândı aslında. Zira, Erdoğan, “İstanbul’u fethederek çağ açıp, çağ kapatan Fatih Sultan Mehmet’ten” bahsederken gerçekten de, şu veya bu şekilde, bir çağ kapanıyor.
“Batı-Doğu” diye adlandırdığımız ikilemin çağı kapanıyor.
Opera da, Doğu da, Batı’nın “kültürel seçkinliğinin” simgelerinden olarak, “çekilmese de zorla sevilmesi gerekenlerden”.
Mısır Hidivi İsmail Paşa, 1870’lerde İtalyan besteci Verdi’ye bir eser sipariş etmişti. Aida, yani “Dönen”, operası işte böyle yaratıldı.
İsmail Paşa, Arnavut kökenliydi ve Mısır’ın Afrika’ya değil Avrupa’ya ait olduğunu bunun için de, görüntüsel manada da “Batılılaşması” gerektiğini düşünüyordu. Kahire’de bir opera binası yapılmasını da bu nedenle özellikle istemişti.
Erdoğan’ın konuşmasını yaptığı Opera ise, Aida’nın bestelenmesinden 110 yıl sonra, başka bir Doğu-Batı ikilemi “mağduru” Japonya tarafından Mısır’a hediye edilmişti.
19. yüzyıl boyu, Japonya, Osmanlı, Mısır gibi güç odakları hep iki arada bir derede kalmanın, güçlü gelenekleriyle modernleşmenin gereklerini yerine getirmenin arasında sıkışıp kaldı.
Şimdi, gerçekten yeni bir çağ başlıyor; Batı’nın hâkimiyetinin sonlanması, Doğu’nun yükselmesi gibi basit bir şey değil bu. Çünkü daha neyin açıldığını bilmiyoruz.
Fakat, Türkiye’nin nasıl bir rotaya doğru ilerlemekte olduğunu az biraz görebiliyoruz artık.
Türkiye, artık bölgesel bir Amerika.
Eğer bu dönemde, şimdi ipuçlarını yakaladığımız gibi, 19. yüzyılın güç tutkusunu yeniden yorumlayıp bir imparatorluğa dönüşecekse Türkiye, bundan sonraki adım, yeni anayasanın dili gösterişli ve hak-özgürlükler bakımından kof nitelikte olmasıdır. Ve tabii, başkanlık sistemine ilerlemektir...
MİT ve mat
Hakan Fidan’ın MİT Müsteşarlığına getirileceği dönemde, kendisinden hep sitayişle bahsedildiğini anımsıyorum. Hakkında “düzgün adam” diye konuşanların kendileri de, “düzgün” insanlardı. AKP’nin önünü açtığı böyle, çalışkan, mütevazı ve insani değerleri, hassasiyetlerini bürokratlıklarıyla yitirmemiş kimseler var. Bence, AKP’yi bu güne getiren faktörlerden biri de, bu tarz arka perdedeki bürokratlar.
Fidan’ın özellikle “baş aktörü” olarak ön plana çıktığı ses kayıtlarının piyasa çıkması ne anlama geliyor? Fidan, kayıtlarda dersini iyi çalışmış bir öğrencinin samimiyetiyle, PKK analizi yapmaya çalışıyor. Konuşarak sağlanacak barışa da böyle bürokratlarla ilerlenebilir ancak.
Yeni baş kesme yöntemi sayılabilecek “kayıtları piyasaya sürme” adımı da, barışı diyalog değil güç üzerinden, “savaşı kazanarak” sağlayacaklarına inanan hükümet, devlet kanadının işine yarıyor gibi gözüküyor.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Olağanüstü koşullardan çıkış
3.02.2025 - Lucifer etkisi: Can ve cam kırıkları
29.01.2025 - Çanlar kimin için çalıyor?
17.01.2025 - ABD seçimleri: Neden böyle oldu?
7.11.2024 - Şahinlerin barışı
6.11.2024 - Bu 'süreç' neyin süreci?
24.10.2024 - Dönüm noktası bir ziyaret
27.06.2024 - Meksika’nın ilk kadın başkanı çetelere karşı
7.06.2024 - Siyasi cinayetler: Slovakya’dan Türkiye’ye
26.05.2024 - Etki Ajanlığı Yasaları: Ne, nerede, nasıl?
20.05.2024
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
faruk tuncay
Din kardeşiniz Cemaatin bu işin neresinde olduğuna hiç değinmemişsiniz. Gazete yazısından çok AKP propoganda metni olmuş.