Sezin ÖNEY
Bir varmış, bir yokmuş...
Evvel zaman, kalbur saman içinde... Bir okyanusun derinliklerinde bir denizkızı yaşarmış... Denizkızı, günün birinde, bir deniz kazası geçiren Prens’e âşık olmuş. Prens’e kavuşabilmek için de, bir büyücü ile yaptığı anlaşma sonucu, iki bacak uğruna sesini feda etmiş. Ve ailesini, sevdiği ne varsa, herşeyi ve herkesi geride bırakıp, terk ederek, Prensinin yanına gitmiş.
Küçük Denizkızı, ayaklarının toprağa her değişinde, bıçak yaraları gibi acı duyuyordu. Prens ona, “Yanımdan hiç ayrılma!” dedi. Denizkızı’na, Prens’in odasının kapısının dibindeki bir kadife yastık üzerinde uyuma izni verildi...
Ne, nasıl yani?
Hemen her gece oğluma okuduğum masalların bir yerinde muhakkak böyle dehşete düşüyorum. Hans Christian Andersen’in Küçük Denizkızı masalı mesela, rahatlıkla bir “dizi” senaryosuna dönüştürülebilir.
Denizkızı’nın âşık olduğu (biraz kazma) Prens, gidip başka bir Prenses ile evleniyor. Bunu da, kendisini kurtaranın Denizkızı değil de bu Prenses olduğunu sandığı için yapıyor; “Ya, bu beni kurtaran kıza benziyor” diye bir bakar görmez halde... Kek gibi kalan Denizkızı’nın Büyücü ile yaptığı anlaşma gereği, bir köpük olup uçmaması için Prens’i kalbinde bıçaklaması gerekiyor...
Hoppala gibi bir durum... Bir çocuğa bunlar nasıl okunur...
Her neyse, Denizkızımız, tabii ki, acılı Adana bir kişilik olarak, Prens’e melül melül bakıp puf diye uçuyor. Andersen’in diliyle; “Havanın kızı olup, cennete gitmek üzere bulutlara yükseliyor...”
Her hâlükârda, “The end” yani; Prens de, “Aaa, buralarda biri vardı galiba da, artık yok sanırım; hadi ben balayına devam edeyim” havasına giriyor...
Ya Grimm Kardeşler’in Külkedisi/ Sinderella’sı?
Korkunç kız kardeşler, Prens’e kendilerini beğendirip kocaman ayakları, zarif cam ayakkabının içine girsin diye, topukları ve parmaklarından parçalar kesti. Ancak, zalim kız kardeşlerin gözlerini oyan iki güvercin, Prens’i durumdan haberdar etti.
Gene biraz alık bir Prens var karşımızda, durumu kendi başına anlamaktan aciz...
Peki, kız kardeşlere ne oluyor; “kör dilenciler olarak” ömür tüketiyorlar. Sinderella da, partiden partiye koşup Prens’in kolunda, ultra lüks Şato’nun hanımefendisi olarak sosyetik bir yaşam sürüyor.
Gerçekten bunları, “süzgeçten” geçirmeden, bir çocuğa anlatmak mümkün mü?
Zaten, Amerika’da beş yaşından küçük çocuklara masal okunup okunmamasının doğru olup olmadığı yolunda tartışmalar yaşanıyor.
Uyuyan Güzel, orijinal hikâyede, uyurken başına bir şeyler geliyor ve aslında, Prens’in öpücüğüyle değil; uykusu esnasında doğurduğu ikiz bebeklerin parmağını emerken kızcağızı uyutan iğneyi yutması sonucu uyanıyor.
Bebeklerin iğne yuttuğu bir masal mı; gene nasıl yani!
Şaka bir yana, elbette ki, masalların her kelimesi, her cümlesi, aslında folk kültürünün bir parçası. Mesela, Uyuyan Güzel’deki dikiş diken kadın ve iğne motifleri, birçok diğer hikâye ve efsanede de yer alıyor.
Gene Grimm Kardeşler’in İğne, Yüksük ve İplik masalı, aslında eski bir Alman söylencesi.
Gene ve yine bir Prens, (ki hiçbirinin de işi gücü yok herhalde, etrafta “temas ve görüşmelerde” bulunmak için boş boş geziyorlar) bir gün şöyle niyet ediyor; “Allahım karşıma aynı zamanda en zengin ve en yoksul kızı çıkar da âşık olayım”. Yolunun düştüğü bir köyde, en zengin kızla Prens’i tanıştırıyorlar; pek bir elektrik olmuyor. Ama köyün en yoksul kızı, gece altın renkli ipliğinden bir duble yol yapıyor, evini de bu iplikle sarıp altın bir top gibi parlatıyor. Prens de, iplikten yolu takip edip kızı buluyor.
Bu Alman efsanesi, Antik Yunan mitolojisindeki Aranchne ve Ariadne isimli söylence kahramanının iplik ve dikiş yoluyla “sorun çözmeleri” veya “sorun yumağı içine düşmelerini” anımsatan yönlere sahip. Arachne, eşi benzeri olmayan dokuma yeteneği nedeniyle tanrıçaların hedefi haline geliyor. Sonunda da, Arachne’yi, “buyur böyle doku” diye örümcek yapıyorlar. Hatırlar mısınız bilmem, Cumhuriyet mitinglerinde, AKP’ye karşı “örümcek kafalılığın simgesi olarak” çizgi kahraman, Örümcek Adam da protesto malzemesi olmuştu. Belki, adı bugün Yunancada “örümcek” anlamına gelen Arachne’nin öyküsü bilinse, o da protesto konusu olurdu.
Ariadne ise, Labirentin gizemine karşı iplikle yol bulma fikrinin mucidi... Biraz Alman masalı, Hansel ve Gretel’deki gibi...
Söylenceler, hikâyeler, aslında halkların ortak malı... Fakat, Alman milliyetçiliğinde, folk hikâyeleri, giderek kabaran bir şovenist damardan akan kan olarak kullanılmış. Grimm Kardeşler de, “Romantik Alman milliyetçiliğinin” sembol isimlerinden olmuşlar, yaşadıkları 18. yüzyıldan Nazizm’in yükseldiği 20. yüzyılın ilk çeyreğine değin...
Masallar, kimi zaman gerçekten daha şaşırtıcı...
Yazarlar
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları




















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.10.2025
28.09.2025
25.04.2025
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024