Talat ULUSOY
Türkiye adalet arıyor. Kayıp önce kaybedilen yerlerde aranır. Meselâ Hıristiyan millete yapılanlar, meselâ komünistlere yapılanlar, Kürtlere yapılanlar sorgulanarak aranmalı önce adalet.
Bir arama sorusu: Türkiye Komünist Fırkası (TKF, 1920) kurucularını, Mustafa Suphi ve yoldaşlarını kim öldürttü? Doksan üç yıldır bu “kurucu faili meçhul”(!) resmen aydınlatılmadı.“Burjuvazi öldürttü” mü dediniz? Kemalizm üstüne tünemiş “sol” papağanların böyle “bilimsel” yanıtları suçluyu saklamaktan başka bir anlam ifade etmez.
KANLI KIZIL KARADENİZ
Mustafa Suphi ve yoldaşları Bakü’de TKF’yi kurduktan (10 Eylül 1920) sonra Ankara’ya doğru yola çıktılar. 28 Aralık’ta geldikleri ve “iyi” karşılandıkları Kars’ta bekletildiler. 29 Aralık’ta M. Kemal, K. Karabekir’e çektiği telgrafta Ankara’da “komünist cereyanlar” istemediğini bildirdi (Ayşe Hür,Öteki Tarih II, s.110) Bunun üzerine Erzurum ve Trabzon’da bazı “ön hazırlık”lar yapıldıktan sonra yola çıkmalarına izin verildi. 28 Ocak’ta Trabzon’a vardıklarında, “Tellallar, Trabzon Muhafaza-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti Başkanı ve eski Teşkilat-ı Mahsusacı Barutçuzade Ahmet Bey’in oğlu Faik Bey’in (1939’da beş dönem sürecek CHP milletvekilliği ile ödüllendirilir TU)gazetesi İstikbal’in kışkırtıcı yayınları” (age., s.113) ile “doldurulmuş” İttihatçı eşkıya güruhu zorla dükkânları kapattırır ve “kapatmayanlar ise polis ve inzibat memurları tarafından kapatmaya zorlanarak” (age., s.113) M. Suphi ve yoldaşlarının üstüne sürülür. Başlarında kayıkçılar kâhyası Yahya Kaptan olan İttihatçı eşkıyalar M. Suphi ve yoldaşlarını bir motora bindirir ve açıklarda katleder. İttihatçıların bu kara lekesi “Onbeşlerin katli” olarak tarihe geçer.
Bu sırada İstanbul’da, İzmir’de, Bursa’da Halk İştirakiyun Fırkası, Osmanlı Sosyalist Fırkası gibi partiler ve Anadolu’nun çok çeşitli yerlerinde hatta Meclis’te kendine sosyalistim, komünistim, “Bolşevik”im diyen insanlar vardır. Bir yandan Bolşevik Rusya Ankara’ya yardım etmekte, öte yandan Ankara İngiltere ile “flört” etmektedir!
ZURNANIN ZIRT DEDİĞİ YER
M. Suphi ve yoldaşları daha Trabzon yollarında iken Meclis’te onlar hakkında gizli görüşme açılır (Bkz. Büyük Millet Meclisi 136 nolu toplantı Gizli Oturum Tutanakları). Yeni alfabeye aktarılmış olan bu tutanaklarda önemli “boşluk”lar var. Oysa tutanakların Osmanlıca asıllarının ve eklerinin de (telgraf, mektup, vs.) yayımlanması gerekir. Kimbilir belki “okunamayan” yerlerden bir “ses” çıkaran çıkabilir!
Gizli Oturumu açan Mustafa Kemal’dir. Erzurum Müdafa-i Hukuk Cemiyeti’nden (siz isim değiştirmiş İttihat Terakki olarak anlayın) gelen telgrafı okutur ve sonra der ki:
“Mustafa Suphi başkanlığında bir heyetin memlekete gelmek isteğinde bulunduklarından,.. Bunu haber alan Erzurumlular böyle bir adamın memleket dâhiline girmesinden son derece heyecanlanmışlar ve memlekete sokulmaması için girişimlerde bulundular. Resmî makamlara başvurdular. Bu adam memleketimize girerse parçalarız...” Bu çok önemli telgraf sözü edilen tutanak eklerinde yoktur!
AKILLICA BİR İŞ!
M. Kemal devam eder: “...Mustafa Suphi’yi herkesten önce doğuda ... ortaya çıkaran Kâzım Karabekir Paşa’dır. Bu adamın memlekete girmesinin zararlı olacağını anlayan Kâzım Karabekir Paşa’dır ve bunun memleket dışına kovulması gerekeceğini bilen de Kâzım Karabekir Paşa’dır. Bunun planını da yapan Kâzım Karabekir Paşa’dır. Yoksa Erzurum’da valiliğimiz değildir. Biz değiliz efendiler. Akıllıca bir biçimde yapmış olduğu, planı, herkesten önce gerekenleri harekete geçiren Kâzım Karabekir Paşa’dır ...Her şeyden öce kuvvetli bir önlem alan Kâzım Karabekir Paşa’dır. Ben açıklıyorum. Çünkü belgeler vardır. Şuradan buradan bu meseleyi ifade eden telgraflarını getireyim okuyayım...” Bu çok önemli telgraf da tutanak ve eklerinde yoktur!
Bu “karanlık” olayın her evresi yıllardır tüm ayrıntılarıyla “gayrı resmî” olarak kulaktan kulağa aktarılır: Kâhya Yahya çetesi “Onbeşler”i öldürür. 16 Mart 1921’de “Mustafa Kemal Yahya Kâhya’yı ‘Vatanperverâne hissiyat ve temennilerinize teşekkür ederim’ şeklinde kısa bir telgraf”la (A.Hür, Öteki Tarih II, s.116) kutlar. Kâhya Yahya ve avenesi kısa süre sonra Muhafız Taburu Komutanı İsmail Hakkı Bey ve Mustafa Kemal’in fedaisi Topal Osman’ın adamları tarafından ortadan kaldırılır (3 Temmuz 1922). Trabzon mebusu Ali Şükrü Bey cinayetler zincirini aydınlatmaya kalkınca Topal Osman tarafından öldürülür ve araştırmaları yok edilir (27 Mart 1923). Topal Osman M. Kemal’le anlaşmazlığa düşer. Giriştiği çatışmada yaralı ele geçirildiği halde “kafası kesilerek” gömülür (2 Nisan 1923). Bu olay ertesinde “... Mustafa Kemal, bu konuda suskunluğunu korumuş, Topal Osman’dan ‘suçlu’ diye değil ‘zanlı’ diye bahsetmişti”r (A.Hür, age., 284). Vatanperverâne geçmişinin yüzü suyu hürmetine elbet.
“Davâ” arkadaşı M. Kemal ile yolları ayrıldıktan sonra uzun “yasaklı yıllar”ın ardından yayımlanabilen anılarında Kâzım Karabekir’in, “On beşlerin katli” ile ilgili olarak “Hayatımla, namusumla oynadılar” (A.Hür, age., s.117) dediği görülecektir.
Bu ilk “faili meçhul”lerin altında İttihatçı Cumhuriyet’in “kurucu şifre”leri ve günümüze uzanan yol haritası yatar. “Bu meseleyi ifade eden telgraflar” ve askerî ya da sivil arşivlerde gizlenen bütün belgeler her seferinde “cennet” diye yola çıkıp “cehennem”e yönelen yolların taşlarıdır.
8 Ocak 2014
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.01.2020
20.09.2017
18.07.2017
11.01.2017
16.09.2016
10.01.2016
29.10.2015
10.09.2015
21.04.2015
14.04.2015