Tanıl Bora
Selahattin Demirtaş, seçimden hemen sonra yazdığı HDP’yle ilgili (öz)eleştiri yazısında, iktidarın 2014 yılından beri (onun deyişiyle “yani çöktürme planının hayata geçirilmeye başlandığı günden bu yana”), özellikle de son beş yıldır, “bir tür mühendislik yaptığını” yazdı. HDP eş genel başkanı Mithat Sancar da, seçimden iki ay kadar önce, “baskı ve hukuksuzluklarla, ayak oyunları ve toplum mühendisliği ile siyaseti dizayn etme çabalarına” meydan okumuştu. CHP’nin 2021 Kasım’ında hazırladığı raporda da, gençlerin yurtdışına gitme eğiliminde, “farklı yaşam tarzlarına düşmanlık ve toplum mühendisliği uygulamalarına” dikkat çekilmişti.
Siyaseten bu kadar bariz biçimde ‘taraf değiştiren’ deyim az bulunur! Toplum mühendisliği, çok uzun süre boyunca, milliyetçi-muhafazakârların sola ve CHP’ye, en geniş tanımıyla sağcıların solculara savurduğu bir ithamdı. En geç Demirtaş’ın koyduğu milattan beri, suçlamanın yönü tersine döndü.
***
Toplum mühendisliği deyiminin çıkışı, Karl Popper’in 1945’te yayımlanan Açık Toplum ve Düşmanları kitabına dayandırılır. Popper, olumsuz bir anlamla donatmıştı terimi. Toplum mühendisliği, toplumu kafadaki bir ideal modele göre biçimlendirmeye dönük müdahalecilik, veya diyelim ‘aşırı’ müdahalecilik, demek oluyordu. Popper’in gözünde, toplumu icaba göre kesilip biçilebilecek kereste, istendiği gibi yoğrulabilecek oyun hamuru gibi gören toplum mühendisliği yaklaşımı, ütopyacılıkla totaliterliğin berbat bir bileşimiydi. Toplumu müspet bilim kanavasına germeye cür’et eden pozitivizmin siyasi ifadesiydi.
Toplum mühendisliği deyimini uzun süre, –bu deyime müracaat ederek veya etmeyerek–, liberaller ama özellikle muhafazakârlar, sosyalizmin ve en geniş manâsıyla solun dünya görüşündeki sakatlığı teşhir etmek maksadıyla kullandılar. Liberal bakış açısından, iktisadiyatın “doğal” akışına müdahale eden ve devletin sosyal müdahale alanını genişleten toplum mühendisliği, özgürlüklere ket vuruyor, yaratıcı enerjiyi kurutuyor, verimsizliğe yol açıyordu. Muhafazakâr açıdan, toplum mühendisliği, bir organizma doğallığında tasavvur edilen toplumun, tarihin derinliğinden süzülen geleneğin ellenip kurcalanması demekti; hem bozar, hem zaten tutmazdı. (Modern muhafazakârlık, çıkış devrinde, liberalizmi de toplum mühendisliğinin faili olarak görüyordu aslında.) Toplum mühendisliğine karşıtlığın, liberal-muhafazakâr sentezin en sağlam tutkalı olduğunu da ekleyebiliriz.
***
Tek-parti CHP’nin, Kemalizm'in liberal ve muhafazakâr eleştiricilerinin, cumhuriyetin kurucu dönemini toplum mühendisliğinin tipik örneği olarak gördüğünü biliyoruz. Ulus-devlet inşa dönemlerinin, özellikle gecikmiş ulus inşalarının, –adı üstünde, inşa–, zaten bütün hayatı yeni bir kalıba oturtma işi olduğunu da biliyoruz.[2] Cumhuriyet'in erken döneminde, aşağı yukarı yüz yıldır süregelen modernleşme süreci, girişken bir toplumu yeniden kurma iddiasıyla ivmelendi. Köycülüğe adanmışlığını soyadıyla tescilleyen Nusret Köymen’in, 1936’da bir yazısında –Popper’den evvel!– Kemalist ülküyü tarif ederken basbayağı toplumsal mühendislik tabirini kullanmış olması, hoştur: “Kemalizm bilimini icat etmek… ve bunu bilimsel yöntemlerle bir toplumsal mühendisliğe çevirmek...”
***
Türkiye’de muhafazakâr-liberal sentezin kurucu düşünürlerinden Mümtaz Turhan, Kültür Değişmeleri kitabında (1951), bu terimi kullanmaksızın, tek parti rejiminin toplumsal mühendislik siyasetinin teorik bir eleştirisini yaptı. Onun kurduğu “serbest kültür değişmeleri – mecburi kültür değişmeleri” karşıtlığında, birinci kutup, toplumun büyük ölçüde ekonomi, teknik ve modernleşmenin “doğal” seyrine bağlı değişimini ifade eder. İkinci kutup, “mecburi kültür değişmeleri” ise, şehirli yönetici seçkinlerin büyük ölçüde hayat tarzına dair biçimsel değişim zorlamalarıdır – yani işte, toplumsal mühendislik terimiyle kastedilen tutum. Turhan, en rafine örnektir; umumiyetle Türk sağı nazarında CHP ve devamında sol, bu ‘mecburcu’-dayatmacı tutumla damgalıdır.
***
Tarihin ironisi mi demeli; CHP’nin ve solun toplum mühendisliği anlayışına veryansın eden Türk sağının üç güçlü siyasi önderi, mühendistir: Demirel, Erbakan, Özal.[3] Hele Demirel, mühendislik ethos’unu, siyasî ethos’a uyarlamıştır. [4] Mühendislik onun nazarında solun “hayalciliğine,” “afakîliğine,” “nazarîliğine” karşı, somut-yapılabilir olanın bilgisini ve iradesini temsil ediyordu. Gerçekçiliği, pratikliği, müspet pragmatizmi temsil ediyordu: “Ben mühendisim, benim işim yapmaktır… Ben, yapmanın adamıyım.” Özal’da da vardır bu ethos; fakat Demirel bunun üzerine düşünmüştür aynı zamanda.
Demirel ve Özal, sanki talebesiymiş gibi, Mümtaz Turhan’ın fikriyatının izindedirler. Mecburi kültür değişmelerine, yani toplum mühendisliğine karşı; toplumu tedricen ve gönüllü rızayla değiştiren kalkınmanın getireceği serbest kültür değişmelerine yatırım yaparlar. İmar ve inşanın, ekonomik gelişmenin semerelerine güvenirler. Onların topluma müdahaleleri, toplumla ilgili “hesaplamaları” (biliyorsunuz mühendis, hendeseden, yani matematikten geliyor; “hesaplayan” demektir), toplum mühendisinden ziyade ‘düz’ mühendisin müdahaleleri ve hesaplamalarıdır bir bakıma...
***
Liberal, muhafazakâr ve liberal-muhafazakâr mahfillerde, adı anılmadan karşı çıkılan toplum mühendisliği anlayışı, 1990’lardan itibaren adı adınca sorgulanır hale geldi. Entelektüel globalleşmeyle, toplum mühendisliği teriminin ünlenmesiyle de ilgili… Jakobenlik, tepeden inmecilik vs. anlamdaşlarıyla birlikte toplum mühendisliği terimi de dolaşıma girdi ve anti- ve post-Kemalizm'in düsturları arasına katıldı.
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin ideolojik-programatik metni niteliğindeki Yalçın Akdoğan imzalı Muhafazakâr Demokrasi risalesinin (2003) sayfalarında, toplum mühendisliğine karşı bir manifesto havası eser. Terimin altını çizerek üç yeri alıntılayayım: “Muhafazakârlık toplumsal dönüşümü esas alan yapısıyla aşağıdan yukarıya ve doğal süreçler ile değişimi savunmakta; yukarıdan aşağıya toplum mühendisliği şeklinde metazori dönüşümlere sıcak bakmamaktadır.” “Muhafazakârlık, ideal dünyayı önemser, ama ona götüreceği umulan toplum mühendisliğini reddeder.” “AK PARTİ her türlü dayatmacı, buyurgan, tektipçi, toplum mühendisliğine dayanan yaklaşımları sağlıklı bir demokratik sistem için engel olarak görür.” AKP programının, “toplum ile devlet arasında demokratik hukuk devleti ilkesine ve demokratik ülkelerin standartlarına uygun yeni bir ‘toplum sözleşmesi’ kurmayı hedeflediği belirtilirken, bunun “yeni bir ‘anayasal mühendislik’ denemesi” olmayacağı teminatının verilmesini de ekleyelim.
***
AKP’nin “ilk dönemi” denen yaklaşık 10 yılda, Türk sağının ananevi kalkınmacı çizginin baskın olduğunu belki söyleyebiliriz. Yani toplumu biçimlendirmeye dönük müdahaleler, esasen iktisadiyatın semerelerine bağlandı. Fakat bu dönemde de pekâlâ “mecburi kültür değişmesi” hamleleri varitti. İslamcı ve milliyetçi-muhafazakâr söylem, böylesi müdahaleleri, öze-dönüş sayarak doğallaştırma stratejisini izler. Sözün kısası; erken cumhuriyet veya CHP zihniyeti, toplumsal mühendislik operasyonlarıyla toplumun organizmasını, otantisitesini bozmuştur; demek o organikliğin yeniden tesisi için, o otantikliğin ‘iadesi’ için yapılan müdahaleleri, kurcalamaları, dayatmaları toplum mühendisliği saymamak gerekiyordur. Hidrolik mühendislik terimleriyle konuşursak, yatağı değiştirilmiş akarsuyu kendi nehir yoluna döndürür gibi… Tersine mühendislik mecazına mı başvurmalı?
Demirtaş’ın 2014’e koyduğu, belki daha geriye de çekilebilecek bir noktadan sonra, AKP iktidarının toplum mühendisliği icraatının perva tanımaz hale geldiği, kesin. İrfan Sayar’ın Zihni Sinir procelerini[5] akla getirebilecek kadar çılgınca... “Karayollarında gidebilen tren” gibi, “yayalara da çamur sıçratma imkanı sağlayan ayakkabı,” gibi mesela… Lakin Zihni Sinir proceleri gibi naif ve zararsız değil. LBGT-İ 'varlığını' silmeye dönük seferberlik mesela, basbayağı bir nefret suçunu kurumlaştırıyor... Fethi Açıkel “Yeni Türkiye” markasıyla da sunulan toplum mühendisliğini, post-muhafazakârlığın bir veçhesi olarak görüyor. “Sosyal teknoloji” ve “ahlâkî teknokrasi” kavramlarıyla,[6] toplumsal yaşayışın muhtelif kürelerine, günlük hayata, eğlenceye, boş zamana nizam ve intizam vermeye azmetmiş bir mühendislik faaliyetine işaret ediyor. ‘Sahici’ bir geleneği yeni zamanlara uyarlamaya bakan eski muhafazakârlıktan farklı olarak, post-muhafazakârlık, icat ettiği yitik geçmişin saraylarını kurmakla meşguldür; enerjisini esasen o muhayyel geçmiş ve geleneğin kaybına sebep saydıklarına karşı hınçlı rövanş duygusundan alır. Eski muhafazakârlığın kaş çatarak baktığı toplumsal mühendislik, onun rutinidir.
(Yine, tersine mühendislik mecazı el sallıyor… Neo-liberal yönetişim tekniklerini, biyo-politika cihazlarını, her nevi sosyal aleti söküp takarak, kopya ederek, azamî hatta coşkun bir eklektisizme dayanan bir toplum mühendisliği performansı.)
***
Toplum mühendisliğine hep hor bakmış olan sağın, özel olarak AKP’nin onu tepe tepe kullanmasındaki çelişkiyi veya riyakârlığı geçelim…
Toplum mühendisliğinin, solu afakîliğini, gerçekçilikten uzaklığını delillendirmek için kullanılmış bir terim olmasının üzerinde duralım. Buradaki liberal-muhafazakâr tepki, solun ‘projesinden’ öte ilkesi hükmünde olan insanın/toplumun değiştirilebilirliği fikrine tepkidir. Neredeyse “Nasıl bir toplum olmalıyız?” sorusunu men eden bir tepki… Ütopyacılığın toplumu bir ideal modele tıkıştırmaya soyunan totaliter tazyiklerinden öte, ütopyanın kendisine, ütopya kabiliyetine tepkidir.
Ütopyanın itibarını çiğnetmemeli… ‘Nasıl bir toplum olmalıyız?’ sorusundan feragat etmemeli – olmalı, değil, olmalıyız, diye sorarak… Kendini değiştirmeyi içeren, birlikte değişmeyi esas alan bir değiştirme çabası… Devlet katından değil toplum katından bir inşa – belki de mühendisten çok, gecekonducu gibi…
* Bu yazının ilk taslağını, Nilüfer Belediyesi ile Tarih Vakfı’nın ortak “Tarih Buluşmaları” etkinliğinde sundum. Nilüfer Kütüphaneleri ekibine teşekkür borçluyum.
[2] Evveliyatı Cumhuriyet arifesinde, İttihatçıların etnisite ve nüfus mühendisliğindedir (meraklısı için: Fuat Dündar'ın kitapları).
[3] https://birikimdergisi.com/haftalik/10811/uc-muhendis
[4] İletişim’den yeni çıkan Demirel biyografisinde bu bahse bir bölüm ayırdım.
[5] https://www.zihnisinir.com/
[6] Fethi Açıkel: “Kutsal Mazlumluk”tan “Makyavelist Despotizm”e. İletişim, 2023, s. 218.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.05.2025
22.04.2025
9.04.2025
7.03.2025
5.02.2025
23.01.2025
9.01.2025
25.12.2024
11.12.2024
28.11.2024