Ümit Kurt
Maksimum aydınlanmacı zihniyetin evrensel ve tekçi üst normlara ve referanslara gönderme yapan tümleşik gerçeklik algısı esas itibariyle otantisite (sahicilik), tikellik/biriciklik, tarihsicilik, duygusallık ve öznelcilik gibi özünde modern nüveler ihtiva eden unsurları tasfiye etmiştir.
Oysaki bu unsurlar katı Aydınlanmacı anlayışın önerdiği homojen bir gerçeklik tahayyülünün tersine iktidardan, ustan, bilimden bağımsız bir ‘gerçeklik’in ve bu gerçekliğe açılan varolma biçimlerinin savunusudurlar. Minimum Aydınlanma zihniyeti bu unsurları Aydınlanma ve modernite bağlamına yerleştirerek; katı aydınlanmacı zihniyetin tasfiye ettiği bu parametrelerin modernlik karşıtı olmadığını savunur.
Türkiye ölçeğinde konuya baktığımızda örneğin; Kemalizm ve Kemalist aydınlanma ve/veya modernizasyon projesinin tasfiyesine uğramış ve dışlanmış yaklaşımlar; başörtüsü takarak yüksek eğitim hakkı gibi temel bir bireysel haktan yararlanmak isteyen ve din/vicdan hürriyeti temelinde başörtüsüyle kamusal alanda var olmak/görünürlük kazanmak isteyen farklı yaşam biçimleri; gerek Kürt meselesi gerekse de Ermeni meselesi gibi netameli konulara getirilen alternatif, farklı ve eleştirel/sorgulayıcı bakış açılarının önemini göstermek modernlik karşıtı olarak algılanmamalıdır.
Yukarıdan aşağı, pozitivist ve tepeden inmeci bir Aydınlanma projesi olarak Kemalizm, formelliği mutlaklaştıran ve tikel gerçeklikle rabıta kuramayan bir rejim olagelmiştir. Maksimum aydınlanmacı yaklaşımın-bu bağlamda Kemalist Aydınlanma projesinin- bu gibi konuların tartışılması ve “aydınlanması” hususunda çizdiği sınırlar; tekeline aldığı ‘gerçeklik’, ortaya koyduğu ‘rasyonel’ ve ‘evrensel’ üst normlar hiçbir soru işaretine yer bırakmayacak bir biçimde son derece sarih ve nettir.
Burada romantik akımın nafile çabaları olarak telakki edilen sahicilik, bağlamsallık, gerçekliğin çok boyutlu amorf yapısallığı, tikel olayların ve durumların çoklu örüntüleri, tarihsicilik, öznellik, duygusallık ve belki de aydınlanma nosyonunun başat karakteristiği olan “soru sorma ve var olan doğruların güncelliğini sorgulama/eleştirel süzgeçten geçirme” gibi özünde modern unsurlar olan tahayyüllere yer yoktur.
Böyle bir katı/maksimalist aydınlanma tasavvuru bireyi ve onun özgür aklını kendi attığı kuytulardan çıkarmak, onu yattığı çocukluk uykusundan uyandırıp olgunlaştırarak başkasının vesayetinden kurtarıp reşit hale getirirken; aslında bir biçimde onu başka bir aklın vesayetine ram eder.
Bu akıl son derece rasyonel ve evrensel olabilir ancak onun üst normlarına, değerlerine ve sunduğu ‘gerçeğe’ tabi olmayan bir gelecek tasarımını ve bunun imkânının sorgulanmasını aydınlanmacı ve modern olmayan bir savunu olarak mülahaza eder. Oysa burada Maksimum Aydınlanmacı geleneğin düştüğü iki hata vardır.
Bunlardan bir tanesi bu geleneğin modernlikle aydınlanmayı birbirinin yerine ikame edilebilecek iki kavram gibi düşünmesi ve bunları aynı süreç olarak gören yaklaşımıdır. Bir diğeri ise, modern olmayı ve modernliği savunmanın mutlak suretle bir üst norm tasavvuruna ve/veya ilerlemeci (progressive) bir tarih felsefesine dayanması gerektiği ilkesidir.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.02.2018
15.12.2017
15.11.2017
11.11.2017
19.10.2017
16.10.2017
22.09.2017
18.09.2017
14.09.2017
8.02.2017