Vedat Bilgin

Bin yıl sonra Malazgirt hesaplaşması
28.08.2017
908

 Bugün bu coğrafyada yaşananlara bakınca, bunların neden yaşandığını analiz edip anlayınca Malazgirt Zaferi’nin manası daha iyi kavranabilir. Bu bölgede yaşananlar anlaşılınca, Irak’ta, Suriye’de dökülen kanların, Türkiye’ye terör üzerinden yapılan hücumların, PKK/PYD, DAEŞ, FETÖ bütün bu cinayet örgütlerinin saldırıların, katil çetesi olan yönetici manyaklar topluluğunun o küçük dünyalarını aşan, onların havsalasının çok ötesinde ‘başka bir aklın yönettiği’saldırılar olduğu görülecektir. Batı’nın PKK/PYD ye gönderdiği yüzlerce TIR dolusu silah ve askeri malzeme, FETÖ yapılanmasına dönük NATO’nun koruma kalkanı işlevi gören faaliyetleri, Avrupa ülkelerinin teröristlere verdiği destek bir yana Türkiye karşıtlığının düşmanca bir hal alması, elbette tesadüf değildir. Batı, bu toprakların ne olduğunu, burada yaşayan Türklerin neyi temsil ettiğini çok iyi bilmektedir.

“Bizans denilince, Roma İmparatorluğu’nun son temsilcisinden, yani Batı uygarlığının sadece tarihsel değil aynı zamanda siyasi, hukuki ve elbette ki kültürel temellerini oluşturan bir uygarlığın yapı taşı olan Bizans’tan bahsedilmektedir. Türkler Malazgirt’te Bizans’ı yenip Anadolu topraklarına yönelince, Akdeniz coğrafyasına nüfuz etme fırsatı yakalamış olmakla, dünya ticaret yollarının önlerinde uzandığının farkındadırlar ve Batı uygarlığının hem ekonomik hem kültürel yayılma dinamiğini oluşturan Batı’nın hayat kaynaklarından birini kendi kontrollerine almış bulunmaktadırlar.”

Hayal ve gerçek

Malazgirt zaferiyle Anadolu kapısının Türklere açılmasının, bizim bu topraklardaki bin yıllık yürüyüşümüzün temelini oluşturduğu tartışılmaz bir hakikattir. Ahmet Hamdi Tanpınar’a göre, ‘Yahya Kemal Bey, Alpaslan Gazi ve onun savaşçılarının temsili heykellerinin savaşın geçtiği yer olan Malazgirt ovasında dikilmesini arzu edip, bunu hayal etmektedir.’

“Bu sene Malazgirt’te belki bu hayali gerçekleştiren heykeller yapılmadı fakat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımıyla ilk defa böylesine görkemli bir tören tertip edilerek, sadece Türk tarihinin değil bütün Asya’nın, Anadolu’nun dahası Batı’nın kaderini değiştiren o büyük fetih, Malazgirt ruhuna uygun bir şekilde anıldı ve yaşatıldı. Malazgirt savaşının Cumhuriyet döneminde ilk görkemli kutlaması, zaferin dokuz yüz yılı münasebetiyle 1971 senesinde yapılmıştır. Yazar Ahmet Kabaklı’nın Türk Edebiyatı dergisinin kapağına taşıdığı bu tablonun hazırlanmasında dünyaca ünlü Selçuklu tarihçimiz Prof.Dr. Osman Turan Hoca’nın emeğinin bulunduğunu ve onun Selçuklu Araştırmaları’nın katkıları olduğunu konuyu araştıran herkes bilir.”

Malazgirt ruhu

Yıllardır yazıp savunuyorum, her ülkenin tarihinde böylesine önemli günler bayram olarak kabul edilir ve kutlanır ama ülkemiz, nedense 26 Ağustos Malazgirt’i Fetih Bayramı yapmama konusunda oldukça ısrarlı davranmaktadır. Bu davranışın ‘çok bayram günümüz var, tatil günlerinin sayısı artıyor’ gibi lüzumsuz gerekçelerle izah edilmesinin mümkün olmadığı ortadadır; çünkü neredeyse her bayramı uzatıp, onar günlük tatillere dönüştüren bir ülkede, bu tür gerekçeler anlamını zaten yitirmiş bulunmaktadır. Ayrıca Türkiye’de bayramların sayısının çok olduğu iddiasının da anlamsız olduğu, sadece Avrupa ülkelerine bakınca bile çok olmadığı görülecektir.

“Bugün coğrafyamız saldırı altındadır, Batı sistemi, bin yıl sonra Malazgirt ruhuyla savaşırken, aslında Türklerin bin yıllık siyasi varlığını yani devlet olma ve bağımsızlık iradelerini ortadan kaldırmak istemektedir. Buna ilk defa teşebbüs etmedikleri, İmparatorluğu tasfiye ederken Sevr’de bunu amaçladıkları, Mustafa Kemal Paşa ve Milli Mücadele’nin kahramanları tarafından durduruldukları bilinen bir şeydir. Şimdiki tahammülsüzlükleri, Türkiye’nin Batı yörüngesinden çıkıp kendi ekseninde yeniden bağımsız ve bölgesel duyarlılıklarıyla hareket etme durumuna geldiği içindir.” ‘Tahammül mülkünü aşmış bir Türkiye’ bugün bin yılın bilinciyle hareket ederken, Batı Malazgirt’le hesaplaşmaktadır. Hak ettikleri cevabı alacaklarından kimsenin şüphesi olmasın!

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar