Vedat Bilgin
Bir derneğin 27 Mayıs darbesinin yıldönümünde önce açıkladığı sonra ‘bizim görüşlerimizi yansıtmıyor’dedikten sonra dahi yaptığı açıklamalar Türkiye’deki darbeci geleneğin bir ideolojik anlayış tarafından nasıl içselleştirildiğini, sahiplenildiğini göstermenin ötesinde sivil siyaset düşmanlığının kaynaklarının hangi zihniyet yapıları tarafından yeniden üretildiğinin görülmesi bakımından önemlidir.
“ ‘Otoriter’ ‘faşizan’ ‘sivil toplum karşıtı’ düşünce biçimleri kendilerini meşrulaştırmak için toplumun bir değer olarak gördüğü kavramları, şahsiyetleri, kahramanları kendileri için araçsal bir unsur haline getirmekte tereddüt etmezler. Açıkça ortaya çıkıp, çoğulculuğa, demokratik değerlere, özgürlüklere karşı çıkma cesaretine sahip olmadıkları için başta Milli Mücadelenin kahramanı, Cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere birçok tarihsel kimliği istismar etmekten kaçınmazlar.” Gazi Paşa’nın adı bu tipler için öteden beri en çok kullanılmaya çalışılan, kendileri için bir kalkan haline getirmek için uğraşılan bir isim olmuştur. Bu durumun en çok Gazi’ye kötülük yapmak anlamına geldiğini de sağduyulu herkes kabul edecektir.
Gazi paşa’ya haksızlık
27 Mayıs sonrası bütün devlet kurumları militarist ideolojik anlayışa göre düzenlenerek ‘sivil siyaset’ adı sıkça zikredilen bir ‘vesayet rejimine’ dönüşmüştür. 27 Mayıs’ın başlattığı ve devlete yansıttığı bu faşizan anlayışın üç önemli özelliği hemen göze çarpacak kadar aşikârdır. Bunlardan ilki Atatürk adının darbecilerin bütün davranışlarını meşrulaştırıcısı olarak görülmesi; ikincisi ise 61 Anayasası’nın ‘ileri bir siyasal metin’ olarak takdim edilmesi; üçüncüsü ise, ordunun siyasal rejimin merkezine yerleştirilmesidir.
Burada hemen fark edilecek çelişkiler ortadadır: Atatürk orduyu siyasetin dışında tutmayı ilkesel olarak benimsediği halde orduyu siyasetin merkezine taşıyan 27 Mayısçılar kendi konumlarını nasıl Atatürk’le açıkladıklarını düşünmektedirler. Onlara sorarsanız neredeyse Atatürk’ün gizli bir 27 Mayısçı olduğunu söyleyerek anakronik olduğu kadar, Gazi Paşa’yı kendi militarist ideolojilerine ortak etmeye kalkacak kadar da cahildirler.
“Diğer bir çelişki bu cehaletin ulaştığı seviyeyi göstermesi bakımından önemlidir. Onlar 1961 Anayasası’nın ‘ileri bir anayasa’ olduğunu iddia ederken, devleti militarist örgütlenmeye, bir MGK devleti haline götüren bu anayasal yapının, nasıl geri bir karaktere sahip olduğunu fark edemez haldedirler.”
27 Mayıçılar ve fetö
nerede buluşuyor?
Bütün bu tür düşünce sahiplerine, hâlâ 27 Mayısçı anlayışı terk edemeyen insanlara bakıldığında bu insanların çoğunun eğitimli, belli mesleklere sahip insanlar olduğunu görünce insanın aklına ‘peki bu adamlar neden böyle düşünmektedirler, zihniyet dünyaları neden sivil taleplere, sivil siyasetin dünyasına bu kadar kapalıdır’ sorusu gelmektedir. Bu kapalı zihin yapılarının Türkiye’nin yaşadığı bunca değişimden sonra hâlâ dünyada meydana gelen iletişim ve bilgi teknolojilerindeki dönüşüme rağmen varlığını koruması ciddi bir soruna işaret etmektedir.
“Demokratikleşme süreciyle, yaşanılan toplumsal değişim dalgalarına, ekonomide kat edilen bunca yola rağmen niceliksel olduğu kadar niteliksel olarak da önemsiz bir konuma gerilemiş de olsa bu zihniyet yapısının önemli bir sorun olmasının sebebi, bu tür monolitik düşünce biçiminin, militarist devlet anlayışının gizli faşizan örgütlere ilham vermesidir.”
Demokrasiye karşı olan güçlerin veya onları kullanan çeşitli servislerin bu düşünce biçimini nasıl Türkiye karşıtı bir yere, bir ihanete sürüklediği 15 Temmuz’da ortaya çıkmıştır.
Bu bakımdan FETÖ’cülerle, kendilerine farklı isimler veren demokrasi düşmanlarını besleyen bu zihniyetin tasfiye edilmesi demokratikleşme sürecinin önünü açacaktır.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.03.2020
27.05.2019
20.05.2019
9.05.2019
6.05.2019
2.05.2019
30.04.2019
22.04.2019
18.04.2019
15.04.2019