Yüksel TAŞKIN
Sanırım anlamakta zorlandığımız veya yüzleşmekten kaçtığımız gerçekliklerle ilgili komploculuğa meyletmek, düşünce hayatımızın vazgeçilmez bir tutkusu ve kolaycılığı. Hem sol hem de sağ akımlarda komplocu düşünme alışkanlığı oldukça eski.
Tek kaşını hafifçe kaldırarak imalı ifadeler kullanan, iddiasının altını doldurma zarureti duymadan, dinleyicilere veya okuyuculara “siz bilirsiniz canım kimleri kastettiğimi” şeklinde paslar atan aydın tipi, hiçbirimize yabancı değil. Üstelik bu tipler abarttıkça itibar gördüklerini de gayet iyi biliyorlar.
Bu düşünce biçimi devlet söyleminden, ona muhalif konumlanan akımlara kadar benzer özellikler gösteriyor. “Türkiye’nin büyümesini istemeyen güçler” kalıbı, İslamcılık sözkonusu olunca, “tarihsel yürüyüşümüzü engellemek isteyen güçler”e dönüşüyor. İslamcılar iktidara geldiğinde bu birikim, “Türkiye’nin büyümesini istemeyen güçler, partimizi ve liderimizi hedef alıyorlar” şeklinde bir terkibe de olanak tanıyor.
Türkiye’deki İslamcıların büyük çoğunluğu IŞİD’e mesafeliler. Ama IŞİD’i var eden sosyolojik realitelerle yüzleşmek istemiyorlar. “Onlar bizden değil” demek bir temenni olarak hoş olabilir ama bu topraklardan IŞİD’e yönelik ciddi bir ilgi olduğunu yadsımamakla işe başlanmalı.
“IŞİD Projedir, üst aklın tezgâhıdır” gibi ifadeler, karşımızdaki realiteyi tüm yönleriyle kavramamızı zorlaştırmaktan başka bir işe yaramaz.
Yasin Aktay, Yeni Şafak’ta “‘DAEŞ’le savaş’tan üretilen kirli meşruiyet” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Bu yazıdan bir alıntıyla meramımı anlatmaya çalışacağım: “11 Eylül’den sonra El-Kaide’nin aynı anda dünyanın her yanında ortaya koyduğu eylemlerle ulaştığı sınır-aşırı mobilite uluslararası bir akıl ve idare olmadan, salt İslamcıların kendi imkânlarıyla, güçleriyle veya stratejik akıllarıyla anlaşılabilecek ve açıklanabilecek bir durum değildi.”
Aktay’ın kurduğu neden sonuç ilişkileri mantıklı olabilir ama bu “uluslararası akıl ve idare”yi tanımlamaya çalışmak zorundadır. Tanımlama çabasına girişmek ayrı, üstü kapalı ifadelerde bulunmak ayrıdır. Tanımlamalar yetersiz kalabilir ama tanımlama girişimlerini ötelemek bizi komploculuğun kolaycı dünyasına sürükler.
Aktay daha sonra konuyu DAEŞ’e (IŞİD) getiriyor. Aşağıdaki ifadelerine katılmamak mümkün değil: “(DAEŞ) Suriye’de rejime muhalefet saflarında ortaya çıkıyor ama şimdiye kadar rejimin kendisiyle hiç bir savaşı olmuyor, aksine bütün savaşı Özgür Suriye Ordusuna karşı yürütüyor.”
Peki, buradan yola çıkarak DAEŞ’in bir projenin piyonu olduğu söylenebilir mi? Aktay, “Tezgahın Kod Adı IŞİD” başlıklı yazısında da benzer ifadeler kullanıyor: “IŞİD’inse ortaya çıktığı saatten itibaren büyüme ve güçlenme hızı arkasında büyük bir aklın ve yönetimin olduğunu gösteriyordu.”
Aktay şunu mu demek istiyor? Binlerce kayıp verdiği hâlde ölümü göze alarak mücadeleye devam eden bir inat, bu üst akıl için mi kendisini feda ediyor? Peki, bu mekanizma nasıl işliyor? IŞİD kullanıldığının farkında mı? Bile bile bu tezgâhın parçası olarak mı ölüme gidiyorlar? Yoksa kullanıldıklarının farkında mı değiller?
Aktay, hakikaten dünyada İslamofobiyi ve bölgede otoriterliği güçlendiren IŞİD türü yapıları besleyen sosyolojik kaynakları irdelese ve bunların nasıl aşılacağına dair öneriler geliştirse çok daha gerçekçi olmaz mıydı?
Yazarlar
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.04.2024
15.12.2019
26.07.2019
18.12.2017
27.09.2017
19.09.2017
10.08.2017
27.07.2017
10.07.2017
26.06.2017