Yusuf Kaplan
ABD, İngiltere ve Fransa üçlüsünün Suriye saldırısı, hedef saptırtan bir saldırı.
Saldırının kısa, orta ve uzun vadeli üç hedefi var.
Kısa vadede, Astana süreci, dolayısıyla Türkiye, Rusya ve İran ittifakı vurulmak isteniyor. Bu gerçeği, ABD’li yetkililer açık açık dillendirdiler bile: “Astana süreci bitecek, Cenevre süreci işletilecek” dedi Amerikan dışişleri.
Orta vadede, Suriye üzerinden asırlık hayalini gerçekleştirerek sıcak denizlere, Akdeniz’e açılan Rusya’yı cezalandırıyorlar.
TÜRKİYE, ABD’Yİ FİLAN DESTEKLEMİYOR, ÜZERİNE GELEN SALDIRIYI PÜSKÜRTÜYOR!
Uzun vadede hedef Türkiye’dir; Türkiye’nin durdurulması, kuşatılması ve Türkiye’ye diz çöktürülmesidir!
O yüzden Suriye saldırısında, mesele, Türkiye’nin ABD’yi desteklemesi değil, üzerine gelen saldırıyı püskürtmesidir!
Burada haklı olarak şöyle bir soru beliriveriyor insanın zihninde: Mademki, uzun vadede hedef Türkiye… Türkiye neden ABD’nin başını çektiği emperyalist Batılıların Suriye saldırısını destekledi, öyleyse?
Dün de yazdım ama biraz daha açılması gerekiyor bu meselenin: Eğer Türkiye, burada ABD’yi desteklemeseydi, ABD, Türkiye’yi açık hedef hâline getirebilirdi. Türkiye, uzun vadede, örtük olarak asıl hedefin Türkiye’nin durdurulması, kuşatılması ve diz çöktürülmesi olduğunu gördüğü için, belâyı üzerinden defetmiş oldu –şimdilik elbette.
Şunu unutmayalım: Yaşadıklarımız Birinci Dünya Savaşı öncesinin şartlarına çok benziyor. Türkiye’yi tuzağa düşürmek için kırk takla atıyorlar! Osmanlı, Birinci Dünya Savaşı’na, tuzağa düşürüldüğü için sürüklendi. Ve koskoca devleti kaybetti.
Şunu da unutmayalım: ABD, 15 Temmuz’la birlikte hedef hâline getirdi Türkiye’yi zaten. ABD, Türkiye’nin ABD’nin müttefiki olduğunu söylüyor hâlâ; ama 15 Temmuz darbe ve işgal girişimi, ABD destekli bir NATO operasyonuydu. Burada kullanılabilecek en uygun “asset” FETÖ’ydü; FETÖ’yü kullandılar. FETÖ olmasaydı bazı Kemalist generalleri kullanmaktan çekinmezlerdi. Nitekim 1960’tan itibaren maruz kaldığımız bütün darbeler Kemalist generaller kullanılarak gerçekleştirilmişti, öyle değil mi?
Türkiye’nin ABD tarafından açıkça hedef tahtasına yatırılması çok zor. Bunun faturası çok ağır olur: Amerika’nın kendi ayağına kurşun sıkması anlamına gelir bu. Soğuk Savaş’tan itibaren bir “cephe ülkesi” olarak Türkiye’yi kullanıyor Amerika.
Ama Türkiye, özellikle “one minute” sürecinden itibaren ABD’nin, dolayısıyla Batı ittifakının uydusu olmayacağını, kendi kaderini kendisinin çizeceğini, Washington’dan, Londra’dan, Tel Aviv’den ve Brüksel’den bağımsız stratejiler izleyeceğini açıkça ilan edince, ABD, Türkiye’yi örtük hedef hâline getirdi.
Bunun en somut ve en ürpertici göstergelerinden biri, Türkiye’nin güneyine terör koridoru inşa etmesi, YPG’yi bölgeye yerleştirmesiydi.
DEAŞ da, uzun vadede, sahte aktörlerinin Suud ve İran olduğu yapay bir Sünnî-Şiî çatışması icat etmek, böylelikle, bin yıldır Sünnî omurganın ana aktörü olan Türkiye’yi, bölgenin tarihinin yapılmasında yeniden kilit rol oynamaya kalkışmaktan alıkoymaktı.
Türkiye, burada kendisine kurulan tuzakları iyi gördü; hem YPG’ye hem de DEAŞ’a karşı Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekâtlarıyla birlikte ölümcül darbeler vurdu ve emperyalistlerin oyununu bozdu.
Özellikle Zeytin Dalı harekâtıyla ABD, tam anlamıyla bozguna uğradı, bütün hesapları yerle bir oldu.
İşte Suriye’nin vurulması ondan sonra söz konusu oldu.
Burada sorulması gereken hayatî sorular var: Eğer ABD’nin derdi, Esed rejiminin kimyasal silah kullanması idiyse, neden daha önce Suriye’yi vurmadı ABD? Esed, ilk kez, kimyasal silah kullanmıyor ki! İki yüzden fazla kimyasal silah kullanmış bir rejimi vurmak, neden şimdi aklına geldi ABD’nin?
TÜRKİYE’Yİ KORUMAK ZORUNDAYIZ
Şunu iyi bilelim: ABD’nin derdi, Suriye filan değil. ABD’nin derdi Rusya filan da değil aslında.
Elbette Rusya’nın bölgede güç kazanması, Amerikalıları da, İngilizleri de, Fransızları da rahatsız ediyor.
ABD’nin de, diğer emperyalistlerin de asıl derdi, tasası, korkusu, Türkiye’nin beklenmedik bir şekilde inisiyatifi ele geçirmesi, art arda etkili iki büyük operasyon gerçekleştirmesi, YPG ve DEAŞ’ı yerle bir etmesi, böylelikle emperyalistlerin bütün oyunlarını bozması.
Bundan sonrasını düşünmek bile istemiyor emperyalistler!
Türkiye’nin durdurulmaması, Rusya da dâhil bütün diğer emperyalistlerin gelecek planlarının suya düşmesi anlamına gelecek.
O yüzden, Suriye saldırısının, Rusya ile ABD arasında bir danışıklı dövüş olma ihtimali yüksek.
Her ne sûretle olursa olsun, Türkiye’nin kendini koruması gerekiyor.
Türkiye düşerse, umutlar suya düşer ve İslâm dünyasının toparlanma ve zamanla ayağa kalkabilme hayali biter.
Bunları yazarken, ABD’nin Suriye saldırısını desteklemediğimi, böyle bir şeyin söz konusu bile olamayacağını hatırlatmak isterim.
Lanet olsun Amerika’ya da, Rusya’ya da!
Burada mesele, ABD’nin saldırısının desteklenmesi değil, Türkiye’nin korunması, hedef hâline getirilmemesi meselesidir.
Eğer buradaki önemli farkı göremiyorsak, nasıl bir kurtlar sofrasının kurulduğunu göremiyoruz, demektir.
Yazarlar
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2021
4.06.2021
31.05.2021
28.05.2021
14.08.2020
7.08.2020
20.07.2020
17.07.2020
26.06.2020
14.06.2020