Sezin ÖNEY
İnsanlar, o zamanı andıklarında desinler ki, o dönem şövalye ruhun, merhametin, ümidin, ideallerin, şiddeti reddin, onur, vicdan ve adaletin zamanıydı. O zaman, Kadife Devrim’in zamanıydı... İstenirse, herşeyin mümkün olduğunu, herşeyin iyi olacağını düşündürten...
Hayatın kavga gürültüsü arasında, yaşanan tarihî bir olay, bazen zamana çakılmış bir çivi gibi oluyor. O an, sadece çakıldığı yerde ufak bir çatlak oluşturuyor, sonra çatlak büyüyerek yıkılmaz sanılan duvarları çökertiyor, kaleleri düşürüyor, dünyaları yerle bir ediyor.
Geçen yıl, aşağı yukarı bu zamanlar, 10 Aralık 2010’da, “Ayrımcılığı Durdurun, Sesinizi Yükseltin” sloganıyla, bir insan hakları günü daha şevksiz, hevessiz şekilde ‘kutlandıktan’ bir hafta sonra, Tunus’tan biri ses verdi.
Maalesef, bu ses, sessiz bir çığlık, yangının sesiydi.
Muhammed Bouazizi, Tunus’ta bir seyyar satıcı olarak, ezile didine zorla giden hayatına, kendini yakarak son verdi. Bugün, “Arap Baharı” dediğimiz olaylar zinciri de böyle başladı.
Bouazizi’nin kendini kül edişinden tam bir yıl sonra, dünyanın en kapalı ülkesi Kuzey Kore lideri Kim Jong-il, ondan bir gün sonra da Soğuk Savaş’ı sona erdiren dönüm noktalarından Kadife Devrim’in sembol ismi Václav Havel öldü.
İki zıt kutbun sembol isminin ölümleri, dünya için iki devrin birden kapandığını gösteriyordu.
Havel’in isyan ettiği, baş kaldırdığı tarzda totaliter liderlerin, neredeyse karikatürleştirilmiş derece mezalim hali olan Kim sülalesinin türevlerinin devri kapandı. Ama, katıksız umut, masallardaki iyi ve kötü, siyah ve beyaz gibi kesin ve net çizgilerle tanımlanmış kahramanlık ve idealizmin de...
Havel, benim de çok aşina olduğum biçimde, telaş içinde, parmaklarından, elinden akarcasına, 1978’de alelacele bir makale yazmıştı. “Güçsüzün Gücü” adlı bu yazı, o günden beri hep gencecik, fidan gibi kaldı, güncelliğini korudu.
Kaderin cilvesine bakın ki, Havel bu makalesinde, korktuğu için sisteme boyun eğmek zorunda kalan bir sebze-meyve satıcısından bahsediyordu
O meyve satıcısı, Havel’in insanın içini titreten makalesinin satırları arasından, geçen yıl bu zamanlar, sıyrılıp canlandı. Ve başkaldırdı...
“Özgürlüğü olmayan, ‘normal’ bir yaşam süremeyen ve zincirlenmenin yükünü her yere taşıyan biri, hayal ve umutları üzerine düşünmek için daha çok zaman bulur” demişti Havel. 1990’da Prag’da parlamentoda konuşurken, “Ahlaken hastalandık, çünkü sözümüzle düşüncemiz bir değil. Hiçbir şeye inanmamayı öğrendik. Aşk, dostluk, merhamet, tevazu, af; bütün bunlar derinliğini ve içeriğini yitirmiş kavramlar” diye devam etmişti...
Bu sözlerle, Soğuk Savaş sona ererken Havel, Avrupa’ya başkasının acısını, derdini, yoksunluğunu, yaşadığı adaletsizliği paylaşmanın değerini, ‘insani değerlerin’, ahlakın önemini anımsattı...
Aradan geçen 20 yılda Avrupa, vicdanını kaybettiyse, Türkiye de kaybetti.
Mesela, bütün bu Fransa’daki soykırım yasası tartışmaları, öyle acıklı ki... Nereden başlasam...
Bugüne değin, Cumhuriyet tarihi boyunca, Ermeni soykırımı tezlerini yalanlamak üzerine kariyer yapan kaç akademisyene, diplomata, bürokrata devletin kaynakları bol keseden harcandı? Vergi veren ‘sıradan vatandaşın’ ne kadar parası harcandı bu kimselere? Ve ne oldu?
1990’ların karanlık yıllarında bile, Alparslan Türkeş gibi koyu milliyetçi bir lider, konuyu dallanıp budaklanmadan, Ermenistan ile güncel bir dostluk kurarak çözmeye hazırdı. Son 20 yılda gelip giden sivil liderler, neden bu sorunu çözme kararlılığını gösteremedi? Neden, Türkiye hiçbir temel sorununu çözemiyor da, kozmetik takviyelerle, günü kurtararak debelenip gitmeye razı geliyor?
Sarkozy, 2008’de Romanları sınırdışı ederken, Türkiye’nin vicdanı neredeydi, eğer insanların hak ve özgürlükleri bu kadar önemliyse? Bir parçası olduğumuz Avrupa’nın bu gidişatıyla, aşırı sağ söylemin merkezleşmesiyle hiç ilgilenmez veya bu gelişmelerle alay ederken, “Sarkozy fenomenini” neden, insanlık namına, hiç dert etmedik?
2006 yazında, Floransa’da Avrupa Enstitüsü’nde, Fransa’dan bir tarihçiyle, bu yasanın fikri üzerinde konuştuğumu, neden nasılı tartıştığımı çok iyi hatırlıyorum. Son dört yılda, biz de Türkiye kamuoyu olarak, sakin, ölçülü, bilgili ve mantıklı biçimde bu konuları tartışıyor olsaydık, herhalde zaten bugün Türkiye “yalancı baharını” değil, gerçek bahar havasını yaşıyor olacaktık.
2015’te, Soykırım tartışmaları 100. yılına girerken, çözülmemiş Kürt Sorunu ve Türkiye’nin Ergenekon soruşturmalarını arınarak değil daha da kirlenerek sonlandırmasının tezahürü, aşırı sağın yükselişi olmaz diye ümit etmek istiyorum. 2015’te, İsviçre’de soykırımı inkâr ederek tutuklanmak isteyen Doğu Perinçek çizgisinin kahramanlaştığını görürsek şaşırmayalım diye de...
Havel’in dokunaklı, zarif dünyasından sözlerle indirelim ki perdeyi, insan onurunun devran döndükçe, zalimlik, gaddarlık ve ahmaklığa karşı asla yenilmeyen dantel gibi ince, çelik gibi bükülmez sağlamlığı bize güç versin;
“Dünyamız, kelimelerden oluşmuş. Gerçeği hangi sözleri seçerek, nasıl konuştuğumuz, nasıl yansıttığımız gerçeğin kendisinden de önemli oluyor bazen... Bazen, kendimizi, bizi gerçeklerden soyutlayan, gerçekleri anlayabilmemizi imkânsız kılan bazı tartışmalar ve üslûplara saplıyoruz. Kullanılan dil, bu açıdan hem üslûp meselesi, hem de konunun ta kendisi...
Söz, hem ışık ve hem de öldürücü oklar değil mi? Bu düşüncelerden hareketle, sorum şu; insanın sözleri, dünyayı, tarihin akışını değiştirecek kadar güçlü olabilir mi?”
Yazarlar
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciPahalılık turisti de vurdu... 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENDiyanet iğneyi çuvaldızı kendisine batırırsa… 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKKM kalktı, müjde! 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBir hâkim Caprio'muz niye yok? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUAklını başına, vicdanı kalbine toplasan ya! 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcı, sosyalist ve milliyetçi bir düşünür 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİddia: Ziraat’te ‘Gizem B. skandalı’! “Günooo kızlar… Paralar sizin için yükleniyor” 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNAK Parti’den yeni tarzı siyaset: seçmeni kazanamıyorsan seçileni kazan 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın gerekleri, Cumartesi Anneleri ve Ablam… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYargı, Mafya ve Beyaz Toros… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Alevi Hakları… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir Devletin ve Toplumun İçten İçe Çözülüşü 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. Yılmazİpe un serme komisyonu mu? 21.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu17 Ağustos ve 6 Şubat niye akılları başa getirmedi? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSeyfettin Çilesiz’in çilesi 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan24 yıl sonra CHP’ye muhtaç hale gelmek… 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANBelediye başkanları ne yaptıklarının farkında mı? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024