Sezin ÖNEY
“Timsah gözyaşları” deyimi, timsahların avlarını afiyetle yerken gözlerinden yaşlar aktığı savına dayanır. Bundan birkaç yıl önce, Florida Üniversitesi’nden zoolog Kent Vliet, birçok dilde kullanılan bu deyimin gerçekliğini oturup araştırmış ve timsahların gerçekten de, avlarını gözyaşları akıtarak mideye indirdiğini gözlemişti. Bunun sebebi de, elbette, bir matem, yas duygusu değildi.
Uludere/Qileban ilçesine bağlı, ağırlıklı olarak “sınır ticareti” ile hayatta kalabilen Ortasu/Roboski ve Gülyazı/Bujeh köylerinin farkına ancak, bu köylerden 35 kişinin F-16 savaş uçakları tarafından kömürleştirip, toplu mezarlara gömülmesiyle varabildik.
Şimdi, “çooook üzgünüz”. Fakat, bir hafta sonra, bu olay da, tıpkı diğer ‘sarsıcı’ olaylar gibi unutulup gidecek.
Biz de, Türkiye’de içinde insan olmayan, “insansız” olarak seyrine devam eden medya ve siyasetin, belirlediği gündemsiz gündemle yaşamımıza devam edeceğiz. Veya debelenip durmaya...
Ateş ise sadece düştüğü yeri yakacak. Hep olduğu gibi...
Hâlâ asıl konuşulması gerekenleri konuşmuyoruz.
35 kişinin bombalanması ile ilgili hemen her konuşan bir komplo teorisi üretti. Pazartesi sabahı CNN Türk’te Metehan Demir, güzel bir buluşla, “olayın arkasında yatan asıl neden” diye basında yazılıp çizilen, dillendirilenlerden listelediklerini okumuştu. Şimdi burada tek tek ben de aktarsam, tüm sayfayı doldurabilecek yaratıcılıktaki teorilerin kapsamında, bir tek olayın gerçek failleri, sorumluları yok.
Savunma Bakanı’ndan İçişleri Bakanı’na, Genelkurmay Başkanlığı’ndan medyanın kendisine, herkes sorumlu aslında...
Nasıl mı? Sizce, insansız hava araçları konusu, yani bombalananlara ilişkin harekete geçilmesini sağlayan istihbaratı sağlayan temel unsur, Türkiye’de enine boyuna tartışılıyor mu?
Oysa, vergileriniz, bu araçları, üstelik de, sözde çok kızdığınız İsrail’den almakta kullanılıyor. Yetmiyor, Türkiye’nin kendisinin bir silah üretim merkezi haline gelmesi hedefine (evet, böyle bir hedef de var) ulaşmakta kilit rol oynayacak insansız hava araçlarının “yerli üretimi” için büyük çaba sarfediliyor.
2010 temmuzda, şu haber, medyada bir bayram sevinciyle verildi:
“Türk insansız hava aracı ANKA için hangardan çıkış töreni düzenlendi... Törende konuşan Milli Savunma Bakanı Gönül, ‘Bugün havacılık tarihimizde, savunma sanayii tarihimizde çok önemli, tarihî bir gün’ diyerek sözlerine başladı.”
Demek, söz her zaman bitmiyor, bazen de başlıyormuş... Başbakan Erdoğan, 17 ağustosta, şimdi çoğumuzun olduğunu bile anımsamadığı bir olay, Çukurca’da 12 askerin ölmesi üzerine, “Sözün bittiği yerdeyiz” demişti. O zamandan bu yana yapılan boş konuşmaların ardı arkası kesilmedi de, hükümet tarafından gerçekten bir “söz” üretilmedi.
Dünyada, insansız hava araçlarına ilişkin birçok tartışma var. ABD’de, bu araçların özellikle Afganistan’da, istihbarat, gözlem ve keşif için kullanılmasına yönelik, hem hukuki, hem siyasi, hem de medya alanlarında kullanılması sorgulanıyor. Örneğin, savaş kanunlarını, “insansız hava araçlarına” yönelik olarak nasıl uygulayabileceğiniz başlı başına bir tartışma konusu. Bazı hukukçular, “insansız” her türlü silahın, savaş kanunlarına daha uygun olduğunu, bazılarıysa varolan savaş kanunlarının bu araçların getirdiği kavram değişikliklerini kapsayamayacağını savunuyor.
Bu gibi daha ‘felsefi’ tartışmaları bir yana bırakırsak, bu araçların “iPhone’dan sonra piyasanın en popüler teknoloji ürünü” olduğu konuşuluyor. Dünya çapında, insansız hava araçlarının 95 milyar dolarlık bir piyasa oluşturduğu da... Ortadoğu’nun, bu araçların en büyük müşterilerinin bulunduğu yer olduğu da...
Acaba, Türkiye, Kürt Sorunu’nu demokratik yollardan çözmek için en ufak bir çaba göstermemeyi seçmekle, kendini savaş tüccarlarının elinde oyuncak olmaya mı mahkûm ediyor?
Bunları, Uludere’nin insanları ölmeden de yazmıştım.
Amerikan Ordusu’nun sadece Pakistan’da kullandığı insansız hava araçları, 2.300 kişinin ölümüne yol açtı.
Sonra şu haberleri duyunca tüylerimiz diken diken oluyor: “İsrail Ordusu, evlerinin avlusunda çay içmekte olan Filistinli aileyi insansız hava araçlarıyla yok etti. Aile önce vızıldayan insansız aracı gördü, arkasından da patlama gerçekleşti.” Meraklısı, bu haberi 23 Mart 2009 tarihli Britanya’nınGuardian gazetesinden “Cut to Pieces” (Parçalara Bölündüler) başlığıyla bulabilir.
Türkiye’nin “gurur kaynağı” ANKA, Kaf Dağı’nda yaşayan Zümrüt-ü Anka kuşundan adını alıyor.
Masal dünyasında yaşayan, burnu kaf dağındaki ordu-siyaset eksenindeki yöneticilere de böyle gurur yaraşır.
Ama, gazetelerin hiçbiri de, Uludere’de ölen 35 kişinin toplu mezarlara gömüldüğünü yazmadı, hiç muhabir televizyonda bu konuda hiçbir şey demedi.
Herhalde önemsiz bir “ayrıntı” olsa gerek...
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciPahalılık turisti de vurdu... 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENDiyanet iğneyi çuvaldızı kendisine batırırsa… 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKKM kalktı, müjde! 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBir hâkim Caprio'muz niye yok? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcı, sosyalist ve milliyetçi bir düşünür 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUAklını başına, vicdanı kalbine toplasan ya! 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİddia: Ziraat’te ‘Gizem B. skandalı’! “Günooo kızlar… Paralar sizin için yükleniyor” 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Alevi Hakları… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYargı, Mafya ve Beyaz Toros… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın gerekleri, Cumartesi Anneleri ve Ablam… 22.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024