Abdurrahman Dilipak
Toplum çok gerildi. Aileler kendi içlerinde tartışmaya başladılar. Sen ben tartışması ülkeye zarar vermeye başladı.
Yolsuzluk olmuş mudur? Olmuştur.. Her zaman, her yerde, her seçimde olur böyle şeyler. Şeytanın karışmadığı bir iş olmaz. Gider, Kâbe imamını bile yanına çeker.
Tamam da, bu haltları hep ötekiler mi yer! Yo, her kesimden birileri bu işi yapabilirler. Kim hile yapıyorsa onun üzerine gidilsin.
Biri çok, biri az yapmıştır da olabilir, ama bu az yolsuzluk yapanın daha namuslu olduğunu göstermez her zaman, oradaki namuslu, akıllı, zeki, ya da kurnaz birileri birilerinin bu haltı yemesine izin vermez, onun için de çok fazla hile yapılmamış olur.
Bazı sandıklarda daha fazla hile yapıldı ise, bakmak gerek, orada daha çok kimin oyları çalınmış. O oylar çalınır, kaydırılır, eksik kayda geçerken, şimdi şikayetçi olanlar neredeymiş, ne yapıyorlarmış, neden bu işin farkına varmamışlar.
Öyle anlaşılıyor ki, bu işin içinde bir tezgah var. Tezgahı kuranlar da sadece CHP’liler değildir, olamaz. Onlar da vardır, ama HDP ya da İyi Partililer sütten çıkmış ak kaşık mı? Bazı MHP’liler fırsat bulsalar yapmazlar mı idi! Peki ya AK Partililer! AK Parti içindeki kripto FETÖ’cülerin, parti içindeki AKP’lilerin, bu tezgahta, karşı takımla işbirliği yapmadığından emin misiniz!
Bana “bu işte böyle biri yok” demeyin! Adaylarınız da vardı. Peki şimdi ne diyeceksiniz. Bu kirli oyunu sonuna kadar gidip, deşifre edecekseniz, içinizde hâlâ muteber konumda olan, hatta seçilmişler arasındaki birileri de olacaktır, onları ne yapacaksınız. Onlar orada durdukça da başınızdan bu belalar eksik olmayacak.
Bu uyarıları dün de yaptım. Bugün de yapıyorum.
Eskiden bu işler bir “dava” şuuru ile yapılırdı. Şimdi parti içindeki klikler, paralı elemanları üzerinden örgütlenmeye çalışılıyor. Sonunda parayı veren düdüğü çalıyor. Para babaları da belli. Kaz gelecek yerden tavuk esirgemiyorlar. Onlar da muteber adam oluyor. Kağıt üzerinde her şey mükemmel. İtiraz eleştiri asla kabul edilmiyor. O zaman da sonuç böyle oluyor.
Bakalım bu işin sonu nereye varacak. İnşallah bizimkiler “Tosya’ya pirince giderken evdeki bulgurdan olmazlar”!!!
İnşallah bu işin sosyo psikolojik maliyetini de hesaba katıyorlardır. İnşallah aşk ve öfke girdabına dalmamış bir psikoloğa akıl danışırlar; bu gidişatın önlerine koyacağı faturayı da, ona göre bir dil kullanırlar.
Bu sonuçtan oy hırsızlarının suçu var da, sandıklarına sahip çıkamayanların sorumluluğu yok mu?
AK Parti cephesindeki dağınıklık bana göre hâlâ devam ediyor. Açıklamalar konusunda, ne söyledikleri kadar, söylediklerinin toplumda nasıl anlaşıldığının ve yorumlandığının da hesabını yapsalar keşke. Belki daha az ve daha net konuşurlar.
Sosyal mediada trollerin yazıp çizdikleri halkta itibar görmüyor, aksine öfke topluyor. O mediadaki “sahibinin sesi” kalemlerin yazdıklarının da toplumda bir karşılığı yok. Media diplerde sürünüyor, hatta dibi eşelemeye devam ediyor. O kesimden bile yükselen bazı eleştiriler var. “Sonuçlar neden böyle oldu?”, “Nerede yanlış yaptık” diye yazılan yazılarda bu kaybın sebebleri üzerinde üretilen sorulara verilen bir cevap var mı?
Daha önce açık ara kazanılan seçimlerde neden şimdi küsuratlar üzerinden hesaplar yapılmaya başladı. Sadece sonuç değil, sonuca giden yolda yapılan yanlışlar ve kaybedilen oylar neden gündem olmuyor!?
Neden adaylar üzerinde durmuyorsunuz! “Oldu bir kere” demek yeterli mi! Bir kere değil, kaç kere.
Dün eleştirenlerin eleştirilerine kulak verilmeliydi. Aksine öfkeli tepkiler verildi. Bugün de aynı çevreler, sesleri çıkmasa da öfkeli bir şekilde sonucun sebebini başka yerde arıyorlar.
Bakın söylüyorum. Bunun faturasını CHP’ye yıktıktan sonra yarın öbür gün, kendi aralarında bu sonucun faturasını içeriden birine çıkarmak için bir “günah keçisi” arayacaklar. Bu işler hep böyledir. Asıl bu sonuçtan sorumlu olanlar bir şekilde kendilerini aklamaya çalışacaklar. CHP’yi suçlamak yetmez. Kesmez! Bu işlerde sorumluluğu olan zayıf birini bulup, bütün sorumluluğu ona yıkacaklardır. Bu işler böyle olur. Ama bu kadar uzun süre tartışa tartışa cılkı çıkarılan bir konuda bir tane “günah keçisi” yetmez.
Bu sonucun faturasını sadece CHP’ye çıkarmak, bu saatten sonra, gerçek olsa bile inandırıcı olmayacaktır. Kaldı ki, tek gerçek de bu olamaz. CHP’yi bir kibrit çöpü gibi gözünüze iyiye yaklaştırarak, karşıdaki orman gibi duran, bu sonuçta kusuru bulunan sorumlular kalabalığını görmezden gelemezsiniz.
Böyle yaparsanız sadece kendinizi kandırırsınız. Bu işler bu hale 31 Mart’ta başlayıp, 1 Nisan’da gelmedi. Öncesine ve sonrasına da bakmak gerek.
Bugün toplumdaki kaygıyı oluşturan şuuraltını, biriken rahatsızlıkları da hesaba katmak gerek. Olayları tek bir sebebe bağlamak çok ucuz bir kolaycılık olur. Bugün bu sorunu bir şekilde çözmek, eğer buzdağının su altındaki kısmını görmezden gelmeye sebeb olacaksa; bu durum, krizi erteler ve beraberinde daha büyük bir yıkım getirir.
Sorun çözülüyormuş gibi yapılırken, bunun sosyo politik, psiko sosyal maliyetini de hesaba katmak gerek. Gerçeklerin üstünü örterek çözüm üretemezsiniz. Kol kırılır yen içinde kalırsa, o kol ya kangren olur ya da çolak kalırsınız! Yöneticiler halka bu süreçteki söz ve hareketleri ile kötü bir örnek oldular. Bunun ahlaki ve sosyal bir maliyeti olacak. Hatta olmaya başladı bile.
Bu sonucun önümüze koyduğu gündem sadece sandıktaki oy hırsızlığından ibaret değil. Ve mevcut kazananlar da dahil, bundan sonra mazbatasını alacak olanları da çok zor bir süreç bekliyor.
Ne AK Parti, ne MHP, ne CHP, ne HDP, ne de İyi Parti boş durmayacak. FETÖ, PKK, BÇG’liler boş durmayacaklar. Böyle giderse, siyaset “dua ile istenen bir bela”ya dönüşecek.
Daha ilk günden, dürüst bir şekilde, hak ederek kazananlar için şöyle demiştim: Kazanırsanız Allah’ın millete hizmet için size verdiği bu fırsat sebebi ile şükür secdesi yapın. Eğer kaybederseniz, iki kere şükür secdesine kapanın, böyle bir zamanda, böyle ağır bir vebalden, “İçimizdeki beyinsizlerin” tasallutundan kurtardığı için!
Biz hayırlısını isteyelim. İstişare ve şûra yapalım. Sabredenlerden, şükredenlerden, haksızlıklara karşı direnenlerden olalım inşallah. Selâm ve dua ile..
Yazarlar
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.08.2024
5.08.2024
4.06.2024
27.05.2024
20.05.2024
5.05.2024
29.04.2024
22.04.2024
2.06.2022
7.03.2022