Abdurrahman Dilipak
“Tarih övgü ya da sövgü kitabı değildir”. Olmamalı da! Tarih her zaman “İftihar edeceğimiz” bir “Mefahir kitabı” da değildir. “Utanmalıyız” da bazan.
Düşünsenize, “Adil Ömer” o gün kız çocuğunu diri diri toprağa gömerken, helvadan puta tapıp, acıkınca yerken, daha sonra bundan neden ve nasıl utanmasın. Mekkelilerin müşrik iken, cahiliye döneminde yaptıkları elbette utançları olacaktır. Her topluluk için tarihlerinde bu tür utançların olması mümkündür. Aynı zamanda aynı toplulukta, hem utanç hem onur vesilesi işler de olmuştur. Yakın tarihimizdeki, siyasi emellerini emperyalistlerin emelleri ile şahsi çıkarlarını kapitalist çetelerin çıkarları ile tevhid eden darbecilerin yaptıkları ortada değil mi!
Doğduğumuz ana babayı, zamanı, toprağı, derimizin rengini, cinsiyetimizi de biz seçmedik.
Firavun sarayında Musalar olduğu gibi, Peygamber evinde “Hain”ler de oldu.
Kerbela bizimkilerin elleri ile gerçekleşen bir ”bela” değil mi idi. Kerbela’nın utancı hâlâ bizi yaralar.
Tarih milletlerin ortak hafızası ve tecrübeler birikimidir. O zaman yıkılan ve yükselen kavimlerin tarihlerinde bizler için ibret dersleri vardır. Yanlışları bilelim ve tekrarlamayalım, güzellikleri alalım bir ileri noktaya taşıyalım. “İbret dersi” nokta-i nazarından baktığımızda tek bir tarih vardır. O da insanlığın tarihidir. O tarih aynı zamanda “Peygamberler tarihi”dir. O tarih bu anlamda “Siyer”dir. O tarih aynı zamanda Peygamberlerle kralların savaş tarihidir. Hak ile batılın savaşıdır. Peygamberimizin Siyer’i, Siret’i, asrı saadet, 4 Halife dönemi ve İslam tarihi, hepsi “Bizim tarihimiz”dir. Bu anlamda tarih bazan bizim için güzel örnek ve iftihar vesilesi olurken, bazan bizi düşündürmeli, utandırmalı. İftihar ve utanç dengesi kurulmamış bir tarih, saf zihinleri bulandırmak için kurgulanmış bir toplum mühendisliğinden başka bir şey değildir.
Tarih, “Bizden öncekileri” anlatır. İnsan ömründe 3 önemli nokta vardır. Dün, bugün ve yarın. Nereden geliyoruz. Ne durumdayız ve nereye gidiyoruz.
Dün dünde kaldı ama etkileri devam ediyor. Dünün bilgi birikimi ve tecrübelerine muhtacız. Bugünün sorumluğu ve şahidliğimiz, gelecekle ilgili hayalimiz ve tefekkürümüz.
Hayal gerçeğin anasıdır. Bir alan ancak en az 3 nokta ile oluşturulur. Dün, bugün, yarın.
Zaman, mekan ve ben! Zamanın ve mekanın idrak ve sorumluluğuna sahip olan ben, din, akıl ve şahidliğimle nerede duruyorum, ne yapıyorum ya da ne yapmam gerek. Asıl soru bu. Bu yoksa tarih bir malumatfuruşluktan, gelecek tasavvuru ise ham hayalden öte geçemez.
Din, tarih ve geleneği magazinleştirseniz o artık sizin için bir kaynak olmaktan çıkar. Bunları magazinleştirirseniz, bugün ve geleceğinizi aydınlatan fenerleri söndürmüş olursunuz. Dününü karartanlar geleceklerini kaybederler. Hal ise şaşkın, yalnız ve çaresiz bırakır sizi.
Bakın Tv dizilerindeki magazinleştirilen hali ile bundan ibaret bir tarih, din ve sağlık algısı sizi doğru hedeflere yönlendirmez. Onlar kulağa hoş gelen içi boş, ya da karşılıksız çek gibi aldatıcı mutluluk vesilelerinden başka bir şey değildir.
Sultanların tarihi ya övgülerden ibarettir, ya da bir sultan kendi yaptıklarını ya da yapacaklarını meşrulaştırmak için geçmişten bir olayı örnek olarak meşrulaştırmak adına gerçeği saptırabilir. Hadis uyduranlar da öyle yapıyorlardı.
Tarih genel anlamda yönetenlerin tarihidir. Bir Peygamberler tarihi var bir de krallar tarihi. O da pek birbiri ile örtüşmez. Tek tarih bu değil şüphesiz. Her şeyin tarihi var. Siyasi tarih, askeri tarih, tıp tarihi, iktisad tarihi, mimarlık tarihi. Her şey din, tarih, ekonomi, siyaset, felsefe ve eğitimle ilgilidir. Hukuk birçok şeyle ilgilidir.. Düne dair ne varsa o tarihle ilgilidir. Dün dünde kalmaz aslında, dün dediğiniz, bugünün geçmişidir. Yarın dediğiniz şey de öbür günün geçmişi. Hayat, dün, bugün ve gelecek çizgisinde şekilleniyor gibi gözükse de, az önce söylediğim gibi dün sadece bilgi ve tecrübe, yarın bir hayal, bir tasavvur. Gerçek olan tek içinde yaşadığımız an’dır.
Siyaset aynı zamanda yazılı tarihi yazıyor, öğretiyor. Bu noktada her siyasi irade kendini meşrulaştırmak için tarihi maniple etmekten çekinmiyor. Gelecek tasavvurunu da buna göre şekillendiriyor. Yaşanan tarihle yazılan tarih her zaman aynı değil. Anadolu’nun fethi, İstanbul’un fethi, Çanakkale, Kurtuluş savaşı, fark etmiyor. Siyaset tarih yaptığı kadar, hem olumlu, hem de olumsuz anlamda tarih de yazıyor.
Siyaset’in ana gayesi “Maslahat” olmalı. Yani “Sulh etmek”, kriz çözmek. Maalesef bugün adına Siyaset deyin, Politika deyin ne derseniz deyin, o müessesenin başındakilerin yaptığı şey kriz çıkarmaktan başka bir şey değil. “Kontrollü bunalım stratejisi” dedikleri tekniği uyguluyor.
Bana göre “Polis” “Medine”nin karşılığıdır ve Siyasetin etimolojisine göre daha “sahih” bir anlam taşır. Ama bugün işin etimolojisinde değilim. Öte yandan; çok temiz” bir “ıstılah” olan “Maslahat”ın, birilerinin elinde “İdare-i maslahat”a dönüştürülerek nasıl sulandırıldığını biliyoruz, görüyoruz.
Oysa “Maslahat”, “ıslah” temeline dayalı “Sulhetme” sanatının adıdır. İnsanın aklı ile vicdan’ını ve bunun tabii sonucu olarak insanı insanlar ve bunun da tabii sonucu olarak insanı yaratılış gayesi olan fıtratla ve tabiatla barıştırma sanatıdır ki bu yolla biz Allah’la barışalım ve “İslam” olalım, yoksa insan Allah’la savaştadır! Bu hedefe yürürken yaratılış gayesi akıl ve vicdan buluşması ile hayat kazanan ahlak ve bunun tabii sonu olarak hikmet yolculuğu ile imana ulaşmış mutmain, şahidlik görevine aday, Allah’ın rızasının tecellisinin vesilesi olmaya aday bir mü’min kimliğine ulaşırız.
Bizi dünyaya çağıran herkes, insanı kadim yolculuğundan döndürmeye çağıran Şeytanın sözcülüğünü üstlenmiş olur bir bakıma. Dünya denilen şey sadece bizim için imtihan vesilesidir. Hakka ulaşmak için bir merdivendir. Sadece rahat, oyun - eğlence yeri değil, çaba, çile, mücahede sabır ve hüzünle yoğrulmuş bir hayat tarzıdır. Siyasi tartışmalara bakıyorum da: Ya bendensiniz ya da değil. Benden değilsen bana düşmansın. Sana para ve makam veriyorsam benden yana olacaksın. Amerika da böyle yapıyor zaten. Sonra bunlardan borç alan bir süre sonra buyruk almaya başlıyor. Daha sonra da oltaya takılan balık yem istemez biliyorsunuz. Amerika’nın ülkelere iktidarlara yaptığını muktedirler de kendi altındakilere yapıyor sanki! Kim kime yapıyorsa aslında kendine yapar. Dün CHP’lilerin bize yaptığını, bugün biz CHP’lilere yapmaya başladık. CHP’lilerin de dün bizim onlara yaptığımızı, onlar da bugün bize yapıyorlar. Bu dünya etme-bulma dünyasıdır. İnsanoğlu böyledir, bazan kendi bindiği gemiyi batırır, bindiği dalı keser, kendi hayat alanlarını yaşanmaz hale getirir.
Gerçek herkes için en iyi olandır. Evet, “Tarih övgü ya da sövgü kitabı değildir. Bir toplumun ortak hafızası ve tecrübeler birikimidir. Ders kitabıdır.” Bizden öncekilerin yaşadıkları, katlanmak, mücadele etmek zorunda kaldıkları acı tecrübeler bizim için baht kaynağı olsun diye, selâm ve dua ile.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları




































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.08.2025
26.08.2024
5.08.2024
4.06.2024
27.05.2024
20.05.2024
5.05.2024
29.04.2024
22.04.2024
2.06.2022