Abdurrahman Dilipak
Tv’de bir dizi yayınlanıyor Messiah diye. 25-30 yaşlarında biri oynuyor. Sakalı kirli sakal. Ayağında kot pantolon. Esmer, orta boylu zayıf biri. Yahudi bir anneden, Hristiyan bir babadan doğmuş. Baba illüzyonist.. İranlı.. Şam’da ortaya çıkıyor. Kur’an-ı Kerim’den ayetler okuyor. Kendine inananları Filistin topraklarına götürmek isterken bir bakıyoruz, Rusların yardımı ile Ürdün’den Amerika’ya uçmuş. CIA ve MOSSAD bu adamın peşinde. Arkasında binlerce insan.
Sahi, Yahudilerin Meşiah’ı ile Hristiyanların, hatta Katolik, Ortodoks ve Protestanların bekledikleri aynı kişilik mi? Ya da Müslüman dünyada beklenen Mesih, aynı şekilde Sufilerin, Şiilerin, Selefilerin bekledikleri Mesih birbirine benziyor mu? Bizimkiler bir de Mehdi bekliyorlar.
Nedense mesela Kitapta açıkça belirtilen, ama ayrıntı verilmeyen Dabbetül Arz, Yecüc-Mecüc, Emanet sandığının bulunması ile ilgili konular pek gündem oluşturmuyor.
Tabii bir de Amerikano Mehdi var. Belki bir de çakma Mesih çıkarılabilir.
Zaten kendini Mehdi ve Mesih olduğunu söyleyen birçok insan var dünyada!
Mesih, 2000 yıl önceki gibi mi giyinecek aceba. Saçı nasıl olacak mesela. Hangi dilde konuşacak.
Adnan Oktar bir zamanlar hem Kemalizm pazarlıyordu, hem Mehdicilik, hem Mesihiyet, hem Mason karşıtlığı pazarlıyordu, hem Darvin’e karşı bir kampanya yürütüyordu. Komünizm karşıtı idi. Hemen bütün İslam ülkelerindeki Cemaat yapıları, STK’lar ve basının kılcal damarlarına kadar girip global bir harita çıkardılar. Başka dini toplulukların, hangi coğrafyada bu olaylar karşısında nasıl tepki vereceklerinden tutun da, bir Mehdi-Mesih tartışması, farklı Mehdi ve Mesih beklentisine sahip benzeşik ve ayrışık toplulukların muhtemel davranışlarına kadar her şey not edildi. Yani tek bir “Adnan Oktar” yoktu. Malum sistem, bütün bu yapıların içine sızdı.. Bu trojanlar, izliyorlar ve provokasyona hazırlar.
Sanki Messiah dizisini toplumda bir mayalanma kullanırken, bir yandan da alerji testi gibi, dindar çevrelerin sosyal ve dini reflekslerini ölçümlüyorlar.
Bana göre Mehdi ve Mesih tartışması zamanımızın en büyük fitnesi olmaya aday bir konu.
Bizde, Nurcusu, Nakşi’si, Kadiri’si fark etmiyor, hemen hemen dini yapıların tamamında açığa vurdukları ya da gizledikleri bir Mehdi ve Mesih beklentisi var. Kimse de bu konuda çok fazla açık vermiyor. Konu “herkesin bildiği bir sır” gibi.
Yıllardır yazıyorum. Amerikano bir Mehdi ve Mesih görev bekliyor. Bu fitnenin coğrafyası Mekke, Medine, Kudüs, Şam, İstanbul, Horasan, Tahran ve Bağdat. Bu coğrafyadaki kadim metinlerde ve modern zamanlara ait yorumlardaki bütün ayrıntılar, Mehdi ve Mesih rolü oynayacak aktörlere ezberletilmiş. Mucize ve Keramet senaryoları yazılmış, suali mukadderlere verilecek cevaplar belli.
Elbette onların planı varsa, Allah’ın da bir hükmü vardır. Galip olacak olan O’nun hükmüdür. Bize şer gibi gelen bir şey de Allah hayır da murat etmiş olabilir. Tabii hayır gibi gelen şeyde de aksi bir durum olabilir.
ABD’de bu işin içinde Londra da ve tabii Vatikan da! İsrail olmadan zaten bu iş olmaz. Bu konu, Tahran ve Bağdat Şia’sının başını çektiği bir iman konusu öte yandan.
Baba Bush bölgeye gelirken Amerikan askerlerini “Mesih’in ordusu” diye selamlamıştı. İran ise bölgeye giden askerlerini “Mehdi’nin ordusu” diye selamlıyordu. Amerika’da yıllardır “Tanrıyı kıyamete zorlayan” bir Evengelik topluluğu var. Trump da onların adamı. O, Kushner, Netanyahu, Dahlan çetesi, dünki BOP senaryosu çökünce, bugün yeniden “Yüzyılın projesi” ile bu hayalleri gerçekleştirmek için el ele vermişler bölgede hazırlık yapıyorlar.
ABD’nin Mehdi ve Mesih’i eski formu yanında, esoterik özelliklerle desteklenen uydu bağlantılı Tekno-Mucizeler (!) ile geleceğe benziyor.
Evet, maddenin atom altı parçacıklarına müdahale ederek temel yapısına dokununca ve canlı organizmaların DNA ve hücre yapıları maniple edilme noktasına gelince şimdi yeni bir imkan ve tehlike ile karşı karşıya kaldık. Artık her şey mümkün. Bu süreçte insan yeniden tanımlanacak, ekonomi, siyaset, her şey. Din algısı da değişecek, insanın, hayvanın biyolojik yapısı da. Ara formlar üretilebilecek. Mesela karanfil kokulu, portakal tadında lale gibi bir sarımsağa ne dersiniz? Artık canlıların, rengi, kokusu, şekli, tadı, etken maddesi ile oynanabiliyor. Görüntüye kanmayalım. Bu nesneler için de böyle, insanlar ve siyaset için de.
Önemli olan hayata yön veren iradenin dayandığı değer ne! Hakka mı dayanıyorsunuz, Şeytana mı? Aklınız ve imanınız mı paramız ve gücümüze yön veriyor yoksa paramız ve gücümüz mü aklımızı ve imanımızı yönetiyor!?.
Sakın ola din ve devlet büyüklerinizi İlah ve Rab edinmeyin. Şeytan ve onun işbirlikçileri sizi Allah’la aldatmasın. “Çok iyi” olduğunu düşündüğünüz bir şey konusunda iki kere düşünün. Çok iyi gözüken kötüler, sıradan kötülerden daha tehlikelidir. İyi görünen kötüler Münafık kategorisindedir. “Çünkü gerçekten daha gerçek” görünen, “ıslah edicileriz” diyen ama bozguncuların “çakma hakikat”lerle insanları kandırmaya çalıştıkları bir dünyada yaşıyoruz. Katiller sürüsünün bizim bölgemizde nasıl “Demokrasi” maskesi ile terör estirdiklerini görmedik mi? Artık “Artırılmış gerçeklik” diye bir şey var. Kader, rızık ve ecel Allah’ın elinde, başka kimsenin elinde değil. Kaderinizi değiştirmekten söz edenler, sizi gelecek vaad edenlere kanmayın. Peygamberlerin bile bir gücü yok. Onlar, Allah’a, Resulü’ne ve kitaba çağırırlar. Yoksa göklerin hazinesinin anahtarı onların elinde değil. Gaybı da bilmezler. Başkalarını terbiye etmeye, onlar üzerine, onların iradesi dışında hüküm kurmaya çalışanlar aslında topluma karşı İlahlık ve Rablik taslamaktadırlar. Onlara “La” deyin.
Sigortacılar bir büyük ve kârlı iş için “çok iyi” diyorlarsa, yani hem delik, hem de peynir büyükse o işte bir hile vardır demektir. Israrla kendilerini değişik kanallardan öne çıkarmaya çalışanlar konusunda, ister iş dünyasından olsun, ister siyaset, isterse cemaat çevresinden olsun, ihtiyad edin! Fasıklar’ın ve kalemlerini kiralayan Troller’in çıkardıkları söylentilere hemen inanmayalım.
Dikkat: Biz ahir zaman peygamberinin ümmetiyiz. Fitne zamanıdır. Bir ateş nasıl altını cürufundan ayırırsa bu fitne ateşi de iman sahipleri ile küfrün müntesiblerini ayırır.
Bir işte para, cinsellik, makam ve silah sözkonusu ise, her verilen söze kanmayın. “Bana güven” diyenlere güvenmeyin. Yazın ve yanınızda adil şahidler olsun. Yoksa, Kaab b. Züheyr’in dediği gibi, “Ağuyu altun tas içre sunarlar, bal da onun suç ortağı” olur. Bu gibi durumlarda kendimizi şübhe ile koruyalım, acele etmeyelim, sabırlı olalım, istişare ve şûrayı ihmal etmeyelim. İddiaların iddiacısı olmayalım, aklımızı kiraya vermeyelim. Şeytanlara melek maskesi takan, Melekleri Şeytan gibi göstermeye kalkan her türlü Media’ın itibar cellatları ile siyaset ve din pazarlayan, kendilerinden olanları göklere çıkarırken, ötekileri yerin dibine batıran tetikçilerinin yalanlarına kanmayalım.
Firavunun sarayında “bizden”, Peygamber evinde “bize düşman” birileri olabilir. Biz haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, mazlumdan yana zalime karşı olalım. Zalim babamız da olsa, mazlum düşmanımız da olsa. İşi de ehline verelim. Adil şahidler olalım, yüzümüzü Hakk’a dönelim, Allah’ın ipine tutunalım ki, kurtuluşa erenlerden olalım. Selâm ve dua ile.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.08.2024
4.06.2024
27.05.2024
20.05.2024
5.05.2024
29.04.2024
22.04.2024
2.06.2022
7.03.2022
17.02.2022